You need to enable JavaScript to run this app.

Skip to main content

Mustafa Kemal'in Çocuklarıyız

Mustafa Kemal'in Çocuklarıyız

Administrator
Mustafa Kemal'in Çocuklarıyız
Atatürk'ün ilk parolası "Ya hürriyet ya ölüm" dü; Atatürkçülerin ilk ve son parolası : "Ya Garbci milliyetçilik ya ölüm!". Ya O'nun yolundan gider, yeni hayata kavuşur, yeniden şerefle yaşamaya lâyık oluruz yada ölümlerden ölüm bile beğenemeyiz.

Yaşadığımız günlerden, okuduğumuz kitaplardan, öğrendiğimiz gerçeklerden çıkardığımız sonuç şudur: Türkiye'de, yüz bu kadar yıldanberi nice büyük adamlar, nice ileri görüşlü adamlar, Türk toplumunun yeni dünya şartları içinde ayakta kalıp tutulabilmesi için, Batı medeniyetine ayak uydurmak zorunda olduğunu sezmişler, bunun uyankken rüyasını görmüşlerdir. Zaman zaman bu sezişi bilgili bir düşünceye çevirebilenler çıkmıştır. Namık Kemal gibi, Mithat Paşa gibi, Ziya Gökalp gibi bu düşünceleri işe çevirmek için çabalıyanlar da eksik olmamıştır. Türk topluluğunu yaşatmanın bu hayati şartlarını bir terkip halinde ele alan, sezişi düşünceye çıkaran, düşünceyi iş yapan tek adam, Mustafa Kemal'dir.
Diyâr-ı küfrü gezdim, beldeler kâşaneler gördüm
Dolaştım mülk-i islâmı bütün viraneler gördüm diyebilen Ziya Paşalar:



Bir gün yapacak fen şu siyah toprağı altın
Herşey olacak kudret-i irfanla inandım diye bekleşen Tevfik Fikretler,


Hep rüya görmüşlerdir; bunları bir bir hayra yoran Ziya Gökalp'ten sonra bu tekrar tekrar, başka başka görülen rüyayı bir uçtan bütün heybeti ve haşmetiyle gerçekleştirmek, Mustafa Kemale kısmet olmuştur.

Dönüp baktım benim, hep benim izlerimdidiye kendi açtığı geçitten, bütün korkutmalara ve yıldırımlara rağmen tek başına yürümek, bir büyüklük harcıdır amma o dar, o sarp, o çetin geçidi, herkesin kamaşan gözleri ve büyüyen bakışları önünde, başının üstündeki kurşunları sinek kovalar gibi elinin tersiyle iterek, herkesin geçebileceği bir ana yol haline getirebilmek, asıl büyüklüktür!...

Biz, sevgimizi, Namık Kemallerden, Tevfik Fikretlerden, Mithat Paşalardan, Ziya Gökalplerden alarak Mustafa Kemale vermiş dar görüşlü, dar kalbli kimseler değiliz. Biz onların yaptığı piramidin üstünde duran Mustafa Kemali o canlı kaidelerle birlikte, bir bütün, bir anıt olarak seviyoruz. Onlar yalnız bizim kalbimizde ve kafamızda değil, her yerde, her zamanda, Mustafa Kemal'in sayesinde anlaşılabilecek, sevilebilecek, tutunabilecek bir varlık olmuşlar. Bir takım olmaz şeyleri hayal eden meczuplar olmaktan bu sayede kurtulmuşlar; onunla hayalden hayata doğmuşlardır.

Biz yıllar süren uzun bir karanlığın içinde, yarasa olmamak azmiyle doğan, gece içinde boyuna ve boşuna göz kırpıp duran, ruhumuzu emzirecek bir güneş ışığını beklemekten yorulan zavallılar, uçsuz bucaksız kara göğün şurasında burasında parıldayan yıldızlara, ağzı açık, hayran hayran bakarken; bir de ne görelim, "Bunlar da elimizden gitti, o ışıklar söndü, hangi mumu hangi harçlıkla nereden alıp derdimize yanalım ?" diye sızlanırken birden koyu karanlığın içinden bir güneş parlamasın mı ?...

Ona nasıl Günebakan'lar gibi dönüvermiyelim, nasıl gözlerimiz kamaştıkça önünde eğilmiyelim, nasıl yanar gibi oldukça pervaneleşip ısınmaya muhtaç oldukça yakınına koşmıyalım ?...

Doğum tarihimiz kaç olursa olsun, biz 1919 doğumluyuz; doğum yerimiz neresi olursa olsun, biz Dumlupınarlıyız...

Sözün kısası, biz Mutafa Kemal çocuklarıyız...

Sade namus belâsı ve ahde vefa icabı değil; en egoistçe yaşama şartı olarak da, Atatürkçü olmaktan başka çare göremiyoruz.

Mustafa Kemal'in ilk parolası "Ya hürriyet ya ölüm" dü; Mustafa Kemalcilerin ilk ve son parolası : "Ya Garbci milliyetçilik ya ölüm!".

Ya Atatürk'ün yolundan gider, yeni hayata kavuşur, yeniden şerefle yaşamaya lâyık oluruz yahut bizi ölümlerden ölüm beğenmeye bile bırakmazlar; düşmanlar süpürmezse hayat sürükler alır gider!

Bu, parola bile değil; bu çetin ve yaman gerçeğin tâ kendisi!...

Tekrar edelim : Mustafa Kemal'le, menfaat, mevki, şu bu bakımdan bir hesabı olanlar, kanuni mirasçılarına müracaatta bulunsunlar! Bizler, fikir Mustafa Kemal'in varisleriyiz! Onun fikirlerini ve eserlerini, uyanık, tetikte, azimle bekliyoruz.

"Siz kimsiniz" diye dudak büküp soracak menfiler çıkabilir! Onlara "Biz bütün gençler" diye büyük lâf etmesek de olur. Biz bir avuç olsak da varız ve hep var olacağız!

Behçet Kemal ÇAĞLAR

***

Hilmi YÜCEBAŞ
Atatürk'ün Nükteleri Fıkraları Hatıraları

İçerik sağlayıcı paylaşım sitesi olarak hizmet veren Pir Zöhre Ana Forum sitemizde 5651 sayılı kanunun 8. maddesine ve T.C.K'nın 125. maddesine göre tüm üyelerimiz yaptıkları paylaşımlardan kendileri sorumludur. Sitemiz hakkında yapılacak tüm hukuksal şikayetleri İletişim bağlantısından bize ulaşıldıktan en geç 3 (üç) gün içerisinde ilgili kanunlar ve yönetmenlikler çerçevesinde tarafımızca incelenerek, gereken işlemler yapılacak ve site yöneticilerimiz tarafından bilgi verilecektir.