Pir Zöhre Ana Forum

Tam Versiyon: Alevilik nedir?
Şu anda arşiv modunu görüntülemektesiniz. Tam versiyonu görüntülemek için buraya tıklayınız.
Alevilik nedir?

Alevilik İnanmaktır; Allah'a inanmaktır. Yüce, sınırsız, sonsuz varlığın bir parçası olduğuna inanmaktır. Başta Hz. Peygamber olmak üzere peygamberlere inanmaktır. Hz. Ali'ye, Ehlibeyt'e, 12 imamlara, Hacı Bektaş Veli'ye, Pir Sultan Abdal'a, cümle Kamil İnsanlara inanmaktır. İnanmak, güvenmektir. Varlığını inandığıyla hemhal edip buluşturmaktır/buluşturmak istemektir.

Alevilik Yol'dur; Asırlardır binlerce erenin hizmet ettiği, sayısız insanı nihai menziline götüren, hiç bir yanlışa yönlendirmeyen, işaretleri dosdoğru olan, insanı kurtuluşa götüren yoldur. Bu yoldaki işaretlere dikkat edenlere darlık yoktur. Onlar her daim hedefleri üzerindedirler. Bu yolda yoldaş olana ne mutlu.

Alevilik Anlamaktır; Bir bütün halinde yaşamı, evreni, insanı ve bütün bunlarla ilintili ne varsa anlamaktır/anlamaya çalışmaktır. İnsanın kendisini anlamasıdır. Sonuçların sebeplerine ulaşılmasıdır Alevilik. Alevilik varoluşa en değerli karşılığı anlayarak vermektir.

Alevilik Bilinçtir; Tarih ve toplum bilincidir. Dünü bilmek, bu günü en anlamlı şekilde yaşamak ve yarını en ideal şekilde planlamaktır. İnsana/halka hizmetin Hakka hizmet olduğunun bilincidir. İnsan olmanın ne manaya geldiğinin bilincidir.

'Hizmet Hak içindir' bilinciyle tarihe ve topluma en güzel katkıyı sağlayarak yön vermektir.

Alevilik Gelişmektir; Gelişmenin sınırı yoktur. Yobazlığa karşı olduğu gibi yozluğa da karşı gelerek gelişmektir. Düşüncede derinleşerek gelişmektir. Hizmet ederek gelişmektir. Ham Ervahlıktan çıkıp olgunlaşarak gelişmektir. Bilgi de, duyguda gelişmektir. Her manada daha iyisi için gelişmek bir ileri aşamaya ulaşmaktır.

Alevilik Barışmaktır; En başta insanın kendisiyle, doğayla ve diğer insanlarla barışması, barışık bir şekilde yaşamasıdır. Saygı ve hoşgörüyü esas alarak, karşısındakinin her hakkına riayet ederek; savaşın, düşmanlığın ve acının yerine barışın esas alındığı duygu ve düşüncesiyle yaşamaktır. Barışın hakim olduğu, Alevilikteki tabirle her işin 'Rızalıkla' hal edildiği bir yaşamın adıdır Alevilik.

Alevilik Gelecektir; Geçmişte ve günümüzde olduğu gibi gelecek çağlarda da insanların daha mutlu, huzurlu, müreffeh, anlamlı bir hayatın sahibi olmalarıdır. Neticede insan soyunun bu günkünden daha da gelişmiş olarak varlığını sürdürmesi, bu günlerin verimli şekilde yaşanmasına bağlıdır. Geleceğin insanı bu günün insanının başta kalıtımsal, kültürel olmak üzere her anlamda devamıdır. Geleceğin -şartları da en uç noktaya kadar zorlayarak- mükemmel olarak tasarlanmasıdır. Geleceğin geleceğininde aynı şekilde düşünülmesidir. Bu günden başlayarak geleceğin garanti altına alınmasıdır.

Alevilik Sevgidir; Erenlerinde buyurduğu gibi, dini, dili, rengi, cinsiyeti, ulusu, sınıfı, statüsü, ne olursa olsun yaratılanı yaratandan ötürü sevmektir. İnsan sevgiden zuhur etmiştir. Sevgiden bütün güzellikler meydana gelmiştir/geliyor/gelecektir. Sevgi var olmaktır, her dem yaşamaktır. Sevmek, saygı ile paralel, eşit düzeydedir. Sevmek saygı duymaktır. Saygı duymak, farklılığı zenginlik olarak görmek, herkese aynı nazarla bakmaktır. Sevgi ve saygı ile yaklaşan asla dışlayıcı, hör görücü, aşağılayıcı, ayrımcı olmaz. Adaleti, paylaşımı, kardeşliği hayatın her alanında, yaşamın her anında yansıtır.

Alevilik Ahlaktır; Ahlaksızlık, yalnızca bazı insani bedensel ihtiyaçların kötü şekilde kullanılması değildir. Ahlak, hak yememektir. Hak yememek, haksızlığa karşı olmaktır. Ahlak, yardım istenildiğinde yardım etmektir. Ahlak, düşmanlığı mahkum etmek, dostluğu/kardeşliği oluşturmaktır. Ahlak, kendisine yapıldığında hoş görmeyeceğini başkasına yapmamaktır. Ahlak, dedikodudan, gıybetten, yalandan, ihanetten uzak durmaktır. Ahlak, nefsini silmek yerine, bilmektir. Nefsini bilmek, bataklığa sapmadan yolunu sürmektir. Ahlak, beline olduğu kadar diline, eline, işine, aşına, eşine sahip olmak, sadık kalmaktır.
Alevilik Paylaşımdır; Başta maddiyat olmak üzere bütün güzellikleri kardeşçe paylaşımdır. paylaştıkça artan bilgiyi,paylaştıkça anlam kazanan maddiyatı paylaşımdır. Paylaşım, sömürüyü red etmektir.

Alevilik Bilimdir; 'Bilimden gidilmeyen yolun sonunun karanlık olduğu', bilimin -diğer alanlarla beraber- esasında kendini bilmek olduğu, kendini bilmenin ise yaşamı, evreni, insanı bilmek olduğu gerçeğidir.

Alevilik Sanattır; Edebiyat, sinema, müzik ve daha başka dalları ile sanat; duygu ve düşüncenin en etkili/güzel şekilde yansıtılmasıdır. Sanat, hayatı anlamına uygun yaşamada en önemli unsurlardan biridir. Salt müzik, edebiyat, resim değil, bir bütün olarak sanat eğitimdir, yakınlaşmadır, ortak noktalar oluşturma ve bu noktalarda buluşmadır. Başka boyutlara ulaşma ve o boyutlardan da ötelere, ötelerin ötesine gitmedir.

Yazı:Remzi Kaptan

silici

Alevilik nedir?

Alevilik, Türkiye’de Sünnilik’ ten sonra en fazla mensubu olan ikinci İslami inanıştır. Sünnilikteki Allah-Muhammed tamamlamasından farklı olarak, alevilikte Allah-Muhammed-Ali ile tamamlanan ve Ehl-i Beyt, Oniki İmamları esas alan bir inançtır. Alevilik içinde çeşitli tarikatlar bulunur. Bunlardan en tanınmışı Anadolu kaynaklı olan Bektaşiliktir. Bektaşilik Alevilik içinde bir tarikat olması nedeniyle Aleviliğin bütününü tanımlamaz

Temel inanç
Alevilik, Allah-Muhammed-Ali üçlemesi ve Ehl-i Beyt, Oniki İmamları önemseyen Şiiliğin Onikicilik mezhebi ile ortak noktalara sahip bir yoldur. Alevilik' te incelenmesi gereken asıl inanç varlığın birliğidir. Alevilik’te tanrının insan dahil evrendeki her şeyin içinde olduğu inanışı vardır.

