[FONT=verdana] Aleviler, AKP hükümetinin cemevleri ile ilgili Şubat ayında çıkarmayı planladığı yasal düzenlemeye ilişkin kırmızı çizgilerini ortaya koydu. Cemevlerinin ibadethane statüsüne getirilmesi talebini tekrarlayan Aleviler laikliğe de vurgu yaptı.

Alevi Toplum Kuruluşları Yüksek Danışma Toplantısı, Ocak Dedeleri ve Alevi toplum kuruluşlarının katılımı ile gerçekleştirildi. Toplantıda, Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez’in açıklamasına ve hükümetin cemevleri ile ilgili Şubat ayında çıkarmayı planladığı yasal düzenlemeye ilişkin Alevilerin görüşleri açıklandı.

Alevi kuruluşları hazırladıkları bildirgeyi Ankara’da düzenlenen bir basın toplantısıyla açıkladı. 120 Ocak Dedesi ile Alevi örgütlerinin imzaladığı bildirgeyi Hüseyin Dedekargınoğlu okudu.

ALEVİLER ÜST KADEMELERE GETİRİLMİYOR
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın 2016 yılının ilk günlerinden itibaren skandal açıklamalar yaptığına dikkat çeken Dedekargınoğlu, fetvalarla Alevilerin hedef alındığını söyledi. Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez’in ’cemevlerinin caminin alternatifi, başka bir inancın mabedi gibi gösterilmesi kırmızı çizgimizdir’ ifadelerini değerlendiren Dedekargınoğlu, ’Esasında bu demecin birinci kısmı doğrudur. Cemevleri caminin alternatifi olmadığı gibi cami de cemevinin alternatifi değildir. Alevilerin ibadet şekli cem, ibadetin yapıldığı mekân ise cemevidir. Yani Cemevi Alevilerin ibadethanesidir’ dedi.

Dedekargınoğlu’nun okuduğu bildiri şöyle devam etti: ’Devletin her kademesinde görev yapan bürokratlar arasında Cumhuriyet tarihinde benzeri olmayan bir ayırımcılık yapıldığı bilinen bir gerçekliktir. Bu arada Alevi kökenliler hiçbir üst kademe görevine getirilmemektedir. Bu durum toplum içinde derin ayrışmalara yol açacak son derece yanlış bir tutumdur. Din ve vicdan özgürlüğü, devletin inançlar karşısında yansızlığı ve din ile siyasetin birbirine karıştırılmaması olarak ifade edilen laiklik, Aleviler açısından da vazgeçilmez bir ilkedir. Eğer laiklik ilkesi tamamen ortadan kalkarsa ortada ne Alevilik, ne demokrasi, ne insan hakları ne de bireyin değeri kalır.’

DEDELERE MAAŞ İNANCA ZARAR VERİR
’Dedelere kamu bütçesinden maaş verilmesi devlet memuru dedeler ucubesinin ortaya çıkmasına yol açar ki bu durum Alevi inancıyla asla bağdaşmaz. Ancak Sünni inancın ibadet yeri olarak nitelenen camilerdeki görevlilere birçok bakanlıktan daha çok bütçe ayrılmışken; Alevi vatandaşların da vergileriyle oluşan kamu bütçesinden Alevilere hiçbir pay verilmemesi de hak ve eşitlik ilkelerine aykırı bir vicdansızlıktır. Dolaysıyla bu durum çağdaş ülkelerin uygulamaları örnek alınarak yeniden düzenlenmelidir.’

aydinlikgazete.com

Laiklik sadece Alevilerin değil, bu ülkede yaşayan bütün bireylerin kırmızı çizgisi olmalıdır..

Laiklik dinsizlik değildir, bilakis bireylerin inançlarını özgürce yaşayabiliyor olmalarının teminatıdır..Hoşgörünün, anlayışın ve huzurun bu ülkedeki mihenk taşı laikliktir..Bugün islam coğrafyasına baktığımızda mezhep çatışmalarının ve din savaşlarının yaşanmadığı tek müslüman ülke Türkiye ise , bu Yüce Atatürk'ün laiklik ilkesi sayesindedir..

Laikliğin olmadığı bir ülkede ne kadar yobazlık, hurafe ve din dışı eylemler var ise islam adı altında millete dayatılıp iç savaşlara sebep olabilecek mezhepsel ayrımcılıkların ve kışkırtmaların yaşanmasına sebep olacaktır...

Laikliğin olmadığı bir ülkede bir sürü cemaat, tarikat ve dini grupların ortaya çıkmasına ve bunların arasında çatışmaların çıkmasına sebep olacaktır...

Laikliğin olmadığı bir ülkede inanca saygı ve inancını özgürce yaşamaktan uzak ortamlar doğacaktır...

Laikliğin olmadığı bir ülkede din alimi kisvesi altında dış odaklarca satın alınabilecek toplumu peşinden dini inançlarını sömürüp sürükleyecek vatan haini insanların doğmasına sebep olacaktır...
[COLOR="#800080"]
İşte bütün bu saydıklarım yüzünden bugün islam ülkelerinde bir sürü çatışmalar yaşanıp insanlar din adına öldürülmektedir...

İşte bütün bu saydıklarımı laiklik olduğu için Türkiye Cumhuriyeti bugüne kadar yaşamamıştır...

Ancak bugün gelinen süreçte bazı iç ve dış odaklarca iktidar eliyle Türkiye'nin de bu karanlık ortamlara sürüklenmeye çalışıldığı gözlerden kaçmamaktadır...

Bizlere düşen tek görev laiklikten ödün vermeyip Cumhuriyet değerlerine ve Mustafa Kemal Atatürk'ün getirdiği yeniliklere ve Onun ilkelerine sahip çıkmaktır. Aksi takdirde sonumuzun arap devletlerine benzemesi kaçınılmazdır...