You need to enable JavaScript to run this app.

Skip to main content

Alevi-Bektaşi kültüründe kadın

Alevi-Bektaşi kültüründe kadın

Posting Freak
Alevi-Bektaşi kültüründe kadın
Ankara Üniversitesi Kadın Çalışmaları Anabilim Dalı yüksek lisans programının ’Dinlerde Kadın’ dersi İlahiyat Fakültesi öğretim üyelerince verilmektedir. Programa katılan öğrenciler gerek ödev olarak yaptıkları araştırmalarda yazılı kaynaklara dayanarak gerekse kişisel tecrübelerinden sözlü olarak alana canlılık kazandırmaktadırlar. Alevi öğrencilerin de programa katılmakta oluşu pek çok önyargıların aydınlatılıp çözülmesine yardımcı olmaktadır. Onlara göre Osmanlı’nın kuruluşundan itibaren Alevilerin Sünni’lik karşısında gizli bir tehdit olarak algılanmış olmaları, onların yaşantılarını gizlemelerine, Cem ibadetlerini de gizli yapmalarına sebep olmuştur.[COLOR="#0000FF"] Mesela Cemlerde kadın-erkek birlikte secdeye gidilip birlikte semah dönülmesi ve gizlilik içinde yapılan diğer bazı gelenek ve görenekler Sünni kesim tarafından çok farklı yorumlanmış, ’mum söndü yaparlar, ana bacı bilmezler, cünüp gezerler’ gibi iftiraların atılmasına sebep olmuştur. İlginçtir ki bu iftiraların çoğu kadınlar üzerinden yapılmaktadır ve bugün de kısmen devam etmektedir.

Alevi-Bektaşi kültürü incelendiğinde kadını yücelten, kadın erkek ayrımcılığını kınayan ve bu noktada diğer Müslümanlara göre daha hassas olduklarını dile getiren bir söyleyiş hâkimdir. Mesela kadın-erkek ayrı kavramlarla değil, ’can’ olarak nitelendirilir. Can ile kastedilen bedenin içindeki, Allah’ın insanı yaratışında ona üflemiş olduğu ruhtur. Cemaatin bireyleri cinsiyetlerine göre değil niteliklerine göre değerlendirilir, ’Aslanın dişisi de aslandır’ özdeyişi vardır.

Alevi-Bektaşi anlayışında kadın toplumun bütün canları yanında ana, kocasının yanında eş, eşinin dışındakilerle de kardeş olarak kabul edilir. Alevi-Bektaşi kadını, analık vasfıyla ilk olarak ailede başlayan daha sonra hayatta devam eden önemli sorumluluklar üstlenir. Derler ki, Fatma Ana Peygamberlik nurunu devam ettirendir, onda hem Hz. Muhammed’in hem Hz. Ali’nin nuru birleşmektedir. Bu sebeple o nuru sembolize eden kadının yeri elbette çok önemlidir. Hacı Bektaş Veli’nin şu dizeleri yol göstericidir:

Erkek dişi sorulmaz muhabbetin dilinde

Hakk’ın yarattığı her şey yerli yerinde

Bizim nazarımızda kadın erkek farkı yok

Noksanlık eksiklik senin görüşlerinde.
Benden evvel ben oldum
Beni bende ben buldum
Sahralara indim durdum
Bana Ali dediler

Merdan idim dirildim
Her bedene verildim
Kırk Kapı dört makamda
Öldüm öldüm dirildim.

Mürşit Zöhre Ana..

İçerik sağlayıcı paylaşım sitesi olarak hizmet veren Pir Zöhre Ana Forum sitemizde 5651 sayılı kanunun 8. maddesine ve T.C.K'nın 125. maddesine göre tüm üyelerimiz yaptıkları paylaşımlardan kendileri sorumludur. Sitemiz hakkında yapılacak tüm hukuksal şikayetleri İletişim bağlantısından bize ulaşıldıktan en geç 3 (üç) gün içerisinde ilgili kanunlar ve yönetmenlikler çerçevesinde tarafımızca incelenerek, gereken işlemler yapılacak ve site yöneticilerimiz tarafından bilgi verilecektir.