You need to enable JavaScript to run this app.

Skip to main content

Pir Zöhre Ana 24 Aralık'ta İstanbul'da Ehlibeyt Sohbeti yaptı

Pir Zöhre Ana 24 Aralık'ta İstanbul'da Ehlibeyt Sohbeti yaptı

Administrator
Pir Zöhre Ana 24 Aralık'ta İstanbul'da Ehlibeyt Sohbeti yaptı
Oku sen dervişim biter mi sesin
Kâinat Muhammed Mustafa pirim
Kerbela ilinde Zöhre Ana yerin
Baktım ki postunda o da Ali’ymiş

Hak Muhammed Ali Ehlibeyt ve 12 İmam yolu olan Alevilik, 1500 yıldır var olan ve tarihi boyunca kendisine yönelen tüm saldırılara karşın varlığını sürdürmeyi başaran bir inanç ve ibadet yoludur.

Hak sevgisinin, saygısının, insanlığın, inancın ve ibadetin bitip tükenmeye yüz tuttuğu her karanlık dönemde İnsanlığa rehber olup yol gösterecek Evliyalar gönderilmiştir. İnsanların etnik ve mezhepsel olarak bölünmeye çalışıldığı bu karanlık dönemde de Alevi’siyle, Sünni’siyle, Kürdiyle Türküyle bütün toplumu çatısı altında toplamayı başaran ve bu insanları Mustafa Kemal Atatürk’ün sancağı altında Hak Muhammed Ali yolunda inancıyla, ibadetiyle yoğuran Pir Zöhre Ana tüm bu özellikleriyle 20’inci ve 21’inci yüzyıla damgasını vurmuştur.

Pir Zöhre Ana; Hacı Bektaş Veli’nin aşağıdaki nefesinde söylediği gibi toplumu ayrıştıran, bölen, farklılaştıran değil tam aksine Ehlibeyt ocağının son sahibi olarak toplumu kaynaştıran, Mustafa Kemal Atatürk’ün yaptığı gibi birlik ve beraberlik altında sevgi, saygı, doğruluk, dürüstlük, barış, kardeşlik, çalışkanlık, eline diline beline sahip olma gibi yüce değerler etrafında toplamıştır.

Sevgi muhabbet kaynar yanan ocağımızda
Bülbüller şevke gelir gül açar bağımızda
Hırslar kinler yok olur aşkla meydanımızda
Aslanlarla ceylanlar dosttur kucağımızda.

Pir Zöhre Ana,24 Aralık 2011 Cumartesi günü Esenyurt Erenler Eğitim ve Kültür Vakfında, Hak Muhammed Yolunun tüm güzelliklerini toplumla paylaşmak, gerçek inanç ve ibadetlerini öğretmek amacı ile Ehlibeyt sohbeti düzenledi. Katılımın yoğun olduğu bu sohbete Pir Zöhre Ana’yı ilk defa görmek için gelenlerin dışında, İstanbul’dan binlerce seveni akın akın gelerek cem evini ve konferans salonunu doldurdu.

Pir Zöhre Ana Ehlibeyt sohbetinde genel olarak aşağıdaki konulardan bahsetti.

Öncelikle cem evine gelen toplumdan merak ettikleri ve öğrenmek istedikleri konular varsa sormalarını istedi. Vatandaşlardan gelen soruları cevapladı.

1982 yılından bu yana can gözü açık olan Ermiş Zöhre Ana yıllar içerisinde çeşitli çıkar gruplarının kendisi hakkında söyledikleri mesnetsiz iftiralara cevap verdi.

Bazı Alevi yapılanmalarının Aleviliği gerçek yolundan uzaklaştırıp toplumu inanç ve ibadetten soyutlayarak; inançlarımızı egemen Sünni inancına göre yeniden tasarlamayı amaçladıklarını, Aleviliği siyasallaştırmaya çalıştıklarını, Hz.Ali ’siz ve Hz. Muhammed ’siz bir yol meydana getirme gayreti taşıdıklarını ve son dönemlerde özellikle Alevilik konusunun Kürtçülükle yan yana getirme hedeflerinin var olduğunu söyledi.

Bunların dışında Aleviliğin bugün daha farklı sorunları da ortada durmaktadır. Yüzlerce Alevi Derneği, vakfı, cem evi olmasına karşın halen bu örgütler arasında bir birlik sağlanmış değildir. Ocakzadelik, Dedelik kurumları bugün görevlerini yapamamaktadırlar. İlim irfan sahibi, inanç sahibi, topluma örnek olması gereken dedelerimiz; özellikle Alevilerin kentleşmesiyle beraber son 20 yılda Alevi toplumunu edep erkân noktasında yetiştirememişlerdir. Buradaki sorumluluk dedelerde olduğu kadar Sosyal ve toplumsal değerlerin, yaşam biçimlerinin hızla değişmesinin de etkisi yadsınamaz bir gerçektir.

Fakat dedeler bu sorunları aşmak için gayret göstermeleri gerekirken bütün bu sorunları bırakıp sürmeye çalıştıkları yolu aydınlatmak için Haktan gelen, keramet sahibi bir Ermiş olan Zöhre Ana’nın Ocak zade olup olmadığını değerlendirmektedirler. Bilmeleri gereken şu ki Evliyalar ocağın sahipleridirler, ocakzadeler ise Evliyaların gayba girmesinden (dünyasını değişmek) sonra onun soyundan gelen kişilerdir. Pir Zöhre Ana bu yüzyılda Hakkın yeryüzüne gönderdiği bir evliyadır ve Ehlibeyt ocağının dumanını tüttüren o’dur. Ermiş Zöhre Ana’nın dediği gibi:”Türbe başı beklemekle, namazla, abdestle, oruçla, şekilcilikle ve zahirdeki okumayla, kendi kendine şiir yazmakla, rüya gibi hayal âleminde yaşamakla, dedelik-babalık, şeyhlik – şıhlık yapmakla, tarikatlarda derviş olmaya çalışmakla, hiçbir inançla ve ibadetle kişi evliyalık mertebesine ulaşamaz. Evliyalarda şekilcilik aranmaz. Evliyanın ışığı, kerametleri ve gösterdiği mucizeleri Allah tarafından bildirilir ve gösterilir. Onların ışığını hiç bir zaman kimse söndüremez, sadece göç eden bedenleridir.” Aynı şekilde Hünkâr Hacı Bektaş Veli de:“Biz ölmeyiz, sûret değiştiririz” demektedir.

Alevilerin bugüne kadar gelen toplumsal ve inançsal yaşamlarında kadın erkek eşitliği dünyadaki bütün çağdaş toplumlara örnek olacak niteliktedir. Tüm dinsel ritüellerde (tören) kadın erkek birliktedir. Hacı Bektaş Veli’nin aşağıdaki şu nefesleri toplumumuza yol gösterici niteliktedir.

“Erkek dişi sorulmaz muhabbetin dilinde
Hakk’ın yarattığı her şey yerli yerinde
Bizim nazarımızda kadın erkek farkı yok
Noksanlık, eksiklik senin görüşlerinde”

Yüzyıllardır Muhammed Ali ve İnsanlık yoluna can cömertliği yaparak hizmet eden, topluma rehber olan Evliyalarımızın bu hak nefesleri ne yazık ki bugün bazı Alevi kurumları tarafından göz ardı edilerek/yok sayılarak; Alevi inançları ve kültürü erozyona ve asimilasyona uğratılmaktadır.

Cem törenlerinde kadınların başlarını organize bir şekilde kapatan, kadın ve erkekleri ayrı ayrı saflarda oturtan bu alevi kurumu/kurumları kime hizmet etmektedirler. Bu hakkı siz kimden alıyorsunuz? Ocakzade olmanız size bu hakkı veriyor mu?

Açıkça söylemek gerekirse bunlar, Alevi toplumunun içine yuvalanmış ve Alevi toplumunu Sünnileştirmek için özel görevli Truva Atlarından başka bir şey değillerdir. Yüzyıllardır Cem evinde kadın erkek ayrımı olmamıştır. Cem evinde cinsiyet yoktur “can” vardır. Keza cem evinde herkes birbirinin anası, babası, bacısı, kardeşidir. Televizyonlarda izlediğimiz cemlerin çoğu göstermelik olmaktan başka bir şey ifade etmemektedir.

Yolumuzu aydınlatacak olan dedelerimiz peki bu kabul edilemez duruma neden ses çıkarmamakta/çıkaramamaktadır ?..

Sorunun yanıtını birçok kez dedelerimizden aldık ve biliyoruz.
“Biz bunlara ses çıkartırsak ekmeğimizden oluruz.”

Alevi dernek, vakıf ve cem evi yöneticilerinin cem evlerinde tek söz sahibi olması ve kimin dede olup olamayacağına karar vermesi dedelerin de gördüğü yanlışlara ses çıkaramamasına neden olmaktadır.

Alevi toplumunun iki yakasının bir araya gelmemesinin sebebi anlaşılıyordur umarım.

Mevzu bahis Yaşayan bir Ermiş,Evliya Zöhre Ana olunca kutsal ittifaklar kurup, kara propagandaya başlayan ,toplum nezdinde haşa adını karalamaya çalışan kişi veya kurumlar öyle bir silah kullanıyorlar ki “ Ocakzadelik, cem, muharrem, abdest, namaz, semah “ gibi kutsal ve saygın kavramlar üzerinden, Hakkın, şanını giydirip gönderdiği bir Evliyaya her dönemde inançsızların ve din bezirgânlarının yaptıkları gibi haddini bilmez bir şekilde iftiralar atıp, bir Gerçeğin sesini kısmaya çalışıyorlar. Ama nafile! [COLOR=DarkGreenZöhre Ana topluma mâl olmuş bir Alevi Piri, önderidir.

Alevi toplumunun her şeyini borçlu olduğu Türkiye Cumhuriyetimizin kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’e karşı son yıllarda gittikçe artan bir şekilde hakaretler yapılmakta ve yüce Atatürk bilinçli bir şekilde Türk Milletinin ve özellikle Alevilerin nazarında haşa itibarsızlaştırılmaya çalışılmaktadır. Bu soysuzların sözde Alevilerin arasına da sızmış olması ve Yüce Atatürk ‘ün resimlerinin Cem Evlerimizden kaldırılmasına yönelik beyanatların haddini bilmez bir şekilde verilmesi ve tartışmaya açılması son derece düşündürücü bir durumdur.
Atatürk Hakkın seçerek gönderdiği bir Evliyadır ve Şahımerdan Ali’nin ruhunu taşımaktadır.

Alevilerin, Hz.Ali ve Hacı Bektaş Veli’nin resimleri arasına Atatürk’ün resimlerini asmalarının sebebi Tarih okuyan herkesin tahmin edebileceği bir konudur. Yüzyıllarca Sünni islâm şeriatından çekilen zulümler düşünüldüğünde Alevilerin Atatürk’ü sıradan bir devlet adamı olarak göremeyecekleri aşikârdır.

Aleviler Kurtuluş savaşında Ulusal Mücadelenin ön saflarında yer almışlardır. Mustafa Kemal Paşa Kurtuluş mücadelesini başlatmadan önce Alevi-Bektaşi toplumu için inanç merkezi olan Hacı Bektaş Veli dergâhını ziyaret etmiştir. O sırada postnişin olarak Cemalettin Efendi ve Salih Niyazi Baba bulunmaktaydı. Mustafa Kemal Paşa, Hacı Bektaş ilçesinin dışında karşılanmış ve bir gece misafir edilmiştir. 24 Aralık 1919 Cuma günü de Pir Hacı Bektaş Veli’nin türbesini ziyaret etmiştir.

Mustafa Kemal Paşa, TBMM açıldığında Çelebi Cemalettin Efendi Kırşehir Mebusu ve TBMM Başkan vekili olarak mecliste yer almıştır.

Atatürk’ü Dersim olaylarının sorumlusu olarak göstermek akılla ve vicdanla bağdaşmaz. Sorunun temeli feodalitedir. Çıkarlarından vazgeçmeyen ağalar,şıhlar,beyler ve kürtçü provokatörler daha önce yaptıkları tüm isyanlar gibi Dersim olaylarında da İngilizlerin kışkırtması ve desteğiyle hareket etmişlerdir. Atatürk’ün ve Cumhuriyet yönetiminin Alevilerle ilgili bir sorunu olsaydı benzer olayların Alevilerin yoğun olarak yaşadığı diğer bölgelerde de yaşanması gerekirdi !.. Ama böyle bir şey kesinlikle olmamıştır.

Dersim olaylarından dolayı Atatürk’e üstü kapalı gönderme yapanlar, aşağıdaki katliamlara katılan ve bu katliamları gerçekleştirenlerin avukatlığını yapan şahısları yıllar sonra TBMM Milletvekilliği ve Bakanlık görevi ile ödüllendirmişlerdir. Sivas’ta 35 masum canın diri diri yakılarak katledilmesine seyirci kalanlar Dersim’in hesabını nasıl sorabilirler? Bu durum trajik bir olaydır.

18 Nisan 1978 - Malatya Katliamı
24 Aralık 1978 - Maraş Katliamı
29 Mayıs 1980 - Çorum Katliamı
2 Temmuz 1993 - Sivas Katliamı
12 Mart 1995 - Gazi Katliamı



Aleviler yüzyıllarca inanç ve ibadetlerini Türkçe olarak kendi ana dillerinde yapmışlardır. Atatürk’ün Cumhuriyeti kurduktan sonra Din alanında en büyük projelerine dikkat edilirse bunların Türkçe Ezan, Türkçe Kur’an, Türkçe İbadet olarak sıralayabiliriz. Aleviler, Atatürk sayesinde kuş uçmaz kervan geçmez dağ başlarından inmiş, yerleşik hayata geçmişlerdir. Atatürk’ün laik cumhuriyeti güçlendiren devrimleri; halifeliğin, saltanatın, Şer’iye mahkemelerinin kaldırılması, dini eğitime son verilmesi, Tevhid-i Tedrisat’ın (kız erkek öğrencilerin beraber öğretim görmesi) ilan edilmesi, Kadınlara seçme ve seçilme hakkı verilmesi vb. Bütün bu devrimler Alevilerin aleyhine değil tam aksine lehine devrimlerdir.

Bilinmelidir ki ülkemizde Atatürk’ün alternatifi gericilik, hurafe, yobazlık, yoksulluk, teokratik baskı ve zulümdür. Zira ümmetten ulusal devlete, gericilikten bilime geçişin adıdır Mustafa Kemal Atatürk!
Cumhuriyet Atatürk ’süz düşünülemezse Alevilik te Atatürk’ten ayrı düşünülemez.

Pir Zöhre Ana: “ Bir damla kanım varsa o da Mustafa Kemal’in yoluna feda olsun” diyerek Alevi toplumuna Mustafa Kemal Atatürk’ün değerini çok anlamlı kelimelerle ifade etmektedir. Umarız Alevi toplumu üzerlerinde oynanan bu oyunu görür ve yolunu ve haddini bilmezlere gerekli tepkileri verirler…

Alevilerin Yası Matem orucu olarak tuttukları Hz. Hasan, Hz.Üseyin ve Hz. Ali ‘nin neden ve nasıl şehit edildikleri anlatıldı. Bu konuda özellikle, sıradan bir insanın dahi doğum ve ölüm tarihi belli ve belirli bir gün ise bu Ulu Canların yası matem günlerinin neden her yıl değiştirilerek toplumun yanlış yönlendirildiği anlatıldı.

Ehlibeyt ’in bitmeyen yası Hz. İmam Üseyin’in çektiği çileler, Hakikat Kur’anı için verdiği mücadele ve şehit edilmesi, Hz.İmam Üseyin’ in şehit edilmesinden sonra O’nun can yemeği olarak verilen Aşure Çorbasının önemi, nasıl yapılması ve paylaşılması gerektiği anlatıldı. Hiçbir insanın cenazesinin lokmasının kapı kapı dağıtmadığını, bu davranışın cenazeye büyük saygısızlık olduğu ifade edildi. Yine bu konuda özellikle Aşure’nin bir tatlı olarak görülmesinin, aşurenin kapı kapı dağıtılmasının yanlış olduğu, aşurenin kesinlikle siyaset aracı olarak görülmemesi ve buna alet edilmemesi gerektiği vurgulandı.

Ahir zaman evliyası Pir Zöhre Ana, 30 yıldır Muhammed-Ali yolunun unutulmuş unutturulmuş gerçeklerini gece gündüz insanlara aktarıp yolumuza ışık tutmakta, Ehlibeyt cemlerini yürütüp, inanç ve ibadetlerimizi anlatmaktadır.

Gerçeklerin yalnızca Gerçeklerden öğrenileceği ve gerçekleri de yalnızca Gerçeklerin bildireceği desturu ile 24 Aralık 2011 tarihinde Erenler Eğitim ve Kültür Vakfına gelerek 1 dakika bile ara vermeden 9 saat aralıksız olarak toplumu aydınlatan, yüzlerce Hak nefesini döken ve tevhitlerle,semahlarla içimizi Hak Muhammed Ali Ehlibeyt 12 İmam aşkıyla yakan; 12 İmam Evliyası, Erenlerin Şahı, Aliyel Mürteza’nın dili Pirimiz Zöhre Ana’ya ve onun şahsında gelmiş geçmiş bütün Evliyalarımıza niyaz ederiz.
Hak Muhammed Ali ve Pirimiz Zöhre Ana son nefesimize kadar sevenlerini yolundan ayırmasın. Yoluna layık insanlardan etsin.


[BNe Mutlu Zöhre Ana’yı sevenlere,[/B]
[BNe Mutlu Mustafa Kemal Atatürk’e gönül verenlere,[/B]
[BNe Mutlu Hak Muhammed Ali Ehlibeyt 12 İmam aşkıyla yananlara,[/B]

Ehlibeyt sohbetinin gerçekleşmesinde desteklerini bizlerden hiçbir zaman esirgemeyen Yüce Pirimizin değerli ailesine ; Gazi Dayı,Hasan Enişte,Selver abla ve Tülay yengeye ayrıca minnet ve şükranlarımızı sunarız.

Ayrıca emeği geçen 7’den 70’e bütün canların hizmetlerini Pirim kabul etsin ve tekrarını yaşatmayı da Hak nasip etsin…

Ehlibeyt sohbetine ait fotoğrafları görmek için tıklayınız.


Posting Freak
Pir Zöhre Ana 24 Aralık'ta İstanbul'da Ehlibeyt Sohbeti yaptı
]Bir yıl sonra adres İstanbul mekan Erenler Cemevi;coşkulu bir Aralık gecesi,deyim yerinde ise muazzam bir insan seli …

]Bu muazzam geceyi bizlere tercümansız birinci ağızdan yaşatan, ummanı deryalarda haktan alıp halka veren, asırlardan beri çağlayan serçeşmenin başı,Erenler Şah_ı

]PİR ZÖHRE ANA…

Varlığınızla onurlandık,grurlandık,şeref duyduk, bizlere Allah Muhammet Ali yolunun güzelliklerini bir kez daha nasib ettiğiniz için duacınız olduk,şükrettik niyazlarımızı arz ettik..
Yaradana şükürler olsun ki;

]Bizlere Sizin sayenizde bu güzellikler nasib olmuş kısacası Mevlam ne eylediyse güzel eylemiş…

]24 Aralık gecesi yine ezberlerin bozulduğu dağların taşların yerinden oynadığı ritüel kabul edilenlerin aslının olmadığının Hakk’ın canlı evliyası tarafından ıspatlandığı bir geceydi…

On saat süren bu muazzam sohbette Pirimiz sanki karanlığı aydınlatan ve ruhumuzu besleyip ısıtan bir güneşti.Güneşimizin, Pirimizin döndüğü her yer yıllarca ışığa güneşe hasret kalmış dehlizlerdi sanki ..

Bilgisizlikten, cahillikten,gerikalmışlıktan köreltilmiş budanmış zihniyetler ummanı deryalarla Pir nefesiyle sohbetiyle filizlendi yeşerdi ..

]Pirimiz kendisini ilk defa dinleyen insanlar için çölde binbir umutla aranan eşine çok az rastlanan bir vahaydı adeta . Bunun canlı şahitleri hepimiz idik…

Pirimizin sohbetini ilk defa dinleyen insanlarımız biz bu sohbetin dörtte birini bile ne dedelerden,ne anamızdan, ne de babamızdan işitmedik meğerse biz hiç bir şey bilmiyormuşuz yaşamamışız ki şeklindeki yorumları hala kulaklarımda…

Yıllardır kendilerini sömürenlere de ayrıca isyanları vardı isyan ettikleri kimlerdi biliyormusunuz?

]Bu insanları kör,sağır dilsize dönüştüren onların gözleri açılmasında rahatça avantamıza bakalım diye binbir tane engel koyan dedelerden başkası olamazdı tabii ki..

Yıllardır alevi insanlarını Aleviliği zehirli bir sarmaşık gibi çepeçevre sarıp sarmalayıp ışığa, güneşe,bilgiye Allah Muhammet Ali yolunun güzelliklerine hasret bırakan dedeler
Bugüne kadar gereksiz icraatlarıyla bir virüs gibi alevi insanlarının kanına girerek akıllara ve yolumuza zarar durumlarla Aleviliği yoğun bakıma sokup, fişini çekmek isteyen insanlara çanak tutanlar değil midir?

]Kapı kapı saf temiz alevi vatandaşlarını maddi manevi sömürerek “hakkullahım”’ı almaya geldim diye zorla milletin yakasına haciz memuru gibi yapışıp bahşiş toplayan yine bu dedeler değimlidir?

Bizlere T.C’ne şanıyla şerefiyle kazandığı nice zaferlerden sonra Cumhuriyeti, vatanımızı,en önemlisi de diğer düşman devletlerin karşısında şerefimizi,namusumuzu,onurumuzu ,özgürlüğümüzü bize çıkarsız bahşedip gitmiş yüce MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’ümüzün resmini indirmeye kalkan yine bu dedeler değil midir?

]Allah Muhammet Ali yolunu utanıp sıkılmadan fütursuzca “o da yol bu da yol”diyerek asfalt yolla eş tutan yine bu dedeler değilmidir?

]İcraatlarını anlata anlata bitiremediğim bu dedeleri gözlerimiz o gece aramadı değil.Haşaa arama nedenimiz kendilerine bilgilerine muhtaçlığımızdan aczimizden değildir Pir’imize şükürler olsun.

Ammavelakin;

Bugüne kadar eleştirdikleri birisiyle neden yüzyüze gelmek istemediler o da ayrı bir merak konusu …

O gece Zöhre Ana Pirimiz “dedeler ve merak edenler eleştirisi olanlar gelsin rahatça sorularını yöneltsinler ben karşınızdayım her türlü sorularınıza ve eleştirilerinize hazırım” diye gece boyunca üç dört defa duyuru yapmasına rağmen biz kimseyi göremedik maalesef…


]Bugüne kadar bir kısmı” klavye kabadayısı” olarak,bir kısmı güncel yaşamda oluşturdukları “faili meçhul”gündemlerle meşhur olma sevdasıyla hep eleştirdiler ZÖHRE ANA’yı.. Eleştiri derken bazı kendini haddini bilmezler küfür ve hakaretlerin bile ölçüsünü kaçırdı zaman zaman…

Madem eleştiri yapıyorsunuz sözler sarfediyorsunuz gelip neden erkek gibi sözünüzün arkasında duramadınız öyle ya; madem söz ağızdan çıkıyorsa söyleyeni sonuna kadar bağlar. Söz, sarfeden kişinin haysiyetidir onurudur şerefidir arkasında durabildiği sürece…

]Sözleri çoktu ama yüzleri yoktu ..

]Onların bu güvensizliği kendilerini ve icraatlarını savunamamaları halkın gözünde onları zerreden daha da ufalttı..Söylediklerine kendileri bile arkasında durup savunacak kadar inanmıyorlarsa başkası neden inansın ki…

Onlar da biliyorlardı ki oraya gelip ağızlarını açtıkları an havası boşalmış bir balondan farkları kalmayacaktı..yıllarca asimile ettikleri insanların yakalarına yapışacak olmaları korkuttu dedeleri belki de olamaz mı?..

Artık şu saatten sonra kimse onların “boş atıp dolu tutma” oyunlarını yemeyecektir..

]Yani diyeceğim odur ki dedeler;

]Fazla kendinizi yıpratmayın bazı şeyler ocakla,tüple sonradan uğraşmayla olmuyor Mevlam nasib etmedikçe,dikkat edin o ocakla önce kaşınızı kirpiğinizi ütersiniz sonra üçüncü derece yanıkla yanarsınız Allah muhafaza…

Sizler sırtınıza giydiğiniz o kürkleri önemsediğiniz sürece sadece kürklerinizle ve anılırsınız icraatlarınızla değil..

Büyüklük yaşla değil başladır der Pirimiz ZÖHRE ANA…

Büyüklük iki saz tıngırtısıyla, kağıttan kopya çekerek dua okumakla, iki deyiş söylemekle olmuyor,söylediğini yapmakla,yapabildiğini söylemekle oluyor..

]Size son sözüm;

]Sizler söylediklerinin arkasında erkekçe mertçe duramayanlar savunamayanlar;

]Okşayan elin kıymetini bilemezseniz tekmeleyen ayakları eğilip her zaman öpmeye mecbursunuz….


]O gece Er meydanıydı, Pir meydanıydı” ASLANLAR ASLANI “postundaydı…

]Peki sizler nerelerdeydiniz?????????
Biz cahil dediğimiz zaman, mektepte okumamış olanları kastetmiyoruz. Kastettiğimiz ilim, hakikati bilmektir. Yoksa okumuş olanlardan en büyük cahiller çıktığı gibi, hiç okumak bilmeyenlerden de hakikati gören gerçek alimler çıkabilir.

Mustafa Kemal Atatürk
Son Düzenleme: 28/12/2011, 03:41, Düzenleyen: SvmDoğan.
Senior Member
Pir Zöhre Ana 24 Aralık'ta İstanbul'da Ehlibeyt Sohbeti yaptı
Güzel şahım pirim Zöhre Anamın sohbetini radyodan dinlemek nasip oldu ogüzel nefeslerini ışıklarını evlerimize kadar getiren öncellikle Zöhre Anama niyaz ederim.emeği geçen tüm canların hizmetleri kabul olsun hak defterine yazılsın
Pir Zöhre Ana 24 Aralık'ta İstanbul'da Ehlibeyt Sohbeti yaptı
Erenler Şahı, Ehlibeytin sönmeyen ateşi, Pirim Zöhre Anam, varlığınızla bir kez daha bizleri onurlandırdınız. Er meydanında Hakkın ilmi deryasından halka yaydınız, Allah'tan alıp kullara dağıttınız. Karanlıklara ışık tuttunuz. Yanlışı-doğruyu gösterdiniz.Dünyamızı aydınlattınız. Bunları yaşayıp da inkar gelmek kafirlik olur. Bir kez daha gördük, yaşadık ve inandık...

Allah gönülden gelmek isteyip de gelemeyenlere, yüreğinde On İki İmam, Allah aşkını taşıyanlara, hak sevgisiyle yaşayanlara da nasip etsin. Ellerinden ayaklarından niyaz ederim yüceler yücesi Pirim.

Bir baktım gözüme Ali görünür,
Derviş olmuş Ali şalda üğünür,
Kah zahirde Kah batında dövünür,
Her bedende gelmiş ilmin övünür.

Bükülmüş bedeni bükülmüş kalkmaz,
Azrail konuşur nefesi çıkmaz,
Karalmış ışığı karalmış yakmaz,
Boşuna mı Derviş konuşur korkmaz.

Can mekanı bir oldu,
Aktı derya duruldu,
Bugün kırklar mektebi,
Zöhre Ana'dan soruldu.
PİR ZÖHRE ANA

Pirim sohbetlerinin tekrarını nasip etsin.
Ali'siz kapı açılmaz,
Veli'siz keramet olmaz,
Nebisiz posta varılmaz

ZÖHRE ANA
Junior Member
Pir Zöhre Ana 24 Aralık'ta İstanbul'da Ehlibeyt Sohbeti yaptı
pırımız zöhre anamızın nefesını radyodan bızlere ulastırsınız sımdıde nur cemalını görmeyı o güzel günü bız uzaktakılerede yasattınız.pırım sızlerden razı olsun emeklerınız bosa hızmetlerınız zaya gıtmesın hak yardımcınız olsun..sız degerlı canlara bıze güzellıklerı yansıttıgınız ıcın coooooook teskkür ederım...pırım zöhre anama nıyazım olsun kurban oldugum pırım bızı bu güzellıklerden ayırmasın bu yola layık eylesın ısıgın nefesın üzerımızden eksılmesın sahımerdan zöhre anam
Senior Member
Pir Zöhre Ana 24 Aralık'ta İstanbul'da Ehlibeyt Sohbeti yaptı
zöhre anamın sesini nefeslerini radyodan dinledik o gün ehlibeyit sevgisini acısını muhammed ali yolundaki gerçekleri yorulmadan saatlerce, saatlerce anlattı pirim allah ona ve ailesine uzun ömürler versin türkiyenin her yerinden (ankara izmir malatya çorum tokat amasya....)ve yurt dısından bir çok can girmiş pirimi dinliyordu buda zöhre anamın günes gb tüm dünyaya dogdunu evrensel oldugunu hak oldugunu gerçek oldugunu göstermezmi ne mutlu zöhre anamı bilene onun yolundan gidene pir zöhre anama niyazım olsun allah onu basımızdan eksik etmesin
Atatürk büyüktür
Ruhu Alidir
İkinci kardeşim Bektaş Velidir
Anıtkabir yerim kimder ölüdür
Alirıza Zübeyde nişan gülümdür




[SUP][/SUP] ZÖHRE ANA
Posting Freak
Pir Zöhre Ana 24 Aralık'ta İstanbul'da Ehlibeyt Sohbeti yaptı
Emeği geçen herkeslerin işleri rast gitsin PİR'im emeklerinizi araya verdirmez inşallah şefatinden inananlarını mahrum etmesin Güzeller güzeli PİR'Zöhre Anamın sohbetlerinde dua larında sabaha kadar sanki kendimi Orada hissettim çok güzel hoş görülü mükemmel bir gece idi ALLAH Cemi cümlenin yardımcısı olsun herkesin dileklerini kabul eylesin PİR'ime niyazım olsun selam ve saygılarımı sunuyorum ALLAH'ım başımızdan eksik etmesin.
Bir ismim Bektaş bir ismim Ali
Bir ismim Mustafa Kemal'im teni
Bozatlı Hızırdır vallaha Piri
Bir ismim Muhammet Mekkede yeri.

ZÖHRE ANA

İçerik sağlayıcı paylaşım sitesi olarak hizmet veren Pir Zöhre Ana Forum sitemizde 5651 sayılı kanunun 8. maddesine ve T.C.K'nın 125. maddesine göre tüm üyelerimiz yaptıkları paylaşımlardan kendileri sorumludur. Sitemiz hakkında yapılacak tüm hukuksal şikayetleri İletişim bağlantısından bize ulaşıldıktan en geç 3 (üç) gün içerisinde ilgili kanunlar ve yönetmenlikler çerçevesinde tarafımızca incelenerek, gereken işlemler yapılacak ve site yöneticilerimiz tarafından bilgi verilecektir.