Alıntıdır: ÖZGEN ACAR
Kral Karun'dan Diktatör Adayına!
Tarihte ilk parayı İÖ 7. yy'da, Salihli yakınında başkenti Sardes olan Lidya Krallığı, altın-gümüşün doğal karışımı olan "elektrum" dan bastı. Dedesinin bastığı para ile yarattığı devrim sonucunda Kral Karun dünyanın en zengin adamı oldu. O tarihten bugüne değin, kendi adına para basabilmek için egemen "devlet" olmak gerekiyor.
Anayasamızın 1. maddesinde "Türkiye devleti bir cumhuriyettir" denildikten sonra 3. maddenin son cümlesinde "Başkenti Ankara" olarak öngörülmüştür. TC'nin tek söz sahibi, başkenti Ankara'daki TBMM olan yasama organıdır. Anayasanın 87. maddesinde TBMM'ye verilen görevler arasında "...para basılmasına ve savaş ilanına karar vermek..." kuralı yer alır. Anayasaya göre "para basma" yetkisi "savaş ilanı kararından" bile önde gelir.
TC adına TBMM kararı ile parayı kim basar? Merkezi, başkent Ankara'da olan "Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB)" basar. Bu kurumun adı "Merkez Bankası" değil "Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası" dır. TCMB, 15 Haziran 1930 tarih ve 1715 sayılı yasa ile başkent Ankara'da kurulmuştur.
İki yıl önce, Devlet Bakanı Ali (gençliğinden dolayı Bebecan olarak da anılan) Babacan "Türkiye finans merkezi oluşturmak amacıyla Merkez Bankası'nın İstanbul'a taşınacağını" söyledi. Üstelik, Bebecan'ın Ankara milletvekili olduğunu da unutmayın! Öneriye şiddetle karşı çıkıldı. Tasarı önlendi sanıldı. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer 'in vetolarından dolayı geçici olarak hasır altı edildiği şimdi daha iyi anlaşılıyor. O tarihte Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı ve bugünkü hükümette Sanayi ve Ticaret Bakanı olan Zafer Çağlayan Bebecan'ın açıklamasını "şaka olarak" karşılamıştı!
ABD müstahdemi!
Bugün aynı koltuktaki bir başka genç bakan Mehmet Şimşek dosyayı aralık ayında hasır altından çıkardı. Ankara'da ABD Büyükelçilik müstahdemi, İngiliz vatandaşı, TCMB'ye atanması konusunda Sezer'den vetolu Şimşek'ten başka ne beklenir? İşin artık "şaka" değil, "kaka" olduğunu acaba sayın Çağlayan algıladı mı? Bugünkü ardılı Nurettin Özdebir , "Şimşek'i önce Londra'dan Ankara'ya taşımak gerekiyor" diyor.
"Cumhuriyet, başkent, bayrak, para basma" gibi kavramları bir çırpıda dışlayan bu girişim hakkında TC Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ne diyor: "Merkez gidecek. Kimseye danışmaya ihtiyacımız yok!" Erdoğan'ın TC Anayasası'ndan bile haberi yok. TBMM'deki milletvekilleri kim oluyor ki? Erdoğan'a göre onlar "Elinizi kaldırın deyince el kaldıran birer kukla" olmalılar.
Bugün, Almanya, Avustralya, Hindistan dışında AB'nin tüm üye ülkelerinde, ABD'de, dünyanın finans merkezi İsviçre'de, merkez bankaları hep başkentlerdedir. 2. Dünya Savaşı sonrasında ikiye bölünen Almanya'da Bonn, Batı'nın başkenti olurken, Merkez Bankası da Frankfurt'ta özellikle bırakılmıştı. Avustralya ve Hindistan'ın federal yapıları, kıtasal büyüklükleri dikkate alınarak, bölgesel dengeleri korumak amacıyla böyle bir düzenlemeye gidilmişti.
Erdoğan, TCMB'nin önerisi ve TBMM'nin oluru olmadan, İstanbul Belediye Başkanı Kadir Topbaş 'a aralık ortasında "Merkez'e yer bulun" talimatı vermiş. O da yememiş içmemiş, Merkez Bankası gibi kaymaklı kadayıfı lüplemek için yer bulmuş. Ankaralı işadamlarından tepkiler yoğunlaşınca geleceğin diktatör adayı Erdoğan "Tartışmaya gerek yok, yasa çıkartır, Merkez'i İstanbul'a taşırız. Yeri bile hazır" demiş. Anlaşılan Erdoğan'ın TBMM'deki kuklaları ellerini kaldırmaya çoktan kurgulanmışlar. TCMB'nin ardından sırayla Ziraat, Halk, Vakıf bankaları ile BDDK ve SPK de İstanbul'a taşınacakmış! Her halde ikinci aşamada, Hazine Müsteşarlığı, Maliye Bakanlığı da İstan bul'a göç ettirilerek TC'nin içine edilecek demektir. Ondan sonra sıra, paralarda Atatürk'ün resimlerinin kaldırılmasına, Erdoğan'ın resimlerinin basılmasına gelecektir.
Yoksula hayır Zengine evet
Ardından Erdoğan, Doğu'da, Güneydoğu'da, Orta Anadolu'da, işsizlikten, terörden kaçanların İstanbul'a gelmelerinde "vize" uygulamasına da başlayacaktır. Ne demişti Erdoğan: "İstanbul'a parası olan gelsin..." Ha AB, Türk vatandaşlarına bunu söylemiş, ha Erdoğan demiş! Yoksul Doğulum terörü çeksin, zengin TCMB'si İstanbul'a gelsin... Başbakanımızın "toplumsal adalet" anlayışını bundan güzel başka ne anlatabilir ki? Ankara Ticaret Odası Başkanı Sinan Aygün , göç hakkında "İstanbul'a bir kalori katkı yaratmaz, Ankara'yı bir deri kemik bırakır." diyor. İstanbul Ticaret Odası ile yeşil sermayenin karargâhı MÜSİAD başkanları göçü destekliyorlarmış. Bu göç ile Ankara'nın yıllık kaybı 1.5 milyar dolar olacakmış; kimin umurunda?
Anayasal olgular dışında, pratikte de önemli sorunların yaşanacağını TCMB'nin eski başkanları Cafer Tayyar Sadıklar, Süreyya Serdengeçti , bugünkü başkan Durmuş Yılmaz da açık seçik söylüyorlar.
1500 dönüm üzerine Anadolu yakasında kurulacak finans merkezinin faturası 1 milyar dolar olarak öngörülüyor. Bu parayı kim bulacak? Hangi bütçeden karşılanacak? Her yıl Türkiye'ye borç vermekten bıkan IMF, bu parayı karşılayacak mı? Borsanın yüzde 70'ine egemen olan yabancı yatırımcılar, bu olayı "TCMB'nin bağımsızlığına gölge düşüren, banka içinde anlaşmazlığı gösteren bir güvensizlik olarak" kabul ediyorlar. Bu parayla Doğu'da, Güneydoğu'da yatırımlar yapılsa, işsizlik önlenip kalkınma sağlansa, göç önlense, orada terör diye bir bela kalır mı?
Bu kurumlarda çalışan 6 bin görevli, tıpkı Doğu Anadolu'da zorunlu göçle yurtlarından olan köylüler gibi perişan olmayacaklar mı? Aileleri ile birlikte 20 bini aşan insanın kurulu düzenleri, üniversitedeki çocukları ne olacak? Çalışan eşlerin bölünmüşlükleri toplumsal ve ekonomik sorunlar yaratmayacak mı? Bazı görevliler İstanbul'a gitmeyip istifa edince, her halde onların yerine 2001'de siyasadan arıtılmış Merkez Bankası'na AKP kadroları yamanacak. Her ekonomist, her maliyeci; para ekonomisinden, emisyondan anlar mı? Yeni kadrolar, Bebecan-Şimşek ikilisinin kararları ile allak bullak etmek istedikleri bu kurulu bağımsız düzeni daha da bozmayacaklar mı? Trafiği felç 15 milyon nüfuslu İstanbul'a bu göç kambur üstüne kambur yüklemeyecek mi?
Altınların göçü
Ankara'da bankanın binasının altındaki milyarlarca dolar değerindeki altın, döviz rezervleri ile değerli belgelerin güvenlik içinde İstanbul'a taşınmaları sorun yaratmayacak mı? Bu güvenlik için sigortanın faturasını Erdoğan mı, Bebecan mı, Şimşek mi ödeyecek?
Bazı ekonomi yazarları, "TCMB'nin İstanbul'a taşınmasına bankanın kendisi karar vermelidir" diyorlar. Atamalar yapılmadığı için 7 kişi yerine 5 kişiyle toplanan Para Kurulu kararları ekonomiye gölge düşürüyor. Bankanın başkanı Yılmaz'ın istifa edeceği söyleniyor. İki yıl önce başlayan TCMB tezgâhını Sezer'in ileri görüşünün önlediği şimdi daha iyi anlaşılmıyor mu? Kuşkunuz olmasın... Yılmaz istifa eder, yerine bir günde atama yapılır, Çankaya yokuşunun sonuna ulaşmadan Cumhurbaşkanı kararı onayladığını açıklar. Ardından banka kararı alır, her şey kılıfına uydurulur. Sorun bankanın karar alması değildir. Sorun, TC'nin geleceği için TBMM'nin vereceği karardır. Bu konuda Ankara milletvekillerine önemli sorumluluk düşüyor. Tanrının laneti bu göçe "evet" diyen milletvekillerinin üzerinde olacaktır .
Kral Karun' dan diktatör adayına!
Konu Sahibi / Yazar
TÜLAY
Kategori / Forum
Güncel Olaylar
Yorumlar / Cevaplar
0
Okunma / Görüntüleme
2985
Kral Karun' dan diktatör adayına!
Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi