Sonunda olan oldu. AKP ‘nin Diyanet İşleri’nden sorumlu devlet bakanı Sn. Prof. Dr. Sait Yazıcıoğlu uzun zamandır süren Alevi Açılımı masallarını gerçekle yüzleştirdi.






Seçime çok az kala böyle bir yüzleştirme AKP’ye, ya da AKP’de siyaset yapmaya çalışan bazılarına da pek iyi gelmedi herhalde. Ama onlara iyi gelmese de Sn. Yazıcıoğlu’na ben şahsen müteşekkirim. Bizleri, kimin ortaya attığı da pek belli olmayan bu Alevi Açılımı masalından vazgeçip, gerçeklerle yüzleşmeye açıkça davet etti. Ülkenin gerçeklerine ayna tuttu, çok önemli bir görevi yerine getirdi. Şimdi Sn. Yazıcıoğlu’nun 16 Mart 2009 Pazartesi günü HABER TÜRK gazetesinde yayınlanan röportajını biraz inceleyelim. Önce bu söyleşiyi yapan Sn. BALÇİÇEK PAMİR ‘e çok çok teşekkür edelim. Çünkü bu ALEVİ AÇILIMI masalı bazılarının daha çok zamanını ve enerjisini tüketecekti. Sn. PAMİR daha epeyi uzun sürecek bir macerayı ustaca noktaladı ve bence hem ülkemiz için, hem de Alevi ler adına tarihi bir görev yaptı.

Söyleşiden Sn. Yazıcıoğlu’na ait bir başlık alıyorum.

* Alevi liği maalesef kişisel olarak tanımlayamıyorum, devlet de tanımlayamıyor. Alevi lerin Diyanet’teki temsilini asla doğru bulmuyorum. O durum başka tartışmaları da beraberinde getirir. Hiç akla gelmedik, temsil talepleri olabilir. Hanefiler, Şafiler başka tarikatlar da isteyebilir.

Sn. Bakan Alevi liği kendisi tanımlamadıkça yok mu sayacak bunu anlamak zor. Aslına bakarsanız kendi bildiklerinden başka herşeyi fasık sayanların, böyle bir dünya görüşüne sahip olanların Alevi liği tanımlaması da, tanımlamalari anlaması da çok zor . Bu bildirimin üzerinde fazla durmayacağım. Ama bir konu çok dikkatimi çekti. Sözleri ile, söylemleri ile Sünni İslam yorumun HANEFİ mezhebi geleneklerini sürdürdüğünü iddia eden bir Diyanet İşleri Başkanlığı vardı. Sn. Bakan, bu başkanlıkta Alevi lere söz hakkı vermenin, HANEFİ ve ŞAFİ’ lere de söz hakkı istemesi ile sonuçlanabileceği büyük bir tehlike olarak görüyor. Önce şunu söyleyelim. Bizler böyle bir Diyanet’te söz hakkı falan istemedik, Arap – İslam anlayışının en köktendinci temsilcisi VAHABİ yorumu yaymaya çalışan, misyonerlk görevi üstlenmiş bir Diyanet ‘te söz hakkı istemedik. Bizler bu ülkede İnançlar için bütçeden bir para harcanıyorsa, bu paradan payımızı istedik. Bu istek, VAHABİ misyoner bir Diyanet’te söz hakkı istemekten çok farklı bir istektir. Ama Sn. Bakan nasıl Alevi liği tarif edemiyorsa, bu isteği de doğru anlamak istemiyor herhalde.

Öte yandan...... Bizler kendimizi Müslüman saydığımız için, İslam’daki diğer büyük yorumları yani SÜNNİ, Alevi ve Şii yorumları da biraz bilir ve de her yorumu saygı ile karşılarız. Şimdi anlamakta zorluk çektiğimiz şey şu : Türkiye’de çoğunluk Yavuz Sultan Selim ile başlayan zorlamalar dönemi sonucunda kendisini bugün SÜNNİ HANEFİ diye tanımlıyor. Görünürde Sn. Bakan ve Diyanet yöneticileri de yıllardan beri İslam’ın Sünni yorumuna inandıklarını ve bu ülkenin ezici çoğunluğunun HANEFİ SÜNNİ olduğunu savunuyorlar. Şimdi bu nasıl bir iştir ki, Sn. Bakan HANEFİ ‘lerin Diyanette söz hakkı istemesini, önemli bir tehlike gibi görüyor. Diyanet’in zaten HANEFİ olduğunu söylüyorlardı etrafa...Bu açıklamaya göre ise Diyanet’te Hanefi kardeşlerimizin söz hakkı istemesi de büyük bir tehlike. Diyanet, SÜNNİ – HANEFİ değilse, neye inanıyor acaba? HANEFİ ve ŞAFİ kardeşlerimiz SÜNNİ İslam’ın iki büyük mezhebi. HANBELİ ve MALİKİ diye İki büyük mezhep daha var ama o iki ana mezhebin ülkemizde takipçisi ya yok, ya da pek az. Eee şimdi DİYANET ‘te HANEFİ ve ŞAFİ de temsil edilmeyecekse kim temsil edilecek acaba?

