You need to enable JavaScript to run this app.

Skip to main content

Yörelerimiz ve Yerel Konuşma Şivesi .

Yörelerimiz ve Yerel Konuşma Şivesi .

Posting Freak
Yörelerimiz ve Yerel Konuşma Şivesi .
A ---- VAN aba: 1. abla, büyük kız kardeş. 2. anneabe : ağabey.abızambak: saçma sapan, gelişi güzel, ileri geri, boş söz.abi: 1.ağabey. 2.baba.abur: 1.haya, edep. 2.namus, şeref, haysiyet.aburlu: hayalı, edepli.abursuz: hayasız, edepsiz.acarlan:1. gençler birbirine ilgi duymak. 2. insan, hayvan ve bitki kuvvetlenmek, gürbüzleşmek.accık ver: nispet yapmak, imrendirmek.acıbağlı: merhamete muhtaç.acığ et: küsmek, darılmakaci cehre: bahçe kenarlarında yetişen ve üzümden küçük siyah meyvesi olan bodur bir ağaç.acor : ağacın dip filizi.acorron: kuruyan ağaç yeniden yeşermek .acur : buruşuk kabuklu üzeri ince çizgili boz renkli bir çeşit hıyar.açma/aşma : çekirdeği çıkartılıp, kurutulmuş kayısı.adamlıħlı: hatır gönül sayan, insaniyetli.adamlık: hatır gönül sayan, insaniyetli.adamsız: kimsesiz, geniş bir sülalesi olmayan.adlım/addım: meşhur, ünlü.affat : öfkeyle ağzına geleni söylemek, küfretmek, bağırıp çağırmak, paylamak.aftafa : ibrik.ağaş : ağaçağababa: büyükbaba.ağağbet: iyi hayırlı son hatır gönül sayan, insaniyetli.ağaran: süt, yoğurt, ayran vb. ürünler.ağbaş: saçları beyaz, yaşlı.ağbırçekli: saçı sakalı ağarmış insan.ağız yasla/yassıla: Karşısındakinin sözünü alaylı olarak yinelemek, öykünmek.ağna : hayvanlar toprakta yatıp yuvarlanmak.ağpırçek: saçları ağarmış, ihtiyarağşiş : 1. üremi. 2.şeker hastalığı.ağu/ağo : zehir.ağula : zehirlemek.ağur : hayvanların yem kabı.ağuz/avuz : yeni doğurmuş bir hayvanın ilk sütünden yapılan bir çeşit yiyecek.ağüzüm: beyaz renkte bir çeşit üzüm.ağzı kara: kötü, kara haber vermekten hoşlanan kimse.ağzı yavrulu: yavrusuna kusan kuşun gagasının her iki tarafında oluşan iz.ağzı yomlu: ağzı uğurlu, sözü uğurlu kimse.ağzını gevele: laf karıştırmak, sözü gevelemek.ahbın : gübre, fışkı.aħşam: akşam.aħur : ahır.aħur ħamı: 1.kış süresince ahırda kalıp, ayakları tutulan hayvan. 2. kışın besiye çekilmiş hayvan.aħur havuzu: kışı ahırda geçiren hayvanların, içinde su içtikleri, taştan oyulmuş havuz.aħur odası: kışın sıcaklığından faydalanarak oturmak için ahırın bir yanına set halinde yapılan yüksekçe ve sofa genişliğinde oda.aħur seküsü: kışın sıcaklığından faydalanarak oturmak için ahırın bir yanına set halinde yapılan yüksekçe ve sofa genişliğinde oda.aj : aç.aķlını at: delirmek.alabaydağ: rezil, rüsva.alabele: açık kahverengi, elâ.alaca : üzüme düşen ben.alacık/alaçık : 1.üzeri dal veya hasırla örtülen çoban evi, tarla, bostan, bağ kulübesi, çardak. 2.çardak, basit barınak, kulübe.alaçarpaħ/alaçarpağ: 1.iri taneli, lapa lapa yağan kar.alaçarpaz: kekliğin göğsündeki kınalı tüyler.alaf : hayvanların kışlık yiyeceği, saman, ot.alagöz: küçük taneli, ekşice bir çeşit üzüm.alal : kızarmak.alan, alaň: açıklık, düzlük yer.alanası: loğusa ve yeni doğmuş bebeklere musallat olarak onları boğduğu sanılan bir yaratık.alasabbah: şafak vakti alaca karanlık.alaşık: eğreti, geçici.alav : alev.alazığlı: ara bozucu, boşboğaz, geveze, ikiyüzlü, dönek.alça/alsa : erik.alıcı : 1.atmaca. 2. Şahin, kartal vb. yırtıcı kuş.alıcı kuş: atmaca.alıçeli beliçeli: açık al, doru ile al arası bir at donu.alıngın: gururlu, çalımlı, kurumlu.alış : tutuşmak, yanmaya başlamak.alıştır: kışkırtmak.alız : zayıf, cılız.aliçehre: yuvarlak, küçük ve siyah renkli, üzüme benzer meyvesi olan ve dericilikte kullanılan bir ağaç.alkanası/elknası: 1.loğusa ve yeni doğmuş bebeklere musallat olarak onları boğduğu sanılan ve samanlıkta dolaşarak atların yelesini ördüğü inanılan görüntü 2. loğusa kadınlara zarar verdiğine inanılan yaratık.alma : elma.almut: armut.alo : 1.kara erik. 2.can eriği.altın tas: tüyleri sarı ve mavi renkte olan bir çeşit kuş.amanat: kilim, çul, çuval gibi yaygı ve ev eşyası.amişk: ikinci defa biçilen yonca.an : alın, baş.anacık: anne.analık: üvey anne.ander/andir : 1. insan ve hayvanlara ilenç yerine, sahipsiz kal anlamında kullanılır. 2. pis, iğrenç, hantal, kötü, uğursuz, çirkin, miskin, tembel. 3. sahibi ölmüş, sahipsiz.angır/ankır: eşek bağırmak, anırmak.anın çatı: alın çatı, alnın ortası.ankut/angut : ördekten daha iri, kiremit renkli bir çeşit kuş.anlağlı: düşünceli.anlağsız: düşüncesiz, kaba.annı gaş: alın ve kaş.antat: anlaşma, bir konuda mutabık kalmak.anzaz ol: huysuz, hırçın olmak.apağ : tertemiz.apar : 1.götürmek. 2. çalmak, aşırmak, alıp kaçmak, habersiz götürmek, gizlice almak.apart: götürmek, alıp götürmek.arabaħ: toprak damın kenarı.arabi bazar: gelişi güzel yapılan pazarlık, veya iş.aradam: karasaban demirinin eklendiği ve üstüne geçtiği ağaç parçası.arav (I): 1.çökertilen ayrandan geriye kalan su. 2.kirli, bulanık su 3.yemek artığı.arav (II): sebep, yol, uğur.arħ : arık, kanalarıncık: küçük göl.arıstağ/arıstak/asısdah: damın iç tarafı, tavan.aro : arı.artda: ayıklamak.artı : sarımsaklı yoğurt.artım : çoğalma, bereket.artımlı: bereketli.artma : tatlı çay.arzuman: istek, şiddetli istek.askırıħ: aksırık.aslik elma: kışlık bir elma cinsi.asma üzümü: kışın yenmek üzere hevenk şeklinde asılıp saklanan büyük taneli ve kalın kabuklu birçeşit üzüm.asta/asda: yavaş.asuda: yağ ve una pekmez veya şeker karıştırılarak yapılan bir çeşit tatlı, helva.aş : çorba.aş : açmakaşam : harman yerinin açılıp saçılmış sapları.aşan et-: harman yerinde sap ve başakları devretmek, samanı altüst etmek.aşħane: lokanta.aşıħlama: saz şairlerinin, aşıkların sazları refakatinde söyledikleri türkü.aşkere: açıkça.aşoħ/aşsıh/aşuh : âşık, saz şairi, ozan.aşüħ: aşık kemiği.ataş : ateş.ataşÂ–alav: yaramaz çocuklar için söylenir.ateş at: yarışmak.atmaca: koyu kahverengi renkte olan güvercin.attırğa: at gibi haşarı, yaramaz.av : parçalamak, çok küçük parçalara ayırmak.av ġuş et: avlanmak.aval tabal: hastalıktan kıvranma, hastalığın en ağır durumu.avanet, avenet: kaygana.avara : işe yaramaz, verimsiz, kötü, bozuk, iyi olmayan her şey.avcu kavun al: gaibe hükmetmek.avdas: aptes.avduħ: ayran.avlaħ : av yeri, avı çok olan yer.avlanıp kuşlan-: ava çıkmak, av yapmak.avlu : kapı önü.avrat : 1.evli kadın. 2.kadın, avrat., eş zevce, karı.avsunla: hastaları iyileştirmek için okuyup üflemek, bir takım göreneksel işlemler yapmak.avtafa: abdest ibriği.avut : avurt, yüz.ayaħ : ayakayaķça: merdiven basamağı.ayaķçala: merdiven.ayıħ/ayık: ayılmış, uyanık, aklı başında.ayın bayın ol-: şaşırmak, şakına dönmek, şakına dönmek, tuhaflaşmak.ayın uyun: hile, entrika, desise, oyun.ayo : ayı.ayle : aile.aynun boynuz: olur olmaz.ayrılıħ: ayrılıkayvan: mısır, fındık vb. kurutmaya mahsus zeminden yüksek yer.azdamşan: az konuşan.azdır : kaybetmek.aznaş: bela olmak, bela sürmekaznaşıħ: şımarık, belalı, bela.
ON İKİ  İMAMLAR
*** *** *** *** *** *** *** *** *** ***
  1. İmam ALİ
  2. İmam CAFER
  3. İmam ZEYNEL
  4. İmam BAKIR
  5. İmam RIZA
  6. İmam CAFERİ SADIK
  7. İmam HASAN
  8. İmam TAĞI NAĞI
  9. İmam MEHDİYE HÜDA
10. İmam HÜSEYİN,İ DEŞTİ KERBELA
11. İmam CAFER -İ ZÖHRE YE HİBA
12. KIRKLAR DERGAHA


*** *** *** *** **** *** *** *** **** ***
Posting Freak
Yörelerimiz ve Yerel Konuşma Şivesi .
MEN = BenBİÇAĞ = Bıçak***IĞ = KayıkDARAĞ = TarakGELİYEM = GeliyorumGİDİYEM = GidiyorumGELECAĞ = GelecekGEHVE = KahveILAN = YılanÇILPAĞ = ÇıplakBİLİYEM = BiliyorumBİLMİYEM = BilmiyorumHE = EvetYO = HayırYATTİ = UyuduEZE =TeyzeEFE = Dede,BabaBİBİ = HalaDINGALAFIS = TahtıravelliGEMET =TakatHORTHEŞİL =Yorgun GİJİVİLLİ =GürültüKÜFLANKUF = SalıncakGILBAŞ = KelPÜÇÜLÜK = HavuçMAKAT = DivanALÇA = ErikALO = Kara erikŞIPİK = TerlikHOŞAF = KompostoPİŞİK = KediĞOPPAL =Baston, asaÇIMMEK =YüzmekAPAR =GötürEYVAN =BalkonKUTİK,TULA =Köpek YavrusuBİZAV = İnekKURRİK =EşekÇAMUŞ =MandaŞORATAN =Yağmur oluğuASTA = YavaşGARİŞGA =KarıncaGARTOL = PatatesGIDDAN = BüyükGUŞĞANE = TencereMIĞ = ÇiviSUFAT = YüzŞOR = TuzluTEŞT = LeğenTUMAN = KilotZAHAR = BelkiBAĞTAVAR = TalihliOKİ = MeselaBEÇARA = ZavallıNAÇAR = AcizZEHER = ZehirZIKKIM = ZakkumHARA = NereABA = AnneÇIRIĞ = YırtıkNEHRE =YayıkNAĞİRCİ =ÇobanLÜLEHİN = İBRİKGARTMAĞ = KİRDIRİNGAVAZ= DENGESİZĞIRDE = KÜÇÜKCENDEK= VÜCUTGIRRAN = KIRAN, HASTALIKZEHIRMAR = YILANIN ZEHRİZEHLEM GETMİŞ = NEFRET ETMEKDIĞE= YARAMAZ ÇOCUKMOZİGİNİ TÖKÜP= SURAT ASMAKİÇİM GIJGIRIT= MİDEM YANIYOR (GASTRİT,REFLÜ)HIRNEYIN ŞİŞE = NEFES ALMADA ZORLAN CİĞERLERİN ŞİŞSİNTIRIĞE DÜŞMÜŞEM= İSHAL OLDUMFIRTTIĞ= SÜMÜKGILDEVER=YUVARLAKAVTAFA=İBRİK SU KABICELİKAN=BÜYÜK SU KABIgeyganah - omlet,***ıncah - kaydırakcındır - etin yağlı bölümü,hırheşek - döküntü,zerzavat - ele ne desez o olur,kambah - yıkık, virane,golot - kısa boylu,anzaz - huysuz , mızmız,örgencek - yalama olma hali örneğin omuzu sürekli çıkan biri için söylenir,bahdavarlı - bahtı açık, şanslınecesİz keyfİz ğaliz necedır - nasılsınız, keyf haliniz nasıl?kim diyipse zırt atıp - kim demişse yalan söylemişiçisiz - içiyorsunuzguşhana - tencereçılgısız - hiçbirşeyi dert etmeyentıskırmış - zayıfgısgırdan - büsbüyükuşaklar -çocuklartosbağa - kaplumbağaçömçe - kepçepantor - pantolonüti - ütügapi - kapıgol - kolbacağ - bacakgulağ - kulakgrem - krembalığ - balıkteyip - teypkambağ - hane,evteramaş......--- wıle menim anam menim babam........... -- kambağ senin başan --- halen bi karşılıkları yok türkçede ele teremaş diyin sabaha kadar konuşunsen o baban başi - babanın üzerine yemin etsele vallah - yemin etgoymuşam senin vicdanan - enin vicdanına kalmışçığ o kuncıkten - çık o köşedenolmiyağ - olmayalımyalaştan - yalancıktangörmağ istiyığ - görmek istiyoruzgejo - manyakpırtı - parcaVANLICA KONUŞMALARMurtuğa değil gurbağada getirsez ayağda udarSeni ağo, afat yiyesan inşallahEle gözimin önünde toz ağacı gibi tikilip durmaKülbaşıma gettim toya uğradım hoyaO Zeze ğanım var ya ele bi ğayındır inşallah onu zehirli ilanlar sancaSen onları bilebilmezsen onlar ele bi ğayındırlar ayağları da garınlarındadırAğşam hele bi eve gec kalım anam itin suyunu menim başıma tökerSufraya oturanda ele udi dersen agobun gazıdir soyğa galmışDemağ ele gizlice evime gelip meni pusisan ha golu gıçı gırılasıcaSeni alıcı ala vurici galdırasica dilerem Allahın topuna gelesenO belasını menden bulmasın kör şeytandan bulsun inşallahDert tutmiş gara bağda gelmiş ere de getmiyi ki mende ondan gurtulimGız gari gonuşmağın bil yoğsa senin ağzın cıraramBaban evinde acdın bize geldin toğ yedin şimdide dırciğ atısanOtur oturduğun yerde teramaşDani gördün danadan, bi de öğüt aldın anandanGarto sen bu esgik etek gelinden ne istiyisen?Men evime gelin değil sankim ilan getirmişemGız gari inanki san sapurtupsanEle nedir at’ınızı eşeğinizi nallayıp düşüpsüz menim peşimeSen çatla patla men gocaya getmayacağam toğmağ olup senin başına galacağamEle beş o dekke eğreti oturim sonra gağıp gidimO ne biçim yemağ yemağtır nefsen şiş bata zehir zıkkım yemişAnan sarmusağ, baban soğan sen nerden çığtın gülbeşeker?Herif herif illalah senden bığtım inşallah tez zamanda Allahın topuna gelesenAnası sarmusağ, babası soğan ğoş bu da nebat şekerimi olacağ?Ele nedir şipanaya gazığ gibi tikilip durup etrafı dinliyisenGız çabuğ su getir görisen yemek boğazımda düğüliSen gonuşma o boydan büyümemiş yerden bitmeSabahdan beri ac evin camuşi gibi tığınisen hele doymadın afat yemişGet yemağın kendin getir get gıçın gır hevşide babalanDeee gurbanım olasan yalanan ele elenip durma çoğ bilmişO misginliğinden bele gocalıp evde galıpsan onun için kimse seni ere almiyiĞanım efendi yerinden teprensen Canın mı çiğar? Yoğsam sırmaların mi tökülür?Segürt bi tas su getir içimVilen çoğ gonuşma şimdi senin boynun çeker ataramEle hep bu melanatler senin başın altından çığiTopla surfayı apar dışarıda babalanMeni gızdırma şimdi alıram seni ayağımın altına pestil gibi ezeremGız turşamış sen o zavallı garıdan ne istiyisen?Geylangaş, eyi süslenki belki bi goca bulasanBeçara gırğ yaşına girdin evde galdin adında gartaloşa çığtiGart ferik senin burnun havalanip göynün er itsiyi he..Vile gani içine ağmış, sen çoğ olisanCehennem ol get suvağa suvağ yetimiGeynana anamı çoğ ağzan alma o senin hentoşun değilÇoğ gonuşma sonradan görme gari. Baban eski şakalları get bağ hala bizim küllüğda duri.Atalar ne demiş; Elmayı soy ye, eriği say ye, armudi ha ye ha yeGatranı kaynatsanız olmaz şeker, cinsine tükürdüğüm cinsine çekerGarto gocaya getmedin bele başıma galdın keşkem seni doğuracağıma daş doğuraydım.Bele size gelene gadar ayağlarıma gara su indiAy arsızın gün arsızın göyni ğoştur tumansızınAdamın ağzına bağarlar on göre de nal çağarlarTülki deliğe sığmıyi bi de guyruğuna teneke bağlıyiKaftor gari bağ ele galğsam senin ağzın cıraramBi gıncığ boyun var türlü türlü ğuyun var turşamışVayabatmış sen kendin farah diba sanısan zaharNedir ele Aysel Tanju gibi gıvırip durisanToprağ başan değirmanı yitirmişsen gelmiş şağşağını arıyisanDüz yolda yürümesini bilmiyisen gağmışsan şoğumda şıllığ atısanAha itin bahsini et kösevi goy yananVıle gardaş yağmur yağanda heç bi zaman borç şoratan olmazAnder galasıca gelin sen ağa men ağa inekleri kim sağaÖlüler ele bili dıriler her gün helva yiyilerAğ’ ağ’. elden alım ele verim de kel gızımı bilmemki kime verem men
ON İKİ  İMAMLAR
*** *** *** *** *** *** *** *** *** ***
  1. İmam ALİ
  2. İmam CAFER
  3. İmam ZEYNEL
  4. İmam BAKIR
  5. İmam RIZA
  6. İmam CAFERİ SADIK
  7. İmam HASAN
  8. İmam TAĞI NAĞI
  9. İmam MEHDİYE HÜDA
10. İmam HÜSEYİN,İ DEŞTİ KERBELA
11. İmam CAFER -İ ZÖHRE YE HİBA
12. KIRKLAR DERGAHA


