![[Resim: borsa_yabanci81.jpg]](http://www.bigpara.com/i/55big/borsa_yabanci81.jpg)
Küresel krizde yara alan bankalarda en büyük sorumluluğun kurumda olan bitenden haberi olmayan yönetim kurullarında olduğunu belirten The Value Alliance CEO'su Eleanor Bloxham'a göre Citigroup'ta da benzer bir durum vardı.
Aslı TEKİNAY / REFERANS GAZETESİ
Pazar gününü pazartesiye bağlayan gece yarısı gelen Citigroup'un kurtarıldığı haberi aslında küresel krizde sarsılan finans devlerine eklenen son halkaydı. Birbiri ardına batan ya da son anda kurtarılan bankalar, sistemi sorgulatmanın yanında bu kurumlardaki kötü yönetim uygulamalarını da gündeme getirdi. Dünyanın önde gelen kurumsal yönetim danışmanlarından The Value Alliance CEO'su Eleanor Bloxham, finans kurumlarında ve şirketlerde kurumsal yönetim hatalarından birinin yönetim kurulu ve üst yönetimin, kurumlarında varolan ve oluşması muhtemel olan riskleri görmemeleri olduğunu belirtti.
Referans'a konuşan Bloxham'a göre bu yönetim kurulları şirketlerinin neye yatırım yaptığı, ne sattığı ve bunların ne tür risklere sahip olduğu konusunda zorlu sorular sorup olan biteni anlama yoluna gitmedi. Bloxham, Örneğin Citigroup yönetim kurulu üyesi Robert Rubin bankanın, bilançosunda yer almayan mortgage tahvillerinin satışını yaptığını bilmiyordu. Çoğu şirket de yatırım bankalarından aldıkları tahvilleri anlamıyor dedi.
Değer yoksa prim de yok
Küresel krizin fitilinin ateşlendiği günden bu yana 1,5 yıla yakın bir süre geçti. Krizin tek sorumlusu olarak CEO'lar gösteriliyor ancak Bloxham, yönetim kurullarının da, kendilerini uyarabilecek olan risk yönetimi uzmanları ile düzgün ve açık iletişim kurmadıklarına, gerçek risk uzmanlarını aramadıklarına dikkat çekti.
CEO'ların aldıkları ücret ve primlere de değinen Bloxham, Primler ve ücret paketleri çoğu şirkette riskle ilişkilendirilmez ama aslında ilişkilendirilmesi gerekir. Yönetim kurullarının CEO'lardan hesap sorması şart ifadelerini kullandı. Eleanor Bloxham'a göre yönetim kurullarının CEO ve yöneticilere, sadece o yıl gelirler arttığı için verdikleri primlerde sürdürülebilir bir performanstan bahsetmek mümkün değil. Bloxham, Çünkü şirket ve hissedarlar için sürdürülebilir bir gelişme sağlanmış olduğu söylenemez. Yönetim kurullarının burada yapmaları gereken şey sürdürülebilir bir değer yaratılmadıkça primleri ödemeyi ertelemeleridir sözleriyle görüşlerini belirtti.
Bir diğer sorun ise finans kurumlarının sadece hissedarlarına değil müşterilerine karşı olan görevlerini de yerine getirmemeleri. Bloxham burada, likit olmayan finansal enstrümanları tavsiye etmek, riskleri tam olarak ortaya koymadan mortgage ve benzeri enstrümanları satmak, gücü yetmeyeceği belli olan kişilere mortgage kredisi vermek gibi örnekler verdi.
Finans kurumlarının yaptıkları işin tüm risklerini ve potansiyel kırılganlığını da yeterince göstermediklerinin altını çizen The Value Alliance CEO'su, Bilançolarda yapılan oynamalar da potansiyel risklerin saklanmasına yardımcı oldu. Enron'un bu nedenle çöküşüne rağmen hâlâ bilanço oynamaları yapılıyor dedi.
Yönetim kurulları hatalı
Kredi krizinin başından bu yana yaşananlar yalnızca CEO'ların suçu değil. Ben bunun daha çok yönetim kurullarının hatası olduğunu düşünüyorum diyen Bloxham, CEO'ların gerektiği gibi denetlenmediğini belirtti.
Yatırım bankalarında ödüllendirme ya da prim kültürünün büyük bir sorun olduğuna dikkat çeken Eleanor Bloxham, Yatırım bankalarının çoğunun gelirleri kendi tahvillerinin yaptığı işe bağlıydı. Dolayısıyla piyasalar yükseldiğinde gelirler de yükseliyordu. Ama bunun için CEO'ların ödüllendirilmesi mi gerekiyordu? Kazançları piyasanın üzerine çıkarmak adına çok fazla risk aldılar şeklinde konuştu.
Bloxham AIG'de, CEO Hank Greenburg'un yerine, onun himayesinde olan Martin Sullivan'ın getiirlmesini örnek verdi ve kültürde herhangi bir değişiklik olmadığının altını çizdi. Bu kurumların yönetim kurullarının kibirli olmayan bir şirket kültürü yerleştirmeyi beceremediklerine vurgu yapan Bloxham, CEO'lara ve yatırım bankacılarına verilen büyük ücret paketleri müşterilere herhangi bir katma değer sağlamadı dedi. Bloxham'a göre artık Wall Street'te hissedarların haklarını savunan ve etik olan işler yapılmıyor.
Krizde medyanın da payı var
Son olarak Wall Street ve finans sektörünün genelinde yaşanan başarısızlıkta ana hissedarların katkı olduğunu belirten Bloxham Bundan birkaç yıl önce ABD'de ve başka ülkelerdeki büyük yatırımcılara yatırım bankalarının ve diğer finans kurumlarının yönetim sorunları olduğunu ve bununla ilgilenmeleri gerektiğini söylemiştim. Ancak bazı büyük şirketlerin hissedarları kardeşlerinin peşinden gitmek, onları incelemek istemediler yorumunu yaptı.
Ayrıca yaşanan krizde bence medyanın da payı var. Şirketlerin mali bilgilerini yeterince derinlemesine incelemedi diyen Bloxham, bu krizin diğerlerinin anlamasını ve dinlemesini sağlamaya çalışanları daha da cesaretlendireceğini umduğunu belirtti. Bloxham ayrıca bir uyarıda da bulundu; Hissedarlar ve yönetim kurulları yeterince acı çekip bilinçlenmedikçe 'daha fazla kâr daha fazla ücret demektir' ilkesi değişmeyecektir.
AVRUPA ABD'YE GÖRE ŞANSLI
Avrupa'da da benzer hatalar yapıldı ama Avrupa'nın bir avantajı (ya da dezavantajı) var; bu da daha eski bir kültüre sahip olması ve risk alma konusunda daha dikkatli davranması. Pek çok Avrupalı'da her şey hallolur gibi bir ABD'li kovboy mantığı yoktur. Çok sayıda finans kurumunda ABD kibirli yönetim takımları oluşturmuştur ve bu takımlara hissedarlara ve müşterilere sağladıkları değerin üzerinde ödemeler yapılır. Avrupa'da da ödeme sorunu vardır ama bu kadar büyük değildir.
ABD değerler sistemi son 30 yıldır neredeyse tamamen para kazanmaya, yani materyalizme odaklanmıştır. Yönetim kurulları ve hükümetler kültürlerinin bir parçası olan bu tür kötü diye nitelenebilecek davranışlarla güçlü bir şekilde savaşmak zorundadır.
HÜKÜMETLERE DE GÖREV DÜŞÜYOR
Günümüzde CEO'ların artık kendilerini dikkatlice incelemeleri ve uygulamalarını elden geçirmeleri gerekiyor. Yönetim kurullarının CEO'ları yapılanlardan ve sonuçlarından sorumlu tutmaları şart.
Yönetim kurullarının kurumlarının kültürüne odaklanmaları, ücretler ve ödüllendirme sistemleri ile verdikleri mesajlar konusunda hassas olmaları gerekiyor.
Hükümetler de kamu malları ve özel mallar arasındakia ayrımı yeniden gözden geçirmeli ve şirketleri vatandaşların geneline zarar verecek eylemlerden uzak tutmanın yollarını araştırmalı. Hükümetler şirketlere iyi günlerde de destek olmalı, her şeyden sadece yöneticileri değil yönetim kurulunu da sorumlu tutmalı ve riskleri daha etkin bir şekilde yönetmeli.
Ayrıca bu krizde yaşananlar gibi durumların tekrarlanmaması için daha iyi mekanizmalar geliştirmeliler. Bunun için de sadece uzmanlara değil resmin bütününü gören düşünürlere de ihtiyaç var. Bir de, hükümetler vatandaşlarını alınan kararlar hakkında bilgilendirmesi, finans hakkında fikir sahibi olmanın önemini anlatması gerekiyor.