Sünni inanç sahibi Hanefi ve Şafi kesime de Diyanet kapatılacaksa kime açık olacak ? Diyanet Sünni ve Şafi kardeşlere de kapalı demek ki. Biz biliyorduk bunu ve yıllardan beri diyorduk ki “Diyanet Arap – İslam VAHABİ görüşün temsilcisidir”, bize inanan pek azdı. Şimdi bu konu en yetkili ağızdan doğrulanmış oldu, Bu anlamda Sn. Balçiçek Pamir önemli bir kamu görevi yaptı ve bugüne kadar HANEFİ anlayışa hizmet ettiğini savunan DİYANET ‘in gerçekte Hanefi’lere de kapalı olduğunu kanıtladı. Bu bence tarihi önemi olan çok önemli bir saptamadır. Sn. PAMİR’e bu konuyu açıklığa kavuşturduğu için, Sn. Bakan Yazıcıoğlu’na da Diyanet’in yıllardır bir türlü açıkça kabul etmediği bu gerçeği , mertçe ve dürüstçe açıklığa kavuşturduğu için ne kadar teşekkür etsek azdır.

Söyleşiden Alevi lerin sayısı hakkında bir başlık :

* “Bir sayı söyleyeceğim, yine kıyamet kopacak.Araştırmalar sayının 8 ile 10 milyon arasında olduğunu söylüyor. “

Hadi diyelim ki Sn. Bakan haklıdır, hadi diyelim ki Türkiye’de yaşayan Alevi sayısı 10 milyondur. “Peki siz ülkenizin nüfusunun ( size göre) % 15 ‘i olan 10 milyon Alevi hakkında ne yaptınız, ne yapmayı düşünüyorsunuz ?” diye sormazlar mı bir ülkenin yöneticilerine. Sn. Bakan’a göre 10 milyon kişi gözardı edilebilecek bir kitlemidir ? Bakın kıyamet de kopmadı, Bakan bizi 10 milyon saymış, öyle ilan etmek istemiş Hadi koskoca Bakan, öyle saymış, ya da saydırmış, buna da EYVALLAH. Biz “Yaradılmışı, Yaradandan ötürü hoşgörürüz. “ Buraya kadar iyi, iyi de “ 10 milyon insan da pek az sayılmaz değil mi Sn. Bakan ?” Bu kadar insan mesela İsviçre’den daha kalabalık. Bu kadar insan girmeye çalıştığınızı söyleyip, girmemek için herşeyi yapmakta olduğunuz AB’e üye bir çok ülke nüfusundan daha kalabalık. Yani Sn. Bakan tutun ki siz haklısınız, 70 milyonluk Türkiye’de 400 civarında İMAM HATİP okuluna karşın, 10 milyon Alevi için 60 adet DEDE –ZAKİR okulu açılması gerekmez miydi? Bir tane gösterebilecekmisiniz? Diyanet de yok işin içinde üstelik.

Şimdi soru şu: Sizin ülkenizde, size göre 10 milyon insan sizden farklı bir İslam yorumuna inanıyor ve siz bu insanları yok sayıyorsunuz. Bu insanlar sizce ne yapmalı ? Sizin istediğiniz şeylere mi inanmaya başlamalılar ?

Yüzyıllardır sizin atalarınız bu insanları baskı altında tutmuş, kesmiş, asmış, sürmüş, bu insanlar inançlarından vazgeçmemişler. Siz bu devirde, 21. Yüzyılda, bu insanları 1400 yıl boyunca taşıdıkları inançlarından nasıl vazgeçirmeyi düşünüyorsunuz? Birisi bir hesap hatası yapıyor ama kim acaba???

***

Değerli okurlar söyleşi ile ilgili yazacak daha bir çok konu var ama sizleri de pek yormak istemiyorum. Sn. Bakan Sait Yazıcıoğlu’nun söyleşisini çok insanın tekrar tekrar okuması gerek. Bir dünya görüşünün açıkça sergilediği için, AKP’den samimi ve candan bir Alevi açılım ı umanların hayallerini ve boş beklentilerini suya düşürdüğü için, Diyanet’in gerçek görevlerini ve yüzünü sergilediği için Sn. Bakan’a binlerce kez teşekkür ediyorum.




[email protected]