Pir Zöhre Ana Forum

Tam Versiyon: Derviş Muhammet ve İnsanı Diriltmek
Şu anda arşiv modunu görüntülemektesiniz. Tam versiyonu görüntülemek için buraya tıklayınız.
Divriği’nin Anzağar köyünde yatırı bulunan Derviş Muhammet’e ölmüş bir çocuğu getirirler. Çocuk, ailenin tek evladıdır. Derviş Muhammet, çocuğu getiren kadınlara, “Çocuğu tekkeye bırakınız” der. Derviş Muhammet tekkeye gider. Ölen çocuk dirilip ağlamaya başlar. Tekkeden dönen Derviş Muhammet, “Kızlar kalkın, çocuğunuzu alın!... Kimseye bir şey söylemeden, köyünüze dönün” der. Kadınlar büyük bir sevinç içinde tekkeden ayrılıp köylerine dönerler.
Asıl adı Mehmet olan Sultan Yalıncak, Hacı Bektaş Veli’nin halifesi Pirab/Pirabi Sultan’ın oğludur. Pirab Sultan’ın Konya’da yaşadığı yıllarda veba salgını çıkar. Sutan’ın üç oğlu bu salgın sırasında vefat eder. Üçüncü oğlu Mehmet’in çocuk yaşta ölmesi, annesini çok üzer. Eşinin feryadına dayanamayan Pirab Sultan, teneşir tahtasındaki oğlunun yanına vararak ellerini gökyüzüne açar, “İlahi Yarap! Sen iki oğlumuzu aldın; elbet de veren sen idin, alan sen olacaksın. Ben sabretsem de anası, bu masum-pâk için feryat eder. Ben sabretsem de anası sabretmez, hikmetine sığındım” der ve oğlu Mehmet’e hitap ederek: “Kalk oğul, uzat elini” der. Çocuk dirilerek teneşir tahtasından kalkar. Bu olaydan sonra giyinik olmadığı için “Yalıncak” adını alır.
KARTAL58 yazdı:Divriği’nin Anzağar köyünde yatırı bulunan Derviş Muhammet’e ölmüş bir çocuğu getirirler. Çocuk, ailenin tek evladıdır. Derviş Muhammet, çocuğu getiren kadınlara, “Çocuğu tekkeye bırakınız” der. Derviş Muhammet tekkeye gider. Ölen çocuk dirilip ağlamaya başlar. Tekkeden dönen Derviş Muhammet, “Kızlar kalkın, çocuğunuzu alın!... Kimseye bir şey söylemeden, köyünüze dönün” der. Kadınlar büyük bir sevinç içinde tekkeden ayrılıp köylerine dönerler.
Asıl adı Mehmet olan Sultan Yalıncak, Hacı Bektaş Veli’nin halifesi Pirab/Pirabi Sultan’ın oğludur. Pirab Sultan’ın Konya’da yaşadığı yıllarda veba salgını çıkar. Sutan’ın üç oğlu bu salgın sırasında vefat eder. Üçüncü oğlu Mehmet’in çocuk yaşta ölmesi, annesini çok üzer. Eşinin feryadına dayanamayan Pirab Sultan, teneşir tahtasındaki oğlunun yanına vararak ellerini gökyüzüne açar, “İlahi Yarap! Sen iki oğlumuzu aldın; elbet de veren sen idin, alan sen olacaksın. Ben sabretsem de anası, bu masum-pâk için feryat eder. Ben sabretsem de anası sabretmez, hikmetine sığındım” der ve oğlu Mehmet’e hitap ederek: “Kalk oğul, uzat elini” der. Çocuk dirilerek teneşir tahtasından kalkar. Bu olaydan sonra giyinik olmadığı için “Yalıncak” adını alır.
Bilgiyi paylasimin icin tesekkürler can.Bu menkibeyi hangi kaynaktan aldigini yazarsan daha etkili ve akillarda kalici olacagina inaniyorum.SmileSmileSmile
Çok teşekkürler.
teşekkürler
Sevgili canlar "Teşekkür" gibi kısa mesajlar için teşekkür butonunu kullanırsak sitenin yükünü hafifletmiş oluruz. Forum kuralları gereği teşekkür için yazılan mesajlar silinmiştir.
sevgili can kartal 58 ilk önce bu güzel paylaşımın için teşekkür eder ve merakımdan kaynaklanarak bir sorum olacak.bu paylaşımındaki yazığın yazının bir gerçekliği var mı yoksa dilden dile gelen bir şey mi?
Murat58 yazdı:Divriği’nin Anzağar köyünde yatırı bulunan Derviş Muhammet’e ölmüş bir çocuğu getirirler. Çocuk, ailenin tek evladıdır. Derviş Muhammet, çocuğu getiren kadınlara, “Çocuğu tekkeye bırakınız” der. Derviş Muhammet tekkeye gider. Ölen çocuk dirilip ağlamaya başlar. Tekkeden dönen Derviş Muhammet, “Kızlar kalkın, çocuğunuzu alın!... Kimseye bir şey söylemeden, köyünüze dönün” der. Kadınlar büyük bir sevinç içinde tekkeden ayrılıp köylerine dönerler.
Asıl adı Mehmet olan Sultan Yalıncak, Hacı Bektaş Veli’nin halifesi Pirab/Pirabi Sultan’ın oğludur. Pirab Sultan’ın Konya’da yaşadığı yıllarda veba salgını çıkar. Sutan’ın üç oğlu bu salgın sırasında vefat eder. Üçüncü oğlu Mehmet’in çocuk yaşta ölmesi, annesini çok üzer. Eşinin feryadına dayanamayan Pirab Sultan, teneşir tahtasındaki oğlunun yanına vararak ellerini gökyüzüne açar, “İlahi Yarap! Sen iki oğlumuzu aldın; elbet de veren sen idin, alan sen olacaksın. Ben sabretsem de anası, bu masum-pâk için feryat eder. Ben sabretsem de anası sabretmez, hikmetine sığındım” der ve oğlu Mehmet’e hitap ederek: “Kalk oğul, uzat elini” der. Çocuk dirilerek teneşir tahtasından kalkar. Bu olaydan sonra giyinik olmadığı için “Yalıncak” adını alır.

