Alevilikte, abdest, gusul Beden Ve Gönül Temizliği
Alevi Bektaşilere yapılan iftiralardan biride Alevilerin abdestsiz ve gusulsüz gezdikleridir. Abdestin ve guslün ne olduğunu bilmeyen nadan günde beş vakit yıkanmasını kendi nazarında Allaha erme ona ulaşma için olmazsa olmaz ibadetlerden görmüştür. Kendileri dışındaki her kesi kirli gören bu kirli zihniyet sahipleri Alevilerin cinsellik sonrasında yıkanmadıklarını iddia ederek sanki Alevilerin mahremiyetlerini biliyorlarmış gibi edebe ve ahlaka mugayir söz ve bühtanla yüreklerindeki ve beyinlerindeki çirkefi her alanda olduğu gibi burdada dışa vurmaktalar. Ve hatta bu çirkince saldırılarını ilmihal adlı iftira ve zan dolu kitaplarınada aktarmışlardır. Hüseyin Hilmi Işık denilen insanlık düşmanı “Tam İlmihal Saadeti Ebediye” adı ile yazdığı iftira yalan ve zan dolu kitabında Alevilere olmadık hakareti ve iftirayı yapmakta olduğu gibi bu konudada “ Aleviler;Nemazı bir kere kılmak farzdır. Oruçda ömründe bir gün tutmak farzdır. Gusulde ömründe bir kere farzdır. Gusul edipte vucudunuzu hırpalamayınız, derlerdi”diye yazmaktadır
Bu zihniyetin yetiştirdiği Buldanlar ki çıkıp Televizyon ekranlarından Aleviler Abdest bilmez,gusl etmez,dinsizdirler diyebilenlerdir.
O günlerde bir Alevi Ozanının bu proğramdan sonra yazdığı şiirinden bir dörtlüğü burada paylaşmak isterim.
Bizim gusletmediğimizi sen nerden bildin
Bu gizli bir iştir sen nasıl gördün
Yoksa Alevilere sen karımı oldun
Altta yatmayan bunu bilmezki
Bu mısralardaki sözleri hak eden zihniyete bunları burada vermeyi açıkcası hiç ama hiç sakıncalı görmüyor ve bu satırları okuyan canların bizi anlayacaklarına inanıyor engin hoşgörülerine sığınıyoruz.
Bu iftiralara kısaca değindikden sonra Abdest ve Gusül konusuna önce Kuransal açıdan bakıp sonra Aleviliğe nasıl yansımıştır ve Alevilikte Abdest ve gusül nedir ne mana içerir ve nasıl yerine getirilir irdelemeye çalışalım.
AB: Su
DEST: El
Ab ve Dest Kelimelerinin birleşiminden oluşturulmuş ve dilimize farsçadan geçmiş olan ELSUYU kelimesinin içerdiği mana temizliği ifade etmektedir. Arapçada bu temizlik kelimesinin karşılığı VUDU olarak ifade olunur.
Hz Muhammedin Arap toplumuna kazandırdığı en önemli alışkanlıklardan biri olan bu yıkanma kuralı bir ibadet değil sadece temiz ve medeni insan olabilmenin bir ön koşuludur. Ayak yoluna gittikten sonra yıkanmayan,yada yemek yedikten sonra ellerini ağzını yıkamayan ve dişlerini fırçalamayan bir insanın,günlük bir iş yorgunluğunun ve terlemenin ardından bedenin yıkanmadığı yada fizyolojik bir ihtiyac olan cinsel ilişki sonrasından yıkanmayan bir insanın günler sonrası nasıl kokabileceğini tahmin bile edemezsiniz. Çöl sıçağında yıkanmayan bedevi toplumuna günde beş kez yıkanmayı ve su bulamazlarsa bile kuru bir cisimle (Toprak yada Taş ) teyemmüm etmelerini emir veren ve bu kuru cisimlerin insan vucudundaki kirleri gidermediği bilindiği halde lakin kazandırılmak istenen alışkanlığın her halükarda devamını sağlamak için düzenlenen abdest ve gusul konusunun günümüz dünyasında konuşulması dahi abesle iştigaldir.
Su ve temizlik maddelerini günümüzde kullanmasını bilmeyen insanların varlığını düşünmek bile ürperticidir. Artık bu temizlik kurallarını dinin emri gibi göstermenin yada bunu dinsel bir vazife gibi telakki etmenin ne dinle ne çağdaşlıkla nede insanlıkla ilgisi vardır. Her medeni insan temiz olmanın gereğine inanmaktadır ve temiz olarak toplum içine çıkmaktadır evinde eşiyle çocuğuyla temiz bir ortamda oturmaktadır. Bırakın haftada bir iki sefer artık insanlarımız her gün duş alarak temizliğe olan itinayı göstermektedirler. Bunu sadece İslam dünyası değil dinli dinsiz bütün insanlık bireyleri yerine getirmektedir. Yıkanmak inanmanın gereği olsa idi peki inanmayan yıkanmayıpta kokacakmıydı.
Şimdi Kuran’da bakalım neler diyor konumuza dair.
Kuranı Kerimde Maide Suresinin 6ıncı ve Nisa suresinin 43üncü ayetlerinde Abdest ve Gusl hakkında şu açıklama vardır.
]Maide Suresi Ayet6: Ey iman sahipleri! Namaza/duaya duracağınız zaman yüzlerinizi ve dirseklere kadar ellerinizi yıkayın; başlarınızı meshedin ve topuklara kadar ayaklarınızı meshedin/yahut yıkayın. Eğer cünüp iseniz iyice temizlenin! Hasta yahut yolculuk halinde iseniz yahut biriniz tuvaletten gelmişse yahut kadınlara dokunmuş da su bulamamışsanız temiz bir toprakla teyemmüm edin: Yüzlerinizi ve ellerinizi ondan meshedin. Allah size zorluk çıkarmak istemiyor. Ancak sizi temizlemek ve üzerinizdeki nimetini tamamlamak istiyor ki, şükredebilesiniz.
]Nisa Suresi Ayet 43: Ey iman edenler! Sarhoşken, ne söylediğinizi bilinceye kadar, cünüpken de -yolculuk halinde olmanız müstesna- boy abdesti alıncaya kadar namaza/duaya yaklaşmayın. Eğer hastalanırsanız yahut yolculuk halinde bulunursanız yahut biriniz tuvaletten gelmişse yahut kadınlara dokunmuşsanız, bütün bu durumlarda su da bulamamışsanız, temiz bir toprakla teyemmüm edin. Yani yüzlerinizi ve ellerinizi meshedin. Allah Afüvv'dür, günahları affeder, Gafûr'dur, hataları bağışlar.
İbadet öncesi el,yüz,ayak ve başın yıkanması yada mesh edilmesi küçük bir ön temizliği gerektirirki buda cünüp halinin olmadığı durumlarda geçerlidir. Peki cünüp halindeyken yıkanmış birinin tekrar el ve yüzünün yıkamasını ,ayak ve
başın mesh edilmesini gerektirirmi elbetdeki gerektirmez. Çünkü bütün beden
yıkanmış olup bedensel kirlerden arınılmıştır.
Burada önemle üzerinde durmamız gereken cünüblük hali nedir buna bakalım. Sunni ve şii müfessirler konuyu yorumlarken şu ortak açıklamayı getirmekteler. Prof Dr Yaşar Nuri Öztürk cünüplük yada cenabet kelimesini şöyle açıklar.
“cünüplük veya cenabet,cenb kökünden türemiştir. Cenb,yan,yanında yakınında olmaktır. Yakınlığın en ileri hali olan birleşmenin sonunda yıkanmak gerektiren hale cünüplük denmesi bundandır. Cenb kökünden gelen cenabet ise meni ve uzaklık anlamındadır. Cünüplük meninin bedenden kopup uzaklaşması yüzünden vücut bulduğu için boy abdesti gerektiren hale cenabet hali denmiştir.
....
o halde cenabet hali iki sebepten doğar.
1: Meninin her hangi bir şekilde şehvetle vucütdan ayrılması.
2: Meni gelmesede erkek cinsiyet organın kadın cinsiyet organıyla birleşmesi durumu.
Sunni müfessirlerin konuya teolojik açıklamaları bu şekilde.