*** *** *** *** **** *** *** *** **** ***
Son Düzenleme: 15/01/2023, 01:37, Düzenleyen: Y O L C U.
Posting Freak
Yörelerimiz ve Yerel Konuşma Şivesi .
[FONT=inter]TRABZON YÖRESEL SÖZCÜKLER

[COLOR=#353C41][FONT=inter]Abdesluk : Ev içinde üzerinde abdest alınan leğen.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Aca : Acaba.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Afgurmak : Havlamak.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Aha : İşte.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Amofti (homarta) : Yabani yer çileği
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Analis : Yumuşama.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Ander : Değersiz,işe yaramaz.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Angona : Zehirsiz kısa boyda bir yılan türü.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Anis : Yüksek kesimlerde yetişen bodur bir ağaç türü.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Aruk : Zayıf,çelimsiz,sıska.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Aşana : Köy evlerindeki geniş yeme-içme yeri.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Avat : Geniş yapraklı bir tür diken.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Ayam : Hava durumu.


[FONT=inter]B

[COLOR=#353C41][FONT=inter]Badama : Köy evlerinin önündeki sofa.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Bakla : Fasulye
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Bakraç : Kova.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Bansi : Hayvan yemliği
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Behrenk : Üstü örtülü su kanalı.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Berinnemek : Genellikle soğuk su veya hava ile ilk temasta yaşanan ürperti-irkilme
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Bezleme : Saçta pişirilen ince yassı ekmek.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Biçki (bıçkı): Odun kesmeye yarayan testere.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Bitige : Çok küçük , az.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Bolaki : İsterim ki ,dilerim ki.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Bostan : Salatalık
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Buldur : Geçen yıl.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Burşunda : Kavrulmuş arpanın öğütülmesiyle elde edilen un ve sıcak sudan oluşan karışıma pekmez yada yağ karıştırılarak yapılan yemek.


[FONT=inter]C-Ç


[COLOR=#353C41][FONT=inter]Campil : Elfeneri ampulü.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Ceyran : Elektrik
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Çakaloz : Sincap.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Çalbara : Küçük bakır tencere.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Çangal : Bitkilerin kurutulduğu, yere dikilmiş dallı ağaç gövdesi.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Çaplama : Çit.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Çapula : Ayakkabı.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Çaştak : Salatalık,kabak gibi sebzelerin yetiştirildiği,dallarla örülü yer.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Çayan (zağana) : Yengeç
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Çencik : Kapı ve pencerelerin kilitlenmesine yarayan küçük çengel.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Çeten (çöten) : Mısır koymak için yapılmış derme çatma ambar.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Çıngıl : Ağaç üzerine çakılıp çekilmesini sağlayan demir aygıt.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Çıtıman : Biçilmiş mısır bitkisinden yapılmış bağ (demet).
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Çivit : Meyve çekirdeği.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Çolbaz : Beceriksiz.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Çortluk : Dikenlerle kaplı, girilmesi zor yer.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Çömen : Mısır bitkisi demetlerinin birbirine dayandırılmasıyla oluşturulan küme.


[FONT=inter]D

[COLOR=#353C41][FONT=inter]Daraba : Ahırdaki hayvanları birbirlerinden ayıran tahta engel.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Darı : Mısır.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Dastar : Yün veya kıl ile dokunan bir çeşit kilim
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Dırmaç : Yük taşımaya yarayan,iplikle dokunmuş uzun şerit.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Dimla : Az,biraz.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Dümbelek : Davul gibi vurmalı çalgı.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Düve : 1 yada 2 yaşında genç inek


[FONT=inter]E

[COLOR=#353C41][FONT=inter]Ediş : Gürültü,ses.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Eğercek : Yün eğirmeye yarayan alet.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Ekşili : Turşu.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Enük : Köpek yavrusu.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Erşin (eğşin) : Köz karıştırmaya veya sac bazlama çevirmeye yarayan spatula biçiminde demir araç.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Eşka : Gölge.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Evza : Kibrit


[FONT=inter]F

[COLOR=#353C41][FONT=inter]Faraş : Küçük kürek
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Ferbela : Entarinin etek kısmına yapılan fırfır.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Ferister : Küçük sepet.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Ferük : Piliç.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Fırçette : Hayvan gübresinin ahırdan dışarı atılması için yapılmış delik.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Firahti (fıraklı) : Bahçe ve arazi etrafını çevreleyen genellikle tahtadan yapılan çit.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Fisil : Taze soğan.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Folluk : Tavuğun üzerine çöküp yumurtladığı yardımcı yumurta.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Foti : Çukur.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Furunkurusu : Fırında kurutulmuş mısır.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Fuzan : Hububatın kepeği.


[FONT=inter]G

[COLOR=#353C41][FONT=inter]Gaban : Yamaç.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Gazel (gazal) : Kuruyup dökülmüş ağaç yaprağı. (genellikle ahırlarda üzerinde hayvanların yatması için serilir.)
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Gelber : Toplamaya yarayan aygıt.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Glavu : Kesici araçların keskinlik durumu.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Gosu (gosi) : Kuluçkaya yatmış tavuk.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Gotila : Ense.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Görüm : Gelinin kocasının kız kardeşi.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Göscek : Gözlük



[FONT=inter]H

[COLOR=#353C41][FONT=inter]Haçan : Madem ki.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Handoşira : Kirpi.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Harar : Büyük çuval.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Hartama : Eskinde yapılarda çatı örtüsü olarak kullanılan ince tahta
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Hışır : İşe yaramaz,yıkık,viran.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Hızan : Çoluk-çocuk
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Hızar : Büyük testere.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Hoşafliza : Kertenkele.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Hurek : Baykuş.


[FONT=inter]I-İ


[COLOR=#353C41][FONT=inter]Iba : Nem, rutubet
[COLOR=#353C41][FONT=inter]İfteri: Eğrelti otu.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]İlistir : Büyük süzgeç.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]İs : Akıl
[COLOR=#353C41][FONT=inter]İskemle : Tahtadan yapılmış alçak tek kişilik oturak. Bir çeşit sandalye.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]İsriç : Bir ağaç türü.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]İstif : Lahana ve fasulye ile yapılan bir yemek.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]İşkebit : Eşek arısı.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]İşlik : Gömlek.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]İşmar : El ile işaret etme,çağırma.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]İvez : Sivrisinek.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]İzimlang (izimlan) : Taze sürgünleri yenilebilen bir tür dikenli bitki.


