You need to enable JavaScript to run this app.

Skip to main content

Diyanet ve Aleviler

Administrator
Diyanet ve Aleviler
Başkan'ın ’kırmızı çizgi’ açıklamasını, bu şevket halinin bir tür tezahürü olarak kabul edeceksek, adresi doğru belirlemeliyiz. Söz Alevilerin hukukunu ilgilendiriyor; ancak ’kırmızı çizgiyi aşma’ diye meydan okuduğu muhatap, Aleviler değil, cemevine ibadethane statüsü vermeye hazırlanan hükümetin, daha doğrusu AK Parti'nin yönettiği devletin ta kendisi. Çok hassas dengeler üzerine kurulu bir statükonun kırmızı çizgisi bunlar, ve bu meydan okuma ile çok karmaşık bu örgüden küçük bir ipin ucu sarkıyor.

Diyanet İşleri Başkanlığı, Osmanlı'daki Şeyhülislâmlık kurumunun, din hizmetlerinin kamu hizmeti, yani din görevlilerinin devlet memuru olduğu bir düzenle aşırı genişletilmiş ve imtiyaz kazanmış halidir. Elbette amaç imtiyaz dağıtmak değil, dini motifleri kullanacak olan muhalefeti bastırmaktır.

Diyanet, (Osmanlı'da Şeyhülislâmlık) Sünni İslâm'ın medrese formunun devletle uzlaşmasının eseridir. Tekke İslâmı, yani tasavvuf ve tarikatlar bu uzlaşmanın içinde yoktur. Medrese İslâmı, halktaki heterodoks eğilimlere karşı devletin ihtiyaç duyduğu düzenin hem kaynağı hem de uygulayıcısı olduğu için tercih edilmiş ve karşılığında bu fazla şekli ve tekdüze İslâm yorumu devlet himayesine ayrıcalıklı bir konum kazanmıştır. Tarikatlar dışında, medrese geleneğine bağlı olmakla birlikte sivil-toplumsal muhalefet cephesini temsil eden Nurculuk ve Süleyman Hilmi Tunahan cemaatleri de bu büyük uzlaşmanın dışındadır. Çemberin en dış halkasında elbette Alevi-Bektaşi geleneği ve inancı durmaktadır.

Diyanet ile tarikatlar ve cemaatler fiili bir uzlaşma ile birlikte yaşamaya razı oldular; ancak Alevilik, Diyanet'in antagonizması, adeta varlığının gerekçesi olarak hep bir karşıtlık olarak mevcudiyetini sürdürdü.

Uzun süreli AK Parti iktidarı, devlet ile Diyanet arasındaki uzlaşmayı partileştirdi ve kişiselleştirdi. Bir devlet kurumunun partileşmesi, toplumun bütününü temsil kabiliyetini kaybetmesi ile sonuçlanır. Diyanetin öğrenim kalitesi yerlerde sürünse de çok lüks binalarda çok sayıda ilahiyat fakültesi eğitim veriyor. Geriye medrese İslâmı'nın titizlikle üzerine titrediği kırmızı çizgiler kalıyor. Halk desteği için çoğunluğun taleplerine öncelik veren iktidar Diyanet üzerinden çoğunlukla arasında yeni ve kalıcı bir uzlaşma üretiyor ve Aleviler, bu uzlaşmanın otomatik olarak dışında kalıyor. Sonuçta olan Alevilere oluyor.

Cumhurbaşkanı, önceki gün muhtarlar toplantısında Suud-İran gerginliği için ’Bunu bir üst akıl yönetiyor.’ demiş ve bu ’üst akıl’ın ’İslâm dünyasını mezhep çatışması ile paramparça etmek istediğini’ eklemişti. Aynı cumhurbaşkanı bu mezhep çatışması fitilini taammüden ateşleyen Suud için tek kelime etmiyor. Türkiye, içinde bulunduğumuz bölgeyi birdenbire devletlerin taraf olduğu mezhep çatışmasına sürükleyen olayı, yani Suudi Arabistan'ın Şii din alimini idam etmesini protesto etmeyerek, tarafsız konumunu kaybetti. Şimdi Cumhurbaşkanı Suud'un bu Şii âlimi ’bir iç hukuk meselesidir’ diye ’idam etme hakkı’nı savunarak Türkiye'yi ’üst aklın yönettiği’ bu kirli savaşın tarafı haline getiriyor.

Türkiye vakit kaybetmeden hızla bu ateş çemberinin dışına çıkmalı. Şii inancı ile Alevi inancı arasında hiçbir ilişki olmadığını, hatta Aleviliğin Sünniliğe göre daha yerli ve bu topraklara özgü bir inanç olduğunu hatırlatarak vurgulayalım. Mezhep ihtilaflarının bölgesel savaşın itici gücüne dönüşmesi Türkiye'nin içine Alevi-Sünni gerginliği olarak yansıyacaktır. Demek mesele Diyanet'e bırakılmayacak kadar ciddi. Devlet ile Diyanet arasındaki tarihi uzlaşmanın bugünkü derdimize derman olması mümkün değil. Alevi inancını hızla evrensel standartlarda bir statüye kavuşturmak için, Diyanet'in kırmızı çizgilerine aldırmadan cesur adımlar atılmalı.

Mümtazer Türköne
zaman.com.tr

ALİ ÇOKTUR ŞAH-I MERDAN BULUNMAZ.

Dönen dönsün, ben dönmezem yolumdan...

MUSTAFA ŞEREF,
      KEMAL GURUR,
              ATATÜRK ONURDUR...

          Memleketim Yozgat Yemen'dir ilim
                    Horasan köyünden geliyor pirim
                  Kırklar binasında var oldu yerim
                  Sıfatı Zöhre Ana Ali'dir dilim.
                                                      Pir Zöhre Ana

İçerik sağlayıcı paylaşım sitesi olarak hizmet veren Pir Zöhre Ana Forum sitemizde 5651 sayılı kanunun 8. maddesine ve T.C.K'nın 125. maddesine göre tüm üyelerimiz yaptıkları paylaşımlardan kendileri sorumludur. Sitemiz hakkında yapılacak tüm hukuksal şikayetleri İletişim bağlantısından bize ulaşıldıktan en geç 3 (üç) gün içerisinde ilgili kanunlar ve yönetmenlikler çerçevesinde tarafımızca incelenerek, gereken işlemler yapılacak ve site yöneticilerimiz tarafından bilgi verilecektir.