HÜRRİYET (YALÇIN BAYER'İN YAZISI )
Doğu'da görev yapan bir doktorun mektubu:
(S. Hakyemez, elektronik postayla gönderdiği yazısında bir gerçeği ifade ediyor.)
" BURAYA ilk gelince insan önce bir şeyler başarmak istiyor ve bütün olanaklarını zorluyor. Ancak bir süre sonra bütün isteğini kaybedip “Ben burada ne arıyorum?” diye sorgulamaya başlıyor. Malzeme temini yerel firmaların kontrolünde (ki hepsi siyasilerin). Hastane yönetimlerine baskı had safhada. Siyasiler hastane üzerinden resmen devleti soyuyorlar. 1'e mal olanı 4'e satıyorlar.
İnsanlar doktorlara karşı büyük bir öfkeye sahip. Geldiğimden beri darp edilmeyen arkadaşım kalmadı.
Burada halk aşırı şımartılmış. İnsanların işini halletmeyince ya kaymakama gidiyor, ya da “Ben PKK'lıyım, seni vururum” diye tehdit ediliyoruz. Can ve mal güvenliğimiz sıfır. Kimse vergi vermiyor, elektrik-su vb. faturalar ödenmiyor.
Herkese ayda 150 TL çocuk parası (ki çocuk başına), çocuk ultrasonda görüldüğü andan itibaren de mama ve bez parası ödeniyor.
Okula giden her çocuğa devlet harçlık veriyor, harçlık gecikince anneler okulu basıp çocukları okuldan almakla tehdit ediyor.
O çocuklar ne yapıyor peki? Üzerlerinde üniformaları, ellerinde PKK bayrakları ile DTP mitingine gidiyor. Herkese, eksin ya da ekmesin, toprak yardımı yapılıyor (ki zaten kimse ekmiyor ya). Bu yardımda sadece beyana
bakıyorlar. Adam 5'i 50 yazdırabiliyor. Van'da dağıtılan paraya bakınca, göl bile tarım arazisine sayılsa az gelir. Her cuma kaymakamlık elden nakdi para dağıtıyor.
Buralarda tek vergi verenler devlet memurları... İnsan içinden ve de dışından lanetler okuyor.
(Bu yazıyı herkese dağıtın, bilinsin. Neden terör de bitmiyor daha iyi anlaşılır sanırım. Terör biterse bu insanlar çalışmak zorunda kalabilir, devlet denetimini daha iyi yapabilir... İsterler mi bu rantın bitmesini!)
Sevgiyle kalın! "
Doğu'da görev yapan bir doktorun mektubuâ
Doğu'da görev yapan bir doktorun mektubuâ
Doğu'da görev yapan bir doktorun mektubuâ
Bunu bir fıkra ile bağlamak isterim,
Bir yahudi , bir kürt , birde türk çok iyi kafadar arkadaşlarmış, üçü birlikte gezerken kaza geçiriyor üçüde ölüyor. Üçünün cenazesini yan yana koyuyorlar bir bakıyorlarki bizim Türk hareket etmeye başlıyor. Herkez başına toplanıyor , sormaya başlıyorlar ;
- Ne oldu sen ölmedinmi ?
- Ölmeye öldümde diğer taraftada işler burda olduğu gibi yürüyor. Bir 100 lük verdim geri geldim.
-Eee , arkadaşların ?
- Ben parayı verdim geldim. Yahudi pazarlık yapıyordu "50 Lira olmazmı" diye, Kürt te orta yerde bağırıyordu " Ben vermem devlet versin." diye...
Bir yahudi , bir kürt , birde türk çok iyi kafadar arkadaşlarmış, üçü birlikte gezerken kaza geçiriyor üçüde ölüyor. Üçünün cenazesini yan yana koyuyorlar bir bakıyorlarki bizim Türk hareket etmeye başlıyor. Herkez başına toplanıyor , sormaya başlıyorlar ;
- Ne oldu sen ölmedinmi ?
- Ölmeye öldümde diğer taraftada işler burda olduğu gibi yürüyor. Bir 100 lük verdim geri geldim.
-Eee , arkadaşların ?
- Ben parayı verdim geldim. Yahudi pazarlık yapıyordu "50 Lira olmazmı" diye, Kürt te orta yerde bağırıyordu " Ben vermem devlet versin." diye...
[COLOR="Green"][SIZE="5"]
Atatürk dediler adıma benim
İkrarımı verdim AliÂdir Pirim
Mürşidim Zöhre Ana posta vekilim
Latince yazısını dilden dökerim
Çanakkale içinde aynalı çarşı
Askerimi düzdüm YunanÂa karşı
Üseyin kafası mızrakta başı
Deniz kenarında Mehdi duacı
BİLDİREN ; PİR ZÖHRE ANA
[/COLOR]
İkrarımı verdim AliÂdir Pirim
Mürşidim Zöhre Ana posta vekilim
Latince yazısını dilden dökerim
Çanakkale içinde aynalı çarşı
Askerimi düzdüm YunanÂa karşı
Üseyin kafası mızrakta başı
Deniz kenarında Mehdi duacı
BİLDİREN ; PİR ZÖHRE ANA
Doğu'da görev yapan bir doktorun mektubuâ
Desenize devlet teröristi kendisi yaratmiş.yarattiği canavara da engel olamiyor.
Vahlar halimize.
Vahlar halimize.
Cihana gelmişim Mustafa diye
Atatürk büyüktür sıfat kim ile
Allahın yolunda dervişler ile
Mürşüt kapısıdır Zöhre Ana size
PİR ZÖHRE ANA
Atatürk büyüktür sıfat kim ile
Allahın yolunda dervişler ile
Mürşüt kapısıdır Zöhre Ana size
PİR ZÖHRE ANA
Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi