You need to enable JavaScript to run this app.

Skip to main content

ilginc bir kerbela anlatimi....Yor um sizin

ilginc bir kerbela anlatimi....Yor um sizin

Senior Member
ilginc bir kerbela anlatimi....Yor um sizin
Bilindiği üzere Hz.Hüseyin, Peygamber Efendimiz'in küçük torunları idi. Efendimiz'in
çok sevdiği ve çevresindekileri de sevin dediği bu küçük sahabe ve ağabeymisi Hz.Hasan hakkında Peygamber Efendimiz; "-Şu benim oğullarım Hasan ile Hüseyin,Cennet gençlerinin efendileridir.Babaları da onlardan daha hayırlıdır."


Efendimiz (s.a.v), birgün Hasan ile Hüseyin güreş tuttuklarında Hasan'a yardım
eder. Fatıma validemiz: "-Babacığım Hasan yaşça ve kuvvetçe büyüktür,denk
olması için Hüseyin'e yardım etmeniz gerekmez mi?"diye sorunca,

Resulullah (s.a.v):"-Kızcağızım ! Baktım Cebrail Hüseyin'e yardım ediyor, o yüzden Hasan'a yardım ettim." buyurur.


Birgün Hz.Hüseyin, ev ehliyle sofradayken yemek getiren hizmetli,sıcak yemeği
kazara İmam'ın başına döker. Resulullah'ın (s.a.v) manevi sofrasından deruni
terbiye almış bu büyük insan canı yanmasına rağmen hizmetçinin yüzüne sertçe
bakar. Bundan cesaretlenen bu akıllı şahıs " öfkesini yenenleri
sever."ayetini okuyuverir. (Al-i imran 134).Ayet karşısında sararan koca imam;"-Öfkemi yendim kardeşim !"der. Bu cevaptan daha da cesaretlenen hizmetli talebindeki ısrarlı dilenci gibi bir ayetle karşılık
verir." afedenleri sever."(Al-i imran 134 )


İmam Kuran emrine uymenın hazzını iliklerine kadar alırcasına o da manevi zevkin
zirvelerinde "-Seni afettim kardeşim"der. Artık hizmetli efendisinin
eşref saatini yakalamış ve bırakma niyetinde değildir taleb ettiği şeye bir cümle kalmıştır ve noktayı koyar." ihsan edenleri sever" (Al-i
imran 134) cömertlikle emrolunmuş bir Nebi'nin(s.a.v) torunu elbette cömertlikte
zirveyi yakalar ve asıl noktayı koyar."-Git kardeşim işini rast getirsin seni azad ettim"

Hz.Hüseyin ile alakalı misallari çoğaltabiliriz. İşte bu pak neslin devamını
sağlayacak bu güzel insanın başına ileride zahiren olumsuz olaylar meydana gelecektir.
Dört Halife dönemi sonrasında Halifelik meselesi birkaç kez problem olmuş, Hz.Ali'nin
şehadeti sonrasında büyük oğlu Hz.Hasan Hilafeti kendi rızası ile Hz.Muaviye'ye
bırakmıştır. Hz.Muaviye'de kendisinden sonra oğlu Yezid adına biat almak istemiş ama Mekke ve Medine'deki bir takım sahabe ve tabiin buna yanaşmamıştır. Hz.Muaviye'nin ölümü ile Yezid Şam'da tahta geçer ama ona biat etmeyenler vardır. Bunların başında Hz.Hüseyin gelir. O günlerde Kûfeliler Hz.Hüseyin'i, ısrarla buraya
çağırırlar. Abdullah İbni Ömer Hz. ve yanındakiler ısrarla gitme dedikleri halde
O yola çıkar. Bunu haber alan Yezid, askerlerinden oluşan bir birliği onların üzerine durumu öğrenmeleri için gönderir. Bu birliktekiler Hz.Hüseyin ve yanındakilere
geri dönmelerini ikaz ederler. Hz.Hüseyin bunu kabul etmez. Fakat Kufeye gitmesine
izin verilmeyecektir. Bir süre sonra Hz.Hüseyin, geri dönüşü kabul eder fakat
bu kez askerlerin komutanı onları bırakmak istememektedir. -Bizimle Şam'a geleceksin
der. Bunu da Hz.Hüseyin kabul etmez. İşte bu çıkmazın neticesinde arzu edilmeyen
facia meydana gelir ve Hz.Hüseyin şehit edilir. Yanındaki birçok erkekte öyle.
Hz.Hüseyin'in soyundan geriye sadece küçük oğlu Zeynel Abidin Hz. kalmıştır.

Bu olay sonrasında Hz.Hüseyin'in yanındakilerden geriye kalanlar Şam'a getirilir.
Bu kişiler daha çok kadın ve çocuklardan oluşmaktadır. Peygamber Efendimiz'in
soyundan olan bu kişilerin, şer güçler tarafından heran kullanılma ihtimali
olmasından dolayı onlar Şam'da bir nevi gözetim altında tutulacaklardır. Fakat
kendilerine eziyet edilmez. Rahat yaşayacakları yerler ve imkan sağlanır. Fakat
bu davranışlar bile Yezid'in toplum önündeki kötü durumunu düzeltemeyecektir.


Hz.Hüseyin'in öldürüldüğüne dair, mübarek başı da Şam'a getirilir ve Yezid'e
gösterilir. Yezid bu duruma çok şaşırmıştır. Oradakileri, -Ben size O'nu öldürün mü dedim, diyecek ve Hz.Hüseyin'i bizzat şehit eden kişiyi orada öldürtecektir. Hz.Hüseyin'in başı Şam'da Emeviye Cami'nin bahçesine defnedilir. Emevi Halifesi Velid döneminde caminin genişletilmesi ile bu mübarek başta cami içinde kalacaktır.
Ellerinde çıralarla gezen çıplak ayaklı körlere ihtiyacı var dünyanın”
Senior Member
ilginc bir kerbela anlatimi....Yor um sizin
Yezitt böyle savunulur desem yeridir.
Ellerinde çıralarla gezen çıplak ayaklı körlere ihtiyacı var dünyanın”
Posting Freak
ilginc bir kerbela anlatimi....Yor um sizin
Bu Yezit ve Muaviye iti savunanların, mevcut Kuranı Kerimden Haberleri yok benim daha önceler internette araştırdığım bağzı bilgileri paylaşmak istedim.

]ALLAH-u Teala İsra suresi 60. ayette şöyle buyuruyor:

1- “Sana gösterdiğimiz o rüyayı ve Kur’ân’da lanetlenen ağacı, ancak insanları sınamak için meydana getirdik. Biz de onları korkuturuz da, bu onlara, büyük bir azgınlıktan başka bir şey sağlamaz.”

İmam Sa’lebi, imam Fahr-u Razi ve diğer müfessirlerinizin rivayet ettiğine göre Peygamber (s.a.a) rüya aleminde Beni Ümeyye’nin maymunlar şeklinde kendi minberine çıkıp indiğini gördü, Cebrail bunun üzerine mezkur ayeti nazil etti. (Bu ağaçtan kasıt Beni Ümeyye soyudur.)

ALLAH-u Teala, başı Ebu Süfyan ile Muaviye olan Beni Ümeyye’yi lanetlenmiş bir ağaç olarak zikretmiştir; dolayısıyla bu ağacın bir dalı olan [/B]Muaviye de mel’undur.

]2- MUHAMMED Suresi 22 ve 23. ayetlerde şöyle buyurmaktadır:

“(Ey münafıklar!) Artık iş başına gelir de yeryüzünde bozgunculuk eder ve yakınlarınızı kestirip doğratır mısınız? İşte bunlar, ALLAH’ın kendilerini lanetlediği, sağır kıldığı ve gözlerini kör etmiş olduğu kimselerdir.”

