İ.Melih Gökçek'e kaçak villa davası


Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı İ. Melih Gökçek’in imar kirliliğine neden olduğu gerekçesiyle 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 184. maddesinden 1 yıldan 5 yıla kadar hapsi isteniyor.

Savcılık aynı kanunun 53. maddesi kapsamında “belli haklardan yoksun bırakılma” güvenlik tedbirinin de uygulanmasını talep etti. Buna göre Gökçek suçlu bulunursa Büyükşehir Belediye Başkanlığı da düşecek. Gökçek, 4 Kasım saat 09.30'da Ankara 13. Asliye Ceza Mahkemesi’nde sanık sandalyesinde olacak.

Dikmen Vadisi halkı herkesi davanın görüleceği Ankara Adliyesi’ne konu ile ilgili tanıklığa ve kent haklarına sahip çıkmak için çağırıyor.

Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkanı İ. Melih Gökçek’in, oturduğu Yukarı Dimen mahallesi, Funda Beyazevler Sitesi 66. Sokak No: 22 adresli villasında 3194 Sayılı İmar Kanunu’na aykırı olarak izin ve ruhsat almadan ek inşaat yaptığı, ortak kullanıma ait yeşil alanları ve elektrik trafosunu kendi mülküne kattığı iddia edildi.

Bu nedenle savcılık Gökçek hakkında, 5237 Sayılı TCK’nın 184. maddesinde yer alan “imar kirliliğine neden olmak” suçundan ceza talep etti. Gökçek’in bu davada, 5237 Sayılı TCK’nın 184. maddesinden 1 yıldan 5 yıla kadar hapsi isteniyor.

Gökçek’in belediye başkanlığı son bulabilir

Öte yandan savcılık Gökçek hakkında, 5237 Sayılı TCK’nın 53. maddesi kapsamında “belli haklardan yoksun bırakılma” güvenlik tedbirinin uygulanmasını da talep etmiş durumda.

Eğer mahkeme Gökçek’i suçlu bulursa, bu madde gereği büyükşehir belediye başkanlığı da sona erebilecek. Çünkü anılan madde, “Sürekli, süreli veya geçici bir kamu görevinin üstlenilmesinden; bu kapsamda, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliğinden veya Devlet, il, belediye, köy veya bunların denetim ve gözetimi altında bulunan kurum ve kuruluşlarca verilen, atamaya veya seçime tâbi bütün memuriyet ve hizmetlerde istihdam edilmekten belli sürelerle hak yoksunluğu” yaptırımını da öngörüyor.

Yargı Gökçek’i korumaya çalışıyor

Gerçekte olayla ilgili ilk adli soruşturma, Çankaya Belediyesi İmar ve Şehircilik Müdürlüğü’nün ihbarı üzerine, 2007 yılında başlıyor. Ancak her nasılsa Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 25.07.2007 tarihli bir kararı ile olay ve iddialar hakkında “kovuşturmaya yer olmadığı” kararı verilip dosya kapatılıyor. Bunun üzerine Çankaya Belediyesi itiraz yoluna gidiyor ve Sincan 2. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığı, 07.12.2007 tarihli kararı ile bu itirazı yerinde görerek, soruşturmanın devamına karar veriyor.

Ancak bu karara rağmen Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, bu seferde Gökçek hakkında değil de villanın eski sahibi hakkında bir ceza davası açıyor. Ancak bu davayı gören Ankara 21. Asliye Ceza Mahkemesi, olayda gerçekte Gökçek’in sorumlu olduğunu tespit ederek, yeni bir suç duyurusunda bulunuyor.

Dikmen Vadisi halkı Gökçek’in peşini bırakmıyor

Davaya konu olan kaçak villa, Gökçek tarafından sürekli “işgalci” olarak suçlanan ve yıkım saldırılarına maruz kalan Dikmen Vadisi Halkı ile aynı mahalle sınırlarında. Bilindiği üzere Gökçek tarafından yörede uygulanmak istenen rant amaçlı kentsel dönüşüm projesinden dolayı, barınma hakkı için mücadele veren vadi halkı ile Gökçek arasında yaklaşık dört yıldır bir gerilim yaşanıyor. Bu villa 29 Mart yerel seçimler döneminde de tartışma konusu olmuştu.

Uzmanlar ve kimi sivil toplum örgütleri, Gökçek’in gelirini ve mal beyanlarını da dikkate alarak, milyon dolarlık bu villayı satın alacak parayı nasıl ve nereden bulduğunun meçhul olduğunu ortaya koymuştu. Villada kaçak inşaat yapıldığı konusunda Dikmen Vadisi Halkı başta olmak üzere villa önünde kimi protesto eylemleri gerçekleştirilmişti.

Dikmen Vadisi halkından “haklarına sahip çık” çağrısı

Gökçek hakkında açılan davadan dolayı 4 Kasım saat 9.30’da Ankara 13. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde sanık sandalyesine oturacak. Daha öncesinde kaçak villa konusundaki gelişmeler nedeniyle davanın Gökçek lehine sonlandırılmasından kaygı duyan Dikmen Vadisi halkı, Gökçek saltanatı ve AKP’nin yargıyı etkileme ve baskı altına alma çabalarına karşı ağrılık yaratılması gerektiğini düşünüyor.

Vadi halkı herkesi bu kenti seven bütün duyarlı kişi ve kurumların, bu davanın adaletli bir kararla sonuçlanması için sürece doğrudan tanıklık yapması, gereğinde davaya müdahil olması, öncelikle bir yurttaşlık görevidir. Gökçek saltanatının ve partisi AKP’nin yargıyı etkileme, baskı altına alma çabalarına karşı, adaletin terazisini yeniden dengeye getirecek bir karşı ağırlık yaratılması gerekmektedir. Bu nedenle Dikmen Vadisi halkı tüm Ankaralıları 04 Kasım 2009 Çarşamba günü saat 09.00 da Ankara Adliyesi önüne, tanıklığa ve yaşadığımız kent ile haklarımıza sahip çıkmaya davet ediyor.

13.Asliye Hukuk Mahkemesi kimleri aklamadıki kaldıki İ. Melih Gökçek aklanmayacak.