Atatürk, 1933 yılı Ocak ayının 15'inde uzun süren bir yurt gezisine çıkmıştı. Cumhuriyet, onuncu yaşına giriyordu. Memleketin dört bucağında aklın alamayacağı hızla bir kalkınma, bir silkinme ve yeniden diriliş olmuştu. Bunu yalnız Türk Milleti değil, bütün dünya biliyor, görüyordu. Atatürk, yapılan işleri bir kere daha görmek üzere önce Eskişehir’e gelmiş, buradan Bursa’ya geçmişti. Bursa’dan Gemlik’e gelen Atatürk 20 Ocak 1933 akşamı Gül Cemal Vapuru ile Bandırma’ya hareket etmişti. Balıkesir Valisi İbrahim Ethem (Akıncı), Belediye Başkanı Naci (Kodanaz), Atatürk’ü Bandırma’da karşıladılar.
Ertesi günü, 21 Ocak 1933'te Atatürk Balıkesir’e geldi. Atatürk’ün kalacağı Vali Konağı'nda bir süre dinlenen konuklar, buradan Hükümet’e, Belediye’ye, Kolordu Karargâhı'na, Cumhuriyet Halk Fırkası'na geldiler. Uğradıkları her yerde Balıkesirliler, coşkun sevgi gösterilerinde bulunuyorlardı. Atatürk, Belediye Başkanı'na:
— Balıkesirlilerin hakkımda gösterdikleri samimi duygulardan çok memnunum. Özellikle teşekkürlerimi bildirmenizi rica ederim, dedi.
Ertesi, 22 Ocak 1933 soğuk bir kış günüydü. Doğruca Lise ve Öğretmen Okulu’na gitti. Derslere girdi. Öğretmen ve öğrencilerle konuştu. Askeri Mahfel’e gelerek çay içti. Gece, hazırlanan temsili izledi. Pamukçu Köyü zeybekleri milli oyunları (bengi) oynadı. Bu oyunlara Atatürk de katıldı. Gece yarısı saat 24.00'te, Kütahya’ya gitmek üzere trene bindi.
Atatürk’ün Balıkesir’e son gelişi 24 Haziran 1934'tür. Atatürk bu gezisini İran Şahı Rıza Pehlevi ile birlikte yapmıştır. Kalabalık bir heyet halinde İzmir’den trene binen konuklar 24 Haziran 1934 günü saat 17.00'de Balıkesir’e gelmişlerdi. Büyük bir törenle karşılandılar. Şah’la birlikte Vali Konağı'na gelen Atatürk, balkondan geçit resmini izlediler. Daha sonra Necati Bey Öğretmen Okulu’nu gezdiler. Geceyi Balıkesir’de geçirdikten sonra ertesi günü sabah Çanakkale’ye hareket ettiler.
24 Haziran 1934'de Atatürk’ü karşılayanlar arasında Pamukçu Bengi Ekibi de vardı. İran Şahı Rıza Pehlevi ile beraber, İzmir üzerinden Balıkesir’e gelen Atatürk, tren istasyonunda Tevfik Göngörmüş, Ahmet Atagün ve Necip Şengül’ün de içinde bulunduğu Bengi ekibinin oyunuyla karşılanıyor. Ekibi ve oyunu çok beğendiği için huzurunda bir kaç defa oynatıyor ve takdirlerini belirtiyor. Ekibin, Atatürk ve Ali Hikmet Paşa ile birlikte çektirdiği fotoğraf maalesef günümüze ulaşmamıştır; Bu fotoğraf, istasyon önünde çekilmiştir. Bu fotoğrafta Atatürk bir elini Ahmet Atagün’ün, diğer elini de Tevfik Güngörmüş'ün omuzuna koymuştur.
Atatürk’ün emriyle gezinin devamına da katılan ekip, Balıkesir Belediyesi’nin tahsis ettiği araçla Çanakkale’ye gitmiş ve bir kaç defa Bengi oynamıştır. Bu gezi sonunda kendilerine 300 Lira hediye verilerek Pamukçu’ya gönderilirler.
1935 yılı içinde Pamukçu Bengisi ekibi, Ali Hikmet Paşa’nın davetlisi olarak Küçük Çiftlik Parkı'nda gösteri yapmak üzere İstanbul’a gider. Pamukçu ekibinin İstanbul’da olduğunu duyan Atatürk, bütün oyuncuları Dolmabahçe Sarayı'na davet eder. Dolmabahçe Sarayı'nda o dönemi ordu müfettişlerinden İzzettin Paşa’nın Dolmabahçe’de kızının düğünü yapılmaktaydı. Düğünde Atatürk de bulunuyordu.
Talip Balcan’ın Balıkesirliler Dergisi ile Zekeriya Özdemir’in Pamukçu adlı kita-bında, Tevfik Güngörmüş'ün hatıraları şöyle anlatılmaktadır:
“Düğün salonu oldukça kalabalıktır. Atatürk hemen bizi yanına çağırıyor. Sarayı gezdiriyor. Sonra bize:
— Siz dans biliyor musunuz? diye sordu.
— Hayır Paşam, dedik.
— Öğrenin, dedi.
Sustuk. Atatürk devamla;
— Bakın, dedi. Sizin memleketinizde ablanız, bacınız var değil mi?
— Var Paşam.
— İşte bunları da öyle tutacaksınız.
Tevfik Dayı atılır.
— Evet Paşam biz Türkler hepimiz kardeşiz.
Atatürk memnun Tevfik Dayı'nın sırtını sıvazlayarak: “Bravo Efe” der ve orada bulunan kızlarla hepsini dansa kaldırır. Sonra,
— Haydi bakalım, bir de sizin oyununuzu seyredelim, der.
Orta yer boşalmış, gözler bize dikilmiştir. Dans pisti pırıl pırıl kayacak gibidir.
Efelerden biri Atatürk’e;
— Paşam burası kayıyor, der. Burasının halısı kilimi yok ki?
Atatürk;
— Otuz hammal olsa da buranın halısını getiremez, ayakkabılarınızın altını ıslatın, dedi.
Ayakkabılarımızın altını ıslattık. Oyuna başladık, kaymıyordu. Oyunu bitirdiğimiz zaman salon alkıştan inliyordu.”
1936 yılında Beylerbeyi Sarayı'nda Balkan Festivali düzenlendi. Bu festivale bir çok Balkan ülkesi katılmıştı. Balıkesir Pamukçu Bengisi de bu festivale Atatürk’ün isteği ile katılmış ve yine onun huzurunda oyunlarını oynamıştı.
Bu festival anılarını Tevfik Güngörmüş şöyle anlatmıştır:
“Atatürk milli oyunları çok severdi. Bir başka karşılaşmamız da Balkan Festivali’nde ilk çıkan ekip bizdik. Oyun bitmiş bir kenarda dinleniyorduk. Atatürk yanımıza geldi.
— İçinizde bir köy türküsü söyleyecek var mı? dedi.
Trabzonlu birisi:
— Var Paşam.
— Söyle!
Trabzonlu başladı:
“Murtaza’nın bağında üç nohut,
Anne ben ölüyorum, bana Yasin okut” diye.
Atatürk’ün hoşuna gitmemişti. Sertçe:
— Bırak, dedi. Ölmeğe niyetimiz yok.
Sonra bize döndü:
— Siz, dedi, Zeynep şarkısını biliyor musunuz?
— Evet.
Hep beraber söyledik. O da bizimle beraber söylüyordu.
Sonra kendisinin iştiraki ile:
“Mendilimin uçları
Çıkamam yokuşları" türküsünü söyledik.
Atatürk Tevfik Dayı'ya:
— Kalk efe, Sarızeybek oynayalım, dedi.
Oyuna kalktık. Bana:
— Dikkat et, yanlış yapma, dedi.
Beraber Sarızeybek oynadık.”
ATATÜRK'ün EN SEVDİÄİ OYUN BALIKESİR BENGİSİ
Benim Siyasetim İnsan Sevgisidir.
Pir Zöhre Ana
Alevi Türküleri - Alevi Haber -Alevi Köyleri - Alevi Ünlüler
Pir Zöhre Ana
Alevi Türküleri - Alevi Haber -Alevi Köyleri - Alevi Ünlüler