Bu ayet açıkça yeryüzünde fesat çıkaranları ve yakınları kestirip doğrayanları lanetlemektedir. [B]Muaviye’den
daha büyük bozgunculuk eden ve yakınları kestirip doğratan kim vardır? Onun hilafeti zamanında çıkardığı fitneler herkesçe bilinmektedir. Ayrıca lanetli olduğunun diğer bir delili de yakınları kestirip doğratmasıdır.

]3- Ahzap suresi 57. ayette de şöyle buyuruyor:

“ALLAH ve Resulünü incitenlere ALLAH, dünyada ve ahirette lanet etmiş ve onlar için horlayıcı bir azap hazırlamıştır.”

Şüphesiz Hz. Ali’ye ve Peygamber (s.a.a)’in iki reyhanı Hasan ve Hüseyin’e ve has sahabesi Ammar ve diğerlerine eziyet etmek de Peygamber’e eziyettir. Dolayısıyla bu ayete göre de o mukaddes insanlara eziyet eden Muaviye, dünya ve ahirette lanetlenmiştir.

]4- Mümin suresi 52. ayette de şöyle buyurmaktadır:

“O gün zalimlere özür dilemeleri hiçbir fayda sağlamaz. Artık lanet de onlarındır, kötü yurt da onlarındır!”

]5- Hud Suresi 18. ayette ise şöyle buyurmaktadır:

“Bilin ki ALLAH’ın laneti zalimlerin üzerinedir!”

]6- Araf suresi 44. ayette ise şöyle buyurmaktadır:

“...Ve aralarında bir çağrıcı ALLAH’ın laneti zalimlerin üzerine olsun diye bağırır.”

Zalimler hakkında inen bu ve benzeri ayetler açıkça her zalimin mel’un olduğunu buyurmaktadır. Dost ve yabancı hiç kimse, Muaviye’nin apaçık zulümlerini inkar edemez. Zalim olduğu için de ALLAH’ın lanetine uğramıştır, dolayısıyla ALLAH’ın lanet etmiş olduğu kimseye biz de lanet edebiliriz.

]7- Nisa Suresi 93. ayette ise şöyle buyurmaktadır:

“Kim bir mümini kasten öldürürse cezası, içinde ebediyen kalacağı cehennemdir. ALLAH ona gazap etmiş, onu lanetlemiş ve onun için büyük bir azap hazırlamıştır.”

Bu ayet, bir mümini bilerek öldürenin ALLAH’ın lanetine uğradığını ve onun yerinin cehennem olduğunu bildirmektedir. Lütfen insafla söyleyiniz, Muaviye müminleri katletmekte ortak olmamış mı? Hucr bin Adiy ve yedi arkadaşını, onun emriyle katletmediler mi? Abdurrahman bin Hassan el-Ğanzi’yi diri diri mezara gömdürmedi mi?

Nitekim İbn-i Asakir ve Yakub bin Sufyan kendi Tarih’inde ve Beyhaki Delail’de İbn-i Abdurrahman İstiab’da ve İbn-i Esir Kamil’de rivayet etmiş olduğu üzere sahabenin büyüklerinden olan Hucr’u, Muaviye’nin emriyle işkence ederek öldürdüler. Hucr’un tek suçu ise Hz. Ali (a.s)’a lanet etmemek ve ondan olmadığını söylememekti.

Acaba Peygamber (s.a.a)’in büyük torunu ve Ashab-ı Kisa’nın beşincisi olan Hz. Hasan (a.s), müminlerin büyüklerinden ve cennet ehli gençlerin iki efendisinden biri değil miydi? Mes’udi, İbn-i Abdulbirr, Ebu’l- Ferec İsfahani, MUHAMMED bin Sa’d (Tabakat’ta), Sibt bin Cevzi (Tezkire’de) ve diğer birçok büyük alimlerin kendi kitaplarında yazmış olduklarına göre Muaviye, Cude için bir zehir gönderdi ve ona, “Hasan bin Ali’yi öldürecek olursan sana yüz bin dirhem verir ve seni oğlum Yezid’le evlendiririm.” diye vaatte bulundu. Hz. Hasan’ın şahadetinden sonra Muaviye ona yüz bin dirhem verdi, ama oğluyla evlendirmedi.