Alevilik Tanrı korkusu yerine sevgisini benimseyen, temelinde insan sevgisi ile hareket eden, Kuran'ın şeklini değil özünü kabul ettiklerini belirten, amacı ruhsal olgunlaşma olan bir tasavvuf yoludur. Özünü insan sevgisinde bulan, Tanrı’ nın insanda tecelli ettiğine ve zerresinden oluştuğuna, onun için de insanın ölümsüzlüğüne inanan, ibadetlerinde kadın erkek ayrımı yapmadan, kendi öz diliyle, musikisiyle, semahıyla inancını icra etme biçimidir.

Alevilikte İbadet
Aleviler, Muhammed’in son Peygamber olduğuna, Ali’nin ise Veliliğine (ya da İmamlığına) inanırlar. Aleviler, ibadetlerini cem evinde yaparlar. Muharrem ayında 12 gün oruç tutarlar. Muharremden sonra da üç gün Hızır Orucu tutarlar. Muharrem orucundan evvel üç gün Masumu Paklar orucunu tutarlar.

Aleviler kendi içinde bir çeşit hiyerarşi oluşturmuştur. Örneğin "yol"a gönül vermiş olana "talip" denir. Kişi, yolun kurallarını yerine getirip bilgi düzeyini arttırdıkça yükselir. Alevilik’te "yol" denen deyimin temelini dört kapı 40 makam anlayışı oluşturmaktadır. Sırasıyla şeriat, tarikat, marifet ve hakikat dört kapıyı oluşturmaktadır. Bu kapıların hepsinin "alt bölüm" olarak niteleyebileceğimiz on'ar tane makamı vardır. Bütün kapı ve makamların kendi içinde bir anlamı bulunmaktadır. Şeriat kapısı, özetle doğru inanç ve doğru yaşam tarzıdır ve toplumdaki her bireyin inanç ve yaşam kurallarını düzenler. Tarikat kapısı ise tarikata hizmet etmek, Aleviliğin kurallarına özen göstermektir. Marifet kapısı ise bir nevi kendisi için kuralları aşıp başkaları için de birşeyler yapabilmek, fedakar olabilmektir. Hakikat kapısı, bütün dünyevi kaygıları aşıp kişinin Tanrı ile arasındaki sırra nail olması demektir.

Cem
Cem toplu halde ettikleri ibadetin adıdır. Kavram olarak Cem Arapça bir kelime olup toplanma, birikme, bir araya gelme manasına gelmektedir. Alevilerde Cem' de bulunan bir kişi başka bir kişiye dargınsa, bu iki kişinin dargınlıkları giderilmeden, barışmaları sağlanmadan Cem' e başlanmaz. Alevilerin toplu anlamda temel ibadeti olan Cem, bir Dede nin gözetiminde, önderliğinde yerine getirilir.


Kaynak: nedir.com
Alevilik nedir diye internette biraz kaynak okuyayım dedim. Okumaz olaydım. Ya Ali sen bizi korumuşsun da haberimiz yokmuş...

Şükürler olsun ki Pirimiz Zöhre Ana sayesinde el değmemiş gerçekleri birinci ağızdan öğrenebiliyoruz. İki kitap okuyan Aleviliğin tarihini yazıyor.

Aleviliğin inanç,ibadet ve insanlık temeline dayandığını artık Alevilerin hatırlaması gerekiyor. Nedir bu inanç ve ibadetleri yok saymanın mantığı ?..



Değerli arkadaşlar, yüce Pirimiz Zöhre Ana'ya yıllardır hepimiz gidiyoruz. İstisnasız hepimizin hayatında mübareğin himmeti var bunu yakından biliyorum. Pirimizin, dünyaya sadece kerametlerini göstermek için gelmediğini hepinizin bildiğini de biliyorum...

