You need to enable JavaScript to run this app.

Skip to main content

'Atatürk'ü Tarihe Gömmek İsteniyor'

'Atatürk'ü Tarihe Gömmek İsteniyor'

Posting Freak
'Atatürk'ü Tarihe Gömmek İsteniyor'
[Resim: 12.jpg]

Geçtiğimiz hafta bir kitap yayınlandı. İsmi "Türkiye Kime Kalacak?" ama alt başlığı daha ilginç: "Başbakan'ın yazdırdığı kitap". Yazarı ise yılların ekonomi gazetecisi, Osman Ulagay. T24 internet sitesinden Hazal Özvarış, Ulagay ile kitabı neden Başbakan'ın yazdırdığını konuştu. İşte sorduğu sorular ve aldığı çok çarpıcı yanıtlardan bir demet:

"Başbakan Erdoğan yazdırdı bu kitabı bana." Osman Ulagay, "Türkiye Kime Kalacak?" başlıklı son kitabına bu cümleyle başlıyor.

MİLLİYET'TEKİ SON YAZISI

Sebebi, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 26 Şubat 2010'da söylediği cümleler:

"Herkes fikrini söylemekte serbesttir. Gayet güzel de böyle belirlenmiş şeyler var. O insanlara o kalemleri teslim edenler de der ki 'Kusura bakma kardeşim, bizim dükkânda sana yer yok.' Çünkü herkes vitrinine layık olanını koyar..."

Ulagay'ın bir gün sonraki, "Başbakan'ın 'dükkân'ında bana yer yok" başlıklı yazısı Milliyet'te yayımlandı. Ancak bu, Milliyet'teki son yazısı oldu. Bu yazıyı izleyen "Medya patronları Başbakan'a cevap vermeyecek mi?" yazısı Doğan Medya Grubu'nun "Başbakan'a cevap vermeme" kararı gerekçe gösterilerek yayımlanmadı. Bunun üzerine Ulagay, "sessiz bir protesto" ile Milliyet'ten ayrıldı.

Ardından geçen zamanda masanın başına oturan Ulagay, "Herkesi kızdıracak" dediği bu kitabı yazdı ve yaklaşık 35 yıldır ekonomiye odaklanan bir yazar olarak kendisinden duymaya alışık çok olmadığımız ifadeler kullandı: Tehlike, korku, ürküntü, kâbus... Nedenini öğrenmek için Ulagay'a sorduk:

'60 SENEDİR DEĞİŞMEYEN İLKELER BENİ ÇILDIRTIYOR'

AKP Gerçeği ve Laik Darbe Fiyaskosu'nu "Sabrım taştığı için yazdım" demiştiniz. Bu kitabınızda da laiklerin tavrı için "Çıldırıyorum" diyorsunuz. Nedir sizi çıldırtan?

Temel nedeni şu: Laik kesim diye tanımlayabileceğimiz kesimin yıllardır savunduğu, kemikleşmiş bazı ilkeler var. Kendilerine göre tanımladıkları Atatürk ilkelerini savunuyorlar ve Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyet'i devam ettirme kaygısı taşıyorlar. Fakat bunu yaparken Atatürk'ü bir isim olarak yaşatmanın ve her yıl 10 Kasım gibi vesilelerle ona bağlılıklarını belirtmenin Atatürk'ün düşüncesini canlı tutmaya yeterli olacağını düşünüyorlar. Hâlbuki yaşadığımız deneyim gösteriyor ki bu yeterli değil!

Böyle yaparak, laik kesim sadece sınırlı bir çevrede etkileşim sağlamış oluyor. Ancak, Atatürk Türkiye'de sadece yüzde 20'lik bir kesim için değil, çok daha büyük bir kesim için önemli. Onları kazanabilmek ve Türkiye siyasetinde etkili olabilmek için 60 senedir değişmeyen ilkelerle Atatürk'ü savunmak artık geçerli bir yöntem değil. Bunun da hâlâ anlaşılamamış olması beni çıldırtıyor. Atatürk'ü gerçekten yaşatmak istiyorsak ve Cumhuriyet ilkelerinin günümüze uyarlanmasını istiyorsak bunu aşmamız lazım.

"Sabah kalkıp Yılmaz Özdil ve Bekir Çoşkun okuyarak güne başlayan" bir laik kesimden bahsediyorsunuz. Laik kesimin portresini nasıl çiziyorsunuz?