Birde Haliz Öztoprak dedemiz bu konuyu nasıl anlatmış ,açıklamış ona bakalım.
Cünüb kelimesini kötü iş kötü fiil ve fuhşa irtikap olarak yorumlayan Öztoprak, Allahın emri,peygamberin kavli üzerine evlenmiş helal dairesinde birbirlerine sahip iki canın birleşmesinden cünüplüğün doğmayacağını kötü fiil ve kötü iş anlamına gelen cenabetin bu evli canlar için geçerli olamayacağını izah eder.
Ha bu demek değildirki yıkanmayı gerektirmez elbetdeki yıkanılmalı temizlenilmeli fakat iddia edilen cenabet halinin meşru yollarla bir arada olanların birleşmesinden oluşmayacağını dile getirmektedir.
İlgili ayetin kadınlara yaklaşmışsanız ifadesinin kadınlarınıza yaklaşmışsanız şeklinde olsaydı evli olanlar arasındaki birleşmeyide kapsayacağını söyleyen Öztoprak,cenabet halinin yani kötü iş ve fiilin gayri meşru birleşmeler sonucu olabileceğini,ve bu gayri meşru ilişkiler sonucu olabilecek kötü iş ve fiilinde su ile temizlenmeyeceğini söylemektedir. Kuranda Rum Suresinin 21inci ayeti kerimesinde “Onun ayetlerinden biri de sizin için, kendilerine ısınasınız ve aranızda sevgi ve rahmet koysun diye nefislerinizden eşler yaratmasıdır. Bunda, iyice düşünen bir toplum için elbette ayetler vardır. ” buyrulmaktadır.
Allahın kanunları çerçevesinde evlenmiş olanların cinsel birleşmelerinde rahmet ve muhabbet var ise burada cenabet halinin olması söz konusu edilemez diyen Halil Öztoprak tezini bir çok Kuran ayetiyle desteklemektedir.
Kadınlarınız tabiri bakara 187,223, ayetlerindede şu şekilde ifade bulmaktadır.
]187 Oruç gecesi kadınlarınıza cinsel yaklaşım size helal kılınmıştır. Onlar sizin için giysidir/eştir, siz de onlar için giysisiniz/eşsiniz. Allah sizin öz benliklerinize yazık etmekte olduğunuzu bilmiş, tövbelerinizi kabul edip sizi affetmiştir. Artık şimdi onlara yaklaşın ve Allah'ın sizin için yazdığı şeyi arayın. Tan yerinin beyaz ipliği siyah ipliğinden sizce seçilinceye kadar yiyin için; sonra da orucu gece oluncaya değin tamamlayın. Mescitlerde itikâfta bulunduğunuz sırada zevcelerinizle cinsel temas kurmayın. İşte bunlar Allah'ın yasaklarıdır, bunlara yaklaşmayın. Allah, ayetlerini insanlara işte böyle açıklar ki korunabilsinler.
]223 Kadınlarınız sizin tarlanızdır. O halde tarlanıza dilediğiniz şekilde varın. Öz benlikleriniz için önceden bir şeyler gönderin. Allah'tan sakının ve bilin ki, O'na mutlaka ulaşacaksınız. İman sahiplerine müjde ver.
Bu ayetlerdeki kadınlarınıza ve kadınlarınız tabiri sizin birlikte yaşadığınız eşinizi anlatır. Fakat Nisa 43 deki (]kadınlara dokunmuşsanız ) kadınlara kelimesi eşiniz dışındaki kadınları belirtmektedir.Arap geleneklerinde var olan birden fazla eşlilik durumunda (]kadınlarınıza) size ait olanı vurgulayan çoğul ekiyle aynı ifadeyi vermemektedir. ]Kadınlara ifadesi, size ait olmayan,kadınlarınız ise size ait olanı ifade etmektedir. Bunu dilbilgisi kuralları çerçevesinde değerlendirdiğimizde Kuranında ifade tarzı göz önüne alındığında Halil Öztoprak,tezinde yüzde yüz haklı durumdadır.
Kurandaki “kadınlarınız sizin tarlanızdır. O halde tarlanıza dilediğiniz şekilde varın” ayetini kadının bir **** gibi değerlendirildiğine delil olarak gösteren ehli cühela “tarla” ifadesinden kadının toprak olduğunu ve üreten olduğunu görmezlikten gelerek çirkince saldırılarını buradada yapmaktadırlar.
Anadolu Aleviliğide her zaman kadını anlatırken kadın yer yani toprak erkek göktür, Gökten rahmet yağar toprak onu üretir derler. Burdaki Toprak ifadesi Kuransal beyanla tarlanız olarak ifade bulmuştur. Ve kadın topraktır sözünün kaynağıda yine bu ayetdir.
Halil Öztoprak,İbadet için bedensel temizliği olmazsa olmaz ön koşullardan gören fakat bunun yanısa sıra esas abdestinde Edep dairesinde Eline Diline Beline ilkesine bağlı olmak olduğunu savunmaktadır. Bir Alevi Ozanından şu güzel nefeside örnek vermektedir Halil Öztoprak.
Evvel şeriatdır yu bedenini
Kirli Hak katına durmaz erenler
Her kimki eylemez tahir tenini
Hak ona elini vermez erenler
Beden temizliği bu işte yetmez
Bununla abdestin nizamı bitmez
Bu kavl ile mümin miraca gitmez
Değme mümin bunu sezmez erenler
DEDE tahareti derin söyleme
Yalan,riya,şehvet,kibir eyleme
Sabırsızlık,tama,haset eyleme
[BNesf havasına ruhsat vermez erenler.[/B]
Şimdi bizimde bu görüşlerden ve ayetlerden çıkardığımız ve anladığımız burada bir temizlik ön koşulu varki buda ibadet öncesi yapılması ve uygulanması gereken bir kuraldır. Yani kul ile Allah arasında kurulan ilahi bağ anında ibadete dururken bu gerek bireysel gerekse cemaat olarak ibadete geçmeden önce ahlaki kirlerden arınmış bir insanın bedensel kirlerdende arınarak huzuru bariye durmasını gerektirir.
Vucudundaki ter ve kir kokularıyla huzuru bariye durmak her şeyden önce önünde secdeye vardığın hakikate saygısızlıktır. Kendi ter kokunuz sizi rahatsız ettiği gibi içinde bulunduğunuz toplumuda rahatsız edecektir. Bu anlamda konuya baktığımızda soğan ve sarımsak gibi koku veren yiyecekleri yemekte toplumu rahatsız edeceği gibi bunları yememek dahi abdest konusuna girer. Şimdi konuyu buradan genişletip abdestin asıl manasına girdiğimizde abdestli olmak demek ahlaklı olmak demektir,diyoruz.
Mecslisi irfana girdim eyledim her şey talep
Her hüner makbul dediler illa edep illa edep.
Şimdi edep nedir bir bakalım ve edep kelimesinin açılımını yaparak konumuza devam edelim.
E,D, ve B kelimelerinin arap harfleriyle bir arada yazdığımızda edeb kelimesi ortaya çıkar ve bu üç harfden oluşan edeb kelimesi Eline,diline,beline sahip olmanın formuşleştirilmiş halidir.
E; el
D; dil
B; bel
Eline,diline ve beline sahip olmayan bir insanın hak divanına durması bir anlam ifade etmez sadece beyhude yere kendini yormuş olur.
Eli ile başkasının malını,emeğini,alın terini çalmış birinin kul hakkına girmesiyle Allahtan af dilemesi ve affedilmesi beklenemez.
Dili ile her daim başkaları hakkında dedi kodu yapan,yalan söyleyen,iftira atan,bühtan eden,insanların arasında bozgunculuk yapan,kardeşi kardeşe düşüren kötülük ve fitnenin uyanmasına sebep olan birinin af dilemesi ve affedilmesi beklenemez.
Beli ile her türlü ahlaksızlığa sebep olan,başkasının namusununa hakaret eden,genc kızları evlilik vaadiyle kandırıp iğfal eden özü ve ruhu hayvanların,eşine ihanet edenlerin,evli kadınların yada erkeklerin peşine düşüp yuva yıkan ahlaksızların,kadını yada erkeği sadece cinsel obje olarak gören seviyesizlerin af dilemesi ve affedilmesi beklenemez.
Bu tür mahlukatlar günde değil beş defa beş bin defeda suya girmeleriyle kirleri gitmeyecektir.
Kaygusuz Abdalda şu ölümsüz dörtlükleri Alevi Bektaşi edebiyatına kazandırmıştır edebe dair.
Ey özün insan bilen
Var edeb öğren edeb
Ey edep erkân bilen
Var edeb öğren edeb
.....
Edeb gerekdür kula
Ta işi temiz ola
Edebsiz girme yola
Var edeb öğren edeb
Kaygusuz Abdal uyan
Aşkı bil aşka boyan
Şöyle demişdir diyen
Var edeb öğren edeb
Bakınız bu konuda Pir Hünkar Hacı Bektaşı veli ne güzel buyurmuştur Makalatında.
]MARİFET KAVMİN BEYAN KILUR
]Üçüncü güruh sudandır. Bunlar marifet kavmidir.
]Pes, su arıdır. Hem arıdıcıdır.
.....
]Pes imdi ârifler arılığı tahirdir. Gerus aslına erer.
]Ve hem ârifler katında şirk murdardır. İçlerinde komazlar, taşra çıkarırlar, kendulerinden arıdırlar. Hem ayrukları dahi arıdırlar.
]Pes, şöyle bilkim, kenduyi arıtmayan ayruğı dahı arıtmaz.
]Amma, şeriat kavlince dona ve tene arısız bir nesne değse su ile yunucak hem donu hem teni arıttırır ve cenabeti dahi giderir. Andan sonra abdest reva olur. ]Lakin ârifler katında ne don, ne ten arı olur, ne cenabet giderir, ne abdest reva olur. Zira, kim, yunucu arınmayıcak, yumağ ile arı olmaz.
]Pes imdi, adem gerekkim suya yaraya, su gerekkim abdeste yaraya, abdest gerekkim namaza yaraya, namaz gerekkim Hak Taalâ’ya yaraya........
]Bu noktayı bimek gerek ise, bir kaba murdar bir nesne koy, ağzını berkit ve denize bırak, içinde dursun. Ol kabın günde on kez dışarısın yu, ta hatta on yıla değin günde bin kez yursan gene bayağı, murdardır.....
]Vay ona kim, içinde kibir ve buğuz ve buhulluk ve tamah ve öfke ve gaybet ve kahkaha ve maskaralık, bunlardan maada nice dürlü şeytan fiili ola; dışardan su ile yunup arınır mı? Şöyle bilesin kim, arınmaz. Ve bu dediğimiz nesnenin biri bir kişide olsa, onun cümle ibadeti ve taatı ve ameli cümlesi boşuna olur. Vay ona ki, sekiz dürlüsü dahi bir kişide olursa hali nice ola. Pes, ol kimse mutlak şeytan olur. Zira şeytanın şeytanlığı bu sekiz dürlü nesnededir. ]Pes imdi, ârifler aslı sudandır. Ãriflerin içinde murdar nesne eğlenmez.
]Ve hem suyun aslı yeşil güherdendir. Ol güherin aslı Çalap Tanrı’nın kudretindendir. Pes, anın çün kim, ârifler Tanrı Taalâ’yı sever. Zira kim asıldır...
Hünkar Hacı Bektaş Velinin makalatından kısa olarak verdiğim abdest ve gusul konusu Alevi inancını en güzel şekilde ifade etmektedir. Yani burada asl olan gönül temizliğidir. İçi fitne fesat fücur olanların,Aleviler ana bacı bilmez diye zanda bulunanların kararmış gönül kirlerini hiç bir akar su temizleyemez. Bunu Kuran bir çok yerde ifade etmektedir. Yalanın,karalamanın,zannın,kötülemenin ve iftiranın en büyük ahlaksızlık olduğunu ve bunu ölü kardeşinin etini yemekle eş değer görmektedir Kuran. Bakınız Hücürat Suresinin 11,12 ve 13üncü ayetlerinde şöyle buyurmaktadır Allah.
]11: Ey inananlar! Bir topluluk başka bir toplulukla alay etmesin! Olabilir ki, alay ettikleri topluluk kendilerinden hayırlıdır. Kadınlar da başka kadınlarla alay etmesinler. Alay ettikleri, kendilerinden hayırlı olabilir. Öz benliklerinizi ayıplamayın/kendi nefislerinizde ayıplar aramayın; birbinize lakaplar yakıştırmayın. İmandan sonra sapıklıkla adlanmak ne kötü şeydir! Kim ki tövbe etmez, işte böyleleri zalimlerdir.
]12: Ey iman edenler! Zandan çok sakının! Çünkü zannın bir kısmı günahtır. Sinsi casuslar gibi ayıp aramayın! Gıybet ederek biriniz ötekini arkasından çekiştirmesin! Sizden biri, ölmüş kardeşinin etini yemek ister mi? Bakın bundan iğrendiniz. Allah'tan sakının! Hiç kuşkusuz, Allah tövbeleri çok kabul eden, rahmeti sonsuz olandır.
]13: Ey insanlar! Biz sizi, bir erkekle bir dişiden yarattık. Ve örfler yoluyla tanışıp kaynaşasınız diye sizi milletlere, boylara ayırdık. Hiç kuşkusuz, Allah katında en seçkininiz, sakınılması gereken şeylerden en çok sakınanınızdır. Allah her şeyi bilir, her şeyden haberdardır.
Pir Hacı Bektaşı Velide işte bu hakikatleri Makalatında ifadeye koymuş ve o günün koşulları içerisinde her kesin anlayabileceği dil ile anlatmıştır.
Bu abdest ve gusül konusu Yunus Emreden itibaren bir çok Alevi ozanın deyişlerinde nefeslerinde konu olmuş ve işlenmiştir. Ömer Hayyam dahi sunni islamın bu konudaki tutuculuğunu alay konusu yapmış ve bir çok rübasinde yermiştir dindeki bu şekilciliği.
“Tab’em be nemaz o rûze çon mail şod
Goftemki morad-i dil-i men hasil şod
Efsus ki an vuzu be badi beşkest
Van rûze be nim cor’e mey batil şod.
Tab’ım oruç tutmaya ve namaz kılmaya mail olunca,gönlümün muradı hasıl oldu,dedim. Yazı ki o abdest bir ufacık yellenme ile bozuldu. O oruçda yarım yudum şarap ile fasid oldu.”
Hak aşıklarının her nefes alışlarının onunla bir ve beraber olduğunu vurgulayan Yunus Emre dinde şekilciliğin aşıklara göre olmadığını softanın,ham ervahın işi olduğunu bir çok dizelerinde gördüğümüz gibi özellikle şu iki dörtlük konumuz açısından hayati önem arzetmektedir.
Oruç,namaz,gusul,haç
Hicapdır aşıklara
Aşık ondan münezzeh
Hassu,havas içinde.
Zahir suya banmadan
El ayak deprenmeden
Baş secdeye inmeden
Kılınır namazımız.
Yedi Ulu ozanlarımızdan olan Pir Sultan Abdal da
İbadet kabul olmaz hay hu ile
Murdar bismil olmaz akar su ile
Kişi benlik ile ibret huy ile
Yüzü kara gider ulu divana
Abdeste şekilciliğe direnen Pir Sultan bir başka dörtlükte ise
Eliftir doksan bin kelamın başı
Hakka şükreyle ba’yı neylersin
Vücudun evini pak etmeyince
Yüzünü yumaya suyu neylersin
Bir başka nefesde ise
Ezelden inanıp iman etmeyen
İkilik perdesin özden atmayan
Bir Hü ile cesedin pak etmeyen
Su ile yıkanan müslümanmıdır
Diyerek özünü arıtmamışların müslüman olamayacağını özellikle vurgulamaktadır.
17 yüzyıl Alevi ozanı Aşık dertlide diyorki
Söylenme ey zahid,yalan dinlemem
Hak mürşide bağlıdır destim benim
Sen gibi günde beş vakit kirlenmem
Bir vakit bozulmaz abdestim benim.