[FONT=inter]K


[COLOR=#353C41][FONT=inter]Kafkal : Fındık tanelerini koçanından ayırma.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Kangel : Eğri.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Kapaniza (kapan) : Kuş veya fare yakalamak için kullanılan mekanizma (tuzak)
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Kaput (gabut) : Ceket, kaban türü kalın giysi
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Karak : Kapı veya pencerelerin kilitlenmesi için kullanılan çengelli araç.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Karavu : Meyve toplarken dalları çekmeye yarayan çengelli uzun dal(sopa)
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Karganak : Değirmen taşına mısırın akmasını sağlayan,taşın üzerine sürtünen tahta.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Karniluk : İşkembe.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Kartobi : Patates.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Kaş : Yamaç,uçurum.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Kaybana : Sevilmeyen,istenmeyen.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Kelek : koyun-keçi gibi hayvanların boynuna asılan sac zil
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Kelep : Yumak
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Kemçük : Elma, armut gibi meyveleri yenildikten sonra kalan kısım.(artık)
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Kenef : Tuvalet.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Kepengi : Evden Ahıra inmek için kullanılan kapak.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Kerenti : Tırpan.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Kermone (kirman) : Yün eğirme aracı.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Kertel : İneklerin içinde yem yediği kap.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Keski : Kalemtıraş.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Kıdım : Çok az miktarda olan. Kız çocuğu anlamında da kullanılır.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Kırnap : İp, ip parçası
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Kilostor : Tahtadan yapılmış kapı sürgüsü.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Kobi : Küçük köpek türü.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Kodofla : Mısır koçanı yaprağı.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Kohle : Salyangoz.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Kolik : Kerestelik ağaç.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Komar : Kısa boylu bodur çalılık.(Ormangülü)
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Komri : İskemle
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Kopça : Düğme.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Korkotila : Büyük bir solucan türü.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Korsa : Evin içinde köşe başında odun konulan yer.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Korzil : Hayvan yiyeceğinin üzerinde doğrandığı odun parçası.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Kosu : Kuluçkaya yatmış tavuk.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Koşa : Patlamış mısır.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Koşama : Avuç dolusu.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Kot : Mısır ve fasulye ağırlığını ölçmeye yarayan beş kiloluk ölçek.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Kotoş : Mısır koçanı.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Kozer : İçerisinde kedinin yemek yediği odundan yapılmış yontma kap.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Kozik : Kabuğu soyulmuş,taşınmaya hazır kütük.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Köhle : Pire.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Kömre (kemre) : Hayvan gübresi.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Kön : Deri
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Kudal : Kazanda pişenleri karıştırmaya yarayan uzun odun.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Kudene(güdene) : Ayıklanmış mısırdan geri kalan odunsu kısım
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Kuguvak : Yenilebilen bir tür mantar.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Kukus : Tuz,dolu tanesi.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Kukuvak : Mantar.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Kuplas : Yüzüstü durma.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Kurebi : Diken kesmeye yarayan küçük balta.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Kurut : Çökeleğin kurutulmuş şekli.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Kusa : Siğil.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Kuş lastiği : Sapan.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Kuz : Kuzey


[FONT=inter]L

[COLOR=#353C41][FONT=inter]Labaza : Geniş yapraklı,yabani bir ot.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Lalak : Çevresinde olup bitenlere duyarsız,zor anlayan.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Langi : Uçurum.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Lapçin(lepcük) : Yassı.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Lazıt : Mısır.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Lenger : Tabak.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Levor : Etkileyici kokusu olan yabani bir ot.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Lifoz : Dağ çileği.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Limanda : İkiz.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Longoz (langoz) : Derin, dipsiz kuyu. Kör, karanlık kuyu.


[FONT=inter]M


[COLOR=#353C41][FONT=inter]Madirka : Çekiç
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Manca : Koyu kabak veya lahana yemeği.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Melevücen : Bkz. İzimlang.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Merek : Hayvan yiyeceği (sap, saman, ot) veya gazel konulan baraka.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Mertek : Ev yapımında kullanılan büyük kalas.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Meşebe (meştebe) : Maşrapa
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Mile (misket-mıras) : Çocukların oynadığı cam yada metal küre (bilye).
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Mintan : Gömlek - bluz
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Mizir : Cimri
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Mol : Bitki topluluğu.(Örneğin; Fındık Molü)
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Mora : Çilek.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Mudara : İşe yaramaz,güçsüz.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Murç : Genellikle taş[COLOR=#353C41][FONT=inter] kırma yada odun yarma işinde kullanılan büyük çivi


[FONT=inter]N


[COLOR=#353C41][FONT=inter]Navlun : Yol parası, araç kirası-ücreti.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Nakıs : Eli sıkı (pinti, cimri).



[FONT=inter]O-Ö


[COLOR=#353C41][FONT=inter]Oğli : Erkek çocuğu.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Otluk : Mısırın ineklere yedirilen kurutulmuş gövdesi ve yaprakları.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Öksoğu : Ucu yanmış,köz olmuş odun.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Ömen : Çocuk oyunlarında başlama çizgisi.


[FONT=inter]P


[COLOR=#353C41][FONT=inter]Payanda : Desteklemek amacıyla yanlardan dayanmış direk.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Pelit : Meşe ağacı.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Peşko(pöşke) : Saç soba.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Petaliza : Kelebek.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Pırtı : Elbise
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Pileki (Bileki) : Üzerinde ekmek pişirilen ocak taşı.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Pitil : Buzağı kursağı.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Pontul : Pantolon
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Puspuran : Büyük sıçan.


[FONT=inter]R

[COLOR=#353C41][FONT=inter]Rızi : Kara lahana bitkisinin gövdesinin içindeki yenilebilen kısım.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Riğoz (Verauz) : Evlerin arka tarafındaki dar aralık.


[FONT=inter]S-Ş


[COLOR=#353C41][FONT=inter]Sap : Biçilmiş mısır bitkisi.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Sayfan : Genellikle evden uzak arazilerde geçici barınak olarak yapılan derme çatma yapı.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Sazluk : Bataklık.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Sef : Yanlış
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Serender : Hububatın konulduğu, direkler üzerine yapılmış serin depo.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Silikta : Tavada yapılan zeytinyağlı küçük pide.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Simla : Gözün kenarında birikmiş tortu.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Sinakliza : Ateşböceği.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Sini : Üzerinde yemek yenilen genişçe tepsi
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Sirke : Bit yumurtası.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Solak : Sol elini kullanan.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Somar : Yeşil renkli, geniş yapraklı bir bitki.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Suğnis etme : Yemeğin tencerenin dibine tutması,yanması.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Suluk : Eski evlerde lavabo yerine kullanılan bölüm.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Sumul : Ekmek kırıntısı.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Sumur : Sıcak mısır ekmeğinin içine yağ ve şeker konularak hazırlanan yemek.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Supramak : Yontmak.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Surgu : Fermuar.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Şafla : Ağız akıntısı,salya.


[FONT=inter]T

[COLOR=#353C41][FONT=inter]Taflan : Kiraza benzeyen çekirdekli bir meyve.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Teçir : Sığırların ticaretini yapan kişi.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Temreğü : Egzamaya benzeyen bir cilt hastalığı.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Tentene : Dantel
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Terek : Kapaksız mutfak dolabı.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Tevek : Salatalık, kabak veya üzüm gibi bitkilerin uzun kolları(dal)
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Tirma : Ayran ve mısır unundan yapılan muhallebi kıvamında bir yemek.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Tirmaç : Bkz Dırmaç. Yük taşımaya yarayan,iplikle dokunmuş uzun şerit.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Tirmuk : Hayvan gübresini atmaya yarayan demir aygıt.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Tohli(toklu): Bir yaşındaki erkek koyun.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Tumbi :Tümsek


[FONT=inter]U-Ü

[COLOR=#353C41][FONT=inter]Uşak : Çocuk
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Üğleşmek : Oyalanmak suretiyle geçikmek. Eğleşmek.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Üğo : Eğe.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Üsküt : Küsmüş,sessiz


[FONT=inter]V

[COLOR=#353C41][FONT=inter]Varagel : Teleferik.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Vindo : Kan emici büyük sinek.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Vizora : Biberon.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Vumbura : Yaban arısı


[FONT=inter]Y

[COLOR=#353C41][FONT=inter]Yaba : Ucu iki çatallı dal. Genellikle çamaşır ipinin yerden yükseltilmesi için kullanılır.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Yal : Otların kazanda kaynatılmasıyla hazırlanan hayvan yiyeceği.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Yalak : Ağaçtan oyulmuş hayvanların su içtiği büyük oluk.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Yavşan : Dallarından süpürge yapılan bodur bitki.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Yaylim : Otlak.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Yazgı : Küçük saplı et doğrama baltası.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Yeygü : Çeşitli otların karışımıyla elde edilen hayvan yiyecek türü.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Yüklü : Hamile.


[FONT=inter]Z

[COLOR=#353C41][FONT=inter]Zağar : Köpek.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Zefketmek : Alay etmek,küçümsemek.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Zibil : Çöp.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Zirze : Menteşe.
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Ziyer : Öyle ki,öyle olsa gerek,
[COLOR=#353C41][FONT=inter]Zizil : Küçük solucan [FONT=inter]
ON İKİ  İMAMLAR
*** *** *** *** *** *** *** *** *** ***
  1. İmam ALİ
  2. İmam CAFER
  3. İmam ZEYNEL
  4. İmam BAKIR
  5. İmam RIZA
  6. İmam CAFERİ SADIK
  7. İmam HASAN
  8. İmam TAĞI NAĞI
  9. İmam MEHDİYE HÜDA
10. İmam HÜSEYİN,İ DEŞTİ KERBELA
11. İmam CAFER -İ ZÖHRE YE HİBA
12. KIRKLAR DERGAHA


