Bezmi Nusret Kaygusuz , Hz.Pir’’in ‘’Hacı’’ lakabını alışınışını şu şekilde yorumluyor.
[B]"... Hocası Lokman Perende ,Horasan’dan hacca gittiğinde, Arafat’ta belirli bir zaman geçtiği zaman, arkadaşlarına ,bugün arife, bizim evde şimdi ‘’pişi’’ pişirirler, demiş.
Bu hal Haci Bektaşi Veli’ye malum olmuş. Lokman Perende evinde pişirilen pişiden bir tepsiye koyarak , bir dakika içinde Arafat’a ulaştırmış. Orada bunu yemişler. Hac dönüşü ‘’Nişabur’’ halkı kendisini karşıladığı ve tebrik ettiği zaman , Lokman,
‘’Asıl hacı olan Bektaş’tır, hepimiz onu kutlayalım’’ diyerek onun kerametini topluma duyurmuştur.
Bu kısımdan sonra yazar’ımız şu yorumuda eklemiştir.
‘’....Hacı Bektaş Veli’nin hacca gitmeyi değil, Ravza-i Nebevi ile hac töreninin yurda nakledilmesini düşünmüş olması daha doğrudur.
O pekala biliyordu ki, hactan maksad, hal ve vakti müsaid olan Müslimanların yılda bir defa bir arada toplanıp birbiriyle tanışması, siyasi ve içtimai dertlerini ihtiyaclarini, milli arzularını bir diğerine anlatmasıdır.
Halbuki o esas hiçbir zaman tahakuk etmemiştir. Bu iş yalnız aç gözlü Arap’ın menfaatine yaradı. Müslümanların her sene Araplar tarafından soyulmasına yol açtı...."
Hac meselesi gerçekten önemli bir meseledir.
"... hersene binlerce insanlarımız hacc’a gidip, milyonlarca dolar akmaktadır. Halbuki Türkiyede, doğu Anadolu’da ,okula gidemeyen vede evinde ekmek bulamayan yoksul insanlarımız vardır. Kimsenin ibadet’ine karşı taraf değilim, fakat bir senede fedakarlık yapmaları ,binlerce hacca’ bedeldir...."
Hacı Bektaşi Veli o makaamat-ı mubareke’yi , okuduğumuz kaynaklara göre Pir’imiz (Kutsal Orunu ) Kabe'yi Türk illerine mal etmek emelinde idi.
‘’Suluca Karahöyük’te bir tepeye Arafat Dağı adını vermesi, orada çıkardığı , bugün hala kutsal sayilan suya “”Zemzem Pınari” demesi, uzaktakini buraya getirmiş ve ‘’Kıbleyi’’ mübarek Anadolu’nun ortasına kondurmuş olması bunu gösterir.
Uluğ Kızılkeçili’nin Hz. Pir hakkındaki şu şiirini okuyalım, belkide bunu ifade eder.
[COLOR="YellowGreen"]Murtaza sırrına ermiş ersin
Camiye sığmayacak minbersin.
Sana dönmüş hacı olmuş Kabe,
Kitabın yok amma Peygambersin.
Taşköprülü Zäde“nin Arapça kaleme aldığı Mecdi Efendi’nin Türkçe’ye çevirdiği 1580’de (1269 Hicri) Tabhänei ämire”de basılan ve ilk adı ‘’Şekäik”in Şekääk-i Nu’mäniyye“ye dönüştürüldüğü eserin 44. sayfasında, Hz.Hünkär için yazılan giriş cümleleri dikkat çekicidir.
‘’...Ashab-ı keramet ve erbab-i valayet-in ortasinda vüfur-i keramet ile meşhur ve mezkür olup havarik-i adatı na mahsur ve gayret-i maksurdur.’’keramet gösterenler ve veliler arasında , kerametlerin çokluğu ile ünlüdür. Böyle tanınan ve anılır. Olağanüstü halleri ve kerametlerine sınır ve ölçü yoktur..." [/B]
Hacı bektaş "Hacı" Olmuş mudur? tartışması
Hacı bektaş "Hacı" Olmuş mudur? tartışması
Hacı bektaş "Hacı" Olmuş mudur? tartışması
GAMZE yazdı:Bezmi Nusret Kaygusuz , Hz.Pir’’in ‘’Hacı’’ lakabını alışınışını şu şekilde yorumluyor.
[B]"... Hocası Lokman Perende ,Horasan’dan hacca gittiğinde, Arafat’ta belirli bir zaman geçtiği zaman, arkadaşlarına ,bugün arife, bizim evde şimdi ‘’pişi’’ pişirirler, demiş.