Zöhre Ana; Hak Muhammed Ali 12 İmam ve Ehlibeyt'in yaşadığımız ahir zamanda son temsilcisidir. O'nun misyonu öncelikle toplumun tamamını tek çatı altında toplamak ve Muhammed-Ali yolunu inancıyla,ibadetleriyle topluma öğretmektir. Günümüz toplumumuzda Aleviler ne yazık ki Aleviliğin ne olduğu konusunda kafaları karışık bir halde yaşamakta ve bu kafa karışıklığı içinde inançtan,ibadetten uzak bir şekilde yaşamını sürdürmektedir. Bu durumun ortaya çıkmasının temel nedeni Alevilik nedir,Alevi inançları nelerdir ve daha birçok konuda ortaya çıkan yüzlerce farklı sestir. Her önüne gelenin Aleviliği farklı yorumlaması,kendi siyasi eksenine çekmesi ve makam kapmak için bilinçli/bilinçsiz uygulamalar alevi toplumunun belirsizlikler içerisinde yaşamasına neden olmaktadır. Bir Alevi kurumu çıkmakta ve Aleviliği bir din olarak göstermekte, Alevi bir yazar çıkıp Ali'siz Aleviliği icat etmekte,bir sanatçı çıkıp Ehlibeyt'in temeli olan Hz.Ali ve çocuklarını Arap olarak gösterip bize ne onlardan demektedir,bir Alevi çıkıp aleviler namaz kılmazlar demektedir,bir alevi kurumu çıkıp aşureyi utanmadan,vicdansızca sokak sokak dağıtmaktadır...

Aleviliğin ne olup ne olmadığı konusunda sizlerin değerli fikirlerini öğrenmek için aşağıdaki soruları cevaplamanızı rica ediyorum.

Yaşayan bir Evliya'nın irşat ettiği toplumun içinde yer alan bir birey olarak :

1.Alevi kimdir?
2.Alevilik nedir?
3.Alevilerin temel ibadetleri nelerdir? (Sadece isimlerini yazarsanız sevinirim. Örnek: Ehlibeyt Namazı,Yası Matemler,Cem vb.)

Lütfen özenli ve düzenli bir şekilde cevaplarınızı yazınız.

Saygılar...
Türkiye'de en çok tartışılan başında Alevi nedir ve Alevilik nedir gelmektedir.
Alevilikle ilgili kitapların hepsinde farklı bir Alevilik tanımı yer almaktadır.

Şimdi aşağıdaki videoda Haydar Baş'tan Aleviliğin ne olduğunu dinleyelim.

Alevilik Nedir ? (Haydar Baş)



Tags: Alevi nedir, alevilik nedir
Alevilik Ali'nin can fedakarlığı yaptığı kutsal yolu yürümeye çalışabilmektir. Yürüyebilmektir demiyorum çünkü o yolu yürüyebilme şerefi sadece "derya umman" olan pirlerimize nail olmuştur.. Bizler sadece geçtikleri yollaRa kurban olabilip, gösterdikleri ışığın doğrultusunda yolu gitmeye çalışabiliriz. Eğer Allah'ın katında Allah'ın arslanı dediğimiz Hz Ali; yol için , hak için, gerçek bir yolun sürülebilmesi için kendi canından, evlatlarının canından vazgeçmişse bize bu yolun ölçülemiycek derecede yüceliğini gösteriyor. Çünkü o pirdir, mürşiddir, haktan gelendir. Yol için "candan" geçebiliyorsa bizim geçemiyeceğimiz hiç bir şey olmamalı.

Her kendine "aleviyim" diyen alevi olmuyor evet, ama bana göre "alevi bir ailede doğup "aleviyim" demeklede alevi olunmuyor. Alevilik ne sözden geçer, ne kan bağından geçer alevilik özden geçer. Özünle bu yolda yürümeye ant içmissen, gerçeği savunmak senin hayat biçimin oluyor artık. Tüm doğrulukların içinde buluyorsun kendini. Hele birde yaşayan bir evliyanın dönemine denk geldiysen...