Değerli okurlar sevgili canlar Alevi bektaşi erkanına ibadetine hem bedenen hemde ahlaken temizlenerek girilmesi şartdır. Onun içindirki,Hırsızlar,katiller,ırz düşmanları,komuşusunun malına namusuna sınırına tecavüz edenler,ikrarından ve pirinden dönenler,Musahibine ve kivresine ihanet edenler,nikahlı kadın alanlar,haksız yere eşini boşayanlar,eşinin canına kıyma teşebbüsünde bulunanlar,anaya babaya ataya saygısızlık edenler,Tevhit inancını inkar edenler,Hz Muhammedin nübüvvetini,imam Ali nin velayetini inkar edenler ceme
alınmazlar. Peki işin özü bu iken spor salonlarında düzenlenen ceme girmeyenmi kaldı artık bunun sözü bile edilemez. Yani cem evlerininde camiden bir farkı kalmadı açıkcası. Yol erkan inanç yozlaştırılmakta inanç elden gitmektedir ne yazıkki.
Sakın arınmadan girme bu ceme diyen Aşık Mahmud Erdal ne güzelde söylemiş. Yüreğine sağlık büyük ozan.
Sakın arınmadan girme bu ceme
Canlara kem gözle bakarsan eğer
Gönül Beytullah’tır benzer erdeme
Yapılmaz tamiri yıkarsan eğer
Eğilip doğrulup dirsek çürütme
Bilmediğin şeye ahkâm yürütme
]Beş vakit yıkanıp sabun eritme
]İçten mundar gibi kokarsan eğer
Kin ile garazı salma araya
Rast gele merhemi sürme yaraya
Candan bir dostunu kirli paraya
[BNefsine uyup da satarsan eğer[/B]
Her kişi olamaz sözünün eri
Girdabın çarkına bağlamaz seri
Ali’de erdemi milcan da şerri
Bir kefeye koyup tartarsan eğer
Sıtk ile çağıran bulur Mevlâsı
Temizle gönlünden kir ile pası
Helal kazancına haram lokması
Zehir zıkkım olur katarsan eğer
Dinle sükûnetle edebin takın
Kaçın gov gıybetten zem etme sakın
Bile bile yersen yetimin hakkın
Taş olur midende yutarsan eğer
MAHMUT ERDAL mihnet eylemem cana
Arınsam günahtan dursam divana
İşte o zaman insan derim ben sana
İçinden benliği atarsan eğer.
İmam cafer buyruğu abdest ve gusül konusunu şu şekilde ele almaktadır.
“imdi malum olduki
Şeriat cünübü ihtilam veya avrat ile cima etmekle olur.
Tarikat cünübü pirsizlik veya ikrarına yalan çıkıp ahdini bozmakdır.
Ve marifet cünübü, nefsini bilmemektir.
Hakikat cünübü,kendi ayıplarını örtüp başka adamın ayıbını açıp aklı ile bildiğine tanıdığına inanmamaktır.
On yedi erkanın cünübü edepsizlik ve hayasızlıktır.
Kırk makamın cünübü, dört kapının hizmetini terk edip,rızasız kendi başına iş etmekdir.
Ve musahibin cünübü, birbirine kin tutmaktır ve musahibin evine ihanetdir.
Ve rehberin cünübü,meşrebin gaybetin ve sırrın aşikar etmekdir.
Ve muhabbetin,cünübü cevrü cefa,zulüm sitemkar olmaktır.
Sufi oldurki yedi adım taharetsiz ve abdestdsiz cünüp yürümeye,abdestsizlik mertudluktur,taharetsizlik habisliktir.
İmdi malum oldu ki bu ahvaller bir sufide olsa yedi deryada yedi ırmakda yedi çeşmede yusalar asla pak olmaz.
]Şeyh Safi Buyruğunda ise çok kısa bir cümle ile “ Amma şeriat abdesti,su ile olur,tarikat abdesti pir elinden biat etmekdir. Marifet abdesti Rabbini tanımaktır. Hakikat abdesti,öz kendi ayıplarını görüp başkalarının ayıplarını örtmekdir.
Alevi erkanında ikrar veren bir isteklinin yada görgü ceminden geçen bir canın tarikat erkanına girmeden önce Rehperi tarafından abdesti aldırılır ve ikrar töreni bu abdest aldırmadan önce başlatılmaz. Yani şeriat kapısında su ile alınan abdest sembolik olarak talibe manasıda anlatılarak aldırılır. Bizde şimdi cemde 12 hizmetlerden,manevi temizliği temsilen bulunan selman ve zahiri temizliği temsilen bulunan ibriktar hizmetlerininde varlığını hatırlatdıktan sonra talibe abdest aldırılmasının nasıl olduğunu ve ne mana taşıdığını izah etmeye çalışalım.
Nasip alacak istekli canın Kurbanına da abdest aldırılır. Kurbanın yüzü,ayakları dizlerine kadar, yıkanır ve kuyruğunun altı su serpitilerek ıslatılıp temizlenir böylece meydana getirilip Gülbank okunarak tekbirlenir ve tığlanır.
Talibe abdest aldıracak olan rehper İbrik ve leğeni eline alarak talibe abdest aldırmaya başlamadan önce ibriktar tercümanını okur.
BİSMİ ŞAH ALLAH ALLAH
Ben gulamı hanedanı Ehli Beytem,etmezem adülerden hayfu pak
Çün bu hizmetde bize ustazdır,kırklar içinde Selman ı pak
Ber cemali Muhammet Kemali İmam Hasan İmam Hüseyin Ali ra bülende selavat.
Her ikiside birlikte Ehl-i beyte selavat getirirler.
Rehper istekliye “Ey talip şimdi niyet eyle deki- niyet eyledim her iki dünyanın isteklerinden arınmak,terki dünya edip Allaha yakınlaşmak için hakikat abdestini almaya.
Talip ellerini yıkarken,rehper öğütler – ey Talip bugüne kadar Allahın yasaklarına uzannan ellerini bir daha yasaklara,haramlara ve kötülüklere uzatmamak üzere yıka.
Agzını ve burnunu yıkarken -Ey Talip bu güne kadar söylediğin yalan,gov,gıybet var ise bir daha söylememek ve haram lokma yedinse bir daha yememek üzere ağzını yıka.
Yüzünü yıkarken – Ey Talip bu güne kadar yaptığın yüz kızartıcı suçların var ise terk edip her daim senin ve toplumun yüzünü ak edecek hizmetlerde bulunacağına dair ikrar ederek yüzünü yıka.
Kollarını yıkarken – Ey Talip bu güne kadar kol uzattığın bütün haram nesnelere bir daha uzanmamak üzere kollarını yıka.
Başını mesh ederken - Ey Talip Bu güne kadar her türlü kötü düşünce,fikir ve yaramaz düşünceleri aklından silerek ve bir daha kötüye dair düşünceleri terk ederek başını mesh eyle.
Ayaklarını yıkarken - Ey Talip bu güne kadar gittiğin yanlış yollara,harama bir daha gitmemek üzere ayaklarını yıka.
Talibin abdesti bittikden sonra Rehper Talibe su nasihatide yapar ve talibi erkana götürür.
-Ey Talip Allahın emri üzerine aldığın bu abdestin manası haramların cümlesini terk edip bundan sonraki hayatında sadece ve sadece helal işlerin peşinde olacağına,masivadan arınıp hakka hizmet edeceğine dair ikrar veriyorsun.
Bir ömür boyu abdestiini bozacak kötülüklerden hep uzak dur. Bu abdesti Allahın emri İmam Caferi sadıkın erkanı üzere aldın. Hak abdestin üzerinde bulunmayı bir ömür nasip eyleye.
Evet ,Alevilikte abdesti ele almaya gayret eyledik,ekşiğimiz,noksanımız elbette olmuştur ve olacaktır. Bu konuda okuyan canların engin hoş görülerine sığınırken bizim eksiğimizi noksanımız tamamlayıcı desteklerini esirgememelerini diliyor Aşkı niyazlarımı sunuyorum.
Yazan Kadir Hoca (Doğan)
Alevilikte Abdest, Gusül, Beden Ve Gönül Temizliği
Konu Sahibi / Yazar
T U N Ç
Kategori / Forum
Tartışmalar
Yorumlar / Cevaplar
1
Okunma / Görüntüleme
8728
Alevilikte Abdest, Gusül, Beden Ve Gönül Temizliği
Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi