Aslında Sünni  Alevi/Nusayri kapışması, kısa araları saymazsak, bin yıldır devam ediyor. Suriye’deki çatışmaların öncekilerden tek farkı kullanılan silahlar ve kameralar.
Suriye'deki olaylar hiç de şaşırtıcı değil. Sünniler "doğal hakları" uğruna savaşıyor, insanları katlediyor ve bu sayede Küffara karşı hakimiyeti ele geçirmeye çalışıyor. Haklarında gerçek Müslüman olmadıklarına dair Fetva bulunan Aleviler ise bu akıbetten kaçınmak için mücadele veriyor ve onlarda Sünnileri katlediyorlar. Hristiyanlar belki bir kez daha kendi selametleri açısından yanlış ata oynuyorlar. Dürziler ise her zaman olduğu gibi tüm yumurtalarını aynı sepete koymayıp ikili oynuyorlar.
Suriyeli muhalifler hep sadece demokrasi isteyen barışçıl insanlar olarak gösterilse de, İnsan Hakları İzleme Örgütü aynı görüşte değil. Örgütün geçtiğimiz hafta yayınladığı rapora göre Suriyeli muhalifler de insan hakları ihlallerinde bulunuyorlar. Güvenlik güçleri mensuplarına ve ailelerine işkence yapıp infaz ediyorlar.
Esad bir reformcu değil; ne pahasına olursa olsun iktidarı elinde tutmak için herşeyi göze alan acımasız bir diktatör. Her ne kadar karşı devrimi başlatmış olsa da, Suriye'deki bu ateşi ne Esad'ın demir yumruğu ne de Annan'ın barış planı söndürebilir. Suriye'de uzun yıllar sürecek bir iç savaş olasılığı yüksek.
Esad gerçekten de tüm dünyanın gözleri önünde bu kadar insanı öldürmeye devam edebilir mi?
Evet edebilir. İran ve Rusya bölgede kendilerine bir müttefik istiyor. ABD ve AB bölgesel bir savaş paltak vermesinden korkuyor. Sadece Katar ve Suudiler bastırıyor ama buna karşın Arap Ligi, Esad'a çekilmesi için bile çağrıda bulunamıyor.
Suriye'de olup bitenler gerçekten korkunç ve sadece Esad'a bağlı güçler değil, her iki taraf da insan haklarını ihlal ediyor. Henüz adı konmamış olsa da ülke hızla bir iç savaşa sürükleniyor.
Peki ya Bahreyn? Son günlerde Bahreyn'den hiç haber gelmiyor. Sanki Bahreyn'de olaylar yatıştı ve bu ülkenin vatandaşları hep birlikte barış içinde mutlu bir yaşam sürüyor. Öyle ya, pek fazla haber gelmediği için böyle düşünmek doğal.
Bahreyn'de dengeler Suriye'dekinin tam tersi. Orada azınlık Sünniler iktidarda ve çoğunluk Şiiler baskıcı Sünni rejime karşı ayaklanmış durumdalar. Orada da insanlar sokaklarda rejim aleyhinde protesto gösterileri yapıyor ve rejim güçlerinin tank ve toplarıyla karşılaşıyor. Rejim öyle baskı uyguluyor ki, yüzlerle ifade edilse de ölü ve yaralı sayısının yaklaşık olarak ne kadar olduğu bile bilinmiyor.
Esad'ı şiddetle protesto eden ülkeler, Bahreyn rejimine ayaklanmaları bastırması için ağır silahlar satıyor. Bu ülkelerin başını da İngiltere çekiyor. Hatta İngiliz özel SAS komandoları gösteriler sırasında protestocuların elebaşlarını uzaktan vurmaları için Bahreyn ve Suudi güvenlik güçlerini keskin nişancılık eğitiminden geçiriyor.
Evet, Suriye'de olanlar tüm ülke adına bir trajedidir....Ama bu arada Bahreyn'de de Şiiler işkence görüp öldürülmekteler. Ama Batılı ülkeler burada bir sorun olduğunu düşünmüyorlar. Hatta önümüzdeki ay Bahreyn'de kan izleriyle kaplı pistte Formula 1 yarışlarının yapılmasında dahi bir sakınca görmüyorlar.
Sünni-Şii çekişmesi İslam dünyasında 1400 yıldır var olan bir kan davası; Arap Baharı adı verilen devrimlerin Kuzey Afrika'da başarılı olup da Mısır'ın doğusunda başarısız olmasının nedeni de işte bu mezhep kavgasıdır.
Türkiye Başbakanı ve Dışişleri Bakanı umutlarını Beşar Esad'ın devrilmesine bağladı ve kartlarını buna göre oynadılar. Ama Esad hala koltuğunda oturmakta ve Annan barış planı sonrasında, bir kaç ay öncesine kıyasla, olaylara daha hakim bir görüntü arz etmektedir. Türkiye, özünde mezhep kavgası olan bir savaşta taraf olmamalıdır. Olayın sadece insani boyutuyla ilgilenmelidir.
05.04.2012 Perşembe
Kaynak: cnnturk.com
Mezhep savaşları - Metin Güneş
Benim Siyasetim İnsan Sevgisidir.
Pir Zöhre Ana
Alevi Türküleri - Alevi Haber -Alevi Köyleri - Alevi Ünlüler
Pir Zöhre Ana
Alevi Türküleri - Alevi Haber -Alevi Köyleri - Alevi Ünlüler