Birisi Mersin'de çocuklarına bakamayıp terk eden ailenin yeni doğan evlatlarını Cami avlusunda terk etmeleri. Diğeri ise Tayyip Erdoğan'ın Uşak'ta yaptığı ve kadınları üç çocuk doğurmaya çağıran açıklaması.
Bir Anne Bebeğini İşte Böyle Terk Etti.
![[Resim: bebe_ini_terketti4.jpg]](http://images.habervitrini.com/haber_resim/bebe_ini_terketti4.jpg)
Recep Tayyip Erdoğan'ın En az üç çocuk yapın sözünün tartışıldığı bu günlerde, İstanbulda kameraların da tanık olduğu trajik bir olay meydana geldi. Biri kadın 2 kişi 15 günlük bir bebeği cami avlusuna terk etti. Tüyleri diken diken eden o an bir güvenlik kamerasınca an be an kaydedildi. Bebeği tereddüt etmeden cami avlusuna terkeden kişilerin bebeğin anne ve babası olup olmadığı bilinmiyor. Ancak polis öncelikle bu ihtimali değerlendiriyor ve vicdansızların izini sürüyor. Polis merkezindeki kadın polislerden birinin talihsizliği tersine dönsün diye şovmen Beyazdan esinlenerek adını Beyazıt koyduğu erkek bebek, Sosyal Hizmetler yetkililerine teslim edildi.
Benzerleriyle defalarca karşılaşılan bebek terketme olaylarından biri bu kez bir güvenlik kamerası tarafından kaydedildi. Biri kadın iki kişi tarafından cami avlusuna bırakılan 15 günlük erkek bebek camiye gelen vatandaşlar tarafından bulundu ve koruma altına alındı. Önce hastanede götürülen bebeğin sarılığa yakalandığı belirlendi. Soruşturmayı yürüten polis merkezindeki kadın polislerden biri talihsiz bebeğin adını talihi değişsin diye şovmen Beyazdan esinlenerek Beyazıt koydu.
O AN KAMERADA
Bir bebeğin, anne ve babası olduğu sanılan 2 kişi tarafından cami avlusuna terkedilişi, bir kameranın kayıtta olduğu sırada yaşandı. Görüntülerde bebeği kucağında taşıyan bir kadın ve elinde poşet bulunan bir erkeğin caminin avlusuna girdiği görülüyor. Kayıtlarda ortalık aydınlıkken bebeği terketmekte kararlı görünen 2 kişi bunu yine de gizlice yapmak istiyor. Kısa bir incelemenin ardından bebeği avluya bırakıyor ve ortadan kayboluyor. Bu 2 kişinin bebeğin anne ve babası olup olmadığı ve bebeği terketmelerinin nedeni henüz bilinmiyor.
SARILIK OLMUŞ
Vatandaşların bulduğu bebek soğuktan korunmak için hemen camiye alındı ve polise haber verildi. Önce hastaneye götürülen 15 günlük bebeğin sarılık olduğu belirlendi. Bebek Sosyal Hizmetler görevlilerine teslim edildi.
Bebeği cami avlusuna terkeden iki kişinin izini süren polisin elindeki en önemli ipucu güvenlik kamerasının kaydettiği görüntüler. Bu görüntülerden yola çıkan polis, bebeği terk eden biri kadın 2 kişinin kimliğini belirlemeye çalışıyor.
Başbakan 3 çocuk doğurun diyor ama...
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın dün Uşak'ta yaptığı ve kadınları "üç çocuk doğurmaya" çağıran açıklaması, AKP Hükümetinin üzerinde çalıştığı istihdam paketiyle birleşince, kadınlara ev dışında çalışma şansı kalmıyor.
Hükümetin bu yıl başında üzerinde çalışmaya başladığı yeni istihdam paketi kadın işçi sayısı 100 - 150 arasında olan işyerlerindeki emzirme odaları ve 150'den fazla kadının çalıştırıldığı işyerlerinde kreş bulunması zorunluluğunu kaldırıyor.
Oysa mevcut düzenlemelere göre, 100-150 arasında kadın işçi çalıştırılan işyerlerinde 1 yaşından küçük çocukların emzirilmesi için emzirme odası kurulması, 150'den fazla kadın işçinin çalıştığı işyerlerinde 0-6 yaş çocukların bakılmaları için kreş kurulması zorunlu. Hükümetin üzerinde çaıştığı istihdam paketi ile işyerlerinin kreş açması, işyeri doktoru ve emzirme odası bulundurması zorunlulukları kaldırılması öngörülüyor.
Hükümetin istihdam paketi ilk ortaya çıktığında, gerek bayan milletvekillerinin, gerekse kadın örgütlerinin büyük tepkisini çekmişti.
Pakette yer alan unsurlar, Türkiye'de kadın haklarının geliştirilmesini "AB üyelik şartı" olarak ortaya koyan Avrupalı diplomat ve siyasetçilerin bile tepkisini çekmişti.
Ekonomik veriler de, Türkiye'de genel istihdamın AKP iktidarı döneminde artmakla birlikte, kadın istihdamında azalma olduğunu gösteriyor. 2003-2007 yılları arasında Türkiye'nin yıllık ortalama büyüme oranı % 6.7, istihdam artışı % 1.1 olduğu halde, kadın istihdamı % 0.8 oranında azaldı.
ÇALIŞMA VE KADIN ÖRGÜTLERİNİN TEPKİLERİ
Hükümetin üzerinde çalıştığı istihdam paketine tepkiler, emzirme odalarının ve kreşlerin kaldırılmasının, kadınların "zorunlu olarak eve kapanması" anlamına geleceği üzerinde birleşiyor.
İstihdam paketine karşı DİSK, "Emzirebilme, çocuğunun bakımını sağlama gibi sorunlara çözüm bulmadan kadının istihdamı nasıl sağlanabilir?" sorusunu gündeme getirirken, kadın örgütleri de paketi "mevcut hakların kaybedilmesi" olarak" nitelendiriyor.
Meclis'teki muhalefet partilerine mensup bayan milletvekillerinin de, hükümetin kadın istihdamı konusuna bakışını sert şekilde eleştiriyorlar. Hükümet, istihdam paketini ilk ortaya attığında, CHP İzmir Milletvekili Canan Arıtman, AKP'nin genel bakış açısının kadını eve hapsetmek olduğunu belirterek 'Geçen dönemde de dile getirdim. Amaç kadını iş yaşamının dışında tutmak. Bu yönde de birçok uygulama ile karşılaştık. Bazı kamu kurumlarına eleman alımında erkek olmanın koşul olarak ortaya konulduğuna şahit olduk. AKP aynı uygulamalarına devam ediyor' demişti. DSP İstanbul Milletvekili Ayşe Jale Ağırbaş ise Hükümet'in yeni istihdam paketinde yer alan uygulamayı yaşama geçirmesi halinde pek çok kadının işten ayrılmak zorunda kalacağını söylemişti.
AYLIK 250 YTL KREŞ PARASINA UNAKITAN VETOSU
Çalışma Bakanı Faruk Çelik, yeni istihdam paketinin yol açtığı tepkileri ortadan kaldırmak üzere, kadın çalışanları rahatlatacak bir "kreş fonu" üzerinde çalışıyor ve bunu pakete dahil etmek istiyordu. Kreş fonu, işverenlerin kadın çalışan sayısı kaç olursa olsun, bir kreşle anlaşmasını zorunlu kılıyor ve kreş parasının aylık 250 YTL'lik kısmının devlet tarafından karşılanmasını öngörüyordu.
Ancak yapılan hesaplamalarla bu fonun maliyetinin 530 milyon YTL'ye ulaştığı ortaya çıkınca, kreş fonu da Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın "vetosuna" uğradı.
Kadın vekillerden Erdoğan'a: Bir Erbakan'ımız daha oldu
Recep Tayyip Erdoğanın Uşakta 8 Mart Kadınlar Günü konulu bir toplantıda kadınlara en az 3 çocuk doğurun şeklindeki tavsiyesi, muhalefet partilerine mensup kadın milletvekillerinin tepkisine yol açtı. Erdoğanın sözlerini talihsiz olarak değerlendiren kadın milletvekilleri, Başbakanın önce eğitim, sağlık ve istihdam sorununu çözmesi ondan sonra kadınlara tavsiyede bulunması gerektiğini söylediler. CHP Ankara Milletvekili Nesrin Baytok ise müjde bir Erbakanımız daha oldu" dedi.
