Bir çok öğretmen için, günün sonunda yorgun olmak bir yaşam biçimidir. Buna o kadar çok alışılmıştır ki nedenini sorgulamak ve daha farklı nasıl olabileceğini bile hayal etmek zor’
Öğretmen olmayan kişiler için de sadece öğretme eyleminin nasıl bu kadar yorgunluk verebileceğini anlamak zor. Ne de olsa, fiziksel güç gerektiren bir iş yok ortada. Üstelik ortada bir sürü de tatil varken’
Dünyada bundan çok daha ağır şartlarda çalışan insanlar varken, öğretmenler nasıl bu kadar yorgun olabilir ki’
Üç nedeni var’
[B]Karar Yorgunluğu ve İrade Gücü[/B]
Psikolog Roy Baumeister, tarafından ortaya atılan bir kavram var: Ego tükenmesi. Kendisi yaptığı araştırmalarla iradenin sınırlı bir kaynak olduğunu ortaya koymuştur.
Bunun anlamı, hayatınızın bir alanında kendi kendimizi sürekli kontrol altında tutmak, diğer alanlarda hayatı düzene koymada sıkıntılar doğurabilir. Ego tükenmesi teorisinin fizyolojik boyutuna baktığımızda, beyin ve beden için önemli bir besin kaynağı olan glikozun rolü ortaya çıkmıştır.
Birçok deney sonucu göstermiştir ki, öz-kontrol tükenmesi ile glikoz miktarındaki düşüş ilişkisi doğru orantılıdır. Vücutta glikoz miktarının önemli boyutlarda bilinç durumu ve karar verme mekanizmasını ciddi oranda etkilemektedir
Bir öğretmen olarak, gün boyunca kendiniz ne kadar kontrol altında tutmaya çalıştığınızı düşünün. İşitilen alaycı sözler, okul idaresinin yanlış kararları karşısında zorunlu verilen onaylamalar, ebeveynlerden gelen saygısız yaklaşımlara bir profesyonel olarak verilen cevaplar’
Kısacası, irade gücümüzü sürekli kullanmak zorundayız. Bu arada hatırlatalım, karar vermek için de irade kullanılır. Araştırmacılar bu karar yorgunluğu diyorlar. Öğretmenlerin her okul günü yaklaşık 1.500 karar aldıkları tahmin edilmekte. Tüm bunların sonucunda eve dönüşte hissedilen yorgunluğa çok da şaşırmamak gerekli aslında’
[B]Yüksek yoğunluklu duygular[/B]
Öğretmenlerin yorgunluğunun ardında yatan sürekli maruz kaldıkları, öfke, hayal kırıklığı, heyecan gibi yüksek yoğunluklu duygular. Bu arada olumlu duygular da negatif olanlarla aynı fizyolojik tepkiyi uyandırır vücudumuzda: kalp atışlarımız artar, ter bezlerimiz aktifleşir ve açlık çekeriz. Bu nedenle bu duygular  ister olumlu ister olumsuz olsun  bizi yıpratır.
Öğretmenlerin derslerinde hevesli olmaları istenir. Birçok öğretmen, etkili olabilmek için enerjik olmaları gerektiğine inanırlar. Bu doğru olabilir, ancak bunun devamında sizi yıpratacağını bilin.
[B]Endişelenmek[/B]
Şaşırtıcı olmayan bir şekilde, endişe yorgunlukla bağlantılıdır. Endişe ettiğimizde, olumsuz olayları hayal ederiz. Devamında stres düzeylerimiz yükselir ve toplamda fiziksel olarak yoruluruz.
Öğretmenler neye mi endişe duyarlar’.
- Öğrenemeyen öğrencilere konuyu nasıl öğretebilirim?
- Öğrencilerin davranış problemlerini nasıl çözebilirim?
- Ders gözlemi için gelen müdüre kendimi nasıl beğendirebilirim?
- Beklentileri yüksek ve tüm sorumluğu öğretmene yıkmış ebeveynler ile ne yapmalı?
- Okul içi yaşanan mobbing ile nasıl başa çıkabilirim?
- Fotokopi makinesi çalışmıyor ve şimdi ne yapacağım?
- Derste izlettiğim filmde geçen argo kelimeyi çocuklar eve gittiğinde ebeveynlerine söylediğinde, devamında müdürü aradıklarında ne yapmalıyım? Sonuçta, film izleme için doldurmam gereken aptal formu doldurmadım bile’.
İşte tüm bu nedenler dolayı yorgunuz: bir sürü karar verdik, yüksek yoğunluklu duygular arasında gidip geliyoruz ve çok fazla endişeleniyoruz.
Peki ama çözüm derseniz, aslında yaptığımız işi sevmekten ve çevremizdekilerin biraz empati yapmasından başka bir çözüm yok gibi’
Sibel Çağlar
matematiksel.org