Laik kesim, uzun yıllar kendisini Türkiye'nin, bir anlamda, yol göstericisi olarak görmüş ve bunun verdiği bir özgüven var. Eninde sonunda Türkiye'nin Atatürk'ün öngördüğü tarzda bir ülke olabileceği inancı taşıyorlardı. Fakat değişen dünya ve Türkiye'nin gerçekleri bu inancı çok sarstı. Onlar da bu güvencelerini terk etmeye başladılar. Nihai güvence olarak görülen asker faktörünün devre dışı kalması bunu daha da arttırdı. Dolayısıyla bu kesimin içerisinde dayanışma ihtiyacı büyük ölçüde arttı. Bu dayanışma ortamını sağlayan bu yazarlar da onlar için önemli.

Sabah kalkıp da, bir gün önce duyduklarının moral bozukluğuyla kalkıp, onların duygularını paylaşan bir yazarın yazısıyla karşılaşmak onlara iyi geliyor. Bunu daha önce İlhan Selçuk için de çok düşündüm. Bu test de edildi. İlhan Selçuk'un Cumhuriyet'ten ayrıldığı dönemlerde Cumhuriyet'in okur sayısı birdenbire 40-50 bin azaldı. Şimdi o fonksiyonu ifade eden Yılmaz Özdil, Bekir Çoşkun var.

BEKİR COŞKUN VE YILMAZ ÖZDİL AKP'NİN İŞİNE YARIYOR

Kitapta "Bu yazarları okuyarak avunma kültürünün gidişatı değiştirmek için başka şeyler yapmak gerektiğini idrak etmeyi önlediğini" öne sürüyorsunuz. Yani bu yazarlar, içe dönük laik kesimin bir nevi "gazını alarak" son kertede AKP yararına bir işlev mi sergilemiş oluyor?

Maalesef, bu içine kapanma tavrı, bu kesimin giderek daralmasına yol açıyor. Ben buna "avunma ve avutma kültürü" diyorum. O yazarlar da bu fonksiyonu sağladıkları için, o insanları farklı düşünmeye, başka çözümler aramaya çalışmaktan alıkoyuyor belki. "Biz bu şekilde kendi çevremizde yaşayabiliriz" diyorlar ve bu, onların zayıflamalarına yol açıyor.(...)

Başbakan'ın "Herkes vitrinine layık olanı koyar" sözleri üzerine kaleme aldığınız "Medya patronları Başbakan'a cevap vermeyecek mi" yazınızın Milliyet'te yayımlanmaması nedeniyle köşenizi bıraktınız. Siz bugün bu kâbusu mu yaşıyorsunuz?

Şimdi ben kâbus dediğim noktaya doğru bir gidiş olduğunu söylüyorum. Muhalefete tahammülsüzlük giderek artıyor. Medya üzerindeki baskı artıyor. Ben Milliyet'teki köşemi bıraktıktan sonra geçen süre içinde, birçok gazeteci ve yazarın yazı yazma veya televizyonda görünme olanağı kalmadı. Birçok isim sayabilirim... (...)

Tehlike, ürküntü, korku gibi sıklıkla kullandığınız kelimeler karşı çıktığınız laik kesimin "Tehlikenin farkında mısınız" sözlerini çağrıştırıyor. Fark nerede?

"Tehlikenin farkında mısınız?" sorusunu soran laik kesim kendi açısından tehlikenin farkında ama buna karşı çare üretemiyor, çünkü çareyi geçmişte arıyor. Ben onların dışında kalan bir kesime, "Canım bunlar da iyi kötü yönetiyor ülkeyi. Şikâyet edecek neyimiz var" diyenlere, Ak Parti'nin görüşlerini tam olarak benimsemedikleri halde onu kötülerin iyisi olarak görüp, daha iyiyi aramayan kesime mesaj vermek istiyorum. AKP'yi demokratikleşme umudu ile uzun süre desteklemiş olanların bir kısmı yavaş yavaş bu umudun sınırına gelindiğini görüyor zaten.

Liberalleri mi kast ediyorsunuz?

Liberalleri, Kürt sorununda AKP'nin çözüm getireceğine inananları, AKP'nin askeri vesayeti kaldırarak Türkiye'yi özgürlükçü demokrasiye götüreceği umudunu taşıyanları kastediyorum.

LİBERALLER BU KADAR DESTEK VERMESE AKP ŞIMARMAZDI

Kitabınızda da "AKP, liberalleri mükemmel bir şekilde kullandı" diyorsunuz. Peki, liberaller neden kendilerini kullandırdı? Sebep, bir yerde telaffuz ettiğiniz astronomik ücretler mi?

Astronomik ücretler, her dönemde olmuştur. Bugün de AKP'nin kendine yakın gördüğü kimseler, AKP'nin üzerinde sörf yaptığı dalganın içinde yer alanlar var. Onlar da bu durumdan yararlanıyor. Dolayısıyla onların AKP'yi savunmaya devam etmeleri anlaşılır bir şey. Ben daha çok o kesim içinde yer almayan, AKP'yi bir demokratik dönüşümün partisi olarak görenler açısından bunu söylüyorum.

Bu bizim entelektüellerimizin bir bölümünde uzun zamandır görülen bir zafiyet. Toplumun geniş kesimiyle güçlü bağ kuramayan ve bu bağı kurmadan iktidar ve nüfuz sahibi olma hevesine kapılmaktan kaynaklanan bir durum var. İktidar ve nüfuz sahiplerine, sizin görüşünüze çok yakın olmasalar da, yakın durduğunuz zaman, o iktidarın pozisyonunu desteklemiş oluyorsunuz. Ayrıca askeri vesayetin yükünü üzerinde hisseden insanlar da, AKP'de bunu ortadan kaldıracak bir potansiyel gördükleri için ona destek verdiler. AKP ve yandaşları, askeri vesayeti onların desteğiyle etkisiz hale getirirken bunun sonuçlarını tam olarak kestiremediler. Bu yüzden şimdi eğer AKP kendi hegemonyasını, tek parti rejimini kurarsa onlar gene umduklarını bulamayan kesimde yer alacaklar...

Yani aydınlar AKP'ye bol kepçeden mi destek attı?

O desteği verirken, daha rezervli davranmak lazımdı. AKP'ye sınırsız destek vermek yerine bunun sınırlı olduğunu hissettirerek vermek gerekirdi. Öyle olsaydı, AKP bu kadar şımarmayabilirdi.

AKP sizce ne zaman şımardı?

Bilhassa 2007 sonrasında. İlk beş yılda bu konular çok fazla tartışılmıyordu. Cumhurbaşkanlığı seçimleri, referandum kırılma noktaları oldu. (...)

'ATATÜRK'Ü TARİHE GÖMME SONDAJI YAPILIYOR'

Gülen hareketi, AKP'ye karşı siyasi bir alternatif mi?

Bunu söylemek zor, kendi içlerinde bugüne kadar dayanışma gösteren, referandumda ve son seçimde bunu kanıtlayan AKP ve Gülen hareketinin bundan sonra ne yapacağını kestirmek kolay değil. Bir yerde siyaseti ete kemiğe büründürdüğünüzde, önümüzde anayasa süreci var, yerel seçimler var, Cumhurbaşkanlığı seçimi var, başkanlık sistemi özlemleri var, AKP'nin üç dönem sınırlaması var... Ayrıca, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün bazı konularda hükümetle tam örtüşmeyen beyanları var. MİT olayından sonra ortaya çıkan tartışmalarda, "Bizim aramızda ayrışma olamaz" çıkışlarına rağmen arka plana baktığınızda bir farklılaşmanın olduğunu görüyorsunuz.

Gülen hareketi ile AKP'nin ortaklaştığı noktalardan da bahsediyorsunuz ve bu kesim için söz konusu ettiğiniz "100 yıllık fırsattan" bahsederken "Atatürk'ü tarihe gömmek" gibi keskin bir ifade kullanıyorsunuz. Sizce vesayete karşı çıkarken Gülen hareketi ile AKP Atatürk'ü de tarihe mi gömmek istiyor?

Fethullah Gülen'e çok yakın olduğu bilinen Zaman gazetesi yazarı Hüseyin Gülerce, 12 Haziran seçimi öncesinde "100 yıllık vesayet rejiminin sonu geliyor" dedi ve bunun mutluluğunu yaşadı. Burada 1923 ile Mustafa Kemal'in damgasını taşıyan Cumhuriyet'in kuruluş ilkeleriyle bir hesaplaşma söz konusu. Atatürk'ü tarihe gömmeyi amaçlayan yolu açmak için sondaj çalışmaları yapılıyor şimdi. Referandum sürecinde, "cemaat devlete sızdı" suçlamasına karşı kendi hareketine savunurken Fethullah Gülen'in söylediği önemli bir söz var: "Asıl sızmayı yapanlar, Anadolu'ya dışardan gelip ülkenin kaderi üzerine söz sahip olanlardır" anlamına gelen bir söz. Bu tanım kimleri kapsıyor acaba?

Selanik'ten gelenleri mi?

Öyle alırsanız içlerinde Mustafa Kemal de var. Fethullah Hoca'ya "Atatürk'ü nasıl değerlendiriyorsunuz" dediğiniz zaman belki bu ifadeyi kullanmaz ama kendi yandaşlarını savunma pozisyonuna gelince bunu söyleyebiliyor. Ak Parti ve Gülen hareketi, eğer farklı bir Cumhuriyet, farklı bir Türkiye oluşturma hedefini sonuna kadar götürürlerse bence Atatürk'ü de dışlamaları gerekiyor.

13 Nisan 2012 Cuma
Kaynak: haberler.com
Benim Siyasetim İnsan Sevgisidir.
Pir Zöhre Ana





Alevi Türküleri - Alevi Haber -Alevi Köyleri - Alevi Ünlüler
Posting Freak
'Atatürk'ü Tarihe Gömmek İsteniyor'
Tarih Yazanlar Tarihe gömülemez
Nefsi “Pir”in gölgesinden başka hiçbir şey öldüremez; o “nefs öldüren”in eteğini sımsıkı tut.
''HZ MEVLANA''

ÜSEYİN'in Aşkına Şahitsen, Bu Şahadet Kutlu Olsun... Sen ÜSEYİN'in Aşkı ile Her Dem Diri Kalanlardansın, Ve Sen
'' Aşkın Şehidi'sin!..''
Ben HZ. ÜSEYİN'DEN NASIL YAŞAMAYI VE NASIL ÖLMEYİ ÖĞRENDİM
ÇELEBİ
Posting Freak
'Atatürk'ü Tarihe Gömmek İsteniyor'
Tarihin karanlık sayfalarına gömülenler, genelde değişik maskeler altında gizlenerek gezinen insan görüntüsündeki şeytanlar olmuştur...

Tarihin her safhasında ışığı sönmeyen, isimleri bayaz sayfalarda büyük harflerle yazılanlar ise hep insanlık önünde bir rehber olmuş, Allah'ın nurundan yaratılmış insan sıfatında kendini bildiren Allah'ın Aslanları olmuştur. İşte O Aslanlardan biri de Mustafa Kemal Atatürk'tür...

Allah'tan gelenin önünde kul durabilir mi? Atatürk Haktan gelen bir kurtarıcıdır...

Haktan gelene karşı koyma ahmaklığında bulunmak, ancak firavunların işidir...
Mustafa dediler benim adıma
Bir sıfatı Ali bindi atıma
Şimdi de ZÖHRE ANA geldi sıfata
Duyulsun şanımız Yüce Allah' a

(PİR ZÖHRE ANA)
Posting Freak
'Atatürk'ü Tarihe Gömmek İsteniyor'
Çingeneye padişahlık vermişler önce babasını asmiş.Hey beyler burası Türkiye Cumhuriyeti
burada cemaatlere cüppelilere yer yok.Ne çabuk da şalvarlı takkeli olup çıktınız.
Geçmişde binlerce şehit ile nasıl uygar bir ülke yaratildıysa onlar har daim gözler önünde olduğundan tarih
tekerrür ederse o ATATÜRKÜ tarihe gömenler kendilerini tekrar tarihe gömeceklerdir.
Cihana gelmişim Mustafa diye
Atatürk büyüktür sıfat kim ile
Allahın yolunda dervişler ile
Mürşüt kapısıdır Zöhre Ana size


PİR ZÖHRE ANA
Posting Freak
'Atatürk'ü Tarihe Gömmek İsteniyor'
adgan yazdı:Tarihin karanlık sayfalarına gömülenler, genelde değişik maskeler altında gizlenerek gezinen insan görüntüsündeki şeytanlar olmuştur...

Tarihin her safhasında ışığı sönmeyen, isimleri bayaz sayfalarda büyük harflerle yazılanlar ise hep insanlık önünde bir rehber olmuş, Allah'ın nurundan yaratılmış insan sıfatında kendini bildiren Allah'ın Aslanları olmuştur. İşte O Aslanlardan biri de Mustafa Kemal Atatürk'tür...

Allah'tan gelenin önünde kul durabilir mi? Atatürk Haktan gelen bir kurtarıcıdır...

Haktan gelene karşı koyma ahmaklığında bulunmak, ancak firavunların işidir...

******************************************************

Vallahi da billahi da, Şeytan Ehlibeyti ve onun yolundan gidenleri, hiç sevmedi .

Şimdide, Şeytanın yolundan gidenler, Yüce ATAmı mı Sevecekler, Asla.

Her gönülde bir aslan yatar. Bizim Gönlümüzdede ,Yüce ATAM ,yatar.

Sevmiyenlerinkinde de , Şeytan yatar.

*********************************************************
ON İKİ  İMAMLAR
*** *** *** *** *** *** *** *** *** ***
  1. İmam ALİ
  2. İmam CAFER
  3. İmam ZEYNEL
  4. İmam BAKIR
  5. İmam RIZA
  6. İmam CAFERİ SADIK
  7. İmam HASAN
  8. İmam TAĞI NAĞI
  9. İmam MEHDİYE HÜDA
10. İmam HÜSEYİN,İ DEŞTİ KERBELA
11. İmam CAFER -İ ZÖHRE YE HİBA
12. KIRKLAR DERGAHA


*** *** *** *** **** *** *** *** **** ***
Posting Freak
'Atatürk'ü Tarihe Gömmek İsteniyor'
Kim bilir'ki Halk Mustafa Kemal Ata'türkü gömmek isteyeni gömer yaşada gör demişler.
Bir ismim Bektaş bir ismim Ali
Bir ismim Mustafa Kemal'im teni
Bozatlı Hızırdır vallaha Piri
Bir ismim Muhammet Mekkede yeri.

ZÖHRE ANA
Posting Freak
'Atatürk'ü Tarihe Gömmek İsteniyor'
Mehmet Akif Ersoy,Çanakkale'yi anlattığı şiirinde ne diyor;


]"Gömelim gel seni tarihe" desem, sığmazsın.
Herc ü merc ettiğin edvâra da yetmez o kitâb...
Seni ancak ebediyyetler eder istiâb.
"Bu, taşındır" diyerek Kâ'be'yi diksem başına;
Ruhumun vahyini duysam da geçirsem taşına;
Sonra gök kubbeyi alsam da ridâ namıyle,
Kanayan lâhdine çeksem bütün ecrâmıyle;
Mor bulutlarla açık türbene çatsam da tavan,
Yedi kandilli Süreyyâ'yı uzatsam oradan;
Sen bu âvizenin altında, bürünmüş kanına;
Uzanırken, gece mehtâbı getirsem yanına,
Türbedârın gibi tâ fecre kadar bekletsem;
Gündüzün fecr ile âvizeni lebriz etsem;
Tüllenen mağribi, akşamları sarsam yarana...
Yine bir şey yapabildim diyemem hatırana.


hercü merc: darmadağınık
Edvar:çağlar ,devirler
istiab: kaplamak,içine almak
rida: Hac veya umre yapmak üzere ihrama giren erkeklerin belden yukarısını kapatmak üzere büründükleri örtüdür.
Ecram: gök cisimleri
Fecr: gökyüzünün ağarması
Lebriz: ağzına dek dolu,taşan
Magrib: batı

Atatürk'ü kim gönderdiyse ancak O'nun gücü yeter tarihe gömmeye, başkaları hiç umutlanmasın.
Kelimelerim sistem hatasından yanlış yerden ayrılıyor...

“Çalışmadan, yorulmadan, öğrenmeden rahat yaşama yollarını aramayı itiyat haline getirmiş milletler, evvela haysiyetlerini, sonra hürriyetlerini ve daha sonra istiklal ve istikballerini kaybetmeye mahkumdurlar.”
[Resim: imza3cp.gif]


Özü bitmiş, gümanı pak olmamış,şeytana tapmış, nefsi çıkarı için arayıpta birşey bulamamış, kuyruk acısı varsa,Derviş Muhammed'in de dediği gibi" bir kılını çektiyse" Zöhre Ana, onu değerlendirmek ister aklısüre.Ehlibeyt'in meyvası bitmez, dalı budağı kurumaz,sen ne kadar kezzap dökersen dök, O'nun Zemzem çeşmesi ALİ'dir

Derviş'in HAK kelamını can kulağıyla dinliyebliyorsan yeter,firdevs bağından bir gül alabiliyor musun,O'nun ibadetine,saldığı yola,yaşatmak istediği güzelliğe canı gönülden yürüyebiliyorsan en büyük mutluluk budur.
(Pir Zöhre Ana)

İçerik sağlayıcı paylaşım sitesi olarak hizmet veren Pir Zöhre Ana Forum sitemizde 5651 sayılı kanunun 8. maddesine ve T.C.K'nın 125. maddesine göre tüm üyelerimiz yaptıkları paylaşımlardan kendileri sorumludur. Sitemiz hakkında yapılacak tüm hukuksal şikayetleri İletişim bağlantısından bize ulaşıldıktan en geç 3 (üç) gün içerisinde ilgili kanunlar ve yönetmenlikler çerçevesinde tarafımızca incelenerek, gereken işlemler yapılacak ve site yöneticilerimiz tarafından bilgi verilecektir.