Evdeki hesap çarşıya uymadı!
AKP iktidarı yüzde elli oranında oy alınca, Türkiye'yi var eden temel değerlerle istediği gibi oynayabileceği yanılgısına kapıldı. İktidar sahipleri, bu topraklar üzerinde yaşayanları ''kula kulluk''tan kurtarıp ''birey ve yurttaş'' olma şansına eriştiren Cumhuriyet'in değerlerini kolayca yok edebileceğini sandı. Cumhuriyet'i korumak ve savunmakla yükümlü kurumları ele geçiren AKP, yurttaşların bilinci ve ruhunu da teslim alabileceğini düşündü. ''Değerler''i olmayan bir toplumun istenildiği gibi dönüştürülebileceğini gören AKP, bu yüzden son yıllarda sistematik bir saldırıya geçti. Cumhuriyet'i var eden hangi değer varsa, bunlar önce medya yoluyla tartışmaya açıldı, ardından ise siyaset kurumu aracılığıyla ortadan kaldırılmak istendi.

Bunun son ve somut örneği ise 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı'nda görüldü. AKP, 19 Mayıs'ı önce yasaklamayı denedi. Bu karar Danıştay tarafından iptal edildi. ''Yasaklama'' genelgesi bu kez biçim değiştirdi. Bayramların stadyumlarda kutlanamayacağına ilişkin bir karar alındı. Doğrusunu söylemek gerekirse, AKP'nin bu kararı "hayırlı" oldu.

''Devlet'' zoruyla kutlanan bayram, "görev" olmaktan çıktı. Halk, kendisine ''birey'' olma şansı veren Cumhuriyet'e alanda, meydanda ve sokaklarda sahip çıktı. Düne kadar bayramları ''zorla'' kutlattırmaya çalışan bugün ise rolü değişen ''devlet'' ve ''hükümet''in engelleme çabaları ise fayda etmedi. Halk, ''Cumhuriyet''in yöneticilerine karşı Cumhuriyet'i hayatın her alanında savundu. Aradan ''askerler''in çekilmesiyle birlikte, halk tek umudun kendisi olduğunu da görmeye başladı.

Kısacası, AKP'nin evdeki hesabı çarşıya uymadı... Halk, 19 Mayıs'a sahip çıktı, 19 Mayıs gerçek anlamını buldu. Atatürk'ün bağımsızlık savaşının takipçisi milyonlarca kişi 19 Mayıs'a şanına yakışır bir şekilde sahip çıktı.

Şimdi; bu sahiplenmenin içini doldurmak ve Cumhuriyet'in eksik kalan yanını güçlendirmek gerekiyor. Bu da en başta Cumhuriyetçilerin görevi... Hepimize ''birey'' ve ''yurttaş'' olma şansı veren Cumhuriyet, tam demokrasi ve gelir dağılımının eşit bir şekilde sağlanmasıyla güçlenir. Milyonları bunu yapabileceğine inandıracak olan siyasal bir parti, iktidarı alma şansına da sahip olur. İçi demokrasiyle doldurulmuş bir Cumhuriyet, milyonlarca kişinin umudu ve güvencesi haline gelir. 19 Mayıs'ta ortaya çıkan sahiplenme tablosu, bu potansiyelin hala var olduğunu göstermesi açısından öğreticidir.

BARIŞ YARKADAŞ