Şu zamanda "alevi olmak için" hz ali'yi sevmek yetmiyor. Çünkü yol sevmekle değil mücadeleyle yürüyor. Yeri gelince değil, işine geldiği gibi değil her daim Pir'in ışığndan yürüyebilmekteki mücadeleyle yürüyor. Aleviliğin islam gibi 5- 10 şartı yoktur. Alevilik şartlara sığmaz. Çünkü şartlarda bir kalıp vardır, mecburiyet vardır, karşılık vardır, diğer dünyaya yatırım vardır. Alevilik bu kalıplardan taşar. Çünkü yolundan gidene Pir dünyada yaşatır cenneti, alevilik bu kalıplardan taşar çünkü Ali sevgisinin bir karşılığı yoktur. Bir sözlük anlamı, bir kalıplaşması yoktur. O aşk yüreğine girdim mi sevgi sözcüğü yüceliğiyle erir gider.

Alevilik hakkında çok yazılmış çizilmiş sonuca varılmış mı peki? Neden aleviliğin, alevinin, alevi ibadetlerinin bir çok anlam karşılığı vardır? Neden biri orucunu bir tarihte tutarken diğeri farklı tarihte tutar. Neden biri namaz kılarken diğeri kılmaz? Gerçek yol ulularına sahip çıkamadıklarından olabilir mi? Gerçeğin ışığından gidip nasiplenmeyi "yolu kendilerine uydurdukları için" Allah onlara kısmet etmemiştir.Herkesi başka bir aleviliği var. Bana doğru gelen ona, ona doğru gelen bana doğru gelmiyor.

Peki bu yol herkesin kendisine uydurabilceği kadar basitmidir? Herkes kendi aleviliğini yaşıyacak ise neden Pir'ler can fedakarlığı yapmıştır, neden yola başlarını koymuşlardır, neden sahip oldukları herşeyden yol için vazgeçmişlerdir?

Bir gerçeği görmezden gelmeyen, işine geldiği zaman aleviyim diye kükreyip- işine gelmediği zaman aleviyim diye cızlamayan, geçmişini unutmayıp o Pir'lerin çektikleri acıları yok saymayan, değişen zamana göre inancını değiştirmeyen, ortamına göre ibadetini değiştirmeyen, imam üseyin için bir damla dökebilecek yaşı olan, Hz Ali'nin kıldığı namazına ehlibeyt aşkıyla sahip çıkabilen, çorbasını, lokmasını gerçek yola uygun olarak veren( kapı kapı dolaştırmayarak) abdestini, namazını niyazını yerinde yapan, akrabamdır kardeşimdir diyerekten yolunu saklayaraktan yaşamayan ve herşeyin belki anahtarı Yaşayan Pir'ine sahip çıkan gerçek alevidir

Hani diyoruz ya keşke Hz Ali'nin zamanında yaşasaydım da yol aşkıyla arkasından gidebilseydim diye; İşte zaman o zamandır. Zöhre Ana yaşayan bir evliya olarak bize Ali'nin nefeslerini sunmaktadır.

Hani diyoruz ya keşke Mustafa Kemal'in zamanında yaşayıp bu ülke için fedakarlık edebilseydik, bu ülke için bizde çabalıyabilseydik diye; İşte zaman o zaman Zöhre Ana yaşayan bir Pir Mürşid olarak Mustafa Kemal'in izinden gidiyor, vatan mücadelesini veriyor, Mustafa Kemal'in bayrağını sallıyor. Neden aleviliğİ çok bilen ama az yaşayan alevi önderleri o bayrağın ucundan tutmuyor, neden sözde Ali için can verecek olanlar Ali'nin nefeslerini saçan bir yaşayan Pirin eteğinden tutup nasiplenmiyor?

[B]ÇÜNKÜ;Tutalım ki Ali’den Zülfikâr sana miras kaldı. Sende Ali kolu ve kalbi yoksa Zülfikar neye yarar ki? mevlana [/B]