You need to enable JavaScript to run this app.

Skip to main content

Posting Freak
Alevilikte....
]Kürt Alevilik.....

Alevilik kavramı bu gün bir çok alt kavramı daha doğrusu bir çok dini grubu ifade eden, eski kavramların yerine kullanılan bir dini ve etnik üst kavramdır. Bektaşilik dahil Kızıl başlığı, Abdalları, Tahtacıları, Nusayriliği, Kürt Aleviliğini vb. içine almış bir kavramdır. 1984’te başlayan Kürt ulusalcılığıyla ve 80’lerin sonlarından itibaren ortaya çıkan Alevi uyanışıyla birlikte cılızda olsa bir Kürt Alevi etnisinden söz etmek mümkün olmuştur. Söz konusu gelişmelerden önce topluluk üyeleri kendilerini salt Alevi kimliği içinde ifade ediyorlardı. Kürt Alevi Kimliğinin öne çıkma olgusu yenidir, son 15-20 yıllık sürecin sonucudur. Bu çalışmada Anadolu’nun etno-kültürel yapısı çerçevesinde Kürt Alevilerin özelde kendi içlerinde yaşadıkları kimlik kargaşası genelde ise ilişkide oldukları kişiler ve kurumlar tarafından kimliklendirme çalışmaları ele alınarak, söz konusu etnik yapı tanıtılmaya çalışılacaktır.

Kürt Alevilerin, yaşadıkları kimlik çatışmasına örnek oluşturacak inancıyla, Erdal Gezik’in Alevi Kürtler adlı çalışmasından bir alıntı yaparak başlayalım.

]“C. kardeşlerle 1995 yılında Batı-Avrupa’ nın bir şehrinde karşılaştım. Onlar çok az Türkçe konuşabilen bir Dersimli anne ve babanın 33 ila 45 yaşları arasında olan dört erkek çocuğu idiler. Kardeşlerden en büyüğü, hararetli bir şekilde asıllarının Türk olduğunu söylemekteydi…..İkinci kardeş, kendisini herhangi bir etnik kökene bağlamayı tercih etmiyordu. O, anne ve babasının Kürt olduğunu belirtiyor, ama bunun kendisi için bir şey ifade etmediğini söylüyordu…başkalarının kendisini ‘solcu bir dünyalı’ olarak tanımalarını istiyordu. Kardeşlerden üçüncüsü, Kürt olduklarını savunuyor ve diğer kardeşlerini inkarcılıkla suçluyordu. En küçük kardeş ise, Alevi olduğunu belirtiyor ve bunun kendisini bir millete bağlı olmanın ötesinde bir bütün olarak yeterli ‘yaşam felsefesi’ sunduğunu söylüyordu.”( Gezik,2000:80)

Gerçi uzun bir alıntı ama, aynı anne babadan dört farklı kimliğin doğabileceğini gösteren çarpıcı bir örnek. İki binli yılların başında Kürt Alevi topluluğuna tanıdık olan birisi için bu o kadarda yabancı bir olgu değil. Kürt Alevi bir ailedeki bu parçalanmış kimlik hali; Kürt Alevilerin yaşadığı köyler arasında da bölgeler arasında da yaşanmaktadır. Aynı coğrafyadaki Kürt aleviler arasında da etnik aidiyet bağlamında farklılıklar görülmektedir. Kürtçe konuşan iki aşiretten biri Kürt olduğunu iddia ederken diğeri Türk olduğunu iddia edebilmektedir. Son yıllarda Kürtçe’nin zazaki lehçesini konuşan Alevilerin farklı bir etnik topluluk olduğunu savlayanlar da olmuştur. Kurmancki ve zazaki ayrımı konuya yabancı bir olgu değildir. Ancak burada kurmancki ve zazaki konuşan aleviler; Kürt aleviler ya da Alevi Kürtler olarak ifade edilecektir. Yine vurgunun Kürtlüğe yada Aleviliğe yapılması da bizim için önemli olmayacak. Bu kavramlarla kast edilen, kurmancki ve zazaki konuşan ve alevi inancına mensup topluluklardır.