Başbakan Erdoğanın Dünya Kadınlar Günü?nde kadınlara en az 3 çocuk doğurmalarını tavsiye etmesi, muhalefet partilerine mensup kadın milletvekillerinin tepkisine neden oldu. Kadın milletvekilleri Erdoğanın sözlerini şöyle değerlendirdi:
CHP Ankara Milletvekili Nesrin Baytok: Başbakan giderek Erbakanlaşıyor. Tamam kadınlar en az 3 tane doğursun ama Başbakan önce şu soruya cevap versin, bu çocuklara anne babaları nasıl aş, iş verecek, nasıl gelecek sağlayacak. Başbakanın en az 3 tane doğurun derken bu sorunun da yanıtını vermesi lazım. Adaletli bir gelir dağılımını sağlayabilirseniz, işsizlik sorununu, eğitim ve sağlık sorunlarını çözebilirseniz, genç nüfus önemli. Ama bu sorunları çözemediğiniz durumda, aileler dünyaya getirdikleri çocukları cami avlusuna, karakol önüne bırakmak durumunda kalır. Başbakan bıraksın, aileler kaç çocuk dünyaya getireceklerine kendileri karar versin, başbakan da eğitim, sağlık ve istihdam sorunlarını nasıl çözeceğini düşünsün. Bu sözler karşısında ben sadece müjde bir Erbakan?ımız daha oldu diyebiliyorum.
BU SÖZ BÜYÜK TALİHSİZLİK
CHP Adana Milletvekili Nevin Gaye Erbatur: Başbakanın söylemini doğru bulmuyorum. 1994 yılında imzalanan Kahire Nüfus Konferansına göre kadına hiç kimse şu kadar çocuk doğur ya da doğurma diyemez. Kaldı ki kadın sağlığı açısından bakıldığında da bir kadın en fazla 4 çocuk doğurmalıdır, doğumlar arasında da en az 2 yıl olmalıdır. Günümüzde ülke nüfusunun yarısı 25 yaş altı. Eğitim ve istihdam sorunları ortada. İstihdam ve eğitim sorununu çözmeden çocuğu dünyaya getirmek, bunu teşvik etmek büyük yanlış. Keşke herkes Başbakan gibi şanslı olabilse. Ancak her simit satan başbakan olamıyor ya da refah düzeyini yükseltemiyor. Ben böyle bir sözün Başbakan tarafından söylenmiş olmasını büyük talihsizlik olarak görüyorum. Bu konudaki karar ailelere bırakılmalı, aileler de bakabilecekleri, gelecek sağlayabilecekleri kadar çocuk doğurmalı.
CHP İstanbul Milletvekili Fatma Nur Serter: AKP ve AKP yandaşı görüşlerin kadına bakışı bu. Bugüne kadar nüfus artışını teşvik eden bir politika izlediler, bu politikayı da sürdürüyorlar. Çok çocuk sahibi olan kadın eve hapsolur, ev kadını olur. AKP de bu politikalarla hem kadını eve hapsetmek istiyor hem de nüfus artışını teşvik ediyor.
BU ZİHNİYET KADINI DOĞURAN VARLIK OLARAK GÖRÜYOR
CHP İstanbul Milletvekili Necla Arat: Nüfus planlamasının bir ülke için ne kadar önemli olduğunu bir başbakanın bilmesi gerekir. Aile planlaması kişisel iradeyle bağlantılıdır. Kadına en az 3 çocuk doğur demek, kutsal anneler mantığının ürünüdür. Kadın hakları son sosyal sigortalar ve genel sağlık sigortası ile önemli ölçüde budanmışken, genç nüfusun işsizlik ve eğitim sorunları ortada iken, bebek ve anne ölümleri ortada iken bütün bu sorunları çözmeden çocuk doğurun demek büyük yanlıştır. İnsanlar çocuğuna, kocasına iş istiyor, aş istiyor. En büyük şikayetleri yoksulluk ve açlık. Tablo bu iken başbakanın kesinlikle böyle bir söylemi benimsememesi lazım. Ancak Başbakan, belediye başkanlığı döneminde de yaptı aynı şeyi; çok çocuklulardan su parası almayacak dedi. Dolayısıyla zaten böyle bir zihniyeti var, bu zihniyet de kadını doğuran bir varlık olarak görüyor. Ne kadar maskelemeye çalışırlarsa çalışsınlar bir yerde patlak veriyor.
BU SÖZ YANLIŞ
MHP İzmir Milletvekili Şenol Bal: Başbakanın kendi görüşü, ancak 8 Mart Dünya Kadınlar Gününde söylenecek çok şey varken böyle bir sözü söylemek yanlış. Başbakan önce istihdam meselesini nasıl çözecek, nasıl bir program uygulayacak, eğitimdeki sorunlar konusunda ne yapacak, bunları konuşsun. Gençlerin gelecek korkusu yaşamaması lazım, Başbakan gençlerin bu korkusuna nasıl bir çözüm üretecek, ekonomiyi nasıl düzeltecek, tam bağımsız Türkiyeyi nasıl sağlayacak, bunları konuşsun. Başbakan önce çocukların, gençlerin geleceğini teminat altına alsın, ondan sonra konuşsun, insanlara en az üç çocuk doğurmaları tavsiyesinde bulunsun.