Batum, Türkiye'nin 52 yılda verdiği toplam cari açık miktarının 43.7 milyar dolar olduğuna değinerek, şöyle devam etti: ''Eskiden 3-5 milyar dolar cari açık olduğunda ciddi endişelere kapılırdık. 9 yılda verilen toplam cari açık 219.4 milyar dolar. Şimdi bunu bazıları 'rakamlar büyük, 800 milyar dolarlık milli gelire çıktık, doğaldır' diye yorumluyor. İhracat arttığında ithalatın da arttığını biliyoruz. Türkiye'de gazeteleri ve televizyonları açtığımda 'ihracat 100 milyar doları aştı' diye yazılar, yorumlar görüyorum. Peki ithalat ne kadar? Bundan bahseden kimse yok. İthalatın ne kadar önemli olduğunu ve cari açığın ne kadar önemli olduğunu biliriz. Bugün bu tartışma yok. Başbakanın tartışmaması da doğal ama reel ekonominin, bunları tartışmamasını inanılmaz buluyoruz.''
'2005'ten sonra kasetler ve dinlemeler çıkmaya başladı'
Batum, bir gazetecinin ''Bir partinin yöneticileri hakkında ses kasetleri ile gizli çekilmiş video görüntüleri internet sitelerinde yayımlanıyor. Bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz'' yönündeki sorusu şöyle yanıtladı: ''Kasetler sistematik, bilerek yapılan bir şeydir. Türkiye'de 2005 yılında Ceza Muhakemeleri Kanunu ile Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu'nda gece yarısı değişiklik yaptı iktidar. 'Telekomünikasyon İletişim Başkanlığını tek başına Başbakan belirler' diye kanuna yazdılar. Türk hukukunda böyle bir işlem yok. Buna, Türkiye'de tüm haberleşmenin dinlemesi yetkisini verdi. O günden sonra -ki bu tesadüf değil- kasetler, bantlar ve dinlenmeler çıkmaya başladı. Bunlar orada, savcılar orada, yargı orada, kasetler ve internet siteleri ortada, kimden yayımlandığı ortada, nereden geldiği araştırıldığında bulunabilir. Hükümet işbaşında. Böyle bir rezillikle karşı karşıyayız. Kaset ve dinleme olaylarının tamamıyla sistematik olduğuna, AKP'nin, Türkiye'de siyaseti buraya getirdiğine inanıyorum.''
Başbakan Erdoğan'ın son konuşmalarına dikkat edildiğinde, işçiye, köylüye, emekliye yönelik bir vaatte bulunmadığının görüldüğünü, sadece Kılıçdaroğlu'na hakaret ettiğini ve ''o kasette o çıktı, bu kasette öbürü çıktı'' dediğini savunan Batum, şunları söyledi: ''Polisiye romanlarına bakarsanız, örneğin birisi öldürülmüşse sonunda bu olaydan en çok kim yararlanıyorsa suçlu da o çıkar. Kim yararlanıyor bu kaset vs. gibi şeylerden? Baktığınız zaman AKP yararlanıyor. İktidar orada. Hadi bul. Bu, AKP'nin toplumu şiddetle totaliter bir diktatörlüğe dönüştürme olayıdır. O zaman ne yaparsın? Seni, beni, onu korkutursun, korkutamadığını içeri attırırsın dinleyerek, yazmadığı kitaptan. Bir partiyi eğer çökertmeye yönelik bir plan yaptıysan tek tek onun hakkında da şeyler çıkartırsın. Bunu CHP hakkında da yapmak istediler zamanında ama CHP çok köklü ve dinamik bir yapı olduğu için herkes anlamasa da bundan bir şekilde daha güçlü olarak ortaya çıkmayı sağlayabildi. Yoksa istenen; aynen diğer partilere yapılanın bize de yapılıp CHP'yi bir şekilde kabul edilebilir bir seviyede tutulmasıydı.''
9 Mayıs 2011
Cumhuriyet
Cumhuriyet