Pir Zöhre Ana Forum

Tam Versiyon: Bektaşi Fıkraları
Şu anda arşiv modunu görüntülemektesiniz. Tam versiyonu görüntülemek için buraya tıklayınız.
Sayfalar: 1 2 3 4 5 6
Adama sormuşlar :
-Kaç gün oruç tuttun?
-Hastalığım nedeniyle, ancak bir gün tutabildim!
Aynı soru, orada bulunan Bektaşiye sorulunca, hiç istifini bozmadan yanıt vermiş :
-Bu arkadaş benden bir gün fazla tutmuş!
Bir mevlevi bir bektaşi bir de nakşi
tam üç kişi,
üçü de misafirliğe gitti.
Ev sahibi haneden, izzet ikram etti.
Gayet neşeli bir hava, yenildi içildi.
Sonradan bir tepsi de baklava getirildi.
Bektaşi'nin içi çekti görünce baklavayı:

- Arkadaşlar, dedi. hepimiz bolca kısmet aldık!
lakin çok az düşecek baklava payı,
nasıl olsa bu gece burada kaldık,
haydi herkes yatağına yatsın.
Kim hayırlı düş görürse, baklavayı o alsın!

Bektaşinin bu teklifi kabul edildi.
Kalkıp yataklara girildi.
Onlar uyumaya başlayınca, Baba yataktan kalktı.
Tepside ne var ne yok, hepsini pakladı.
Sabah oldu, arkadaşları da uyandı.
Birbirlerine düşlerini anlattılar.
Evvela Mevlevi söze başladı:

- Ben düşümde göklere çıktım!

Nakşi:
- Ben de cennete gittim!

Bektaşi:
- Dostlarım! Ben de her ikinizi seyrettim!
Gayrı bunlar gelmez dedim,
Napıyım...
Kalktım baklavayı yalnız yedim...!!![Resim: Cara_8.gif]
Bektaşi baba caminin önünden geçerken bir bakmış hoca içeriden eşeği döverek çıkarıyor.
Yahu hoca efendi niye dövüyorsun hayvanı demiş.
Hoca görmüyormusun caminin içerisine kaçtı onu çıkarıyorum demiş,
Bektaşi Baba yahu demiş hayvanı bırak birkere bir eşşeklik yapıpta camiye girdi
ADALET

Bektaşinin kırk parası varmış. Yirmi parası ile ekmek almış, 40 kuruşu vermiş. Paranın üstünü isteyince fırıncı :

- Verdik ya, demiş.

Kavgaya başlamışlar, Bektaşi başa çıkamayacağını anlayınca :

- Allah belanı versin! demiş ve ayrılmış. Biraz ötedeki bakkala giderek yirmi paralık peynir istemiş, peyniri alınca yürümüş. Bakkal bağırmış :

- Baba yirmiliği vermedin.

- Verdik ya!

- Hayır vermedin.

Verdik, vermedik derken, bakkal belki unuttum diye işi uzatmamış. Köşeyi dönünce Bektaşi bir kenara çekilip karnını doyurduktan sonra :

- Allahım, demiş sen işin esasını biliyorsun, fırıncıdan al bakkala ver.
Bektaşiyle mevlevi oturmuş hal hatır ediyorlar. Bektaşi sormuş:
- Ne yapıyor ne ediyorsunuz?
Mevlevi:
-Allah dedikçe dönüyoruz, Allah dedikçe dönüyoruz! Ya siz ne yapıyorsunuz?
Bektaşi:
- Vallahi biz bir kere Allah diyince, bir daha dönmüyoruz!
ALLAH HER ŞEYİ BİLİR

BEKTAŞİ'nin evinin kapısını çalmışlar, o da gidip mescidin kapısını söküp evine takmış...
Görenler ayıplamışlar:

"Ayıp değil mi, Allah'ın evinin kapısı çalınır mı?"

"Allah her şeyi bilir" demiş:

"Benim kapımı da kimin çaldığını bilir... Ondan alsın, benim eve taktırsın, kendi evinin kapısını da alıp götürsün!"
Bektaşi ile bir hoca birlikte yola çıkmışlar, bir süre sonra hoca :

-Namaz saati! demiş, başlamış kılmaya...

Rekat üstüne rekat, selam üstüne selam... Bektaşinin beklemekten canı sıkılmış, hoca namazı bitirince sormuş :

-Yahu bu ne uzun namaz böyle?

-Kazaya kalmış namazlarım vardı, onları eda eyledim!

Bektaşi :

-Eh ben de bir namaz kılayım! demiş ve başlamış namaza...

Ama ne namaz, bitmiyor, sonunda hoca dayanamamış :

-Erenler, senin namaz da uzun sürdü!

-Önümüzdeki haftanın namazını kıldım!

Hoca şaşırmış :

-Yahu olur mu böyle şey?

Bektaşi gülmüş :

-Yukarıdaki senin veresiyeni kabul ediyor da, benim peşinimi niye kabul etmesin?
Sayfalar: 1 2 3 4 5 6