*** *** *** *** **** *** *** *** **** ***
Son Düzenleme: 04/02/2023, 19:59, Düzenleyen: Y O L C U.
Posting Freak
Yörelerimiz ve Yerel Konuşma Şivesi .
Eski Kilis Ağzında Sık Kullanılan KelimelerAAbuğannüş:Tahin,patlıcan ve yoğurtla yapılan bir tür mezeAcı zeyt:Zeytin posasının kaynatılıp tekrar sıkılmasından elde edilip sabun yapımında kullanılan düşük kaliteli siyah renkli zeytinyağıAddan: Karar, doz, ölçü, ayarAdıbelli: BariAfatBig Grinoğal yıkım,afetAfrit:Sağlıklı,dinamik,zindeAgit:Kabadayı,külhanbeyi,Ağbatkarabat:BukalemunAğe:Samimi hitap sözü.Ağı:ZehirAğız:Yeni doğum yapan büyük ve küçükbaş havyanlardan elde edilen,tatlı ve pide yapımında kullanılan yoğun kıvamlı süt.Akbili: DarısıAkislik:Aksilik,huysuzluk,mızmızlıkAkit:Hanımların bacak kıllarını temizlemek için,pekmez kaynatılarak yapılan,yapışkan,koyu sıvıAlamyon:AlüminyumAlatirik:ElektrikAlengirli : Karışık, anlaşılmayanAllek: Aşırı titiz zor beğenen.Amanat:Emanet,ödünçAmmi:AmcaAmti:HalaAttun: Kendiliğinden tatlanmış iri zeytinAmtuz:At,eşek,dana gibi hayvanların arka ayaklarıyla geriye doğru attığı tekme,çifte atma.Anteke:AntakyaAnteri:İlginç ve değişik huyları olan,sıradışı kimseArasa:Bir şehirde aynı işi yapan esnafların bir arada bulunduğu çarşıArık:Ark,küçük su kanalıArıya verme:Zayi etmeAreyiş:Çardak,kamelyaArsenkers:Altını üstüne getirilmiş,darmadağın edilmiş.Aparlo:HoparlörApırtmak:Çok kullanmak,tepe tepe kullanmakAr olmak:Çok utanmakAsbab:Giysi,elbiseAşker:KumralAşret:Girişken,kolay kaynaşanAşşık:El ve ayak bilekleriAtbea:İşçiAteb:SitemAtebe:Büyük taş,kaya parçasıAttar:Şifalı otlardan ve doğal karışımlardan ilaç yapan kimse,baharatçı.AktarAttun:Kendiliğinden olgunlaşıp düşen,hafif tatlanmış ve buruşmuş zeytinAvırd:Yanakların iç kısmıAvilcivil:Rengarenk,neşeliAynat:İnat,İnatçıAyreti:Geçici,iğretiAyıkmak: ayılmak,uyanmak,aklı başına gelmekAzzab:Hizmetçi BBaez:Bazen,bazıBağda çekme:Çelme atmaBahça:ÇiftlikBahçacı:Çiftlik kahyasıBahşireTongueazarlıkBahteniz:MaydanozBalcanTongueatlıcanBalkı:AğrıBalkımak:Ağrımak,sancımakBarhana:Tarlada hasadın toplandığı ve tanzim edildiği yer.Basırık:SürgüBastık:Üzüm pestiliBatman:7 kilo 697 gram ağırlığındaki ölçü birimiBayak:Az önce,deminBazTongueazuBazlama–Bazlambaç:Yufka seklinde açılan hamurun yağda kızartılıp üzerine pudra şekeri dökülerek yapılan tatlı çörekBed:YanakBeleş:BedavaBelleğe:Hamamlarda atık suyu uzaklaştırmaya yarayan üzeri açık su oluğu.Belleme: Hasta ziyaretiBekere: Halka şeklinde kıvrılmış iplik,tel vs’Makara.Berbeh:KiremitBerdi:YılanBerekenteTongueerakende,tek tekBerkimek–Berkitmek:Sertleşmek,sertleştirmek,sıkılaştırmakBes:SadeceBeşirlemek:Becermek,BaşarmakBeyirmek:Çok acıkmakBezir:Sebzelerin kartlaşmış veya acımış olanlarına verilen ad.Bıhçı:Ağzı kavisli ve tırtıklı katlanabilen tahta saplı bağ bıçağıBıldır:Geçen yılBıllokma:BirazcıkBırröh:NaraBider:Tohumluk,damızlıkBilbik:Açmamış gül,goncaBizir:Kümes hayvanlarının rahminde bulunan döllenmemiş yumurtacıklar.Boyam:Meyan otuBöke:Cesur,kahraman,pehlivan,liderBöy:Bir tür örümcekBöyrek:BöbrekBürün:Zeytin posasından elde edilen bir tür yakacakCCahal:Toy delikanlıCambaz:Hayvan pazarlarındaki alıcıyla satıcı arasında anlaşma sağlayan kişi,arabulucu.Camız:Genellikle sulak yerlerde yaşayan bir tür manda.Cardın:Büyük fare,lağım faresiCarra:İçinde genellikle salamura ürünlerin saklandığı,topraktan yapılan dışı sırlı kulplu büyük çömlek.Ceh:Gösteriş yapmak,hava atmak,fiyaka.Cehiz:ÇeyizCelep:Çirkin,sevimsizCepken:İki tarafında cep bulunan yelek.Cercer:Hayvanın çektiği ilkel döver-biçerCevranlamak:Ortalıkta dolaşmak,bir yerin altını üstüne getirmekCılban:Hayvan yemi olarak kullanılan bir tür ot.Cıllıgan:MızıkçıCıncık:Cam kırığıCırındırık:Etin yenmeyen kısmı,çözCıvık:Suyu çok konulmuş.Cicom:GüzelimCirtatan:AcıkavunCulluk:HindiCurun:Taştan oyulmuş su kabı,kurna.CülheBig GrinokumacıÇÇalkanmak:ÜzülmekÇangal:Kanca,çengel.Çarpana:Kullanılmış,eskitilmiş ayakkabı.çarık,sandalet.Çatal:Tahta sapanÇebik:ÇabukÇebiş:1 yaşını doldurmamış keçiÇelet:Yaramaz çocukÇemremek:Yukarı doğru katlamak.Çenet:Bir bütünün bölünmesiyle elde edilen parçalardan herbiriÇerçi:Mahalle aralarında dolaşarak,genellikle mutfak eşyası satan,mallarını müşterilerindeki bulgur veya zahire ile takas da yapan seyyar satıcı.Çıngı:KıvılcımÇıkma:Eski evlerde tabakadan sonra dört merdivenle çıkılan üçüncü katÇıkrık:MakaraÇıra:Eski yağ lambasıÇibik:AlkışÇimmek:Yunmak,yıkanmakÇirtik:Baş parmak ve orta parmağı birbirine çarptırarak çıkartılan ses ve bu hareket.Çömçe:KepçeÇörten: Toprak damdaki suyu direk sokağa akıtan oluk çıkıntısı.Çöydürmek: İşemekÇöz: Etin yenmeyen kısmıÇükündür: Şeker pancarıÇüt: Çift, iki taneÇüt: Tarlayı sürme işiÇütçü: ÇiftçiDDabança: TabancaDaman: Tarlayı 1 yıllığına kiraya alma veya verme.Dambıra: SazDamızlık: Katı pekmezDamkazyan: Yaramaz çocukları korkutmak için söylenen hayali yaratık.Daraba: KepenkDarak: TarakDarak: Silah şarjörüDaraz: Kumaşta eskime belirtisi, çizikDayramak: Bir kumaşın veya dikilmiş olan bir şeyin dikiş yerlerinde olan açılma.Debbe: Su kabı, bidon.Değinsiz: Densiz, boşboğaz.Değirmi: YuvarlakDehliz: Çıkmaz sokakDehra: Ağız kısmı içe doğru kıvrık, kesici el baltası, tara.Delha: Yufka inceliğinde, uzun ve genişçe kesilmiş herhangi bir şeyin parçasıDellek: TellakDemiryol: AsfaltDemreği: EkzamaDenk: Katlanarak üst üste konan döşek, yorgan, şal gibi eşyaların oluşturduğu yığın.Depik: TekmeDerdeşik: Ufak tefek ihtiyaçDereç: Merdiven basamağıDevirgeç: DebriyajDevlip: Değirmen taşıDevrisi gün: Ertesi günDeveme: TopaçDeynek: SopaDeyza: TeyzeDıbık: Şekerli yapışkanDırabızın: Merdiven korkuluğuDiş: RüyaDivan: İki veya 3 kişilik kanepe, büyük koltuk.Dolak: Tülbent, yazma, baş örtüsü.Dolap: Geniş ağızlı büyük su kuyusuDöğme: Aşurelik buğdayDölbend: TülbentDulda: Gölge, ayakaltı olmayan yer.Dulum: Saçın yanak kısmına denk gelen uzantısı, favori.Dürbeki: DarbukaEEde: AbiEhad: Pazar günüEhlet: Dost, arkadaş, tanıdıkElibaşında: GripinEllaç: İlaçEllahim: Galiba, sanırsamElöpen:Küçük kertenkeleEksik (Eksiketek):Kadın,kızEndezeTongueense,kerpeten,çekiç,testere vb. gibi el aletlerinin genel adı.Enik:Kedi-köpek yavrusuEnistü:EnstitüErbea:ÇarşambaErinmek:ÜşenmekErz:Irz,namusEssah:SahiEşelek:Narın içindeki yenilmeyen yumuşak kısımEşkere:AçıkçaEşki: EkşiEşşik: Kapı arkasında,oda girişindeki zeminden alçakça boşlukEtbalığı: Yağsız kıymadan yapılıp tavada kızartılan köfte.Evlek: 250 metrekarelik tarla parçasıEyeyi: Koyunun kaburga bölgesi ve burdan yapılan yemeğin adEzahana:EczaneFFael: Tarım işçisiFecae: FaciaFelhan: Ekilebilir toprakFennus: Gaz yağı haznesine fitil salınarak ucu yakılan camlı lamba, fener.Ferik: PiliçFerfit: Düzenli olmayan ölçüye gelmeyen, kalitesiz.Fermal: FermuarFılcan: FincanFırfır: Rüzgar gülü, oyuncakFısırdamak: Hafif sesle konuşmakFıstıklı abid: Yer fıstığıFış: İç boşFıtır: Mayasız hamur ve bundan yapılan ekmekFisfise: SivilceFirik: Tam olgunlaşmadan toplanıp, hafif yakılarak elde edilen buğday.Fir’ön: Firavun, gaddar, zalimFirtmek: Aradan fırlamakGGed: ÇentikGeh: BazenGerebiç: İçine fıstık veya ceviz konularak irmik ve un ile hazırlanan bir tür şekerli kurabiyeGevelemek: Dişlemek.Gezgah: Mutfak tezgahıGidişik: KaşınanGillabiye: Arap erkeklerinin giydiği etekli, bir tür giysi.Göpçük: Sap, meyve ve sebzenin dip kısmıGöresmek: ÖzlemekGülle: MisketGün pekmezi: Ev yapımı pekmezHHabbe: Üzüm, zeytin, nar, fıstık gibi şeylerin tanesi.Habbesi: Tel saç tokası, firketeHabelleşÂ–Tusbağı: KaplumbağaHaket :Masal, hikâyeHakık: Akik taşıHakket: Gerçek, hakikatHal (Hel): Süslü ambalaj kağıdı, defter kabı veya şekerleme kabı.Halbise: HalbukiHalfe: KalfaHaleka: HalkaHalevet: Sevimlilik, sıcakkanlılıkHamayli: Deriden yapılan, içinde ayet ve dua yazılı olan vücudun herhangi bir yerinde taşınan kap.Hambal: HamalHamis: PerşembeHanek: Kelime, sözHanin: Canayakın, sıcakkanlıHapsa: Üzüm suyu ile nişasta bulamacıHaraba: Harebe, yıkıntıHarabolmak: Bozulmak, arıza yapmakHaral: Büyük çuvalHaris (heris): Gece bekçisiHareze: Kuyuların ağzını örtmek için kullanılan ortası delikli yayvan taşHarfene: Kalabalık olarak yapılan bir etkinlikte sonra herkesin kendi hesabını ödemesiHasıl: Mutfak içindeki su sarnıcıHasıt: KıskançHasıtlamak: KıskanmakHavara: Pekmez yapımında kullanılan üzümün suyunu posasından ayırmada kolaylık sağlayan bir tür doğal toz.Havış: Eski Kilis evlerinde çevresinde mutfak, ahır, tuvalet ve odaların bulunduğu, sokağa kapısı olan evin zemin kısmını oluşturan iç avlu, bahçe.Hayir: İncirHayme :Çubuk, dal vs. ile yapılan çardakHaytalya: Nişasta ve suyla yapılan şekersiz muhallebi.Hazna: Evlerde penceresiz, girinti odaHecin: Zebani, eşkıyaHedik: Aşurelik buğday ve nohudu kaynatılıp üzerine şeker dökülerek yenen ev çerezi.Hel: Kavrulmamış kahve çekirdeği, kakuleHelliye: Deve derisinden yapılan genişçe zilsiz tef, bendir.Hennas: İçten pazarlıklı, sinsiHernakeş: Dağınık, perişanHes: MarulHeybe kilidi: Asma kilitHeyrad: Fakir fukaraya dağıtılmak üzere yapılan yemek.Hılfatsız: HayırsızHımırtlak: KıkırdakHımsımak: EkşimekHıntırik: MızmızHıntik: Gereksiz huyları olan, huysuz, çok titiz, ince eleyip sık dokuyanHıra: Zayıf, cılız, sıskaHırhana: SülaleHırmahış: Perişan, dağınık, yıkık, yorgunHırtlak: Gırtlak, nefes borusuHırtmak: Bir kişiye duyulan sevginin kaybolması, gözden düşme durumuHıshıs: Gizli, gizliHızver: Kömür kırıntısı ve tozuHoraf: Komik, ilginç, acaipHoranta: Ev halkıHorsunmak: Küçük görmek, önemsememekHöcre: Camilerde ana bina etrafında, avlu içindeki küçük odalar.Hökmolmak: Son nefesini vermek, ölmek.Hökkeze: Baston, asaHöllük: Bebeklerin poposundaki ve bacak aralarındaki pişikleri engellemek için pudra niyetine kullanılan bir tür yumuşak toprakHömbelek: Tümsek, minik tepecikHömürmek: Bir yemeğin hepsini yemek, kimseye bırakmamak.Höngülhöç: TahterevalliHördelek: Yerde tümsek şeklinde yapılan, genellikle ısınmak için yakılan üzeri sıvalı ocak.Hösmek: SusmakHudar: SebzeHumus: Nohut ezmesi ve tahinle yapılan bir tür meze.Huylanma: Sinirlenme, öfkelenmeHulk: ÖfkeHurç: HeybeIIraf: Tahta rafIsmarış: SiparişIstıfıl ol: Bildiğin gibi yapİİdare: Pamuk ipliğinden fitil kullanılarak, gazyağı ile yakılan aydınlatıcı, tenekeden ilkel lambaİcar: Kiraİsnain: PazartesiİşkirmekÂ–İşkirtmek: Dolduruşa gelmek, dolduruşa getirmekİteyi: İki tarafı da işlenip temizlenmiş, hamur mayasını saklamaya yarayan deri kap, sargıKKabala: GötürüKabaltı: Altı halkın kullandığı yol, üstü özel mülkiyet konut olan dar sokak geçidiKabben: Tartı aleti, teraziKad: Cüsse, boypos, endam.Kaddüs: KovaKadim: EskiKahke: SimitKal (Kel): GüyaKalaba: KalabalıkKalaz: Deriden yapılmış su kabıKalembez: Kalın kabuklu, etsiz, iri çekirdekli, yağ verimi düşük olan bir tür zeytin.Kalle: Para kutusu, kumbaraKanne: Cam şişeKapkap: Islak zeminlerde giyilen,ahşap ve lastikten yapılan bir tür terlik, takunya.Karandık: KaranlıkKari (Keri): Yaşlı kadın, kocakarı.Karbi: Sabahları ve rutubetli havalarda yağan çiğKarlambaç: Kar ve pekmez karıştırılarak yapılan bir tür tatlı.Karmakatma: İnce bulgur ve sebzeli yapılan aperatif yemek, KısırKarneb: Su kabağıKarnı getmek: İshal olmak, mide bozulması, amel.Kasefet: KasvetKasil: Henüz yeni çımaya başlamış, başakları olgunlaşmamış, hayvan yemi olarak kullanılan sararmamış taze filiz arpaKastel: ÇeşmeKassık: KasıkKaşmer: Soytarı, komik kişiKatre: DamlaKatremiz: Büyük cam kavanoz.Kavlak: Kabuğu soyulmuşKavırga: Taze buğday ve bulgurun tuzlanıp kavrulmasıyla yapılan ev çereziKavirtmek :Koyvermek, başı boş bırakmakKayme:Kadın tellak, natır.Kaypmek: KaymaKaytoz: Orta yaşın üstündeki erkekKazep: Zalim, acımasız, gaddar kimse, okta sapanda durmayan çocuk.Kazzıklanmak: DefolmakKef: Et haşlanmaya başladığı zaman çıkan köpük.Kef: Eğlence, düğünKehriz: LağımKekre: Olgunlaşmamış meyve veya sebzelerin ağızda bıraktığı buruk tat.Kele: Genellikle bayanların kullandığı samimi hitap sözü.Keleb: İp ve urgan çilesiKelem: ŞalgamKemmun: KimyonKemre: Yara kabuğuKen: İnatKendir: Kalın urgan, sicim.Kenger: Kökü yenilebilen bir tür diken.Kenne: Genellikle maşraba veya şişe yerine kullanılan topraktan yapılan bir tür çömlek, testiKepir: Yumuşak toprak, toprak yol kenarıKepmek: Çökmek, çöküntüKerkez: Leş yiyen bir tür yırtıcı kuş, Kerkenez kuşuKerpiç: Çamur ve saman karıştırılarak yapılan yapı harcıKert: Zemindeki girinti ve çıkıntılarKesek: Kuruyup katılaşan toprak parçasıKeşefe: Büyük bıçakKeşmer: Gülünç, soytarıKıcık: Hareketleri göze batan, hoş olmayan kimseKıh: Koyun, keçi fışkısı (dışkısı)Kılafat: Erkekler için söylenen boy, pos, endam manalarına gelen kelime.Kılide: DemetKınnep-kıyyık: ÇuvaldızKırnav: Ergenliği geçiş, cinsel olgunluk.Kırşak: KeneKırtış: Sahan ve tepsilerin kenarına yapılan tırtıklı işlemeKıs kıs: Gizli gizliKıyyık-kınnep: ÇuvaldızKızdırmak: IsıtmakKocuk: Kısa montKile: Bir tür tahıl ölçeği ve kabı. Buğday tartısı için bir kile, ortalama 25 kg.’dır.Kirtik: kullanılmış ve bitmek üzere olan sabun kalıbı.Kocacık-tandır: Yerdeki çukur içine yakılan köz ateşinin üzerine sehpa ve yorgan örterek yapılan ısınma amaçlı ocak.Koltuk: Odun ateşi yanan taş fırının ateşten uzak köşesiKopça: Elbiselerde kullanılan küçük kancaKoruk: Olgunlaşmamış, ekşi üzüm.Koz: CevizKömeç: EbegümeciKösnü (Körkösnü): KöstebekKöşker: Yemeni ve benzeri deri, lastik, köseleden ürünler yapıp satan usta.Kötek: DayakKötürüm: YatalakKöynek: FanilaKubur: Mezar, kanalizasyon çukuruKuburluk: Tabanca kılıfıKudama: LeblebiKudüm: Uğurlu, hayırlıKumbüz: Bir tür haşhaşKurne: Bir odanın veya bir binanın iç kısmında kalan köşesi.Kuşhana: Büyük kazanKuttuk: KısaKübülmişe (kübbülmüşviyye): İnce bulgurdan yapılan köftenin oyulup, içine askı yağından harç konulup kapatılan ve mangalda pişirilip yenilen yemek.Küdret: KinKülek: Pekmez ve nevinden sıvılar konulan tahta kazanKüllük: Çamaşır ve bulaşıkların yıkanmasında kullanılan, su karıştırılarak yapılan kül çamurunun konulduğu duvariçi taştan dolap.Küncü: SusamKüp: Eskilerden, içme suyunu soğutmak için topraktan yapılan su kabıKürek: Hamuru fırına sürmeye ve pişen ekmeği fırından çıkarmaya yarayan uzun saplı aletKürsü: Tahta sandalyeKüşne: Hayvan yemi olarak kullanılan, bezelyeye benzeyen meyveleri olan bir tür ot.Kürtün: Eşek semeriKüspe: Yağı alınmış susam posasıKüşüm: Utanma, sıkılma, endişelenmek.Küşşe: Taranmamış saç, karışmış iplik veya yün yumağıKütküt: Arpacık.LLaht: Lahit, ölen kişinin 52. gecesi mezarlıkta yapılan, merhumun ruhu için edilen dua.Laht gecesi: Cenazenin defninden sonra burun kemiğinin çürüyüp düştüğüne inanılan 52. gece.Lef: Küçük yapı taşıLeğençe: Kenarları 4-6 cm yüksekliğinde olan tepsi şeklindeki metal yayvan kap.Lem’a: Büyük yapıların köşe taşı.Leska: YakıLeymun: LimonLoğ: Taş silindirLoğlamak: Toprak damları loğ yardımıyla düzleştirip sıkılaştırmak.Loğlaz: Lübye, börülce.Lokis: Piknik tüpünün üzerine takılan aparatla yapılan aydınlatma aracıLozi-Mişmiş: KayısıLöhme: Kemiksiz lop etMMafrim: Boşu boşunaMabal: Günah, vebalMadda: İç sıkıntısıMağara: Bodrum kattaki penceresiz oda, sığınak.Mahana: BahaneMahmil: Eski Kilis evlerinde duvara gömme olarak yapılan genellikle erzak saklamak için kullanılan tahta kapaklı dolapMahra: Sebze, meyve sandığıMahsere: Zeytinin yağının çıkarıldığı değirmen.Mahsim: Masum, günahsız, zavallıMakbara: Dolma oyma bıçağıMalak: Pantolon paçasıMalhıta: Mercimekli çorbaMantara: Bölge, civarMarda: Tartmadan, göz kararı satılan malMartin: Tekli tüfenkMaşara: 25-30 metrekare büyüklüğündeki ayrılmış ekili tarla bölümüMatmah: MutfakMayana: RezeneMecmae: Küçük metal tepsi.Mecrefe: Kanal açmada ve zirai sulamada su yollarını düzenlemek için kullanılan uzun saplı, genişçe çapa.Mehlic: Yorulmak, bitap düşmekMelhafe: Yorganın üzerine dikilen ve genellikle astar veya dış desenli kısmı.Mellek: Bir tarafı balta, diğer tarafı çapa şeklindeki küçük el aleti.Melloz: Çelik-çomak oyunuMerengiç: Bazı tatlılarda kullanılan, öğütülüp kahvesi de yapılabilen bir tür baharat, çitlembik.Meresten: Akıl hastanesi, tımarhaneMertabanı: Sahandan daha büyük, tepsiden küçük bakır veya metal tabak.Meses: Ucunda, demirden keski olan kalın sopaMeskal: Sulama amaçlı kullanılan küçük havuzMeşefe: Banyo havlusuMeşlah: Erkeklerin genellikle başlarına veya bellerine sardığı, sıcaktan ve soğuktan koruyan çok amaçlı örtü.Meyt (Meyyit):Mevta, cenaze.Mezzak: AlayMıh: ÇiviMıkımı: SürekliMıkla: Sarmısak ve yoğurtlu yumurta yemeğiMıkrız: Cimri, nekes, pintiMırrık: Zeytinyağının dibe çöken tortusuMıyaket: Göz kulak olma, sahip çıkmaMil: Balçık, katı çamurMintan: Genellikle erkeklerin giydiği yakasız uzun kollu bir tür gömlek.Mişmiş-Lozi: KayısıMişmişi: TuruncuMitil. Üzerinde kaplama olmayan, iki yüzü beyaz, kapsız yorgan.Moraz: DertMuhambara: Kırmızı biber, susam, ceviz, zeytinyağı, galete kırıklarıyla yapılan bir tür aperatif yemek.Murtlanmak: Yıkanıp tertemiz olmak.Müddo’mim (Müdde-i umum): BaşsavcıMüzevir: Dedikoducu, sır tutamayan, laf taşıyanNNaerba: Tahtadan yapıl an insan gücüyle döndürülen küçük dönme dolapNacar: MarangozNahır: Büyükbaş hayvan sürüsüNakla: DefalarcaNaled: LanetNamazlağı: Üzerinde namaz kılınan halı, kilim gibi dokuma bez, seccade.Na’met: Ekmek, nimetNeçe: NiceNeçim: Niçin, nedenNeçin: Doğrulama, tasdik etme sözüNeçiye: Kaç paraNehese: Delikli demir süzgeçNeninene: Torunun torununu gören kadın.Neşel: NasılNevazil: Hastalık, dert, marazaNicolmak: KaybolmakNihan: Gayb, kayıp, bilinmeyen.Nişe: Doğal nişastaNiza (Nizae): Huzursuzluk, huysuzlukNüsübet: Musibet, felaket, büyük kazaOOfurtma: Abartmak.Oruk (öruk): İnce bulgurla ve bol yağlı kıymanın karıştırılmasıyla yapılan ve mangalda pişirilen bir yemek.Oturtma: Düğünden önce sadece erkeklerin katılımıyla yapılan içkili eğlence.ÖÖcce: Bir tür mücverÖdürlü: Çok korkmakÖlbe: Yuvarlak tahta kutuÖleş: Leş, kokuşmuş ceset.Öndüc: ÖdünçPPancar: PazıPanga: BankaPaskil: BaskülPasvant: Pazubandı, muskaPatata: PatatesPat–sat: Tek tükPeryavşanı: Yavşan otuPereventi: Zeytin hasadında, ağaçtan dökülüp uzağa sıçrayan zeytinleri elle toplama işiPeşekar: Önemli bir kişiye yaranmaya çalışan kimse (argo karşılığı yalaka)Peşkir: HavluPeyriktirmek: Kovalayıp uzaklaştırmak, gelemeyecek hale getirmek.Peyvaz: Piyaz, salataPin: KümesPine: Yemeninin veya ayakkabının altına yapılan yama.Pir: İnce zeytin dalıPirkap: KamyonetPirket: BriketPirpirim: SemizotuPiskiled: BisikletPiskivet:BisküviPissik: KediPof: Kesilmiş hayvanın akciğeri.Pompa: Akaryakıt istasyonuPotuk: Ayı yavrusuPöç: Oma kemiğiPuhara: BacaPuşt: Cinsel sapkınlığı huy edinmiş, alışkanlık yapmış kimse.Pürçüklü: HavuçPürtük: Düz olmayan yer.RRahen: Fesleğen, reyhanReabul: Kapora, ön ödeme.SSako: CeketSalahana: MezbahaSalangaç: SalıncakSallama: Büyük ahırSalmak: YollamakSalıklamak: Tarif etmek, tavsiye etmek, önermekSaksı: Faraş, küçük kürekSatıl: Çeşitli boylarda metal kova.Sehra (sahra-sahre): Açık arazi, düz ovaSelase: Salı günüSekerat: Ölüm döşeği, kişinin ölmeden önceki son anları.Semsek (Semirsek): PideSep: CumartesiSeybana: PiknikSıçırtma: Közlenmiş patlıcanın lahmacun arasına konulmasıyla yapılan dürümSıkı: Göze veya kulağa damlatılan damlaSıkırcın: Rahatsız edilmekSındı: Büyük terzi makasıSındak: Eğri,gedikSille: Hayvan yemi olarak kullanılan, meyveleri mercimek benzeri yabani ot.Silleme: Tokat, şamarSilik: Karaktersiz, güvenilmez.Simit: İnce öğütülmüş bulgur.Sin: MezarSitti simidi: En küçük boy öğütülen bulgur.Siyeç: Toprağın yükseltilmesiyle uzunca bir hat oluşturularak belirlenen bahçe sınırıSiyen: ÇamurSoku: Taş dibekSokum: LokmaSomurmak: EmmekSöbe: Oval, elipsSöbek: MuslukSöğülme: Közlenmiş patlıcan yemeğiSucuk hamra: Mumbar dolmasıSummak: Yemeklerde kullanılan bir tür ekşimsi baharat, sumakSumsuk: YumrukSupara: Kur’an elifbasıSuppa: Merkep yavrusu, sıpaSusazmak: SusamakSuvak: SıvaSuvakçı: SıvacıSuvarmak: SulamakSüğük: Toprak damların kenar kısımlarına konan odun, çalıSüğürt: Koş, yetişSüllüm: Tahtadan yapılmış seyyar merdiven.Sümsürmek: Su veya mendille burun temizliğiSümsürük: Burun ifrazatı, sümükSüneber: Çam ağacında yetişen bir tür fıstık.ŞŞaef: Taş kırıntısıŞahne: Ağa yardımcısı, kâhya, çiftçibaşıŞakka: Kesilmiş hayvanın ortadan ikiye ayrılmasıyla elde edilen parçaŞarmıta: Kötü yola düşmüş kadınŞamı tud: Kara dutŞapşak: Kulplu metal su tasıŞapata: Elde açılan, odun ateşi ve taş fırında pişen yufkadan daha kalınca ekmekŞapta: Uzun değnek, sopaŞava (şevvayye): IzgaraŞeb: ŞapŞehra: Vücudun kasıktan ayağa kadar olan bölümü.Şekerdenlik: Şeker ve şekerleme konulan süslü kapŞememe (şemmame): çok güzelŞerbelenme: Coşma, ilham alma.Şerbetlenme: Dış etkilere karşı bağışıklık kazanma, efsunlanma.Şeyirt: Çırak, yardımcıŞıllık: Yufkanın kavrulup şerbetlenemesiyle yapılan tatlı.Şıttıf: Küçük üzüm salkımıŞikleme: Saplama, batırmaŞilif: Genellikle at, katır gibi hayvanların üzerinde kullanılan, yekpare, ağız kısmı genişçe heybe.Şire: Üzüm suyundan elde edilerek yapılan, sucuk, bastık, muska gibi mamuller.Şirik: Susam yağıŞiriklenmek: Şımararak nazlanmakŞirincelik: TatlıŞişberek:MantıŞitil: FideŞöyku: Ay ışığı.Şukka: Serilerek kurutulan pestil, pekmez gibi ürünlerin kurumuş ama işlenmemiş hali.TTabaka: Tütün kutusuTabaka: Eski Kilis evlerinde dışarıdan merdivenle çıkılan 2. katTağa: PencereTağar: Duvara ve yere yere sabitlenen, altında musluğu olan büyük küp.Tah (Teh): Kendiliğinden kuruyan, dalında çürüyen üzüm ve pekmeziTahne: TahinTahta: 10-15 metrekare büyüklüğünde ayrılmış ekili tarla parçası.Tahtil: TatilTakım: İki tarla arasındaki sınırı belirleyen toprak yok.Talamak: İstila etmekTaman: Bir işin yerine getirildiğini, yapıldığını anlatan ünlem.Tandır–kocacık: Yerdeki çukur içine yakılan köz ateşinin üzerine sehpa ve yorgan örterek yapılan ısınma amaçlı ocakTapan: Yağı alınacak zeytin dolu çuvalı ezmek için kullanılan metal pres kalıbıTaşkala: TelaşTaydaş: Yaşıt, akranTazillemek: AzarlamakTekmillemek: Eksik olanı tamamlamakTelbis: Pekmezhanede yapılan ve kuru üzümden elde edilen pekmezTellüs: Kalın örme çuvalTembeki: NargileTeng: Kebaplarda kullanılan lezzet artırıcı salça ve baharat karışımı, terbiyeTenirşek: Telden çemberTepir: Hasırdan örgülü, yuvarlak yer sofrasıTerlik: Namaz takkesiTeşt: Kenarları 8-10 cm yüksekliğinde olan genellikle bakırdan yapılan tepsi benzeri büyük geniş kap.Tevir: ÇeşitTıskiyt: Aşağılama sözüTib: Olgunlaşmamış ham incirTike: Kuşbaşı doğranmış kebaplık et parçasıTilf: PosaTiminneyi: Kile’nin yarısıTiyara: UçakTiyek: Bağ asmasıTohtur: DoktorTolu: DoluTokaç: Suda yün yıkamak için kullanılan ağaçtan yapılmış, saplı, geniş tokmakToklu: 1 yaşını doldurmamış koyunTop: Pekmez yapılmak için hazırlanan üzüm topacıTopaç: Salamura olarak kavrulup saklanan tuzlu ve yağlı kıymaTöhüd: Cenazenin arkasından, ölen kişinin ruhu için camide toplanıp 70 bin defa lailaheillah tespihinin zikredilmesi ibadetiTöleb: Ters tarafTöz: Kulak kepçesiTudya: Saç dış cephe kaplamasıTuluk: Su taşımak için kullanılan, iç kısmı işlenmiş deriden yapılan kap.Tuman: Uzun, paçalı kilot.Turudu: Aşırı yaramaz çocukTusbağı–Habelleş: KaplumbağaTuvarlak: YuvarlakTüskeliye: Görmeziye, bilmeden uluorta konuşmak, plansız yapılan iş.UUdum: BeceriUluk, ulmak: Olgunlaşıp yumuşayan meyve sebzenin çürümesiUraplağı: Kile’nin 1/4ü. 6 kilo 250 gr.Urgun: GizliUrup: Çeyrek, çeyrek altınUşakdevşek: Çoluk çocuk, babaya göre ev halkıUtuzmak: Kumarda kaybetmek.ÜÜvez: Bir tür küçük sinekÜtme: Dağlama yöntemiyle kelle-paçayı dışındaki tüylerden arındırmaVerev: Dik olmayan, eğri duranVesvese: Evham, şüpheVezirin yağı: VazelinYYabane: Evcil olmayan güvercinYağlık: El beziYaho: YahuYapma: En ince bulgurdan yapılan, taş fırında pişirilen kimyon da konulan etsiz köfte.Yazı: Kırsal bölgeYelkinmek: Geriye doğru gerilerek kuvvet almak.Yenice: Henüz üzüm vermeyen genç bağ asmasıYepelek: Kanatlanmış güveYerenlik: Şaka, latifeYığalamak: BiriktirmekYılık: Aralık, yarı açıkYırak: UzakYingel: Sevilerek yenilen, çok tüketilen yi
ON İKİ  İMAMLAR
*** *** *** *** *** *** *** *** *** ***
  1. İmam ALİ
  2. İmam CAFER
  3. İmam ZEYNEL
  4. İmam BAKIR
  5. İmam RIZA
  6. İmam CAFERİ SADIK
  7. İmam HASAN
  8. İmam TAĞI NAĞI
  9. İmam MEHDİYE HÜDA
10. İmam HÜSEYİN,İ DEŞTİ KERBELA
11. İmam CAFER -İ ZÖHRE YE HİBA
12. KIRKLAR DERGAHA


*** *** *** *** **** *** *** *** **** ***
Son Düzenleme: 25/06/2023, 21:45, Düzenleyen: Y O L C U.

İçerik sağlayıcı paylaşım sitesi olarak hizmet veren Pir Zöhre Ana Forum sitemizde 5651 sayılı kanunun 8. maddesine ve T.C.K'nın 125. maddesine göre tüm üyelerimiz yaptıkları paylaşımlardan kendileri sorumludur. Sitemiz hakkında yapılacak tüm hukuksal şikayetleri İletişim bağlantısından bize ulaşıldıktan en geç 3 (üç) gün içerisinde ilgili kanunlar ve yönetmenlikler çerçevesinde tarafımızca incelenerek, gereken işlemler yapılacak ve site yöneticilerimiz tarafından bilgi verilecektir.