Güzel kadın BAÅINI AÇAR
[FONT=Verdana, Geneva, Arial, Sans-serif][COLOR=#660000]Hürriyet gazetesi yazarı, Yalçın Bayer türban tartışmalarını köşesinde kaleme aldı. Atatürk devrimlerinden yola çıkan Bayer, Atürk'ün nasıl bir yol izlediğini yazdı...
[FONT=Verdana, Geneva, Arial, Sans-serif]
ATATÜRK’ün sağlığı sırasında kadınların giysisi konusunda katı davranılmadığını, hele zorla kadının başının açılmasına gidilmediğini o dönemi incelediğinizde görüyorsunuz.
1925 yılındaki kılık kıyafet devriminin bile yaratılan yeni bir anlayışla yerleştirilmeye çalışıldığı anlaşılıyor. 1919 -1928 yılları arasında birçok günlük gazeteyi tek tek taradım. Yine 1938 yılına kadarki dergileri de taradım. 1928-1931 yılları arasında Eğitim Vekáleti İstanbul Müdürlüğü tarafından yayımlanan ’Halk’ mecmuasında gördüğüm fotoğraflar dikkatimi çekti. Buradaki Halk Mektepleri’ne devam eden kadınların çekilmiş fotoğrafları var. Bunları incelediğinizde başı açık, sıkmabaş ve kara çarşaflı kadınların yan yana öğrenim gördüklerini görüyorsunuz. Gerek İstanbul’da gerekse Anadolu’nun diğer şehirlerinde bu fotoğraf aynı... Hatta diğer yıllarda da böyle...
[FONT=Verdana, Geneva, Arial, Sans-serif][COLOR=#cc0000]SOYAK’IN KİTABI
Bunun doğrulayan bilgi ise Atatürk’ün ölümüne kadar Özel Kalem Müdürlüğü’nü yapan Hasan Rıza Soyak’ın ’Atatürk’ten Hatıralar’ isimli kitabında var. Bu kitabı bir süredir ilgiyle okuyorum. Buradaki çarpıcı bölümü aynen sizlere aktarmak istiyorum. Soyak diyor ki:
"Burada şunu belirtmek isterim ki, Atatürk kadınların açılıp medeni kıyafete girmeleri için kanuni bir mecburiyet konulmasına taraftar olmamıştır; filhakika çıkarılan kanunun umumi hükmüne göre memur olan hanımlara, dolayısıyla, böyle bir mecburiyet yüklenmekte ise de, istemeyenler için, istifa ederek bu yükten kurtulmak yolu da vardı ve açık bulunuyordu." (age. C.1, s.278)
[FONT=Verdana, Geneva, Arial, Sans-serif][COLOR=#cc0000]’ZORLAMA YAPMADIK’
Hasan Rıza Soyak konuyla ilgili olarak Fransız düşünür ve gazeteci Herriot’tan ise şu aktarmayı yapıyor:
"Atatürk’e sordum, demiş... Kadınlara peçelerini nasıl attırdınız?.. Cevap verdi; biz bu işte hiçbir zorlama yapmadık. Sadece bir gün, güzel kadınlar yüzlerini açabilirler, dedik; ertesi gün bütün kadınlar peçelerini atmışlardı." (age. C.1, s.282)
Bir bilgi de bizzat Atatürk’ün kaleminden. Yıl 1916. Bakın not defterine neler yazmış:
"Saat 9 sonraya kadar Kurmay Başkanı’yla tesettür’ün kaldırılması ve sosyal hayatımızın iyileştirilmesi hakkında sohbet; 1- Muktedir ve hayata vákıf anne yetiştirmek, 2- Kadınlara serbestisini vermek, 3- Kadınlarla bir arada bulunmak, erkeklerin ahlakı, fikirleri, duyguları üzerinde etkilidir." (Atatürk’ün Bütün Eserleri, C.2, Kaynak Yayınları, İstanbul, 1999, s.66)