izmirdeki PİR'imizin sohbetini anlatmaya ne kelimeler nede duygular yeter çok etkilendim ALLA'hım PİR'imizi başımızdan eksik etmesin.. fakat birşey gözlemledim kendimde dahil olmak üzere çok bilgisiziz şimdiye kadar kimse bize PİR'İMİZİN anlattıklarını anlatmadı öğretmedi.. ibadetlerimizden habersiz yaşıyoruz lütfen bilenler bizleri bilgilendirsin abdestimizi namazımızı açık açık anlatın öğrenelim..PİRİM ZÖHRE ANAM ALLAH SENİ BAŞIMIZDAN EKSİK ETMESİN

Bütün engellemelere rağmen gelen herkesin aydınlandığı, hayran kaldığı çok güzel bir sohbet gerçekleşti.

Gittiğimiz yerlerde alevilerin içinde bulunduğu vahameti gördükçe, yoldan, Pirden, alevilikten bihaber yaşadıklarını bildikçe ne kadar şanslı olduğumuzun bir kez daha farkına varıyor, Pirimiz Zöhre Ana' nın aydınladığında yürüdüğümüz için kendimizi çok şanslı hissediyoruz.

Pirim yolundan, dergahından, pençesinden ilelebet mahrum etmesin.

Niyazlarımla...

Bizlerede kısmet olur inşallah. Gidemedik ama radyodan dinlemeyi nasip etti Pir'im.
Emegi gecenlere binlerce kez teşekkür ederim....

Bir sürü fidan düşünün. Bunların çoğu güneşi gördüğünde alır yolunu gider de bir güzel yeşillenip çiçek açıp meyve verirler. Ancak bir kısım fidanlar da bazı unsurlardan dolayı gölgede kalıp hiç bir gelişme göstermeyip kurumaya yüz tutarlar. Peki burda problem güneşte mi? fidanda mı? yoksa gölge yapan unsurlarda mı?

Elbetteki problem gölge yapan unsurlardandır. İşte bugün Zöhre Ana Alevi insanlarını aydınlatıp, yeşertmek için onlara manen hayat vermek için bir güneş gibi izmir'in üzerine doğmuştur. Ancak buna karşı İzmirdeki cemevlerinin dedeleri Alevi insanlarının önünde sürekli gölge yapıp onların Zöhre Ana gibi bir güneşin ışığında faydalanmalarını önleyip Allah Muhammed Ali yolunda cahil kalıp kurumaları için, yok olmaları için ellerinden gelen her türlü sahtekarlığı yapmışlardır...

Bunu neden söylüyorum? İzmire Zöhre Ana'nın geleceğinin haberi verilmesi için bizlerden bir kaç arkadaşımız Ankara'dan kalkıp, İzmir'e cemevlerine giderek dedelerden ve ordaki diğer Alevi yetkililerinden yardım istemişlerdir. Bunun üzerine bütün cemevlerinin dedeleri ağız birliği yapıp;
]- Aman sizler merak etmeyin. Boş yere yorulmayın. Bizler İzmirdeki bütün Alevi insanlarımızı kendimiz mutlaka haberdar edip Zöhre Ana'nın geleceğini haberini veririz. ]Gerekli organizasyonu ] bizler ayarlarız. demişlerdir.

Ancak gün gelip çattığında Zöhre Ana Ehlibeyt muhabbeti için İzmire belirtilen cemevine belirtilen tarih ve satte geldiğinde bir avuç İzmirli Alevi insanı ile karşılaştık. Bu insanların bizlere kendi ağzıyla söylediklerine göre bu dedeler hiç kimseye haber vermemişlerdir. Gelen insanlar da son dakikada Zöhre Ana'nın geleceğini öğrenip yakın çevreden gelen insanlardı...

İşte ömer osman ebubekir, Allah Muhammed Ali yoluna gizliden kin tutarak, çekememezlik yaparak nasıl ki kastetmişler ise Dedeler de aynı şekilde Zöhre Ana'yı içlerindeki kin ve çekememezlikle bu son davranışlarıyla aynı şekilde yaptıkları bu sahtekarlıklarla Ehlibeyt yoluna ve Ehlibeyt muhabbetine kastetmişlerdir...

Ne yazık ki İzmir'e haksızca yapılan Gavur yakıştırması aslında tam bu dedelere çok iyi yakışmaktadır. Çünkü gavur demek aslında yabancı dilden yabancı dinden demek değildir. Asıl gavur tanımı Yoluna sırt dönen, Pirine sırt dönen Ehlibeyt yoluna yanlış yapan sahtekar insanlar içindir...
Acaba o gün içki masaları kurulmuş olsaydı yeme içme faslı yapılsaydı, dedeler yine de bu kadar kayıtsız kalabileceklermiydi çok merak ediyorum...

Bu dedeler malesef yol dedeleri değildir. Saz dedeleridir. Yol ile ilgili bilgileri olmayan, Alevi insanlarına birşeyler öğretmek gibi bir dertleri olmayan bu dedelerin tek anladığı içki masalarında iki saz tıngırdatıp, iki deyiş okutup yolllarını bulmaktır. Bunların yol adına hiç bir etkinlikleri yoktur. Bu dedelerin tek amacı insanların inançlarını sömürüp yolunu bulmaktır. Hele bir de devletten de maaş alabilirlerse demeyin keyiflerine. Oysa İmam Üseyinin yolu para için değil, yemek içmek için değil, İmam Hüseyin'in aşkı için insanlara öğretilmelidir...
　
O gün İzmirdeki Alevi kardeşlerimizin dedeler tarafından Zöhre Ana'nın İzmire geleceği ile ilgili haberdar edilmesi için dedelerden söz alınmasına rağmen cemevinin dibindeki insanların bile haberleri olmamıştır...

Zöhre Ana taa Ankaradan kalkıp İzmire gelmiş. Dedeler ise oradaki Alevi insanlarını alıp Zöhre ana'nın karşısına çıkıp da herkese Alevilik yolunda önder dedeler mi yoksa Zöhre Ana mı ispatlamaları gerekirken onlar sahtekarca kaçmayı ve gizlenmeyi seçmişlerdir. Bunun da tek sebebi Zöhre Ana'nın karşısına çıktıklarında bütün ordaki insanların dedelerin gerçek sahte yüzlerini bilgisizliklerini öğrenecek olmalarındandır...

Peki sonuç olarak ne olmuştur. Acaba dedeler insanları habersiz bırakıp engelleyerek bir başarı mı kazandılar? Yoksa Zöhre Ana onlara bu fırsatı verip Allah Muhammed Ali yolunda bir sınava mı çekti?
Acaba Zöhre Ana isteseydi başka türlü insanları haberdar edemezmiydi? Dedelere güvenmediği halde, kerametini gösterip olacakları önceden görüp İzmire giden görevli arkadaşlara;
]- Bu dedeler bakın görün insanlara haber vermeyecekler dediği halde,
neden insanların haberdar edilmesi meselesini dedelere bıraktı? Bence bu dedeler için bir sınavdı. Ve dedeler bu sınavda her zamanki gibi sınıfta kaldılar. Üstelik bu sınavın sonuçlarına da İzmirdeki Alevi kardeşlerimiz de canlı olarak şahit olmuşlardır...

O insanlar kendileri söylüyorlardı;
]-Dedeler size yalan söylemişler. Kimse ama hiç bir dede bizlere haber vermiş değildir. Bizler Zöhre Ana'nın geleceğini daha bugün bu saatte öğrendik. demişlerdir.

Ancak kimse unutmamalıdır ki tarih bütün bu sahtekarlıkları yazacaktır. Nasıl ki diğer Pirlerle ilgili bir sürü yaşanmış hikaye ve olaylar yazılıp anlatılıyorsa bizlerde bunları okuyup O Pirlere düşmanlık eden kötü insanlara lanet ediyorsak, Alevilik tarihinde de zamanı gelince bu yaşanan dedelerin sahtekarlıkları da aynı şekilde yazılıp çizilecek ve de insanlar tarafından okunup bu dedelere lanetler yağdırılacaktır. Elbetteki yağdırılan bu lanetler zamanı gelince iki cihanın sultanı olan İmam Hüseyin tarafından Hak divanında bu dedelerin karşısına çıkarılıp o yüzlerine vurulup hesabı sorulacaktır. Bundan da kimsanin kuşkusu olmasın. Bütün o dedeleri Pirimize ve yoluna havale ediyoruz...

O geceki Ehlibeyt muhabbetinde Pirimizin aynen bir öğretmenin sınıfında tek tek öğrencilerle ilgilenmesi gibi kendisini ilk defa dinlemeye gelen Alevi kardeşlerimizin sorularına tek tek cevaplandırıp namaz olsun, abdest olsun uygulamalı olarak görsel bir şekilde insanlara daha iyi anlayabilmeleri için yolumuzun ibadetlerini ayrıntılarıyla çok güzel bir şekilde anlatmıştır...

Böyle bir güzelliğe ve muhabbete ilk defa şahitlik eden insanlar
]- Bizler daha önce hiç bir dededen böyle şeyler ne gördük, ne öğrendik ne de dinledik diyorlardı.
]- Ana sen bizleri affet. Sen uzaklardan bizler için geldin. Ancak bizler san uygun bir organizasyon ve topluluk oluşturamadık. Bu seferlik haberimiz yoktu. Ancak bizler tekrar anlaşıp birbirimizi haberdar edip sizi tekrar kabul ederseniz İzmire bizleri aydınlatmanızı istiyoruz. diyorlardı.
]- Ana sizi bütün İzmirlilerin dinlemesi gerekir. Haberleri olursa sizin için bir stadyumu doldururlar diyorlardı.
　
İşte İnsanların bu ibadete açlığı ve de hasretlikleri bilgisiz dedelerin neden insanları haberdar etmeyip Zöhre Anayı dinlemelerini engellediklerini çok iyi açıklamaktadır...

Peki burda Zöhre Ana'nın bir suçu günahı varmıdır? İnsanlara yolu sevdirmesi, Ehlibeyt Oniki İmam aşkını aşılaması, İbadetleri öğretmesi, Temizliği doğruluğu ve dürüstlüğü aşılaması, İmam Hüseyin için gözyaşı dökmesi, Batını Zahire aktarması, Hz. Ali'nin ışığını yayması neden dedeleri bu kadar rahatsız etmiştir?

İşte birgün bütün Alevi insanları bu sorunun cevabını anlayacaklardır. O gün geldiğinde de bu sahtekar dedelere tekmeyi mutlaka basacaklardır. Nasıl bugün arap halkı başlarındaki menfaatçi işe yaramaz liderlerini sürgüne yolladılar ise, Zöhre Ana'nın ışığını gören bütün temiz kalpli, inançlı Alevi insanları da Ehlibeyt Oniki İmam aşkına, işe yaramaz bu sahtekar dedelerin hepsini bu kutsal Allah Muhammed Ali yolundan dışlayıp, hakettikleri kendi karanlık dünyalarına hapsedeceklerdir. İşte o gün geldiğinde bu dedeler de gelip Zöhre Ana'dan yardım dileyeceklerdir. Ancak Zöhre Ana'nın hoşgörüsü affediciliğ engindir. Pişman olup adam olup yoluna gitmek için çabalayan herkesi kucaklamaya hazırdır. Yeter ki bu dedeler iş işten geçmeden yaptıkları pislikleri ve sahtekarlıkları görüp Zöhre Ana'dan af dilesinler...

Bilinmelidir ki Zöhre Ana bağışlayıcı ve engin hoşgörülüdür...

Aslında söylenecek çok şeyler var. Ancak fazla uzatmamak adına burdan Pirimize ve Ailesine bize böyle güzellikler yaşattığı için niyazlarımızı eder mübarek ellerinden öperiz. Allah Pirimiz başımızdan eksik etmesin. Bizleri de yolundan hayırlısıyla koparmasın...

Organizasyonda emeği geçen bütün arkadaşların hizmetlerini de Pirimiz kabul etsin...

Pir'imin Sohbet Sırasında Söylediği Bir söz Kulağımda Hala Bu Yola Eşeklerle Değil Düldül ile gidilir Demişti, Şimdi Oradaki olan ve yaşadıklarımızı gördükçe Bizler Ne Kadar Şanslı olduğumuzu görüyoruz. Bin bir Donunda Biriside Zöhre Ana Olan Şah'ı merdan Ali Yolundan Ayırmasın Bizleri.

] Pirimizin İzmir'de gerçekleştirdiği Ehlibeyt muhabbeti tüm engellemelere rağmen çok güzeldi.Gerçeklerin bas bas bağırıldığı, ezberlerin bozulduğu, karanlığın aydınlandığı bir gece oldu.

]Kendine dede dedirten insanların halkın gözü açılmasın gözleri açılırsa biz kimi sömürürüz soyar soğana çeviririz telaşlarıyla yaptıkları cahillikler onları halkın gözünde daha da ufalttı.

]Çünkü serçeşmenin sabaha kadar ummanı deryaların hiç durmadan batından zahire akıp durması gerçeklerin karanlıktan aydınlığa Pir Zöhre Ana tarafından kavuşturulması artık bilgisiz insanların dedeler tarafından etkisiz hale getirilmiş olan halkın gözünü açtı.

]Artık dedelerinde şapkasını dizlerine koyup bir düşünmesi lazım biz bu topluma ne verdik ki ne istiyoruz demeleri lazım .Artık ellerini saf temiz inançlı Allah Muhammet Ali yolunun güzelliklerine susamış alevi toplumunun üzerinden çeksinler gitsinler devlete maaşlı memur olsunlar.

]Bıraksınlar alevilik üzerindan rant sağlayıp yedi göbek sülalerini kalkındırmayı.
]Alevi insanlarının en büyük ihtiyacı bilgi ve bu yolu onlara birinci ağızdan yaşatacak birisi.


]O da Pir Zöhre Ana'dır.Hak'tan Alıp halka veren ummanı deryalara dalıp batından zahire dilleşen Mustafa Kemal Atatürk'ten bir günü ayrı geçmeyen yine kendisidir.

]Dilerim ki herkes bu yolun güzelliklerini tadabilsin.Allah birlik beraberlik ve Allah Muhammet Ali yolundan ayırmasın.

Dedeler dedeler kendinize gelin ASLAN YELESİNDE BİT ARANMAZ.

Allah tekrarını bütün illere nasip eder inşallah.

1500 yıllık unutulmaya yüz tutmuş gerçekleri gün ışığına çıkarıp, Allah-Muhammed Ali sancağını çeken yüceler yücesi Zöhre Ana'mıza Allah uzun ömürler nasip etsin. Yolundan, şefaatından mahrum etmesin.