Bugün, 13 ve 16 Temmuz tarihlerinde yayınlanan Aleviliği konu alan iki yazımla ilgili olarak Alevi vatandaşlarımızdan birisi tarafından e-posta yoluyla gönderilen bir mektubu aktarmak istiyorum sizlere...
Hemen belirteyim ki, kendisinden izin almadığım için isim ve ünvanı mahfuzdur.
Malum, CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün’ün, "Alevilik başka bir dindir! İbadeti cem, ibadet yeri de cemevidir!" şeklindeki sözleri büyük tepki toplamış ve Aleviliğin ayrı bir din olmadığı ve İslam içi bir oluşum olduğu şeklindeki açıklamalar birbirini izlemişti. Bir yandan da Alevilik içinden bazı isimlerin, Aleviliğin tam olarak bilinmediği yönündeki şikayetlerine de şahit olmuştuk.
Aşağıda genişçe bir özetini verdiğim mektup, meselenin tam olarak ne olduğunu açıkça ortaya koyduğu için, sürmekte olan tartışmalara da bir katkısı olacaktır herhalde:
’Öncelikle şunu belirtmek isterim ki Alevilik bir din değildir. Alevilik bir inanç biçimi ve bir felsefi yoldur. Günümüzde Türkiye'de yaşayan ve kendilerine Alevi diyen insanların % 98'ine yakını bu inancın gereklerinin ne olduğunu, ne şekilde yaşandığını, neye inanıldığını bilmemektedir. (’)
Her işin doğasında olduğu gibi başımıza ne gelse cahillikten gelmektedir. Türk toplumu olarak bilgiye ve düşünceye saygı duymuyoruz ve de araştırmıyoruz.
(’) Bu akımın en etkili kişilerinden biri olan Hünkar Hacı Bektaş-ı Veli, Hacı’dır. Kabe’yi tavaf etmiş, 40 gün Hocası Ahmet Yesevi’nin göstermiş olduğu ikamet olan Sulucakarahöyük'de (bugünkü ismi Hacıbektaş) Erbain (yemeden, içmeden; gözlerden uzak ibadet etmek) çıkartmıştır ve Makalat adlı eserinde 4 Kapıyı ve 40 makamı çok güzel izah etmiştir.
4 Kapı şöyledir; 1-Şeriat, 2-Tarikat, 3-Marifet, 4-Hakikat.
Bu kapıları sayıp anlatmasındaki amaç şudur; kişi İnsan-ı Kamil mertebesine erişmek için bu 4 kapıyı tamamen bilmeli ve gereklerini yerine getirmelidir.
Yani bir kişi İslam’ın ana esasları olan namaz kılmak, oruç tutmak, hacca gitmek, zekat vermek ve Kelime-i Şehadet getirmeyi ( Şeriat ) yapmadığı sürece bu yola giremez, hakiki manada Hak ile bir olamaz. (’)
13. Yüzyılda Alevilik denilen müesseseyi toparlayan kişi Hacı Bektaş-ı Veli Hazretlerinin inanç ve öğretisi bu şekildedir. Kendisine tabi olan dervişlerine öğretisi de budur.
Günümüzde kişilerin ibadetleri yapmaktan kaçınmasının kolay yolu ’Biz Aleviyiz’ demektir ve çok yanlıştır. (’)
Anadolu’da halen bazı tekke ve dergahlarda bu silsileye dikkat edilir ve o yola giden dervişin bırakın Alevi olduğunu herkes hoca ya da ermiş olduğunu sanmaktadır.
Hal böyleyken Alevilik ayrı bir dine dönüştürülmeye çalışılmış ve topluma çok yanlış tanıtılmıştır. (’)
Sözün kısası Alevilik bugün anlaşıldığı gibi bir din Değildir. Hz. Ali'ye tabi olmaktan gelen Alevilik bir inanç biçimidir.
Şöyle ki, dervişler her daim mürşitlerinin öğretilerini esas alırlar ve onların yollarında yürürler. Silsile bu şekilde Fahr-i Kainat Efendimiz'e (s.a.v.) kadar uzanmaktadır.
Kendine Aleviyim diyen insan Hz. Ali’nin yolunda olan insandır. Bir başka deyişle, Peygamber soyunun izinde yani Ehli Beyt’e tabi olandır.
İmam-ı Ali Efendimiz camide Şehit Edilmiştir. (’)
Bu mübarek zatların yolundan yürümek gerekmektedir. (’)
Hz. Ali’yi sevmek, Ehl-i beyt’i sevmektir; Ehl-i Beyt’i sevmek Peygamber Efendimiz’i sevmektir; Peygamber Efendimiz’i sevmek Allah’ı (c.c.) sevmektir. (’)
Esas ve öz Alevilik anlatmış olduğum kurallara uymak ve yaşamaktır. (’)’
Ekrem Kızıltaş- Haber 7
18 Temmuz 2012
Kaynak: haber7.com
İçerden bir ses: Alevilik Müslümanlıktır! - Ekrem Kızıltaş
Benim Siyasetim İnsan Sevgisidir.
Pir Zöhre Ana
Alevi Türküleri - Alevi Haber -Alevi Köyleri - Alevi Ünlüler
Pir Zöhre Ana
Alevi Türküleri - Alevi Haber -Alevi Köyleri - Alevi Ünlüler