Derviş Muhammed, Hz.Hasan'ın oğlu Mustafa'nın bir yaşamıdır.

Derviş Muhammed'i zamanında taşlayan,karalayan adama Derviş Muhammed 3 şey sorar

1-Deli diye kime denir
2-Hak aşıkları dağlarda niye gözyaşları döker
3-ehlibeyt2in ataşı kimde tüter,kimde yanar

bilirsen altın vereceğim , bu 3 şarta 3 damla gözyaşı dökeceksin der.Adam ne yapsa etse gözyaşı dökemez.

Derviş Muhammed,İnsanlarında ayı olabileceğini söylüyor,adam da insandan ayı olur mu diyor,mübarek de ispatlamak için başı insan,gövdesi kuş olan 3 turna kuşu beliriyor,bunlar Şahımerdan Hz.Ali, Hz.Hasan, Hz.Üseyin.
Adam onları görüyor kuşlar insan diyor,Derviş Muhammed inanmamış gibi yapıyor,adam da itoğlu itimki kuşlar insan diyor,
2.cisinde eşşekoğlu eşşeğimki kuşlar insan diyor
3.cüsünde ise ayı oğlu ayıyımki kuşlar insan diyor

insandan da ayı olabileceğini adamın kendi ağzıyla ıspat ettiriyor.

Mübarek,sağı gösterdiğinde kafir olan adam sarı öküz gördüğünü,
solu gösterdiğinde, kedi,köpek,eşek gördüğünü
arkasında ise annesini,babasını,dedesini gördüğünü söylüyor

Derviş Muhammed'de O'na ; sürü içinde öküzsün diyor,ağzını gözünü eğip felç edip altına işetiyor adamı.

Dolanı dolanı ben geldim sana
Ayı daha nasıl ola
Derviş Muhammed'dir benim adım
Şal sırtımda dolana

Memleketim Yemen türbem Divrik’te
Anhazar köyünde yatarım böyle
]Ali Şah keremdir ganiyim cemde
Sohbetim ]Muhammed sattım Erenler

bildiren Pir Zöhre Ana
.....

Diğer bir yaşanmışlık ise Derviş Muhammed'in Arguvan'ın bir köyüne gittiğinde ekmek pişiren kadının haşa ağzı kendinin olsun ;yine döşürmeye (toplamaya)geldi demesiyle göğsünde bir ağrı hisseder, Derviş Muhammed kadına dönüp, aç da göğsüne bak der, kadın bakarki göğsünde 5 parmağın izi çıkmış.