11/12/2021, 21:53
Birinci Dünya Savaşı'nın en önemli çarpışmalarından biri, 3 Kasım 1914 - 9 Ocak 1916 tarihleri arasında Çanakkale Boğazı ve çevresinde yapılmıştı.
Dünyanın en güçlü ordularına karşı Çanakkale'yi, daha doğrusu İstanbul'u savunmak için toplumun her kesiminden insanlar, büyük bir özveri ile Çanakkale'ye koşmuştu. Köylüler, esnaftan insanlar, öğretmenler, öğrenciler, doktorlar, hemşireler, sanatçılar...
Kimler yoktu ki?
Önce Çanakkale Boğazı'nı zorlayan düşman orduları, bunu başaramayınca, bu kez karadan İstanbul'a yürümek için 25 Nisan 1914'te Arıburnu, Seddülbahir ve Kumkale kıyılarına çıkartma yaptılar.
Cephe komutanı Yarbay Mustafa Kemal'in önceden sezerek yaptığı hamlelerle geri püskürtüldüler sonra da ilerlemenin önü kesildi. Sonrasında iki taraf da savaşı derin kazılar siper çukurlarında sürdürmeye başladı.
Yarbay Mustafa Kemal, sık sık siperlere inerek durumu yerinde görüyor, askerlerle birlikte olmaya özel bir önem vererek onların morallerini yükseltiyordu.
Bu gezilerin birinde, siper duvarlarına asılmış yazılar gördü. Kuranı Kerim'den elle yazılmış ayetler, hadislerdi bunlar.
Bunları okuyarak ilerlerken yazılardan birinin önünde durup uzun uzun baktı. Elle, çok güzel yazılmış bir yazıydı.
Diğerlerine hiç benzemiyordu. Yaverine dönüp,
''Bunu yazanı hemen bulup bana getirin.'' dedi.
Biraz sonra bir er karşısında hazır ola geçti:
''Emredin komutanım, ben İstanbullu Macit!''
İstanbullu Macit'e bakan Mustafa Kemal, yumuşak bir ses tonuyla,
''Sen hemen siperden çık!'' dedi.
Başta İstanbullu Macit olmak üzere herkes ne olduğunu anlamaya çalışırken Mustafa Kemal devam etti:
''Çık ve İstanbul'a dön, güzel yazı yazmaya devam et...
Senin yerine siperlere girecek binlerce gönüllü Mehmetçik var; ama bu kadar güzel yazı yazabilen sanatçıyı bu millet çok az bulur.''
Yaverine döndü sonra:
''Kendisini yarın terhis edip memleketine göndereceksiniz... O eller silah değil, kalem tutarsa daha yararlı olur ülkemiz için.''
Lise öğrencilerinin bile cepheye çağrıldığı, öyle sıkışık ve zor bir dönemde, Yarbay Mustafa Kemal'in terhis emri verdiği er, İstanbullu Macit... daha sonra Türkiye'nin en değerli hat ustası olarak tanıyacağı üstat Macit Ayral'dı. (1891-1961)
Bilal Sezer, ''Çanakkale Savaşlarında Bir Hattat: Macit Ayral'', Sanat Dergisi, Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi, Sayı 14, 2008, s. 14.
Büyük Atatürk'ten Küçük Öyküler, s.91-92, Süleyman Bulut
Dünyanın en güçlü ordularına karşı Çanakkale'yi, daha doğrusu İstanbul'u savunmak için toplumun her kesiminden insanlar, büyük bir özveri ile Çanakkale'ye koşmuştu. Köylüler, esnaftan insanlar, öğretmenler, öğrenciler, doktorlar, hemşireler, sanatçılar...
Kimler yoktu ki?
Önce Çanakkale Boğazı'nı zorlayan düşman orduları, bunu başaramayınca, bu kez karadan İstanbul'a yürümek için 25 Nisan 1914'te Arıburnu, Seddülbahir ve Kumkale kıyılarına çıkartma yaptılar.
Cephe komutanı Yarbay Mustafa Kemal'in önceden sezerek yaptığı hamlelerle geri püskürtüldüler sonra da ilerlemenin önü kesildi. Sonrasında iki taraf da savaşı derin kazılar siper çukurlarında sürdürmeye başladı.
Yarbay Mustafa Kemal, sık sık siperlere inerek durumu yerinde görüyor, askerlerle birlikte olmaya özel bir önem vererek onların morallerini yükseltiyordu.
Bu gezilerin birinde, siper duvarlarına asılmış yazılar gördü. Kuranı Kerim'den elle yazılmış ayetler, hadislerdi bunlar.
Bunları okuyarak ilerlerken yazılardan birinin önünde durup uzun uzun baktı. Elle, çok güzel yazılmış bir yazıydı.
Diğerlerine hiç benzemiyordu. Yaverine dönüp,
''Bunu yazanı hemen bulup bana getirin.'' dedi.
Biraz sonra bir er karşısında hazır ola geçti:
''Emredin komutanım, ben İstanbullu Macit!''
İstanbullu Macit'e bakan Mustafa Kemal, yumuşak bir ses tonuyla,
''Sen hemen siperden çık!'' dedi.
Başta İstanbullu Macit olmak üzere herkes ne olduğunu anlamaya çalışırken Mustafa Kemal devam etti:
''Çık ve İstanbul'a dön, güzel yazı yazmaya devam et...
Senin yerine siperlere girecek binlerce gönüllü Mehmetçik var; ama bu kadar güzel yazı yazabilen sanatçıyı bu millet çok az bulur.''
Yaverine döndü sonra:
''Kendisini yarın terhis edip memleketine göndereceksiniz... O eller silah değil, kalem tutarsa daha yararlı olur ülkemiz için.''
Lise öğrencilerinin bile cepheye çağrıldığı, öyle sıkışık ve zor bir dönemde, Yarbay Mustafa Kemal'in terhis emri verdiği er, İstanbullu Macit... daha sonra Türkiye'nin en değerli hat ustası olarak tanıyacağı üstat Macit Ayral'dı. (1891-1961)
Bilal Sezer, ''Çanakkale Savaşlarında Bir Hattat: Macit Ayral'', Sanat Dergisi, Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi, Sayı 14, 2008, s. 14.
Büyük Atatürk'ten Küçük Öyküler, s.91-92, Süleyman Bulut