You need to enable JavaScript to run this app.

Skip to main content

İnanç Boyutunda Toprak ve Ağacın Önemi

İnanç Boyutunda Toprak ve Ağacın Önemi

Posting Freak
İnanç Boyutunda Toprak ve Ağacın Önemi
[URL="http://www.istanbulgazetesi.com.tr/haberler.php?kyID=1560"] ]Toprak ve ağaç
[/URL]

Halk şiirimizde toprak alçak gönüllülüğünde simgesidir. Pir Sultan'ın iki ayrı şiirini şöyle yansımış:
"Türap olup düştüm toza
İncinme gönül incinme
Tahammül eyle her söze
İncinme gönül incinme

Türaplık cümlenin başı
Üstüne atarlar taşı
Daim çiğnenmektir işi
İncinme gönül incinme
........"
Pir Sultan bir başka deyişinde şöyle söylemekte:

Bakmaz mısın yeryüzünde bostana
Özün turap etmiş kendi mestane
Burda alçak olan orda üstüne
Gel gönül yerlerden alçak olalım

Alçaklık dediğin iyi bir şeydir
Erden evliyadan kalma bir huydur
Toprağı sorarsan atası nurdur
Gel gönül yerlerden alçak olalım

Toprak iyi dedi Hak onu öğdü
Erenle evliya topraktan geldi
Kulun nasibin topraktan verdi
Gel gönül topraktan alçak olalım

Uzayan ağaçlar göğe değmedi
İblis benlik ile menzil almadı
Topraktan gayrıya nazar olmadı
Gel gönül yerlerden alçak olalım

Pir Sultan'ım topraktadır nazarım
Elim'alıp aşk kitabın yazarım
Ne ararım dağda taşta gezerim
Gel gönül yerlerden alçak olalım

Eski Türk inanışlarından yansıyan kutsallıklardan birisi de ağaç ve ormanla ilgili...
Şamani Türklerin kutsal ağacı kayın ağacı. Çocuğu olmayan kadınlar bu tür ağacın altında dua ederlermiş. Evliya Çelebi Kuzey Kafkasya'da ağaca tapan insanları anlatıyor. Diyor ki
"Her yıl bu ağacın altına gelip yiyip içip giderler. Elbette ki bu ağacın yöresinde nice kez yüz bin balmumu ve yıl mumu yakıp her gece çerağan edip yanlış töreleri üzere ağaca taparlar. Yanlış inançları üzere ağaca demir kakarlar ki her kim bu ağaçta bir iz olursa ağaç bu adamı unutmayıp cehennem sıkıntısına komaya ve şefaat edip kurtara." (cilt 7. Sayfa 740)
Dede Korkut Kitabında Basat" Atam adını sorarsan devletli kaba ağaç" demekte. Dokuz Oğuz destanında Tuğla ve Selenga ırmaklarının arasındaki bir adacıkta çam ve hus ağacının üze rine inen ışıktan Dokuz Oğuzlar türemişlerdir. Oğuz destanında bir ağaç kovuğunda doğan çocuğa Kıpçak adı konmuş.
Hacı Bektaş Veli Velayetnamesi'nde Hazret-i Pir kendisini kuşatanlardan kurtulmak için Hırka Dağı'ndaki ardıç ağacına sığınır. Ağaç dalları ve yapraklarıyla Hazret-i Pir'i saklar. Gelenler kendisini göremezler. Hacı Bektaş orada kırk gün çile çıkarır. O ağaç o gün bugündür kutsanmakta.
Bugünkü Anadolu'da ağaç kültü Tahtacılar ve Yörükler arasında yayılmış. Tahtacıların tarihteki adları Ağaç Eri'dir. Bu addan da anlaşılacağı üzere, geçimlerini orman işleyerek sağlamaktalar.
Bugün bile onlar Muharrem ayında kesinlikle ağaç kesmezler. Yeniden ise başladıklarında ağaçlara dua ederler. Onların özellikle tek ağaçları kutsadıklarını görmekteyiz.
"Dede Korkut hikayelerinde dağ, su, ağaç kültü açık olarak göze çarpmakta. Dirse Han oğlu Boğaç Hikayesinde anası oğlunun başına gelen felaketi dağ ruhundan bilmiş olacak ki "otların bitmesin, suların akmasın, geyiklerin taşa dönsün" diye dağa sesleniyor.
Dede Korkut hikâyesinde kâfirler Uruz'u asmak için bir ağacın dibine götürürler. Uruz Bey aman isteyip ağaca seslenmiş.

Ağaç ağaç dersem arlanma ağaç!
Mekke ile Medine'nin kapısı ağaç!
Musa Kellimin asası ağaç;
Büyük büyük suların köprüsü ağaç;
Kara kara denizlerin gemisi ağaç,
Şahı merdan Ali'nin Düldülünün eyeri ağaç;
Er olsun, avrat olsun, korkusu ağaç;
Başını alıp bakacak olsam başsız ağaç;
Dibini alıp bakacak olsam dipsiz ağaç;
Beni sana asarlar taşıma ağaç!
Eğer taşıyacak olursan gençliğim seni tutsun ağaç!
Kara hinli kullarıma buyuraydım,
Seni bölük bölük doğruya idiler ağaç!"

Dede Korkut'un izinin Pir Sultan'da da sürdüğünü görüyoruz. Pir Sultan, ağaca kem gözle bakılmasına dayanamaz. Sarı tamburasının aslının ağaç olduğunu, ağaç derse gönüllenmemesi gerektiğini, zira kırmızı gülün de ağaçtan olduğunu ve Hasan Hüseyin'in beşiğinin de ağaçtan olduğunu ekler:

Ol benim sarı tanburam
Senin aslın ağaçtandır
Ağaç dersem gönüllenme
Kırmızı gül ağaçtandır

Ali Fatma'nın yari
Ali çekti Zülfikar'ı
Düldül atının eğeri
O da yine ağaçtandır

Ali gitti Hakk'a yetti
Zülfikar'ı derya yuttu
Sa'd-i Vakkas bir ok attı
O da yine ağaçtandır

Nurdandır Kabe eşiği
Cihanı tuttu ışığı
Hasan Hüseyin'in beşiği
O da yine ağaçtandır

Yeter Pir Sultan'ım yeter
Dertlilere derman katar
Türlü türlü meyve biter
O da yine ağaçtandır
Ağaca karşı söylenen bu sözlerde Musa Kellim, Şah-ı Merdan Ali gibi sözler çıkarıldığında, Altaylı Şamanların kutsal ağaçlar için söyledikleri ilahiler karşımıza çıkacaktır.

]Alıntı: Güncelleme: 20:39, 26.06.2012
[COLOR=#666] Ahmet Özdemir
[COLOR=#0e774a]www.istanbulgazetesi.com.tr
Kurtuluş savaşını yapan
Atatürk'tür senin Atan
Allah'ın aslanı çıkan
O da Ali'dir Zöhre Ana
Member
İnanç Boyutunda Toprak ve Ağacın Önemi
Agaçlar insanlık için çok büyük vazifeler görüyorlar. Onlarda nefes alan birer canlı ve bu nedenle saygı ve sevgi gösterilmesi gereken bir unsur bana göre. Agaca ve topraga saygısı sevgisi olmayanın Yaratıcıyada saygısı olmaz bence...

Konuyla ilgili büyük önderinde bir anısı paylaşmak istiyorum.

"O günün Ankara’sı kurak, çorak bir köy. Çankaya’dan meclise gelirken yol üzerinde sadece ama sadece bir tek iğde ağacı varmış. Atatürk o iğde ağacının önünden geçişlerinde arabasını durdurur, iner ve o iğde ağacına selam verirmiş. “Aman demişler paşam ne yapıyorsunuz böyle?”, “Eee o demiş yediğim meyvenin, sığındığım gölgenin, soluduğum havanın bir neferi. En az diğer neferler kadar bunun da selama hakkı var”."

Ayrıca konuyla alakalı başka bir hususta bu alanda yapılan bilimsel çalışmalar. Bazı bilim adamları Bitkilerin hissedebildigini, bitkilerin insan düşüncelerine ve heyecanına uzak mesafelerden cevap verebildigini, hatta bazen çok uzak mesafelerden bile cevap verdigini düşünmektedirler. Bu konuda deneyler yapılmış ve başarılı sonuçlar elde edilmiştir. Hata bitkilerin çevresinde gelişen olayları kaydettigi bile düşünülmektedir. Saygılarımla....

İçerik sağlayıcı paylaşım sitesi olarak hizmet veren Pir Zöhre Ana Forum sitemizde 5651 sayılı kanunun 8. maddesine ve T.C.K'nın 125. maddesine göre tüm üyelerimiz yaptıkları paylaşımlardan kendileri sorumludur. Sitemiz hakkında yapılacak tüm hukuksal şikayetleri İletişim bağlantısından bize ulaşıldıktan en geç 3 (üç) gün içerisinde ilgili kanunlar ve yönetmenlikler çerçevesinde tarafımızca incelenerek, gereken işlemler yapılacak ve site yöneticilerimiz tarafından bilgi verilecektir.