Bu hal Haci Bektaşi Veli’ye malum olmuş. Lokman Perende evinde pişirilen pişiden bir tepsiye koyarak , bir dakika içinde Arafat’a ulaştırmış. Orada bunu yemişler. Hac dönüşü ‘’Nişabur’’ halkı kendisini karşıladığı ve tebrik ettiği zaman , Lokman,
‘’Asıl hacı olan Bektaş’tır, hepimiz onu kutlayalım’’ diyerek onun kerametini topluma duyurmuştur. [/B]
[COLOR=gray]Bu kısımdan sonra yazar’ımız şu yorumuda eklemiştir.
‘’[B]....Hacı Bektaş Veli’nin hacca gitmeyi değil, Ravza-i Nebevi ile hac töreninin yurda nakledilmesini düşünmüş olması daha doğrudur. [/B]
O pekala biliyordu ki, hactan maksad, hal ve vakti müsaid olan Müslimanların yılda bir defa bir arada toplanıp birbiriyle tanışması, siyasi ve içtimai dertlerini ihtiyaclarini, milli arzularını bir diğerine anlatmasıdır.
Halbuki o esas hiçbir zaman tahakuk etmemiştir. Bu iş yalnız aç gözlü Arap’ın menfaatine yaradı. Müslümanların her sene Araplar tarafından soyulmasına yol açtı...."
Hacı,Bektaş,Veli 3 gardaş adım
Memleket uğruna adadım canım
Sabahı edemem gözüm yummadım
Bir ismim Mustafa Kemal'dir şanım(Pir Zöhre Ana)
Bu dörtlük neden yazıldı buraya,ne anlama geliyor,buradaki Hacı,Bektaş,Veli kim,neden 3 gardaşlar,Mustafa Kemal'in bu mübareklerle ilgisi ne?
İsmail Peygamberin oğlu Veysel Karani,
Veysel Karani'nin oğulları; Hacı,Bektaş,Veli
Hacı olan Mustafa Kemal
Bektaş olan Taptuk Emre
Veli olan Nasreddin Hoca
olarak dünyaya geliyor.
Bu üç kardeş,Hacı Bektaş-i Veli dediğimiz Pir olarak tek isimle Bektaşi Sultan olarak geliyor.
Doğal olarak da Hacı Bektaş-i Veli,"hacı"olmamıştır ama Muhammed Mustafa'yla ayan beyan görüşmüştür çünkü gözlüye göz gerekmez.
Kelimelerim sistem hatasından yanlış yerden ayrılıyor...
ÂÇalışmadan, yorulmadan, öğrenmeden rahat yaşama yollarını aramayı itiyat haline getirmiş milletler, evvela haysiyetlerini, sonra hürriyetlerini ve daha sonra istiklal ve istikballerini kaybetmeye mahkumdurlar.Â
![[Resim: imza3cp.gif]](http://img29.exs.cx/img29/203/imza3cp.gif)
Özü bitmiş, gümanı pak olmamış,şeytana tapmış, nefsi çıkarı için arayıpta birşey bulamamış, kuyruk acısı varsa,Derviş Muhammed'in de dediği gibi" bir kılını çektiyse" Zöhre Ana, onu değerlendirmek ister aklısüre.Ehlibeyt'in meyvası bitmez, dalı budağı kurumaz,sen ne kadar kezzap dökersen dök, O'nun Zemzem çeşmesi ALİ'dir
Derviş'in HAK kelamını can kulağıyla dinliyebliyorsan yeter,firdevs bağından bir gül alabiliyor musun,O'nun ibadetine,saldığı yola,yaşatmak istediği güzelliğe canı gönülden yürüyebiliyorsan en büyük mutluluk budur.
(Pir Zöhre Ana)
ÂÇalışmadan, yorulmadan, öğrenmeden rahat yaşama yollarını aramayı itiyat haline getirmiş milletler, evvela haysiyetlerini, sonra hürriyetlerini ve daha sonra istiklal ve istikballerini kaybetmeye mahkumdurlar.Â
![[Resim: imza3cp.gif]](http://img29.exs.cx/img29/203/imza3cp.gif)
Özü bitmiş, gümanı pak olmamış,şeytana tapmış, nefsi çıkarı için arayıpta birşey bulamamış, kuyruk acısı varsa,Derviş Muhammed'in de dediği gibi" bir kılını çektiyse" Zöhre Ana, onu değerlendirmek ister aklısüre.Ehlibeyt'in meyvası bitmez, dalı budağı kurumaz,sen ne kadar kezzap dökersen dök, O'nun Zemzem çeşmesi ALİ'dir
Derviş'in HAK kelamını can kulağıyla dinliyebliyorsan yeter,firdevs bağından bir gül alabiliyor musun,O'nun ibadetine,saldığı yola,yaşatmak istediği güzelliğe canı gönülden yürüyebiliyorsan en büyük mutluluk budur.
(Pir Zöhre Ana)
Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi