Alevilerin oluşturduğu dernekler, Cizre, Silvan, Nusaybin, Dargeçit, Diyarbakır Sur gibi bir çok bölgedeki çatışmaların sonlandırılmasını istedi. Dernek yönetimleri, "29 Aralık 2015 tarihinde KESK, DİSK, TMMOB ve TTB kurumlarının almış olduğu 'Barış Hemen Şimdi' şiarlı bir günlük iş bırakma eylemine" destek verdiklerini bildirdi.
[COLOR=#212121NeueRoman] Alevi Dernekleri, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Merkez binasında 'Cizre, Silvan, Nusaybin, Dargeçit, Diyarbakır Sur ve daha birçok Kürt yerleşiminde sürmekte olan savaşın sonlandırılması' çağrısında bulundu. Dernekler, ’29 Aralık 2015 tarihinde KESK, DİSK, TMMOB ve TTB kurumlarının almış olduğu 'Barış Hemen Şimdi' şiarlı bir günlük iş bırakma eylemine’ destek verdiklerini bildirdi. Genel merkez binasında yapılan açıklamaya Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanı Gani Kaplan, Demokratik Aleviler Derneği Eş başkanı Şengül Çelik, Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Genel Başkanı Ercan Sönmez ve alevi dernekleri katıldı. Gani Kaplan, son süreçte yaşanan gelişmelerle Türkiye’nin bir savaş ortamına sürüklendiğini iddia etti. Kaplan, konuşmasını şöyle sonlandırdı:
[COLOR=#212121NeueRoman] ’1 Kasım’dan sonraki başlayan süreçte ülke ciddi bir savaş ortamına sürüklenme, iç savaşın eşiğine gelmiş bulunmaktayız. Batıya doğru yavaş yavaş savaşın etkilerini görmekteyiz. Mersin’in Tarsus ilçesinde de Kürt vatandaşlarının yaşadığı mahallelerde ciddi anlamda sıkıntılar olduğunu öğrendik. Biz barışın sesini batıdan yükseltmediğimiz sürece bu savaş git gide ülkemizin tüm coğrafyasını saracak gözüküyor. 29’unda yapılacak olan iş bırakma eylemine destek vereceğimizi bildiriyoruz. Tüm kurumlarımızı yarın tüm şubeler bu konuda talimatları vereceğiz. Yarın iş bırakma eyleminde tüm örgütlerimiz alanlarda demokratik kitle örgütleriyle birlikte alanlarda olmaya davet ediyoruz.’


[COLOR=#212121NeueRoman] Çelik, "'Barış Hemen Şimdi' demek için bir günlük iş bırakma eylemine destek veriyoruz"
[COLOR=#212121NeueRoman] Demokratik Aleviler Derneği Eş başkanı Şengül Çelik, memleketin her yanından kan aktığını kaydetti. Çelik, Kürtlerin yaşadığı pek çok il ve ilçelerde ağır silahların kullanıldığı çatışmaların yaşandığına dikkat çekti. Çelik, ’Halk aylardır sokağa çıkamıyor. Temel ihtiyaçlarını karşılayamaz duruma geldi. Çocuklarımız ölüyor ve memleket hızla iç savaşa gidiyor. Toplum bir daha onarılamaz şekilde derin bir yarılma yaşıyor. Aleviler sürmekte olan savaşın derhal sona erdirilmesi şart görüyor. Devletten derhal ve ön koşulsuz operasyonlardan vazgeçmesini istiyoruz’ ifadesinde bulundu.
[COLOR=#212121NeueRoman] Çelik, 2013 Ocak ayından beri süren çözüm sürecinin ve iktidarın politik çıkarlarından kaynaklı bitirilen çözüm sürecinin derhal başlamasını istedi. Çelik, ’Bunu yapmayanları giderek iç savaşa dönük hepimizi yakacak olan bu cinnetin sorumlusu görüyoruz’ diye konuştu.
[COLOR=#212121NeueRoman] Çelik, Türkiye’ye seslendiklerini belirterek konuşmasını şöyle sonlandırdı: ’Bu memlekete artık savaşa doydu. Artık çocuklarımızın ölmediği bir yönetim tarzına ihtiyacı var. Ne ekonominin sürekli yoksullaşmamız demek olan yeni bir savaşa tahammülü var ne de 40 bin yoksul çocuğun daha şehitlik hamasetiyle ölüme gönderilmesine. Temel ihtiyacımız, sorunlarımızı konuşarak ve elbette ki evrensel hukuk ve medeniyetin yoluyla çözmektir. Bu bilinçle he inançtan ve kimlikten kardeşlerimize sesleniyoruz:
[COLOR=#212121NeueRoman] 29 Aralık 2015 tarihinde KESK, DİSK, TMMOB ve TTB bu kurumlarımızın almış olduğu Barış Hemen Şimdi demek için bir günlük iş bırakma eylemine destek verdiğimizi tüm kamuoyuna duyururuz.’

cnnturk.com

İnsanlığın yok olup tükendiği bir dönemde, ırkçılık ve mezhepçilik almış başını gidiyor.

Bir tarafta sadece ırkına bakarak, diğer ırka yaşama hakkı vermeyen kafatasçı Türkler, diğer tarafta Amerika ve İsrail'in bölgesel güç olabilmek adına vizyonel projelerinde yer alan ayrılıkçı Kürtler...

İnsanlar, çocuklar, kadınlar elbetteki ölmesin, daha demokratik, gelirin eşit dağıtıldığı, insan hak ve hukukunun korunduğu, çağdaş bir Türkiye, Atatürk'ün hedeflediği modern Türkiye'yi istiyoruz ama biliyoruz ki her iki tarafta ne gerçek demokrasi ne de gerçek eşitlik istiyor. Bir taraf her zaman olduğu gibi Amerikan, İngiliz planlarının peşinde diğer tarafta monarşi ile yönetilen bir sistemin peşinde...

Olan; özerklik istemeyen Kürtlere ve monarşi istemeyen Türklere yani biz sıradan halka oluyor...