Kendilerini birbirinden, farklı dört kimlikle tanıtan kardeşlerin üyesi olduğu topluluk Kürt aleviler, dışardanda birbirinden farklı olarak kimliklendirilmiş veya adlandırılmıştır. Farklılıklar en çok tarihlendirme ve köken arayışı çabasında görülür. Kökenlendirme çabasında, genel olarak üç yaklaşımdan söz edilebilir.

“]Bunlardan ilkini, 1850’lerden 1920’ye imparatorluk içerisinde faaliyetlerde bulunmuş Batılı misyonerler, resmi görevliler, ve araştırmacı gezginler oluşturmaktadır. Bunlara göre; aleviler Anadolu’nun yerli halklarının ve büyük ihtimalle yakın bir zaman öncesine kadar Hıristiyan olan toplulukların kendilerini Müslüman adı altında korumaya çalışan takipçileriydiler.

]İkinci grup; 1910’lardan sonra konuya kendi ulusal çıkarları çerçevesinde ilgi duyan Türk milliyetçiliğinin taraftarları oluşturmaktadır. Aleviler bu kişiler tarafından Orta-Asya’dan günümüze Osmanlı kültürü üzerindeki tüm Arap ve İran etkisine rağmen, Türk ulusal karakterini koruyan en önemli toplumsal grup olarak görülmekte. Dolayısıyla Alevilere ait tüm özellikler, kökensel olarak Anadolu değil, Orta-Asya ve etnik olarak da Türk olgusuna bağlanmakta. Aleviler tarafından kullanılan Türkçe dışındaki diller göz ardı edilmekte ve inanç düzeyinde her farklılık Türk Şamancılığıyla ilişkilendirilmekteydi.

]Üçüncü grubu; 1984 sonrası belirginleşen Kürt ulusalcılığın etkisinde çalışmalar yapan değişik düşün çevreleri oluşturuyor. Kürt tepkisi kendisine tüm Kürtler içerisinde taban buldukça, sahiplendiği Alevi Kürtler içinde politik- etnik bir tarih yazımına yönelmesi fazla gecikmedi. Bu yaklaşım iki yönlü gelişme gösterdi diyebiliriz. İlki bölge kökenli yazarların kendi tarihlerini yazmak için ilgilerini Mezopotamya-İran-Anadolu halkasına çevirmeleri, ikinci ise özellikle Batı Avrupa’da yaşayan Kürt Alevilerin kendi kökenine yönelik bir ilginin başlamasıydı. Türk tarihçiliği ve milliyetçiliğine bir tepki olarak doğmuş, tıpkı Türk milliyetçiliğinin kendisine uygun olarak yarattığı alevi tarihi gibi, Kürtler de her şeyi kendi topraklarında ve Kürt etnisinde arama eğilimine girdiler.”(Gezik,2000:9-10-11-12) Bunlara göre de Alevilik mazda inancının ve Zerdüşt dinin bir devamı olarak Kürtlerin gerçek diniydi.

Tüm Alevilerde olduğu gibi Kürt Alevilerde de horasandan geldiklerine dair güçlü bir inanç vardır.

DAĞILIŞLARI

Birçok araştırmacıya göre dersim, Kürt Alevilerin merkezi olarak kabul edilir. Ve bunu destekleyen farklı bölgelerdeki Kürt Alevilerin anlatmalarına yer verirler. Bu günde dersim dışındaki Kürt aleviler arasında da dersimden geldiklerine dair sözlü aktarımlar bulmak mümkün. Dersim bugünkü Tunceli, Sivas’ın bir bölümü, Erzincan’ın Kemah ve Tercan ilçeleri ile Bingöl’ün kığı ilçesini içine olan bölgedir. Bir dizi Kürt alevi yerleşim bölgesi dersimden başlayarak Bingöl, Kuzey Muş, Varto boyunca Kars’a kadar doğuya uzanır. Diğer bir dizi yerleşim bölgesi Malatya, Maraş, Adıyaman, ve Antep boyunca Suriye Adana’ya uzanır. Kayseri, Çorum, Artvin illeri sınırları içindede Kürt alevi yerleşim bölgelerinin olduğu bilinmektedir. Bu gün ise başta büyük şehirlerde olmak üzere Türkiye’nin birçok şehrine dağılmış durumdalar. Avrupa’nın bir çok ülkesinde de belli bir Kürt alevi nüfusundan söz edilmektedir. Toplam nüfusları hakkında kesin rakam vermek mümkün değildir. Kimi araştırmacılara göre birkaç yüz bin kimine göre ise birkaç milyondur.

