bu konu hakkındaki görüslernız nelerdır sewgılı canlar??

Alevilik Hak-Muhammed-Ali yoludur...

İlk çıktığı andan itibaren, çekemeyenler, kabullenemeyenler ve toplum tarafından öğrenilmesini istemeyenler tarafından baskı ve zulümlerle sindirilmeye ve yok edilemeye çalışılmıştır.

Alevi Pirleri her zaman birbirlerinden daha gür bir şekilde, canları pahasına dahi olsa, Aleviliği ve Ehlibeyt sevgisini haykırmışlardır; Yolun günümüze kadar ulaşmasını sağlamışlardır...

Bugün aleviliğin açık bir şekilde konuşuluyor olmasını sağlayan tek neden vardır : Mustafa Kemal Atatürk'ün Laik, Demokratik Türkiye Cumhuriyetini kurmuş olması..

Aleviliğimizi O'na borçluyuz...

erpln yazdı:bu konu hakkındaki görüslernız nelerdır sewgılı canlar??

Sevgili erpln,

Vallahi sorudan önce kusura bakma ama aklıma takılan şey yazıda kullandığın dil!

Bu MSN alışkanlığından olsa gerek güzelim "i" ler "ı" "v" ler de "w" ye dönüşmüş.

Halbuki Atatürk çocukları olarak onun getirdiği Dile en fazla bizim sahip çıkmamız gerekiyor. Acele yazılmıştır harfler eksiktir kabul edilebilir ama, "v" nin yerine "w" kullanmayı alışkanlık haline getirmek bana sorarsan kabul edilmez, senden bu konuda daha özenli olmanı rica edicem.

Soruya gelince, susmak, özünü saklamak anlamında kullanılırsa, bazı "Alevi"ler uzun zaman öncesine kadar, bulunduğu toplumda kabul görebilmek, hayatta tutunabilmek gibi nedenlerle kendi kimliklerini gizleyip, kendisine ait olmayan bir kalıba zorla (ya da bazen kendi isteğiyle) girdiklerini söyleyebiliriz. Çünkü "Alevi"ler bin senelerdir, hakim olan Dini düşüncenin baskısı altında Anadolu'nun en ücra köşelerinde, şehirlerin en kırsal kesimlerinde ordan oraya sürülmüşler, evleri, köyleri yakılmış yıkılmış, insanları öldürülmüş, kılıçtan geçirilmiş. Bugün Alevilerin yaşadıkları yerleri gözönünde bulundurduğumuzda bu gerçek daha açık bir şekilde anlaşılır.

İşte bu binlerce senedir, nerdeyse kronik bir hastalık haline gelen yurdundan uzaklaştırılma, yurtsuzlaştırma, kendi vatanında ikinci sınıf vatandaş haline sokulma, inancı yüzünden yakılıp, yüzülüp, öldürülme hali yüzünden, NE zaman ki şehirlere göçler başladı, işte bu söylediğin "Susmak" eylemi de hayata geçmeye başladı yavaş yavaş. Kimisi çalıştığı işyerinde, işini kaybetmemek için "Ramazan Orucu" tutmaya başladı, kimisi komşularına hoş görünmek için "Kandil kutladı, MEvlüt okuttu, Teraviye gitti", kimileri "Alevi"liğini haraç mezat sattı kendi isteğiyle "Kendisine ihanet eden bir zihniyetin kulu kölesi oldu"...

Yani sustular...(tabi dikkatinizi çekmek isterim bunu yapanlar bazı Aleviler, çoğunluk ise inancına sahip çıkıp ölmeyi göze almıştır elbette, bunların başında da tabi ki Pirler vardır)

Bugün Alevilerin sustuklarını zannetmiyorum, Çünkü Ben Aleviyim diyebilmenin cesaret istediği dönemler artık geride kaldı,

Bugün susmuyoruz, ne yapıyoruz biliyor musunuz?

Bazılarımız Açık açık ben Aleviyim ama "Gelin hak dini islama" yahut da "Gelin Alisiz Aleviliğe" sloganlarıyla hem susmayarak yani kimliğini gizlemeyerek hem de İnancına bile bile ihanet ederek yaşamayı tercih ediyor...

Ne mutlu ki bana inancımı öğreten bir Pirim var...

bence birisinin çıkıp illa BEN ALEVİYİM deyip göğsünü gere gere birileriyle çatışması gerekliydi. Çok şükür Pir'imiz çıkıp baş kaldırdı Onun sayesinde Aleviler bu kadar DEĞER GÖRDÜ

artık hiçbir şey eskisi gibi değil tabiki..önceden birçok alevi kendini saklamak zorunda kaldı.elbette bunun birçok sebebi var. ama anadoluda bakın alevi yerleşimlerine , en uzak en ulaşılmaz yerlerde.. baskılardan dolayı inançlarını gizli yaşamak zorunda bırakılmışlardır..
bunlara ek olarak yavuz sultan selim döneminde ki şeyhülislam yahya efendinin "bunlar murdardırlar, kestikleri yenmez, oturdukları yerde oturulmaz" diye bir fetva verince ve bunlara ek olarak yavuzun yüzbinlerce aleviyi katletmesi , kuyucu murat paşanın alevi kıyımı.....
şahımmerdan ın da dediği gibi alevilik yavaş yavaş kurumsallaşmakta ve güçlenmektedir. ama bunların yanında geçmişi inkar etmekte sanki inancın içindeymiş gibi kabul edip öyle davranan canlar yoluna inanılmaz şekilde zarar veriyor.
yolun sahibini onun varlığını ve yüceliğini kabul etmeden yoluna faydalı olamaz...

Bir tohumun filizlenip meyve verebilmesi için güneş ışığına ihtiyacı vardır. İnsanların da bilgilenip aydınlanması için bir pirin ışığına ihtiyacı vardır. Güneşe yönünü dönmeyen bir bitki kurur. Bu kuruyan bitki zamanla kopartılıp yok edilir. İşte pirin ışığında kendini aydınlatamayan insanlarda zamanla cahil kalır. Bu cahil kalan insanlar da zamanla yolundan kopartılıp tutsak ve yok edilir. Bunun içindir ki yola pirsiz çıkılmamalı.Bizim de bugünkü ışığımız, güneşimiz, pirimiz Zöhre Ana'dır. Allah Zöhre Anamızı başımızdan eksik etmesin,bizleri de onun yolundan ve ışığından ayırmasın...

sevgili,erpin aleviler hicbir zaman gögsünü gererek aleviyim diyemedi
cünkü herkes biliyorki alevi demek aliyi sevmek ehlibeyti sevmek demektir
ve sen bunu cogunlugu baskici bir sünni devletinde gögsünü gererek diyemessin diyenler pirsultan abdallar,haci bektasi veliler, seyid nesimiler oldular ve herseferinde asildi kesildiler ve bugün de ben aleviyim ben aliyim ali benim diyen gögsünü geren alim benim allahim diyen ve bunu sünni ,alevi ,türk ,kürt herkesin icinde haykiran bir tek zöhreanamdir ve buda onun yüceliginin ispatidir. bazi alevi dernek baskanlari kendini alevi lideri zannendenler var mesela cemvakfi baskani ABBF baskani t öker simdi kendini alevi lideri gören bu Adam t öker diyorki ;Ali yok diyor alevilik islam disi diyor
bunlar böyle liderler iste benim liderimde sahimda pirimde kabemde zöhreanamdir canim yoluna feda olsun bin can sana feda olsun zöhreanam bu canim zaten gidecek bugün yada yarin ne fark eder sanki senin yolun icin olsun.