16/05/2021, 22:03
16 MAYIS 1919 - Mustafa Kemal'in Samsun'a gitmek üzere Bandırma vapuru ile İstanbul'dan ayrılması.
Atatürk'ün, 9. Ordu Kıtaatı Müfettişliği karargâh mensuplarıyla beraber akşamüzeri, Bandırma vapuru ile İstanbul'dan ayrılışı. (Atatürk, Galata rıhtımından bir motorla Kızkulesi açığında demirli bulunan Bandırma vapuruna geçmiş, vapur buradan hareket etmiştir).
16 MAYIS 1919 CUMA
Cuma sabahı erken saatte arkadaşı ve avukatı Saadettin Ferit (Talay) Bey (Dr Rasim Ferit Talay’ın kardeşi) eve gelerek Mustafa Kemal Paşa’yı uyandırır ve kendisini götürecek olan geminin Karadeniz’e çıkınca bir İngiliz muhribi tarafından batırılacağı haberini verir. Ferit Bey bu haberi Merkez Bankası müdürlerinden Berç Keresteciyan’dan duymuştur.
Mustafa Kemal Paşa vapura geçmeden önce Cuma selamlığına giderek son kez padişahı selamlar. Yıldız’da Hamidiye Camii’ndeki Cuma selâmlığından sonra Mahl-i Hümayun’da Padişah Vahdettin tarafından kabul edilir ve burada kendisine veda eder.
Mustafa Kemal Paşa, Cuma selâmlığını takiben Şişli’deki evine döner, annesi ve kız kardeşine veda eder. Annesi ve kardeşi ile vedalaşıp evden ayrılacağı sırada Rauf (Orbay) Bey gelir ve sabah Ferit Bey’in verdiği haberin aynısını iletir, gemisi batırılacaktır! Ve aynı esnada birlikte çalıştıkları eski bir kurmay subayı gelerek yine aynı haberi verir. Olayın devamını Mustafa Kemal Paşa şöyle anlatır;
’Bir an yalnız kaldım. Ve düşündüm. Bu dakikada düşmanların elinde idim. Bana her istediklerini yapamazlar mıydı?. Beynimden bir şimşek geçti. Tutabilirler, sürebilirler, fakat öldürmek! Bunun için beni Karadeniz’in coşkun dalgaları arasında yakalamak lazımdır. Bu ihtimal mantıklı idi. Ancak benim için artık yakalanmak, tutuklanmak, sürülmek, düşüncelerimi yapmaktan alıkonmak, hepsi ölmekle denk idi. Hemen karar verdim, otomobile atlayarak Galata rıhtımına geldim.’
Böylece Galata rıhtımına giderek sandal ile, Kızkulesi açığında demirlemiş olan Bandırma Vapuruna geçer. Öğleden sonra 16.00 gibi hareket emri verir.
Bandırma vapuru hareket ettikten kısa bir süre sonra Kızkulesi açıklarında aranmasını takiben düşman zırhlıları arasından geçerek İstanbul’u terk ederken kontrol için durdurulur. Yaveri Muzaffer Kılıç olayı şöyle anlatır:
’Bandırma Vapuru Kızkulesi açıklarına geçmişti. Kavaklar hizasına geldiğinde vapur durduruldu. Bir motor tekneyle yanaşan İtilaf devletleri subayları güverteye çıktılar. Bizler ne oluyor, bunlar ne istiyorlar sorusuna cevap arar ve bakınırken Mustafa Kemal Paşa kaptana sordu:
-Bu adamlar ne için gelmişler?
-Efendim silah, cephane arıyorlarmış...
-Görevinizi yapınız, sonuçtan beni haberdar edin.
Sonra biz döndü. Dolmabahçe önlerinde demirli bulunan yabancı zırhlıları göstererek dedi ki:
-Bu sersem adamlar işte böyle... Yalnız demire, çeliğe ve silah gücüne dayanırlar. Maddeden başka bir şey bilmezler. Bağımsızlık ve özgürlük uğrunda savaşa kararlı bir ulusun kudret ve gücünü anlamaktan acizdirler. Biz silah ve cephane değil, ülkü, inanç dolu kafa götürüyoruz.’
Gece olduğunda Mustafa Kemal Paşa, Bandırma vapuru kaptanı İsmail Hakkı (Durusu) Kaptana direktif verir. Direktif şöyledir: ’Düşman devletlerinin herhangi bir vasıtasının gadrine uğramamak için sahile yakın bir rota tutunuz! Şayet kesin tehlike görürseniz gemiyi karaya, en yakın sahile oturtunuz!’ .
Kaynakça:
1-Serkan Ünal, Mustafa Kemal Paşa’nın mütareke İstanbul’undaki faaliyetleri, Tarih Okulu dergisi, 2014
2-Alev Coşkun, Samsun’dan önce bilinmeyen 6 ay, 2009
3-Salim Koca, Semih Yalçın, Mustafa Kemal Paşa’nın Dokuzuncu Ordu Müfettişliğine tayininde Osmanlı Genel Kurmayının Rolü, Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi Cilt: 10, Sayı:29 Temmuz 1994
Atatürk'ün, 9. Ordu Kıtaatı Müfettişliği karargâh mensuplarıyla beraber akşamüzeri, Bandırma vapuru ile İstanbul'dan ayrılışı. (Atatürk, Galata rıhtımından bir motorla Kızkulesi açığında demirli bulunan Bandırma vapuruna geçmiş, vapur buradan hareket etmiştir).
16 MAYIS 1919 CUMA
Cuma sabahı erken saatte arkadaşı ve avukatı Saadettin Ferit (Talay) Bey (Dr Rasim Ferit Talay’ın kardeşi) eve gelerek Mustafa Kemal Paşa’yı uyandırır ve kendisini götürecek olan geminin Karadeniz’e çıkınca bir İngiliz muhribi tarafından batırılacağı haberini verir. Ferit Bey bu haberi Merkez Bankası müdürlerinden Berç Keresteciyan’dan duymuştur.
Mustafa Kemal Paşa vapura geçmeden önce Cuma selamlığına giderek son kez padişahı selamlar. Yıldız’da Hamidiye Camii’ndeki Cuma selâmlığından sonra Mahl-i Hümayun’da Padişah Vahdettin tarafından kabul edilir ve burada kendisine veda eder.
Mustafa Kemal Paşa, Cuma selâmlığını takiben Şişli’deki evine döner, annesi ve kız kardeşine veda eder. Annesi ve kardeşi ile vedalaşıp evden ayrılacağı sırada Rauf (Orbay) Bey gelir ve sabah Ferit Bey’in verdiği haberin aynısını iletir, gemisi batırılacaktır! Ve aynı esnada birlikte çalıştıkları eski bir kurmay subayı gelerek yine aynı haberi verir. Olayın devamını Mustafa Kemal Paşa şöyle anlatır;
’Bir an yalnız kaldım. Ve düşündüm. Bu dakikada düşmanların elinde idim. Bana her istediklerini yapamazlar mıydı?. Beynimden bir şimşek geçti. Tutabilirler, sürebilirler, fakat öldürmek! Bunun için beni Karadeniz’in coşkun dalgaları arasında yakalamak lazımdır. Bu ihtimal mantıklı idi. Ancak benim için artık yakalanmak, tutuklanmak, sürülmek, düşüncelerimi yapmaktan alıkonmak, hepsi ölmekle denk idi. Hemen karar verdim, otomobile atlayarak Galata rıhtımına geldim.’
Böylece Galata rıhtımına giderek sandal ile, Kızkulesi açığında demirlemiş olan Bandırma Vapuruna geçer. Öğleden sonra 16.00 gibi hareket emri verir.
Bandırma vapuru hareket ettikten kısa bir süre sonra Kızkulesi açıklarında aranmasını takiben düşman zırhlıları arasından geçerek İstanbul’u terk ederken kontrol için durdurulur. Yaveri Muzaffer Kılıç olayı şöyle anlatır:
’Bandırma Vapuru Kızkulesi açıklarına geçmişti. Kavaklar hizasına geldiğinde vapur durduruldu. Bir motor tekneyle yanaşan İtilaf devletleri subayları güverteye çıktılar. Bizler ne oluyor, bunlar ne istiyorlar sorusuna cevap arar ve bakınırken Mustafa Kemal Paşa kaptana sordu:
-Bu adamlar ne için gelmişler?
-Efendim silah, cephane arıyorlarmış...
-Görevinizi yapınız, sonuçtan beni haberdar edin.
Sonra biz döndü. Dolmabahçe önlerinde demirli bulunan yabancı zırhlıları göstererek dedi ki:
-Bu sersem adamlar işte böyle... Yalnız demire, çeliğe ve silah gücüne dayanırlar. Maddeden başka bir şey bilmezler. Bağımsızlık ve özgürlük uğrunda savaşa kararlı bir ulusun kudret ve gücünü anlamaktan acizdirler. Biz silah ve cephane değil, ülkü, inanç dolu kafa götürüyoruz.’
Gece olduğunda Mustafa Kemal Paşa, Bandırma vapuru kaptanı İsmail Hakkı (Durusu) Kaptana direktif verir. Direktif şöyledir: ’Düşman devletlerinin herhangi bir vasıtasının gadrine uğramamak için sahile yakın bir rota tutunuz! Şayet kesin tehlike görürseniz gemiyi karaya, en yakın sahile oturtunuz!’ .
Kaynakça:
1-Serkan Ünal, Mustafa Kemal Paşa’nın mütareke İstanbul’undaki faaliyetleri, Tarih Okulu dergisi, 2014
2-Alev Coşkun, Samsun’dan önce bilinmeyen 6 ay, 2009
3-Salim Koca, Semih Yalçın, Mustafa Kemal Paşa’nın Dokuzuncu Ordu Müfettişliğine tayininde Osmanlı Genel Kurmayının Rolü, Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi Cilt: 10, Sayı:29 Temmuz 1994