Hz. Hasan’ın şahadeti, bir müminin katlinden de öte Peygamber (s.a.a)’i üzen bir olaydır. Mezkur iki ayetin açık hükmüne rağmen henüz Muaviye’ye lanet etmekte tereddüt mü ediyorsunuz? Büyük sahabeden olan Ammar da Sıffin’de Muaviye’nin emriyle öldürülmedi mi? ehlisünnettin Büyük alimlerin de ittifak etmiş olduğu üzere Peygamber (s.a.a) Ammar hakkında şöyle buyurmamış mıydı?:

“Ey Ammar, seni baği ve tuğyan ehli bir grup öldürecektir.”

Büyük müminlerden binlerce insanın Muaviye tarafından katledildiğinden şüpheniz mi var? Dinin keskin kılıcı ve temiz yürekli bir mümin olan Malik Eşter de Muaviye’nin emriyle zehirlenmedi mi? Muaviye’nin Mısır’daki iki adamı Amr bin As ve Muaviye bin Hudeyc, Hz. Ali (a.s)’ın Mısır valisi MUHAMMED bin Ebi Bekir’i işkenceyle öldürüp ölmüş eşeğin karnında ateşe vermediler mi? Eğer Muaviye’nin öldürdüğü müminlerin listesini verecek olsam, bir gece değil, kim bilir kaç gece sürer.
Nefsi “Pir”in gölgesinden başka hiçbir şey öldüremez; o “nefs öldüren”in eteğini sımsıkı tut.
''HZ MEVLANA''

ÜSEYİN'in Aşkına Şahitsen, Bu Şahadet Kutlu Olsun... Sen ÜSEYİN'in Aşkı ile Her Dem Diri Kalanlardansın, Ve Sen
'' Aşkın Şehidi'sin!..''
Ben HZ. ÜSEYİN'DEN NASIL YAŞAMAYI VE NASIL ÖLMEYİ ÖĞRENDİM
ÇELEBİ
Son Düzenleme: 01/03/2013, 22:39, Düzenleyen: Hür_Şehit.
Posting Freak
ilginc bir kerbela anlatimi....Yor um sizin
Onların aklamak istediği kendi yanlışları. Yezit ile Muavya yı aklayarak bugüne kadar yaptıkları yanlışı kabul etmemek. Ama Allah uludur. Hesabını sorar bunuda bilsinler.
[COLOR="Green"][SIZE="5"]
Atatürk dediler adıma benim
İkrarımı verdim Ali’dir Pirim
Mürşidim Zöhre Ana posta vekilim
Latince yazısını dilden dökerim

Çanakkale içinde aynalı çarşı
Askerimi düzdüm Yunan’a karşı
Üseyin kafası mızrakta başı
Deniz kenarında Mehdi duacı

BİLDİREN ; PİR ZÖHRE ANA
[/COLOR]

İçerik sağlayıcı paylaşım sitesi olarak hizmet veren Pir Zöhre Ana Forum sitemizde 5651 sayılı kanunun 8. maddesine ve T.C.K'nın 125. maddesine göre tüm üyelerimiz yaptıkları paylaşımlardan kendileri sorumludur. Sitemiz hakkında yapılacak tüm hukuksal şikayetleri İletişim bağlantısından bize ulaşıldıktan en geç 3 (üç) gün içerisinde ilgili kanunlar ve yönetmenlikler çerçevesinde tarafımızca incelenerek, gereken işlemler yapılacak ve site yöneticilerimiz tarafından bilgi verilecektir.