27/03/2012, 23:56
Pozantı ne kadar yeni?
"Taciz, tecavüz, işkence"
yani toplumda her zaman
var olan ama görmezlikten gelinen
bu olgular, zaman zaman suratımıza tokat gibi inince
hep aynı hastalığımız nüksediyor,
sorumluların cezalandırılmasını istiyoruz.
Merkezi otorite eğer baskılara "inkâr ederek"
direnemeyecek noktada hissederse kendini,
görevliler hakkında soruşturma ve işten el çektirme gibi
kamuoyunu rahatlatacak çözümlere yönelir.
Ve birkaç "günah keçisi"nin aldığı cezalar tartışılsa da
bir süre sonra yeni bir olaya kadar unutuluyor.
Sadece cezaevlerimi
Televizyon dizilerindeki şiddet ve tecavüz olayları
neden bu kadar ilgi çekiyor sizce? Bilinçaltının yansıması değil mi bu beğeni?
N.Ç ya da Ç.K tecavüz olaylarını ve zanlılara verilecek,
verilmiş cezaları tartışarak sorumluluğu üstümüzden atıp,
vicdanımızı rahatlatmıyor muyuz?
’Bütün bunlar neden yaşanır, yaşanmaması için ne yapılmalı’ sorusu
genellikle yanıtsız kalır. Yeni tecavüzlere kadar.
Bir de haklılık aranır ya tecavüze, "tahrik etmiştir",
"kemik yaşı aslında büyük" iddiaları
ayrı bir "marazi" durum değil midir?
Hep söyledim yine söyleyeceğim.
Bu kadın dernekleri dizilerdeki kadına şiddet görüntülerine
niye yeterince tepki göstermez.
8-9 yaşlarında kız ya da erkek çocuklarına
kadının "dövülebilir "olduğunu ne kadar işleyeceğiz daha.
Bu "normal ve olabilirlik" cezaevindeki olaylara gösterdiğimiz
tepkiden daha mı azını hak ediyor?
Bir arkadaşım, kızı, beğendiği jön dizide sevgilisini tokatlayınca
kızının "baba o da hak etmişti değil mi?" dediğini, dehşet içinde anlattı.
Okuduğunu anlamak
Pozantı’da yaşananları toplumun büyük kesimi
"taciz ve tecavüz’ün görevliler tarafından yapıldığını
sanması da başka bir travma yaratıyor.
Bunun, olayları sunuştan kaynaklandığını
kabullenmekle birlikte haber başlığının altını
okumayan veya izlerken halkımın neresiyle dinlediği
konusundan kaynaklanmakta olduğunu hatırlatmak isterim.
İnfaz memurları ve cezaevi yöneticileri
"görevi ihmalden "alındılar. Bu onları masumlaştırmaz.
Ama onların çocuklarından birinin dediği söz,
insaflı olmamızı da gerektiriyor.
"Baba sen masumsun değil mi, o çocuklara
sen bir şey yapmadın" demesi, başka bir travma gibi geldi bana.
YURT GAZETESİ
TAYFUN TALİPOĞLU
"Taciz, tecavüz, işkence"
yani toplumda her zaman
var olan ama görmezlikten gelinen
bu olgular, zaman zaman suratımıza tokat gibi inince
hep aynı hastalığımız nüksediyor,
sorumluların cezalandırılmasını istiyoruz.
Merkezi otorite eğer baskılara "inkâr ederek"
direnemeyecek noktada hissederse kendini,
görevliler hakkında soruşturma ve işten el çektirme gibi
kamuoyunu rahatlatacak çözümlere yönelir.
Ve birkaç "günah keçisi"nin aldığı cezalar tartışılsa da
bir süre sonra yeni bir olaya kadar unutuluyor.
Sadece cezaevlerimi
Televizyon dizilerindeki şiddet ve tecavüz olayları
neden bu kadar ilgi çekiyor sizce? Bilinçaltının yansıması değil mi bu beğeni?
N.Ç ya da Ç.K tecavüz olaylarını ve zanlılara verilecek,
verilmiş cezaları tartışarak sorumluluğu üstümüzden atıp,
vicdanımızı rahatlatmıyor muyuz?
’Bütün bunlar neden yaşanır, yaşanmaması için ne yapılmalı’ sorusu
genellikle yanıtsız kalır. Yeni tecavüzlere kadar.
Bir de haklılık aranır ya tecavüze, "tahrik etmiştir",
"kemik yaşı aslında büyük" iddiaları
ayrı bir "marazi" durum değil midir?
Hep söyledim yine söyleyeceğim.
Bu kadın dernekleri dizilerdeki kadına şiddet görüntülerine
niye yeterince tepki göstermez.
8-9 yaşlarında kız ya da erkek çocuklarına
kadının "dövülebilir "olduğunu ne kadar işleyeceğiz daha.
Bu "normal ve olabilirlik" cezaevindeki olaylara gösterdiğimiz
tepkiden daha mı azını hak ediyor?
Bir arkadaşım, kızı, beğendiği jön dizide sevgilisini tokatlayınca
kızının "baba o da hak etmişti değil mi?" dediğini, dehşet içinde anlattı.
Okuduğunu anlamak
Pozantı’da yaşananları toplumun büyük kesimi
"taciz ve tecavüz’ün görevliler tarafından yapıldığını
sanması da başka bir travma yaratıyor.
Bunun, olayları sunuştan kaynaklandığını
kabullenmekle birlikte haber başlığının altını
okumayan veya izlerken halkımın neresiyle dinlediği
konusundan kaynaklanmakta olduğunu hatırlatmak isterim.
İnfaz memurları ve cezaevi yöneticileri
"görevi ihmalden "alındılar. Bu onları masumlaştırmaz.
Ama onların çocuklarından birinin dediği söz,
insaflı olmamızı da gerektiriyor.
"Baba sen masumsun değil mi, o çocuklara
sen bir şey yapmadın" demesi, başka bir travma gibi geldi bana.
YURT GAZETESİ
TAYFUN TALİPOĞLU