Kürt Alevilerin yerleşim bölgeleri bir çok özelliği içinde barındırır. Hem Kürtlerle Türkler arasında bir geçiş bölgesini oluşturur hem de Türk alevi, Kürt alevi, Sünni Türk ve Sünni Kürtlerin bir arada yaşadığı karışık bölgelerdir. Öte taraftan “ bu bölge 1970’lerde Sünniler ve aleviler arasında ciddi çatışmaların yaşandığı bölgedir.”

İNANÇLAR

Yazıya dayalı bir kültürleri olmadığı için Kürt Alevilerin inançları, ibadetleri, günlük yaşamları hakkında tutarlı ve detaylı bilgiler vermek olanaklı olmamıştır. Sözlü olarak aktarılan kültür kesintiye uğrayınca topluluğun bilgisine ulaşmak daha da zorlaşmaktadır. 80’lerin sonlarında başlayan ve 90’larda hız kazanarak bugüne gelen alevi uyanışıyla birlikte bol bir literatürün oluşmasına rağmen. Peş peşe piyasaya çıkan kitaplar bir öncekinin tekrarı niteliğindedir. Kürt Alevilerle ilgili bilgiler sınırlı kalmıştır. Dildaşları olan Sünni Kürtlerde nerde ayrılıyorlar, nerde birleşiyorlar? Dindaşları olan Türk Alevilerle nerde ayrılıyorlar, nerde birleşiyorlar? Bektaşilikle benzerlikleri farklılıkları ne? Şimdilik bu sorulara cevap vermek zor gözüküyor.

Yinede Bektaşilik ve Alevilik karşılaştırmalarından hareketle Kürt Alevilerin inanışları hakkında kısaca bilgiler verilebilir.

Bektaşiliğe nazaran Alevilik tam bir kurumlaşma sağlayamamıştır. Bektaşiler kentlerde örgütlü bir yapı oluştururken, köylerde yaşayan Kızılbaş Aleviler az çok örgütsüz kalmışlardır. Bektaşiler değişmez bir ritüel uygularken, Kızılbaş aleviler efsanelerin yerel folklorla karıştığı mitlere inanırlar. Bektaşi olmak isteyen ve buna layık görülen herkes Bektaşi olabilir. Ancak alevi olarak doğmamış birisi sonradan alevi olamaz. Bektaşilikte tekkenin lideri babadır. Alevilikte tekke görülmez ve cemaatin lideri dededir. Babaların lider olabilmesi için belli bir eğitimden geçmeleri ve mükemmelik derecesine ulaşmış olmaları aranırken, dedelerin şeceresi Ali’ye kadar dayanan bir ocaktan gelmeleri gerekir.

Tüm Alevilerde olduğu gibi Kürt Alevilerde de tanrı insan ayrımı mutlak değildir. Aliye ayrılmış özel bir sevgi ile birlikte alinin soyundan gelen imamlar kutsal kabul edilir. Muharrem ayında 12 imama atfen 12 gün oruç tutulur. Ancak son imam Mehdi’nin ölmediğine geçici olarak dünyayı terk ettiğine ve kıyamet günü gelip dünyayı kurtaracağına inandıkları için 12. gün yarım gün oruç tutulur. Dikkati çeken bir uygulama oruç boyunca et yenmez.

Cem törenleri dinsel ayinlerin merkezi konumundadır. Cem törenlerinde kurban özel bir yer oluşturur ve tüm cemlerde kurban kesilir. Yukarıdan aşağıya dede- rehber-talip biçiminde bir örgütlenme görülür. Talipler arasındaki musahiplik kurumuyla da topluluğun gündelik yaşamı düzenlenir. Topluluk üyelerinin cem’e kabul edilebilmeleri için birer musahiplerinin olması zorunludur. Ancak musahibi olanlar dinsel törene yani ceme kabul edilir. Bu gün bu uygulamaların çoğu yerine getirilmemektedir. İbadetin özünü oluşturan semah artık bir gösteri oyunudur.

SONUÇ

Bilindiği gibi Alevilik kavramı hem dini bir topluluğu tanımlar hem de bir çok etnik topluluğu içine alarak bir üst kimlik kavramını oluşturur. Alevilik, Smith’in, bir etnik grupta olması gereken özellikler tasnifinde; ortak bir soy dışındaki tüm özelliklere sahiptir ve etnik bir grup olarak ele alınabilir. Kürt Aleviler; Smith’in bir etnik grupta aradığı tüm özellikleri içinde barındırır. Kolektif özel bir ad, ortak bir soy, paylaşılan tarihi anılar, ortak kültürü farklı kılan bir veya daha fazla unsur, özel bir yurtlanma, dayanışma gibi.

Gelinen noktada Kürt aleviler yaşadıkları kimlik çatışmalarıyla, bizden ve öteki sorunuyla, ideolojik ve politik çekişmelerin odağında çok yönlü bir çıkmazın içindeler. Kürt aleviler resmi ideoloji için, yükselen siyasi İslam’a karşı, laikliğin koruyucu olarak görülen Aleviliği, kabul ve destekleme noktasında bizden, ancak geçmişlerindeki isyanlarından ve Kürt milliyetçiliğiyle flörtünden dolayı bizden olmayan bir ötekidir. Kürt ulusal hareketi içinde, hem bir Kürt olarak hem de devlet tarafından dışlanmış bir alevi topluluk yeni yayılım alanları yaratabilir ve gücüne güç katabilir. Sol örgütler içinde geçmişte birçok isyana katılmış topluluk doğal müttefikleridir. Kürt aleviler, geçmişte Kemalist harekete ve Cumhuriyete karşı isyanlar gerçekleştirdikleri halde bugün Türk aleviler kadar Kürt Alevilerde Kemalizm’i desteklemekteler. 1984’de başlayan Kürt ayrılıkçılığını bütün olarak desteklemedikleri söylenebilir. Öte taraftan alevi uyanışı sonucunda oluşturulmaya çalışılan bir üst alevi kurumu içerisinde de konumları net değil ve şimdilik sağlam bir duruş sergileyemiyorlar.


Alıntıdır...

Sizce Alevilikte Kürtlük varmidir?
[Resim: pirzhreana1.jpg]

ZÖHRE ANA PİRİMİZ
YOLUNDAYIZ HEPİMİZ...
[Resim: ali-ata-ana.gif?type=sigpic&dateline=1222017440][Resim: thumb196233649pe7nu4.gif]


GELİN EY DOSTLARIM BİRLİK OLALIM.
İKİ CİHAN SELVERİNDEN SORALIM
SORULUR SORGULAR DARDA DURALIM
MÜRŞİDİ KAMİL'E KUL OLMADIKÇA...

( PİR ZÖHRE ANA )
Son Düzenleme: 03/04/2009, 19:58, Düzenleyen: HüsniyeDuman.

İçerik sağlayıcı paylaşım sitesi olarak hizmet veren Pir Zöhre Ana Forum sitemizde 5651 sayılı kanunun 8. maddesine ve T.C.K'nın 125. maddesine göre tüm üyelerimiz yaptıkları paylaşımlardan kendileri sorumludur. Sitemiz hakkında yapılacak tüm hukuksal şikayetleri İletişim bağlantısından bize ulaşıldıktan en geç 3 (üç) gün içerisinde ilgili kanunlar ve yönetmenlikler çerçevesinde tarafımızca incelenerek, gereken işlemler yapılacak ve site yöneticilerimiz tarafından bilgi verilecektir.