Geçtiğimiz günlerde CHP Tunceli milletvekili Hüseyin Aygün, meclise cemevi yapılması yönünde bir talepte bulundu
Meclis başkanlığı bu talebi Diyanet İşleri Başkanlığının konuyla ilgili görüşlerini referans alarak,
’ Alevilik ayrı bir din olmayıp, İslam içinde bir oluşum, islam’ın tarihi süreçte ortaya çıkmış bir zenginliğidir. Müslümanların da ibadet yeri camidir ’
diye cevaplandırdı..
Bir inançla ilgili talebin, başka bir inancın temsilcisinin görüşlerine dayandırılarak değerlendirilmesi, sadece Alevilerin değil toplumun bir çok kesiminin de tepkisini çekti..
Peki gerçekte Alevilik Müslümanlığın bir kolu mudur ?
’Alevilik yakın tarihlerde ortaya çıkmış, ana gövdesi İslamiyet olan bir inanış veya mezhep değildir. O kökleri kendisine giden asıl gövdesinden koparıldıktan sonra tarumar edilmiş, binlerce yıllık bağımsız bir inanış ve kadim bir yol, bir ulu erkandır ’
Diyen araştırmacı yazar Erdoğan Çınar ’ Aleviliğin kayıp bin yılı ’ adlı kitabında Aleviliğin semavi dinlerden farkını şu argümanlara dayandırıyor:
İnanç sistemleri içindeki en büyük ayrılık, semavi dinlerin tanrı tanımlaması ile Aleviliğin tanrı anlayışı arasındaki derin uçurumdur. Alevi inancına göre yaratan ve yaradılmış birdir. Yaratan yaradılmışın bütünü, yaratılmış olan da yaradanın ayrılmaz parçası ve kendisidir.
Alevilikte ölümden sonra öteki dünya inancı yoktur. İnanışa göre insan; sürekli beden-biçim değiştiren ilahi ruhun parçasıdır. Vücut bulmuş enerjidir. Işıktır. Asla ölmez. Kendisine inananların bağlılığını ve kendi kurdukları dünya düzeninin emniyetini, ölümden sonra bir başka dünyada vaat edilen ödül ve ceza sistemi üzerine inşa eden semavi dinler, Alevilikte öbürdünya inancının olmayışını kabullenemediler
Aleviler devriye ye inanırlar. Devriye inanışına göre yaşam, vücud-u mutlak tan ( mutlak varlık ) kopan bir nur ile başlamıştır. Bu büyük nur, kendi heybeti ile genişlemiş, dağılmış ve toprak, hava su ateş ile temsil edilen dört kuvvete inmiştir. İnsan, babanın beline ve ananın rahmine düşmeden önce, dört kuvvetin kontrolünde, önce cansızlar,sonra bitkiler ve hayvanlar aleminden geçer.İnsan bedenine ulaştığında insan-ı kamil ( olgun insan ) oluncaya kadar gelir gider
Alevilikte her şeyin aslına rüc’u edeceğine inanılır. Bu ilahi yasadır. Devriye, gerçek varlıktan kopan ruhun, çeşitli aşamalar geçirip, türlü bedenlerde dolaştıktan sonra olgunlaşıp, kendi kaynağına dönme sürecidir
Alevilikle semavi dinleri arasındaki asıl uçurumlardan birisi de yaradılışın nasıl ortaya çıktığına dair inanış aykırılığıdır. Semavi dinler, yeri göğü yaratan bir tanrının varlığına inanırlar. Alevilikte ise evrenin parlak bir nurun genişlemesiyle ortaya çıktığına inanılır
Aleviliği, insan için erişilebilir önemli bilgileri muhafaza etmek ve gelecek kuşaklara aktarmak üzere dizayn edilmiş bir sistem, duyabilecekler için söylenmiş ulu bir söz olarak tanımlayan yazar;
Alevilerin, binlerce yıldan beri kendilerine düşmanlık besleyen, varlıklarına tahammül edemeyen ve canlarına kasteden dinlerin ve mezheplerin hüküm sürdüğü coğrafyalarda, çaresizlikten doğan en doğal haklarını kullanarak, kimliklerini ve asıl inanışlarını sakladıklarını belirtiyor
Ortodokslarla başlayan sonu gelmez alevi düşmanlığının sebebinin, Alevilerin, semavi dinlerin dışındaki inanç sisteminde aramak olduğunun altını çiziyor
Ve geçmişte Alevilerin şehir meydanlarında diri diri yakıldığını, bugün devasa boyutlara ulaşan o ateşin Aleviliğin kendisini erittiğini,Muradının bir damla su olup o ateşin üzerine düşmek olduğunu ifade ediyor.
O ateşi söndürmek isteyen Alevilerin dışında da milyonlarca su damlası olduğuna inanıyorum
Bütün mesele galiba damlaların bir araya gelememesinde’.
Yurdagül Sözener
19/07/2012
Kaynak: internethavadis.com
Aleviler Müslüman mı ? - Yurdagül SÃZENER
Benim Siyasetim İnsan Sevgisidir.
Pir Zöhre Ana
Alevi Türküleri - Alevi Haber -Alevi Köyleri - Alevi Ünlüler
Pir Zöhre Ana
Alevi Türküleri - Alevi Haber -Alevi Köyleri - Alevi Ünlüler