''Türk kadını dünyanın en münevver, en faziletli ve en ağır kadını olmalıdır. Ağır siklette değil, ahlakta, fazilette ağir, vakur bir kadın olmalıdır. Türk kadınının vazifesi, Türk’ü zihniyetiyle, azmiyle muhafaza ve mudafaaya kadir nesiller yetiştirmektir. Milletin menbaı, hayat-ı içtimaiyenin esası olan kadın, ancak faziletkar olursa vazifesini ifa edebilir. Herhalde kadın çok yüksek olmalıdır. Burada Fikret merhumun cümlece malum olan bir sözünü hatırlatırım: ‘Elbet sefil olursa kadın, alçalır beşer".
"Bizim dinimiz hiçbir vakit kadınların erkeklerden geri kalmasını talep etmemiştir. Allah’ın emrettigi şeyi kadın ve erkek beraber olarak ilim ve kültür edinmeleridir. Kadın ve erkek, bu ilim ve kültürü aramak ve nerede olursa oraya gitmek ve onunla dolu olma zorundadır. İslam ve Türk tarihi tetkik edilirse görülür ki bugün kendimizi bir türlü kayıtları bağlı zannettiğimiz şeyler yoktur. Türk sosyal hayatında kadınlar ilim, kültür ve diğer hususlarda erkeklerden katiyen geri kalmamışlardır. Belki daha ileriye gitmişlerdir."
"Dünyada hiçbir milletin kadını, milletini kurtuluşa ve zafere götürmekte, Anadolu kadınından daha fazla çalıştım diyemez."
Atatürk'ün Türk Kadını İle İlgili Sözleri
Konu Sahibi / Yazar
HEROCUK
Kategori / Forum
Atatürk Sözleri ve Fikirleri
Yorumlar / Cevaplar
1
Okunma / Görüntüleme
6013
Atatürk'ün Türk Kadını İle İlgili Sözleri
Atatürk'ün Türk Kadını İle İlgili Sözleri
İnsan topluluğu kadın ve erkek denilen iki cins insandan oluşur. Kabil midir bu kütlenin bir parçasını ilerletelim ötekini ihmal edelim de kütlenin bütünü ilerleyebilsin? Mümkün müdür ki bir cismin yarısı toprağa bağlı kaldıkça öteki yarısı göklere yükselebilsin?
Ey kahraman Türk kadını! Sen yerde sürünmeye değil omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın.
Bazı yerlerde kadınlar görüyorum ki başında bir bez peştemal veya buna benzer birşeyler asararak yüzünü gözünü gizler ve yanından geçen erkeklere karşı arkasını çevirir veya yere oturarak yumulur. Bu tavrın manası neye delalet eder? Medeni bir millet anası bir millet kızı için bu garip şekiller bu vahşi vaziyet nedir? Bu hal milleti çok gülünç gösterir ve derhal düzeltilmesi lazımdır..
Onlar yüzlerini cihana göstersinler ve gözleri ile cihanı dikkatle görebilsinler. Bunda korkulacak hiçbir şey yoktur. Önemli olarak şunu ihtar edeyim ki bu halin muhafazasında inat ve taassup hepimizi en az kurbanlık koyun olmak istidadından kurtaramaz....
31 Temmuz 1932′ de Türkiye güzeli Keriman Halis’ in Belçika’ da yapılan yarışmada dünya güzeli seçilmesi üzerine Atatürk O’na ‘Ece’ ünvanını verir ve Türk kadınına şöyle seslenir:‘Şunu ilave edeyim ki! Türk ırkının dünyanın en güzel ırkı olduğunu tarihten bildiğim için Türk kızlarından birisinin dünya güzeli seçilmiş olmasını çok tabii buldum. Fakat Türk gençlerine bu münasebetle şunu hatırlatmayı da lüzumlu görürüm: Övünç duyduğumuz tabii güzelliğinizi fenni tarzda muhafaza etmesini biliniz ve bu yolda uyanık olunuz ve bu gelişmelerin aralıksız gerçekleşmesini ihmal etmeyiniz. Bununla beraber asıl uğraşmaya mecbur olduğumuz şey analarınızın ve atalarınızın oldukları gibi yüksek kültürde ve yüksek faziletle dünya birinciliğini elde tutmaktır.
Türk kadınının dünya kadınlığına elini vererek dünyanın barış ve güveni için çalışacağına emin olabilirsiniz.
Kadınlarımız için asıl mücadele alanı asıl zafer kazanılması gereken alan biçim ve kılıkta başarıdan çok ışıkla bilgi ve kültürle gerçek faziletle süslenip donanmaktır. Ben muhterem hanımlarımızın Avrupa kadınlarının aşağısında kalmayacak aksine pek çok yönden onların üstüne çıkacak şekilde ışıkla bilgi ve kültürle donanacaklarından asla şüphe etmeyen ve buna kesinlikle emin olanlardanım.
‘Bu millet esas terbiyesini aileden almaktadır. Türk milleti öyle analara sahiptir ki her bir devrin büyük adamlarını bu analar yetiştirmiştir. Türk kadını daha büyük nesiller yetiştirmeye kabiliyetlidir.
[COLOR="Sienna"]Türk kadınına 1935 yılında seçme ve seçilme hakkı tanınmıştır. Bu vesile ile bakın Atatürk nasıl seslenir:
Bu karar Türk kadınına sosyal ve siyasi hayatta bütün milletlerin üstünde yer vermiştir. Çarşaf içinde peçe altında ve kafes arkasındaki Türk kadınını artık tarihlerde aramak lazım gelecektir. Türk kadını evdeki medeni mevkiini selahiyetle işgal etmiş iş hayatının her safhasında muvaffakiyetler göstermiştir. Siyasi hayatla Belediye seçimleriyle tecrübe kazanan Türk kadını bu sefer de milletvekili seçme ve seçilme suretiyle haklarının en büyüğünü elde etmiş bulunuyor. Medeni memleketlerin birçoğunda kadından esirgenen bu hak bugün Türk kadınının elindedir ve onu selahiyet ve lihakatle kullancaktır.
Ne mutlu bir Atatürk yetiştiren Türk kadınına ne mutlu O’na sahip olan Türk milletine…
Ey kahraman Türk kadını! Sen yerde sürünmeye değil omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın.
Bazı yerlerde kadınlar görüyorum ki başında bir bez peştemal veya buna benzer birşeyler asararak yüzünü gözünü gizler ve yanından geçen erkeklere karşı arkasını çevirir veya yere oturarak yumulur. Bu tavrın manası neye delalet eder? Medeni bir millet anası bir millet kızı için bu garip şekiller bu vahşi vaziyet nedir? Bu hal milleti çok gülünç gösterir ve derhal düzeltilmesi lazımdır..
Onlar yüzlerini cihana göstersinler ve gözleri ile cihanı dikkatle görebilsinler. Bunda korkulacak hiçbir şey yoktur. Önemli olarak şunu ihtar edeyim ki bu halin muhafazasında inat ve taassup hepimizi en az kurbanlık koyun olmak istidadından kurtaramaz....
31 Temmuz 1932′ de Türkiye güzeli Keriman Halis’ in Belçika’ da yapılan yarışmada dünya güzeli seçilmesi üzerine Atatürk O’na ‘Ece’ ünvanını verir ve Türk kadınına şöyle seslenir:‘Şunu ilave edeyim ki! Türk ırkının dünyanın en güzel ırkı olduğunu tarihten bildiğim için Türk kızlarından birisinin dünya güzeli seçilmiş olmasını çok tabii buldum. Fakat Türk gençlerine bu münasebetle şunu hatırlatmayı da lüzumlu görürüm: Övünç duyduğumuz tabii güzelliğinizi fenni tarzda muhafaza etmesini biliniz ve bu yolda uyanık olunuz ve bu gelişmelerin aralıksız gerçekleşmesini ihmal etmeyiniz. Bununla beraber asıl uğraşmaya mecbur olduğumuz şey analarınızın ve atalarınızın oldukları gibi yüksek kültürde ve yüksek faziletle dünya birinciliğini elde tutmaktır.
Türk kadınının dünya kadınlığına elini vererek dünyanın barış ve güveni için çalışacağına emin olabilirsiniz.
Kadınlarımız için asıl mücadele alanı asıl zafer kazanılması gereken alan biçim ve kılıkta başarıdan çok ışıkla bilgi ve kültürle gerçek faziletle süslenip donanmaktır. Ben muhterem hanımlarımızın Avrupa kadınlarının aşağısında kalmayacak aksine pek çok yönden onların üstüne çıkacak şekilde ışıkla bilgi ve kültürle donanacaklarından asla şüphe etmeyen ve buna kesinlikle emin olanlardanım.
‘Bu millet esas terbiyesini aileden almaktadır. Türk milleti öyle analara sahiptir ki her bir devrin büyük adamlarını bu analar yetiştirmiştir. Türk kadını daha büyük nesiller yetiştirmeye kabiliyetlidir.
[COLOR="Sienna"]Türk kadınına 1935 yılında seçme ve seçilme hakkı tanınmıştır. Bu vesile ile bakın Atatürk nasıl seslenir:
Bu karar Türk kadınına sosyal ve siyasi hayatta bütün milletlerin üstünde yer vermiştir. Çarşaf içinde peçe altında ve kafes arkasındaki Türk kadınını artık tarihlerde aramak lazım gelecektir. Türk kadını evdeki medeni mevkiini selahiyetle işgal etmiş iş hayatının her safhasında muvaffakiyetler göstermiştir. Siyasi hayatla Belediye seçimleriyle tecrübe kazanan Türk kadını bu sefer de milletvekili seçme ve seçilme suretiyle haklarının en büyüğünü elde etmiş bulunuyor. Medeni memleketlerin birçoğunda kadından esirgenen bu hak bugün Türk kadınının elindedir ve onu selahiyet ve lihakatle kullancaktır.
Ne mutlu bir Atatürk yetiştiren Türk kadınına ne mutlu O’na sahip olan Türk milletine…
[FONT="Arial Black"][B]MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
[/B]
Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi