[FONT=Cambria] ATATÜRK'TEN ANILAR, BİLİNMEYENLER...
]
]ESRARENGİZ HİNTLİ MİHRACE "NİN SIRRI HALA ÇÖZÜLEMEDİ …
Bilindiği gibi Hint halkı,Kurtuluş Savaşı"nda,Atatürk"ü ve Türk halkını yalnız bırakmamış ve maddi-manevi olarak ,Türk halkının yanında yer almışlardı. Kurtuluş Savaşı'ndan yıllar sonra ,1929 yılında,Bir Hintli Mihrace,Atatürk"ü Pera Palas"taki 101 no"lu odasında ziyaret etmeye gelmişti…
Ne amaçla ziyaret ettiği bilinmemesiyle birlikte bir başka nokta da,Mihrace"nin kim olduğudur.Mihrace"nin ,Atatürk"e sunduğu hediyenin kendisinde de bir sır gizliydi… Bu hediye altın sırmalı Hint işi bir ipek seccadeydi.
Seccadenin üzerindeki desende,bir şamdanın asılı olduğu bir düz kemeri;her iki yanında birer güvercini bulunan,beş kubbeli bir diğer kemerin çevrildiği görülüyordu.Bordür motifi,fillerden oluşuyordu. Desenin en ilginç unsuru ise,her iki kemerin arasındaki,dal kıvrımı ve gül motifleriyle süslü boşlukta yer alan romen rakamlı bir saat kadranıydı: Bu saat 09.08"i gösteriyordu. Seccade halen Perapalas"da bulunmaktadır.
]DÜŞMAN DONANMASI İLE İLGİLİ KEHANETİ …
Almanya ile birlikte,Birinci Dünya Savaşı"na giren Osmanlı İmparatorluğu her şeyini kaybetmiş durumda idi. 30 Ekim 1918"de imzaladığı Mondros mütarekesi ile Türk topraklarını kaybettiği gibi yavaş yavaş tarih sahnesinden de silinmeye başlamıştı… İstanbul"un işgal edildiği günlerde,İstanbul"a dönen Mustafa Kemal düşman zırhlılarını Dolmabahçe önünde gördüğü zaman üzüntüyle:
“Geldikleri gibi gidecekler..”
Daha sonrasını zaten biliyoruz. Sonuç olarak geldikleri gibi gittiler. İşin ilginç tarafı Nostradamus"un da bu konuyla ilgili bir kehanetinin bulunmasıdır.”Centurien” adlı kitabında ki kehanet şu şekildedir:
”Kongre başkanını tutan devlet adamları
İşgal kuvvetlerince sürülecek Malta"ya
Girilmiş İstanbul"a alınmış Rodos Adası
Ama geldikleri gibi gidecekler “
4 Eylül 1919"da hatırlanacağı gibi Sivas Kongresi toplanmıştı. Kongre Başkanlığı"na, işgal kuvvetlerine karşı açıkça tavır alan Mustafa Kemal seçilmişti. Kurtuluş Savaşı"nı ve Atatürk"ü destekleyen İstanbul"daki mecliste olan milletvekilleri de işgal kuvvetlerince Malta Adası"na sürgüne gönderilmişti. Bu hatırlatmanın ışığında dörtlük bir kere daha okunursa ,durum daha iyi anlaşılacaktır.
]GÖZLE GÖRÜLMEYEN YERİ BİLMESİ….
Sakarya Savaşı"ndan sonra bir subay cepheden alınan bilgileri Başkomutan Mareşal Gazi Mustafa Kemal"e okuyordu. Kağıttaki notta cephe komutanlarından biri ,Seyit Gazi"nin kuzey-doğu tarafında bir düşman fırkasının göründüğünden bahsediyordu… Bunun üzerinde Mustafa Kemal kaşlarını çatarak:
“ Hayır! Orada düşman yoktur..İyi baksınlar..”
Subay öğle yemeğinde geri geldi. Biraz da sıkılarak: -
“Haber aldım komutanım. Bahsedilen yerde düşman yoktur.”
BU KEHANETİNE DÜŞMAN GÜÇLERİ DE İNANMAMIŞTI…
Düşman Ordusu"nu tamamıyla yok etmek amacıyla başlatılan Büyük Taaruz amacına ulaşmıştı.Ordularını korkunç sondan kurtarmak isteyecek olan itilaf devletlerinden durumu gizleme amacı güden fakat bu başarıları haber alan itilaf devletleri kendisinden görüşmek üzere randevu istedikleri zaman.ATATÜRK elçilere:
“Sizinle 9 Eylül 1922 Nif(Kemalpaşa) kasabasında görüşebilirim.”
İşin ilginç tarafı, bu sırada Türk Orduları Nif"den çok uzakta bulunuyordu. Ve 9 Eylül"e kadar oraya çarpışarak varmak çok zor, hatta imkansız gibi görülmekteydi.Çünkü bu bir savaştı.Yani kesin tarih verilmesi norma şartlarda hiç bir şekilde mümkün değildi. Savaş sırasında neler olabileceğini kim önceden kestirebilirdi ki? Aradan 10 gün geçti. Bu olayı daha sonra ünlü Nutku"nda kaleme alarak şöyle demiştir:
“Dediğim gün Nif"te idim. Fakat benden randevu isteyenler orada yoktu…”
]BAŞKENT ANKARA
Atatürk"ün Ankara"yı Başkent yapmasının ardındaki sebep hayli ilginçti: -
“Ben Türk"ün imkansızı imkan haline getiren kudretini bütün dünyaya göstermek için Ankara"yı istedim. Bir gün gelecek şu çorak tarlalar yeşil ağaçların çevirdiği villalar arasından uzanan yeşil sahalar, asfaltlar ve binalarla bezenecek. Hem bunu hepimiz göreceğiz,yakında olacak…”
Ankara 13 Ekim"de başkent oldu. Bazı Batılı devletler Ankara"nın nüfusu ve kırsallığı yüzünden büyükelçi göndermeyeceklerini açıklamalarına rağmen karar değişmedi.
]RUSYA"NIN GELECEĞİ
Kurtuluş Savaşı sırasında en büyük desteği Rusya"dan alan Mustafa Kemal, savaş sonrasında ise ilişkileri belli bir düzeyde sürdürüyordu. Çünkü Lenin"den sonra iktidarı ele geçiren Stalin Rusya"yı keyfi bir şekilde yönetiyordu… 1936 yılında Atatürk her zamanki gibi Çankaya"daki akşam yemeklerinde ülkenin sorunlarını konuşurken, masadakiler sık sık Paşam, Ruslar şöyle ileri adımlar atıyor, ekonomide, sanayide, askeri alanda şöyle başarılı oluyorlar diye anlatıyordu. Atatürk"ün bunun üzerine yemeği bırakıp masanın üzerindeki içinde meyvelerin bulunduğu tabağı alıyor ve yere atacakmış gibi yapıyor. Masadakilere :
”Eğer bunu yere bıraksam kaç parça olur?” diye soruyor. “40 parça olurdu Paşam” diyorlar… “Hayır…” diyor Atatürk, soruyu yine tekrar ediyorlar, aynı cevabı alıyor. Bunun üzerine "Bilemediniz…” diyor. Ve devam ediyor:
“Biraz sabredin… Yurtta Sulh, Cihan”da Sulha sarılın. Çünkü 60 yıl sonra Rusya 60 parça olacak. Bu nesil Bolşevik ihtilali yaptı. Kan kussa, kızılcık yedim der. Oğulları da babalarının istikametinde gider. Ama ondan sonraki nesil Rusya"yı 60 parçadan böler…”
Bu sözler 1936 yıllarını şöyle bir hatırlayalım… Henüz daha II.Dünya Savaşı çıkmamış ve Rusya büyük bir güç olmamışken,bu söz söylenmiştir.Anlattığı şeyler 64 yıl sonra gerçekleşmiştir.Atatürk devam etmiştir: -
“Bu gün Sovyetler Birliği dostumuzdur,komşumuzdur,müttefikimizdir.Bu dostluğa ihtiyacımız vardır.Fakat,yarın ne olacağını kimse bugünden kestiremez.Tıpkı Osmanlı gibi,tıpkı Avusturya Macaristan İmparatorluğu gibi parçalanabilir,ufalanabilir.Bu gün Rusya"nın elinde sımsıkı tuttuğu milletler avuçlarından kaçabilirler.Dünya yeni dengeye ulaşabilir.İşte o zaman Türkiye ne yapacağını bilmelidir.Bizim,bu dostumuzun idaresinde dili bir,inancı bir,özü bir kardeşlerimiz vardır.Onlara sahip çıkmaya hazır olmalıyız.Hazır olmak yalnız o günü susup beklemek değildir.Hazırlanmak lazımdır.Milletler buna nasıl hazırlanır?Manevi köprüleri sağlam tutarak..Dil bir köprüdür.İnanç bir köprüdür.Tarih bir köprüdür.Köklerimize inmeli ve olayların böldüğü tarihimiz içinde bütünleşmeliyiz.Onların bize yaklaşmasını beklemeliyiz,bizim onlara yaklaşmamız gerekliliğidir.Rusya bir gün dağılacaktır.O zaman Türkiye onlar için örnek bir ülke olacaktır.”diyen Atatürk :
”Türkiye 21 . Yüzyılı şekillendiren Avrasya için bir kilit ülke konumundadır.Onlar bizi örnek alacaklardır.” diye görüşünü bildiriyor. Atatürk"ün ileri görüşünü 1999 yılından 2000 yılına girerken gözlem yapan ve gazeteleri televizyonları yani kısacası dünyayı takip eden herkes şu an bile anlayabilir.
]ANNESİNİN ÖLÜMÜYLE İLGİLİ GÖRDÜĞÜ RÜYA …
Zübeyde Hanım rahatsızlığı artığından Uşşakizadeler "in evinde oğluna hasret vefat eder. Ancak bu haber Paşa"ya nasıl haber vereceklerini düşünüyorlardı. Annesinin ölümünden habersiz olan Mustafa Kemal, aynı saatlerde trenle çıktığı Yurt gezisinde uyumaktaydı. Gecenin ilerleyen saatlerinde gördüğü kâbus gibi rüya yüzünden kan ter içinde uyanır... Bir sigara yakar ve zile basarak kompartımanındaki hizmetine bakan Ali Çavuş"u çağırıp: -“Gördüğüm rüya canımı sıktı…”der. Ali Çavuş :
”Hayırdır Paşam” deyince Atatürk de rüyasını anlatır: -“Pek hayır olacağa benzemiyor. Kırlık bir yerdeymişiz. Her taraf yeşillik… Birden bire sel geliyor, annemi alıp götürüyor. Endişe ediyorum. Yaverlere söyle, İzmir”e telgraf çekip annemin sağlık durumunu sorsunlar…”
Acı haber tez gelir derler… Kısa bir süre sonra Yaver Salih"in yolladığı şifreli telgraf le gelir. Atatürk telgrafın şifreli olduğunu derhal anlayarak: -“Annem öldü mü?” Ali Çavuş üzgün bir şekilde telgrafı uzatır: -
“Başınız sağ olsun Paşam.” Gözleri yaşla dolan Atatürk :
“Bana malum oldu… Bana malum oldu…Bunun kabusunu gördüm ben..Anam..Zavallı çilekeş anam..Benim anam öldü başka analar sağ olsun..”
diyerek koltuğuna çöker. Vatan hizmetinin zorunluluğu yüzünden annesinin cenaze törenine katılamaz.
Atatürk'ten Anılar, Bilinmeyenler
Konu Sahibi / Yazar
Şaduman
Kategori / Forum
Atatürk Anıları
Yorumlar / Cevaplar
1
Okunma / Görüntüleme
3512
Atatürk'ten Anılar, Bilinmeyenler
Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi