You need to enable JavaScript to run this app.

Skip to main content

Kur'an Penceresinden Kurtuluş Savaşı'na Bir Bakış / Yaşar Nuri Öztürk

Kur'an Penceresinden Kurtuluş Savaşı'na Bir Bakış / Yaşar Nuri Öztürk

Administrator
Kur'an Penceresinden Kurtuluş Savaşı'na Bir Bakış / Yaşar Nuri Öztürk
Kur'an Penceresinden Kurtuluş Savaşı'na Bir Bakış / Yaşar Nuri Öztürk

[Resim: 24.jpg]

Elinizdeki kitap, hayatımın en büyük eserlerinden biri olan 'Kurtuluş Savaşı'nın Kur'anı Boyutları" adlı üç çalışmanın kısa bir özetidir.

80 yıldır sorulmayan ve sorulmadığı için başımıza bin türlü dert açan hayati soru şudur: İslam mirasıyla Atatürk mirası, bizim daha çok kullandığımız ifadayle, Muhammedi mirasla Mustafa Kemal mirası arasında bir çelişme var mıdır?

Elinizdeki eser bu soruya "Hayır, yoktur" cevabını veren ve bu dinsel ve tarihsel belgelerle ispatlayan ilk eserdir.

Bugün Türkiye Cumhuriyeti'ni, Kelime-i Şehadet düşmanı haçlı kodamanlar ile işbirliği halinde çökertmeye çalışan dinci ve dinsiz ekipler, bu başarılarını asla kendi zekalarıyla elde etmediler. Onların çapları buna yetmez. Onların iki büyük güç kaynağı oldu:
1. Haçlı seferlerinin Atatürk mirasını ve Türkiye Cumnhuriyeti'ni tahrip için verdikleri her türlü destek,
2. Cumhuriyetin ve Atatürk'ün savunucusu olduklarını söyleyenlerin yetersizlikleri, basiretsizlikleri ve yer yer ahmaklılkları.

Mısır'ın en büyük İslam bilginlerinden müfessir Ferit Vecdi ve müfessir Tantavi'ye göre, Türk Kurtuluş Savaşı tarihin en büyük mucizelerinden biridir ve bu yapısıyla, peygamberler tarihinin olağanüstü eylemleri arasında sayılmalıdır.

Kur'anın tek düşmanı vardır. Zulüm. Müdafaai Hukuk'un da tek düşmanı olmuştur. Zulüm.

Müdafaai tabirin bizzat kendisi, zulme karşılığın açık ifadesidir. Anadolu'nun kurtuluş ve aydınlanma mücadelesinde savaşın hedefi ve gerekçesi olarak ırk, para, bölge, renk ve hatta din gösterilmiştir. Tek gerekçe hukuktur, hukukun müdafaasıdır.

Kur'an, saldırı savaşına izin vermez. Din yaymak için de savaşa izin verilmemiştir. Tek gerekçe, zulme uğramaktır. Zulüm varsa, savaş bir insanlık borcu haline gelir. Bu insanlık borçundan kaçılmaz. Kaçanlar onursuz olur. Müdafaai Hukuk zihniyetinin savaş anlayışı işte budur.

Müdafaai Hukuk, her şeyden önce, Anadolu halklarının bağımsızlık ve kurtuluş savaşlarının ideolojisidir. Ama o aynı zamanda Anadolu aydınlanma devrimlerinin de yaratıcı ideolojisidir. Dahası var: Müdafaai Hukuk, bütün müslüman dünyanın aydınlanma çığırının da yaratıcısı öncüsüdür
Administrator
Kur'an Penceresinden Kurtuluş Savaşı'na Bir Bakış / Yaşar Nuri Öztürk
Bu kitabı aldım ve okumaya başladım.

Gerçekten Mustafa Kemal düşmanlarına kapak niteliğinde.

Atatürk'ün verdiği ulusal mücadelenin Dünya'nın hangi bölgelerinde ses getirdiğini ve Kurtuluş Savaşı Mücadelesinin Kur'an ile nasıl birebir örtüştüğünü göreceksiniz.

Lütfen Okuyun, Okutun...
Posting Freak
Kur'an Penceresinden Kurtuluş Savaşı'na Bir Bakış / Yaşar Nuri Öztürk
donanma44 yazdı:Kur'an Penceresinden Kurtuluş Savaşı'na Bir Bakış / Yaşar Nuri Öztürk



Elinizdeki kitap, hayatımın en büyük eserlerinden biri olan 'Kurtuluş Savaşı'nın Kur'anı Boyutları" adlı üç çalışmanın kısa bir özetidir.

80 yıldır sorulmayan ve sorulmadığı için başımıza bin türlü dert açan hayati soru şudur: İslam mirasıyla Atatürk mirası, bizim daha çok kullandığımız ifadayle, Muhammedi mirasla Mustafa Kemal mirası arasında bir çelişme var mıdır?

Elinizdeki eser bu soruya "Hayır, yoktur" cevabını veren ve bu dinsel ve tarihsel belgelerle ispatlayan ilk eserdir.

Bugün Türkiye Cumhuriyeti'ni, Kelime-i Şehadet düşmanı haçlı kodamanlar ile işbirliği halinde çökertmeye çalışan dinci ve dinsiz ekipler, bu başarılarını asla kendi zekalarıyla elde etmediler. Onların çapları buna yetmez. Onların iki büyük güç kaynağı oldu:
1. Haçlı seferlerinin Atatürk mirasını ve Türkiye Cumnhuriyeti'ni tahrip için verdikleri her türlü destek,
2. Cumhuriyetin ve Atatürk'ün savunucusu olduklarını söyleyenlerin yetersizlikleri, basiretsizlikleri ve yer yer ahmaklılkları.

Mısır'ın en büyük İslam bilginlerinden müfessir Ferit Vecdi ve müfessir Tantavi'ye göre, Türk Kurtuluş Savaşı tarihin en büyük mucizelerinden biridir ve bu yapısıyla, peygamberler tarihinin olağanüstü eylemleri arasında sayılmalıdır.

Kur'anın tek düşmanı vardır. Zulüm. Müdafaai Hukuk'un da tek düşmanı olmuştur. Zulüm.

Müdafaai tabirin bizzat kendisi, zulme karşılığın açık ifadesidir. Anadolu'nun kurtuluş ve aydınlanma mücadelesinde savaşın hedefi ve gerekçesi olarak ırk, para, bölge, renk ve hatta din gösterilmiştir. Tek gerekçe hukuktur, hukukun müdafaasıdır.

Kur'an, saldırı savaşına izin vermez. Din yaymak için de savaşa izin verilmemiştir. Tek gerekçe, zulme uğramaktır. Zulüm varsa, savaş bir insanlık borcu haline gelir. Bu insanlık borçundan kaçılmaz. Kaçanlar onursuz olur. Müdafaai Hukuk zihniyetinin savaş anlayışı işte budur.

Müdafaai Hukuk, her şeyden önce, Anadolu halklarının bağımsızlık ve kurtuluş savaşlarının ideolojisidir. Ama o aynı zamanda Anadolu aydınlanma devrimlerinin de yaratıcı ideolojisidir. Dahası var: Müdafaai Hukuk, bütün müslüman dünyanın aydınlanma çığırının da yaratıcısı öncüsüdür

Yaşar hocanın bu sözü ,Pir'imin kitabından alıntı gibi,birebir aynı olmasada .
Pir'im ;Hz.Muhammed ve Hz.Ali hiç bir zaman kan dökmemiştir,savaşmamıştır der.
Onlar dilleriyle,kerametleriyle insanları doğru yola getirmiştir der.

Geçenlerde de İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fak.Dekanı ,Süleymaniye Vakfı Başkanı Abdülaziz Bayındır,dinle ilgili şimdiye kadar kimsenin yapmadığını yaptı

-]Üç aylar da kandiller de yok. Bunlar bizim kültürümüzde oluşmuş şeyler; geleneksel... Kuran'da da yok Peygamberimizin sünnetinde de yok.

]Peygamberimizin kıldığı herhangi bir teravih namazı yok. Sahabenin kıldığı da yok. Peygamberimizden sonra Hz. Ebubekir döneminde de kılınmamış. Hz Ömer bakmış insanlar camiye toplanıp namaz kılıyorlar, bir imam tayin etmiş. O şekilde namazlarını kılmışlar, sonra da onun adına teravih denmiş. Ve 'Sünneti müekkede'dir diye kitaplara geçmiş. Sünneti müekkede, peygamberimizin sürekli yaptığı arada sırada terk ettiği şey demektir. Peygamberimizin hiç yapmadığı şeye sünneti müekkede dediğiniz zaman yanıltıcı oluyor

Bayındır,] kefaret orucunun da olmadığını savunarak şöyle dedi: Bir insan, özrü olmadığı sürece orucunu tutmadıysa bu kişinin yapacağı bir şey yok. Daha sonra kaza edeceği hiçbir şey yok. ]61 gün kefaret söylenir ama bunun dayanakları doğru değil. Kuran'da da Peygamberimizin sünnetinde de böyle bir şey yok. Bu kişilerin yapacağı tek şey tövbe etmek ve bir daha orucunu aksatmamak. Kefaret orucu diye bir şey yok.
Kelimelerim sistem hatasından yanlış yerden ayrılıyor...

“Çalışmadan, yorulmadan, öğrenmeden rahat yaşama yollarını aramayı itiyat haline getirmiş milletler, evvela haysiyetlerini, sonra hürriyetlerini ve daha sonra istiklal ve istikballerini kaybetmeye mahkumdurlar.”
[Resim: imza3cp.gif]


Özü bitmiş, gümanı pak olmamış,şeytana tapmış, nefsi çıkarı için arayıpta birşey bulamamış, kuyruk acısı varsa,Derviş Muhammed'in de dediği gibi" bir kılını çektiyse" Zöhre Ana, onu değerlendirmek ister aklısüre.Ehlibeyt'in meyvası bitmez, dalı budağı kurumaz,sen ne kadar kezzap dökersen dök, O'nun Zemzem çeşmesi ALİ'dir

Derviş'in HAK kelamını can kulağıyla dinliyebliyorsan yeter,firdevs bağından bir gül alabiliyor musun,O'nun ibadetine,saldığı yola,yaşatmak istediği güzelliğe canı gönülden yürüyebiliyorsan en büyük mutluluk budur.
(Pir Zöhre Ana)

İçerik sağlayıcı paylaşım sitesi olarak hizmet veren Pir Zöhre Ana Forum sitemizde 5651 sayılı kanunun 8. maddesine ve T.C.K'nın 125. maddesine göre tüm üyelerimiz yaptıkları paylaşımlardan kendileri sorumludur. Sitemiz hakkında yapılacak tüm hukuksal şikayetleri İletişim bağlantısından bize ulaşıldıktan en geç 3 (üç) gün içerisinde ilgili kanunlar ve yönetmenlikler çerçevesinde tarafımızca incelenerek, gereken işlemler yapılacak ve site yöneticilerimiz tarafından bilgi verilecektir.