Yezid'in hüküm sürdüğü sene ne ise bugün de yaşananlar o günden farksızdır...

Çile...

Ehlibeyt çilesi... Dün Ehlibeyt evliyalarına yapılan ne ise bugün de Mürşit Zöhre Ana'ya yapılan O'dur...

Şahımerdan Ali ve Muhammed Mustafa'nın Ehlibeyt'ine ve Evliyalarına -Pir Sultan Abdal, Nesimi, Mansur'a kıyanlar, olmadık hakaretlerde bulunanlar, iftira atanlar, egemen din anlayışının gücünü arkasına alıp çile çektirenler bugün 21.yüzyılda yine nefsini şeytana "Yezid'e" satarak şahsi menfaatler uğruna olmadık yalancılıklara, olmadık iftiralara başvurmak suretiyle Ehlibeyt'in ahir zamandaki Evliyasının adını haşa karalamaya yeltenmektedirler.

Her zaman söyledik söylemeye devam edeceğiz.

Ehlibeyt'in sonunu getiremeyeceksiniz !..

Kazdığınız kuyularda,
Kurduğunuz "kutsal ittifak"larda boğulup,evrenin sonsuzluğunda yok olup gideceksiniz !..

Ehlibeyt'in kökü ,zem zem çeşmesi Şahımerdan Ali'dir. Ne zaman ki haşa Allah'a gücünüz yeter iş te o zaman ümitlenin,iş te o zaman sevinin...

Alevi olup ta "Yezid" ile ihtişama dalanlar bilsinler ki gaflet, dalalet ve hıyanet içerisindesiniz...
Alevilik 1500 yıldır var olan ve tarihi boyunca kendisine yönelen tüm saldırılara karşın mevcudiyetini sürdürebilen bir inanç yolu olarak elbette ki ebediyen yaşayacaktır. Bundan kuşku duymuyoruz !

Zöhre Ana ile kendi kabuğuna çekilmiş olmaktan kurtulup dışa açılan, yaşamın her alanında varlığını gösteren, kitleselleşerek büyüyen yeni bir "Alevi/Bektaşi" bilinci oluşmaktadır.

Bu bilincin oluşturulabilmesi için geçmişte yaşananların çok iyi bilinmesi ve geleceğe dair perspektifin bu çerçevede çizilmesi gerekmektedir.

Aleviler, yüzyıllardır dışlanan, tahriklere uğrayan,aşağılanan, sürülen ve katliamlara uğrayan bir topluluktur. Bundan dolayıdır ki yukarıda ifade edilen "Alevi Bilincinin" oluşturulması hayati önem arz etmektedir.


Hak Muhammet Ali yolunun yani Aleviliğin karanlık ve çıkmaz sokaklara sokulduğu, inanç ve ibadetlerin asimilasyona uğradığı , yolumuzun sahipleri olan Muhammed-Ali'nin isimlerinin inancımızdan yok edilmeye çalışıldığı, Aleviliğin Sünni inançtan ayrılmış tasavvufi bir yorum olarak tanımlandığı , Aleviliğin bir cemaat, tarikat, kültür ve felsefe olarak değerlendirildiği... Ayrıca ahlâki erozyonun yaşandığı, insan hak ve hukukunun sonuna kadar çiğnendiği, toplumda sevgisizliğin ve güvenin yok olduğu, birlik ve beraberliğin zedelendiği bu ahir zamanda yine bir Evliyasını bu sefer Mürşit Zöhre Ana'yı toplumun önüne rehber olarak göndermiştir. 1982 yılından bu yana Hakkın Velilik makamına erişen ve aralıksız 31 yıldır bu misyonu geceli gündüzlü yerine getiren Mürşit Zöhre Ana'nın bugün on binlerce seveni ve yoluna yürüyeni vardır. İnsanlar artık O'nun avazında toplanmakta, O'n un yol göstericiliğinde gerçek el değmemiş Aleviliği yaşamaktadır.

Mezhep,dil,din, ırk,cinsiyet ayrımı yapılmayan, Muhammed Ali yolunun sürüldüğü, Cem'lerinin yapıldığı, fakirlere yemeklerin verildiği, cenaze hizmetlerinin yapıldığı, gençlerin ve çocukların sosyal ve toplumsal olarak gelişmelerini sağlamak için faaliyetlerin yapıldığı (tiyatro,folklor,saz kursu vb.) , Üniversitede "Tıp Fakültesi, Mühendislik, Öğretmenlik" gibi bölümlerde okuyan gençlerimize bursların verildiği bir hizmet mekanını "İRTİCA" kelimesi ile ifade etmek başta Zöhre Ana'ya olmak üzere bu Hizmet Binasından yararlanan tüm insanlara da büyük bir haksızlıktır.

Hak Muhammet Ali ,Ehlibeyt ve 12 İmam yoluna, Atatürk'e ve Laik Cumhuriyet ilkelerine bağlılıktan asla ödün vermeyeceğimizi belirterek bu ilkelere sahip çıkan herkesin dostumuz olduğunu özellikle vurgulamak isteriz.