Cumhuriyet 18.04.2012
’Düşünen Tohum, Konuşan Toprak: Cumhuriyetin Köy Enstitüleri’ sergisinin açılışında konuşan Pakize Türkoğlu
’Dönemin 50 yıl önünde’
Küratör Ekrem Işın, sergideki fotoğraflarda görülen köylü çocukların, Cumhuriyetin devraldığı Osmanlı mirası olduğunu belirtti. Hasanoğlan Köy Enstitüsü mezunu, öğretmen Pakize Türkoğlu ise ’Orada eleştiri ve demokrasi kültürünü de öğrendik’ dedi.
MELTEM YILMAZ
Suna ve İnan Kıraç Vakfı İstanbul Araştırmaları Enstitüsü, Cumhuriyet tarihinin en dramatik değişim süreçlerinden ’Köy Enstitüleri’ne fotoğraflar, arşiv belgeleri, kişisel eşyalar ve tanıklıklarla ışık tutan ’Düşünen Tohum, Konuşan Toprak: Cumhuriyetin Köy Enstitüleri 1940-1954’ sergisini ziyarete açtı.
İsmail Hakkı Tonguç Belgeliği Vakfı ve İstanbul Araştırmaları Enstitüsü işbirliğiyle Köy Enstitüleri’nin kuruluş günü nedeniyle dün açılan sergiye ilişkin düzenlenen basın toplantısına, Suna ve İnan Kıraç Vakfı Kültür ve Sanat İşletmesi Genel Müdürü M. Özalp Birol, serginin küratörü Ekrem Işın ile Hasanoğlan Köy Enstitüsü mezunu, öğretmen ve yazar Pakize Türkoğlu katıldı.
Basın toplantısında söze M. Özalp Birol başladı: ’İstanbul Araştırmaları Enstitüsü’nün bu 14. sergisi için çalışmalara bir buçuk yıl önce başladık. Sergide, serginin de odağında olan İsmail Hakkı Tonguç’un da objektifinden, ilk kez izleyiciyle buluşan fotoğraflar yer alıyor.’
Ardından söz alan küratör Ekrem Işın şöyle devam etti:
’Bu sergideki fotoğraflara bakan kişi, görüntülerin kendi kendilerine hareket ettikleri izlenimine kapılabilir. ’İş İçin Eğitimde’ başlıklı fotoğraflardaki öğrenciler duvar örmekte, bahçe sulamakta, tuğla taşımaktadır. Bir diğer fotoğraf dizisi ise Türkiye’nin trajik görüntülerini içerir. Enstitülere gelen köylü çocukların ilk gün hatıralarıdır bunlar. Bu insanlar Cumhuriyet’in devraldığı Osmanlı mirasıdır.’
Son olarak konuşan Pakize Türkoğlu ise bu eğitim kurumları sayesinde 1946-47 ders yılı başına kadar 7 bin köyde okul açıldığını, 8 bin 500’den fazla eğitmen ve 210 binden fazla öğrenci yetiştirildiğini belirterek sözlerini şöyle noktaladı:
’Köy Enstitüleri üretici bir yöntemle eğitim yaparak eğitimin kalitesini yükseltmiştir. Bu enstitüler, dönemin Türkiye toplumundan 50 yıl ileride kurumlardı, aslında kapatılmalarında da bunun etkisi vardı. Biz orada yalnızca üreterek eğitilmedik, aynı zamanda eleştiri ve demokrasi kültürünü de öğrendik. Zengin öğrencilerle fakir öğrenciler bir aradaydı ama uzlaşmacı bir kültür vardı. Çünkü fakir öğrenci zenginlerle aynı şartlarda okuduğunu bilirdi.’
Sergi, 27 Ekim’e kadar görülebilecek.
"Düşünen Tohum Konuşan Toprak" Cumhuriyetin Köy Enstitüleri Sergisi
[COLOR="Green"][SIZE="5"]
Atatürk dediler adıma benim
İkrarımı verdim AliÂdir Pirim
Mürşidim Zöhre Ana posta vekilim
Latince yazısını dilden dökerim
Çanakkale içinde aynalı çarşı
Askerimi düzdüm YunanÂa karşı
Üseyin kafası mızrakta başı
Deniz kenarında Mehdi duacı
BİLDİREN ; PİR ZÖHRE ANA
[/COLOR]
İkrarımı verdim AliÂdir Pirim
Mürşidim Zöhre Ana posta vekilim
Latince yazısını dilden dökerim
Çanakkale içinde aynalı çarşı
Askerimi düzdüm YunanÂa karşı
Üseyin kafası mızrakta başı
Deniz kenarında Mehdi duacı
BİLDİREN ; PİR ZÖHRE ANA