03/06/2021, 23:54
Atatürk’ün hastalığı sezilmişti. Doktorlar Mersin gibi ılık bir yerde dinlenmesini önermişlerdi. Atatürk Mersin’de bir süre kaldıktan sonra Ankara’ya dönerken 24 Mayıs 1938 günü Adana’ya uğradı.
Vali Tevfik Hadi Baysal:
- Paşam, dedi. Vagonunuza binmeden evvel Seyhan kenarında biraz dinlenmez misiniz?
Atatürk, Ankara’ya dönmek üzere istasyonda bekleyen trenine dönerken yapılan bu teklifi kabul etti. Seyhan Nehri kenarındaki parkın bir köşesinde serinlemek üzere tertibat alındı. Atatürk’ün doktoru ünlü Profesör Neşet Ömer’in önerisi üzerine kendisine yalnız portakal suyu ikram edildi.
Yudum yudum içtiği portakal suyunun ardından doktoru Neşet Ömer’e dönerek:
- Ne dersin doktor, bunun üzerine bir kahve içebilir miyim? dedi
Doktor soruya şu cevabı verdi:
- Çok kaynamış olmak şartıyla!
Biz zaten hazırlıklıydık oraya kahve fincanları ve kahve getirmiştik. Oracıkta kahvesi pişirildi. Kendisine takdim görevini ben üstlendim. Atatürk’ün Çukurova’da içtiği son kahve buydu. O fincanı -hâlâ telvesi ile- bir anı olarak saklıyorum.’
(Taha Toros'un ’Atatürk’ün Adana Seyahatleri’ adlı kitabından)
Vali Tevfik Hadi Baysal:
- Paşam, dedi. Vagonunuza binmeden evvel Seyhan kenarında biraz dinlenmez misiniz?
Atatürk, Ankara’ya dönmek üzere istasyonda bekleyen trenine dönerken yapılan bu teklifi kabul etti. Seyhan Nehri kenarındaki parkın bir köşesinde serinlemek üzere tertibat alındı. Atatürk’ün doktoru ünlü Profesör Neşet Ömer’in önerisi üzerine kendisine yalnız portakal suyu ikram edildi.
Yudum yudum içtiği portakal suyunun ardından doktoru Neşet Ömer’e dönerek:
- Ne dersin doktor, bunun üzerine bir kahve içebilir miyim? dedi
Doktor soruya şu cevabı verdi:
- Çok kaynamış olmak şartıyla!
Biz zaten hazırlıklıydık oraya kahve fincanları ve kahve getirmiştik. Oracıkta kahvesi pişirildi. Kendisine takdim görevini ben üstlendim. Atatürk’ün Çukurova’da içtiği son kahve buydu. O fincanı -hâlâ telvesi ile- bir anı olarak saklıyorum.’
(Taha Toros'un ’Atatürk’ün Adana Seyahatleri’ adlı kitabından)