Divriği’nin Anzağar köyünde yatırı bulunan Derviş Muhammet’e ölmüş bir çocuğu getirirler. Çocuk, ailenin tek evladıdır. Derviş Muhammet, çocuğu getiren kadınlara, “Çocuğu tekkeye bırakınız” der. Derviş Muhammet tekkeye gider. Ölen çocuk dirilip ağlamaya başlar. Tekkeden dönen Derviş Muhammet, “Kızlar kalkın, çocuğunuzu alın!... Kimseye bir şey söylemeden, köyünüze dönün” der. Kadınlar büyük bir sevinç içinde tekkeden ayrılıp köylerine dönerler.
Asıl adı Mehmet olan Sultan Yalıncak, Hacı Bektaş Veli’nin halifesi Pirab/Pirabi Sultan’ın oğludur. Pirab Sultan’ın Konya’da yaşadığı yıllarda veba salgını çıkar. Sutan’ın üç oğlu bu salgın sırasında vefat eder. Üçüncü oğlu Mehmet’in çocuk yaşta ölmesi, annesini çok üzer. Eşinin feryadına dayanamayan Pirab Sultan, teneşir tahtasındaki oğlunun yanına vararak ellerini gökyüzüne açar, “İlahi Yarap! Sen iki oğlumuzu aldın; elbet de veren sen idin, alan sen olacaksın. Ben sabretsem de anası, bu masum-pâk için feryat eder. Ben sabretsem de anası sabretmez, hikmetine sığındım” der ve oğlu Mehmet’e hitap ederek: “Kalk oğul, uzat elini” der. Çocuk dirilerek teneşir tahtasından kalkar. Bu olaydan sonra giyinik olmadığı için “Yalıncak” adını alır.
Derviş Muhammet ve İnsanı Diriltmek
GÖZÜM ÜZERİNİZDE !
İktidara sahip olanlar gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.
Ey Türk istikbalinin evladı! İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi, vazifen; Türk İstiklal ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!
Mustafa Kemal Atatürk
20 Ekim 1927
![[Resim: ata_imza.gif]](http://www.ataturkungencligehitabesi.com/ata_imza.gif)