Her kargaşa döneminde baskın sınıfın gazabına uğrayan taraf olan Alevilerin Cumhuriyetin ilanı sonrasında Cumhuriyet tarafında olmasının gerekçeleri son derece açıktır. Osmanlı kendi dönemi içerisinde sürekli olarak toplumsal ayrımcılığı körüklemiş ve Alevi unsurunu sürekli hedef göstermiştir. Alevilik ve Türklük Osmanlı tarafından aşağılanan bir yapıya dönüşmüştür. Saray cariyelerinin arasından seçilen aslında kimin soyu olduğu çok da belli olmayan padişahlar sürekli olarak göçe ve dağlık bölgelere zorladıkları Alevilerin göç ettikleri bölgelerdeki halklarla iletişimleri sonucu karışmalarını ve onların dillerini de kullanmaları gibi toplumsal sonuca neden olmuşlardır. Sürekli öldürmüş ve sürmüşlerdir. Ancak Cumhuriyet yapısı gereği bütün inançlara eşit yaklaşır. Birini koruyup kollarken diğerine baskı yapmaz. En azından 12 Eylül dönemine kadar böyle bir durum söz konusu olmuştur.
Bugün Suriye'den tutun Bulgaristan, Romanya hatta Arnavutluk'a kadar uzanan coğrafyada Türkçe,Kürtçe, Zazaca, Farsça, Azerice, Bulgarca, Arapça ve Arnavutça konuşan ancak Muhammed, Ali ve 12 İmamlar diyen Cuma geceleri Kuran okuyan bu sosyal insanlara rastlamak mümkündür. Hacı Bektaşi Veli'nin ceylanla aslanı kucağında tasvir edilen ve 12 İmam'ın geçtiğimiz yıllarda AKP hükümetinin de yol açmasıyla ABD'nin bombaladığı Kerbela çölündeki resimleri Cem evlerinde baş köşede asılıdır.
Coğrafi farklılıkların etkisiyle yaşam şekillerinin yanında ortak inanç büyük oranda aynıdır. Temeli, eline ( hırsızlık yapmamak), beline ( zina yapmamak), diline ( başkaları hakkında giybet etmemek) olan basit ama yüzyıllardır değişmeyen felsefeden gelen yaşam şekline sahip inanç şekli ve kültürdür. Alevilik dünyanın tüm bölgelerinde rastlanabilen Sufi felsefesinin Anadolu örgüsüdür.
AKP ve uygulamaları genişliği itibariyle eski Osmanlı hayalini kurmaktadır. Yaptıkları açıklamalarla insanlara bayrak olarak üç hilalli bayrağı önermekte ve Cumhuriyet döneminin getirmiş olduğu kazanımlar olan kadınlara verilmiş eşitlik örneğinde olduğu gibi birçok atılımı silmeye çalışmaktadır. Kısaca Anadolu insanının binlerce yıldır Alevi olan, olmayan aydinlik butun insanlarinin Cumhuriyet sonrası temel kültürünü 11 yıldır silmeye çalışmaktadır. Daha da açıklayıcı olmak gerekirse eğer unutulan temel değer, Anadolu köylerinde kadının saçı kapalı olmasının aslında şu an halka dikte ettirilmeye çalışılan şekilden tamamen farklı olduğudur. İkinci kuşağın doğumlarının gerçekleştiği köyden kente göç etmiş olan birçoklarımızın bildiği gerçektir. Hemen birçoğumuzun köylü kültüründen gelen anneleri saçlarını büyük şehirlere adım attıkları anlarda kapatırken şu an kullanılan gösterge saçı kapalı olmanın ötesinde altındaki lüks araçlar ve tavırları dolayısıyla ne Anadolu insanının ne de bilinen başka bir kültürün yansıması değildir. Ne idüğü ve kimin adına çalıştığı belli olan kişiler ve kurumlar tarafından önerisi yapılan Malezya, Singapur, Vehhabilerin veya başka kültürlerin giyim ve inanç şekillerinin Anadolu inancıyla uzaktan yakından alakası yoktur. Kadının değeri Alevi olsun olmasın bu coğrafyada tartışılmazdır. Osmanoğlu veya AKP baskısı kadını cariye gibi görüyor olsa bile Anadolu insanı yaşam şeklinin en temel değerinin yerini bilmekte ve kültüründen ödün vermeden teknoloji ve iletişim çağının da etkisiyle kendini korumaya alacaktır.
Sadece kadınlara veya Aleviler'e mi savaş açılmıştır? Elbetteki hayır.
Ardı ardına katledilen Anadolu'nun ne Avrupa'nın ne de Ortadoğu'nun bütününde bulunabilen muhteşem doğası, tarihi ve her biri yıllarca süren zorluklarla ortaya çıkarılmış bütün kazanımları uluslararası şirketlere peşkeş çekilmiş, hepsi bitince de gayrimenkul ve arazi satışına geçilmiştir. Bunun adı da ekonomik büyüme ve başarı olarak gösterilmektedir. Osmanlı'nın kapütilasyonlarının ve kendi fabrikalarını veya demiryollarını çalıştıramadığı son döneminin aynısı sözkonusudur. Ne kadar sulak olduğu bilinen bu topraklarda su kaynakları yabancılara satılarak Anadolu çiftçisi zor durumda bırakılmakta, yoksulluğa ve ardından terörün kucağına sürüklenmektedir. Taş ocaklarıyla dünyada eşi benzeri olmayan nadide yurt parçaları yabancılara peşkeş çekilmektedir. Sözkonusu yabancı şirketlerin ortaklarının kim olduğunu söylemeye gerek yoktur elbet. 11 yıldır yapılan üretimi durdurup ülkenin satılma dolandırıcılığını özellikle birkaç bilinçli ekonomist harici hiçkimse dile getirmemektedir.
Basın ve medya televizyonlarda hoplaya zıplaya kendi kültürünü oluşturmuş halkın zihnini sürekli bununla doldurmaktadır. Gerçeği anlatmak isteyen birkaç yayın kuruluşu veya gazeteci ağır baskı ve tehditlerle karşı karşıya kalmakta, sorgusuz sualsiz hiçbir mesnete dayanmayan suçlamalarla yıllardır hapiste yatmaktadırlar.
Padişahlık veya Neo Osmanlılık hayalindeki bir güruhun politikacılara karşı güvenini çoktan yitirmiş olan halka karşı nefretini ve cahil öfkesini görmekteyiz. Her konuşmasında halkı ben sizi döverim, öldürürüm diyen, yabancı basını da sanki halkla birlikte kendisinin şamar oğlanıymış gibi gören bu güruhun tavrı sonunun geldiği gerçeğini değiştirmemektedir. Osmanlı hayali kuran zavallı sürüsü işi o kadar ileri küfürlü içerikürmüşlerdir ki, yönetimini yıkmaya çalıştıkları ancak hesabı evde tutturamadıkları ülkenin teröristini ülkemize getirip televizyonlardan çığlık attırmaktadır. Katıldığı TV programında bütün Aleviler'i öldüreceğim diyen 93,000 kişinin katillerinden biri olan yaratığı Aleviler'den aldığı vergilerle beslemekte, silahlandırmakta ve onlara karşı avaz avaz tehdit yağdırmaktadır. Bu kişileri bu ülkeye getiren, pasaport sağlayan, eşine dostuna devlet kademelerinde iş sağlayan Türk olduğunu hiç söylememiş ve söylemeyecek iktidar mensupları Anadolu'nun bütün aydınlık unsurlarının karşısına dikilmiştir. Yanlarına kimi zaman PKK uzantısı olan BDP, kimi zaman da Anadolu rengine katlanamayan MHP desteğini almakta sakınca görmemektedir. Her iki parti de iktidarla yaptıkları işbirliğinin halk tarafından görülmediğini düşünerek büyük yanılgıya düşmektedir. Duvardaki tahtaya çakılan çivileri çıkarsanız bile geride kalan izler var olmaya devam edecektir.
Hitler Almanya'sında canından olan bütün insanların sayısını yakalamaya çok yaklaşmış olan Neo-Ottomanus adındaki bu yaratıkları durdurmak 15-16 yasındaki çocukların şiddete mizah, zeka ve birbirine kenetlenerek verdikleri cevap bütün dünyada yankı bulmuştur. 11 yılın birikiminin su yüzüne çıkmasını yabancı basına, faiz lobisine, piyanistlere, tiyatro oyuncularına bağlayanlar yurdun dört bir tarafında çocukları gaz, plastik mermi ve kimyasal silahlarla yaylım ateşine tutmuştur. Ölenlerin yanında hayatın ışığı olan gözlerini kaybedenlerin de sayısı gün geçtikçe artar. Ellerinde karanfillerle ve kitaplarıyla halka açık olması gereken yerlere ziyaret yapmayı isteyen halka polisi ve kendi teşkilatlarının kapı-kullarını saldırtmaktadır. Polisin kim olduğu belirlenmesin diye kimlik numaraları bile gizlenmektedir. Kimden korkulmaktadır bu kadar? Ellerinde çiçekle dolaşan ergenlerden mi ben gittikten sonra hukuk hakim olursa hukuktan mı korkulmaktadır?
Pir Sultan'dır Anadolu Halkı, Suriye'den Karadeniz'e; Kafkaslar'dan Balkanlar'a, Torlak'tır, Bedreddin'dir Ege'de. Dört bir yanda Alevidir, Sünni'dir. Namaz kılar, Semah döner, Mevlevi'dir Konya'da beyazlar içinde. Evrenin döngüsüne katılır bildiği dille, minik bir kızcocuğudur Kayseri'de. Kilimler örer, çapa sallar tarlada. Herşeyden ötesi artık twit atar dönen dolaplardan haberli. Gösterilere katılır, gaz sıkılır, polisten küfür ve tehdit edilir ırzına geçilmekle.
Kafasına kurşun sıkılır, sığındığı hastaneye otele bomba atılır devleti adaletle yönetmesi gereken tarafından. Soyulur, vergileriyle ona düşmanlık yapanlara daha çokları eklenir. Yine de bitmez Anadolu kültürü, yine de tükenmez Alevilik, Mevlevilik, Kalenderilik. 12 imamların yolunda semah döner Evrene, saz sesi ney sesine karışır. Tozlu Suriye yollarından başlayıp çimenli Muş ovasında devam eder Anadolu insanının çilesi.
Ethem olur kaynak ustası. İzin gününde kardeşlerine destek için meydanlara çıkan. Oksijen kaynağından 20 sene kısalmıştır ömrü. Ama olsun destek olmalıdır kardeşlerine. Silah sesiyle karışır ortalık. Barış ve Aleviler umurunda değildir iktidarın da onun kapı önü azıdişlişinin de. Elini kolunu sallaya sallaya dolaşacaktır nasılsa katiller de azmettirenler de. Sivas'ta insan yakanlar gibi, Hakkari'de karakol basanlar gibi veya Uludere'de çocukları bombalayanlar gibi.
Sorulacak mı hesabı?
Mutlaka !
Devami...
Aleviler ve Cumhuriyet
Konu Sahibi / Yazar
donanma44
Kategori / Forum
Alevi Haber
Yorumlar / Cevaplar
0
Okunma / Görüntüleme
2228
Aleviler ve Cumhuriyet
Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi