Pir Zöhre Ana Forum

Tam Versiyon: Bir uygarlık göstergesi: Safranbolu
Şu anda arşiv modunu görüntülemektesiniz. Tam versiyonu görüntülemek için buraya tıklayınız.
Cumhuriyet- Bilim Teknik
26.06.2009

][B]Bir uygarlık göstergesi: Safranbolu[/B][/color]

1975 dünyada ‘Tarihi Mirasın Korunması’ yılı ilan edilmişti. Aynı yılın ağustos ayında Türkiye’de en büyük halk katılımıyla yapılan Safranbolu haftaları başladı. 1975, 1976, 1977’de her yıl bir hafta bu aydınlanma ve bilinçlenme olayı sürdürüldü. 1999 yılında Safranbolu dünya mirası listelerine Türk kenti olarak girdi. Doğan Kuban

Oraya gidin. Ve ona sahip çıkın. Tarihin üretip miras bıraktığı şeylerdeki ortaklık kadar hiçbir şey bir toplumun kişilerini birbirleriyle kardeş yapamaz. İnsanları birbirlerine düşüren ve çağdaş kargaşayı yaratanları işlevsiz bırakacak en güzel yöntem tarihin bıraktıklarına birleştiren miras olarak bakmasını öğrenmektir.

Bu Cumhuriyet tarihinin çağdaş uygarlık bağlamında halk katılımı ile sağlanan en büyük sosyal atılımı sayılabilir. Safranbolu bugün Türkiye’nin en iyi korunmuş kentidir. Türkiye’de tarihi kent koruma çabalarının en gözde olanı ve olumlu sonuç verenidir. Ve kendi halkının önayak olduğu bir çağdaşlaşma olgusunun en gönendirici örneğidir.

Geçenlerde Safranbolu’ya gittim. Tarihi Safranbolu yaşıyordu. Tarihi Safranbolu Türkiye’nin en önemli tarihi kentlerinden bin kat daha iyi korunmuştu. Ve Türkiye’yi ziyarete gelen bütün yabancılar Safranbolu diye bir kenti tanıyorlardı. Halk tarih bilincinin bir küçük kenti ekonomik olarak yaşatacağını öğrenmişti. Safranbolulular bu çabalarının olumlu sonuçlarını görmüş ve sürdürüyorlardı. Safranbolu’da çağdaş aydınlık insanların, politik düşünce ve kavgalar üstünde, ortak olarak sahip çıktıkları bir kent mirası bilinci oluşmuştu. Ve bunları kültür alanında taçlandıran bir güzel sanatlar fakültesi kurulmuştu.

Safranbolu’da Türkiye’de eskiden tanıdığım, yaşadığım hiçbir kentte kâbil olmayacak bir duruluk içinde yıkandım. Tarihin çağdaşlaşmayı sağlayan araçlardan biri olabileceğini kanıtlanmış olarak görüp büyük bir mutluluk duydum.

Bir tarihi kentin koruma çabasının ve bunun başarısının bir öncü sosyal çağdaşlaşma olgusu olduğunu düşündüm. O günlerde Safranbolu insanının katkısı ile gerçekleşen bu çabayı ve ürününü kamuoyuna yeni çabaları teşvik edici bir örnek olarak sunmak gereğini duydum.


]KIZILTAN ULUKAVAK[/color]

1975-77 arasında Safranbolu halkı her yıl 200-250 tarihçi, sanat tarihçisi, mimar, ressam, heykeltıraş, fotoğrafçı, politikacı, yazar, gazeteci, film yapıcısı Türk aydınını kendi evlerinde yılda bir hafta misafir ettiler. O zaman Türkiye’nin en büyük aydın belediye başkanı olarak tanıdığım Kızıltan Ulukavak bu toplumsal hareketin başını çekti. Kasaba halkını örgütledi. Ve Türkiye’de şimdiye kadar hiçbir kent ve kasabada olmayan bir tarihi kent koruma olgusunu gerçekleştiren yolu açtı. Ona ve bütün Safrabolululara, ve Safranbolu’nun korunmasına ufak ve büyük katkısı olan herkese selam olsun. Bu ülke kültürü hepsine teşekkür borçludur. Bu olay Türkiye’de başka hiçbir kent ve kasabada gerçekleşmediği için Cumhuriyet tarihinin en yalın ve başarılı sosyal katılım, bilinçlenme hareketi olarak incelenmelidir.

Tarihi çevre koruma bir yasa sorunu değildir; bir kültürel tavırdır. Avrupa toplumları kentlerinin tarihi yapısını yasalardan önce de koruyorlardı. Türkiye’de ise yasa da olsa koruyamadığımızı ya da korumakta zorlandığımızı gördük. Başta İstanbul olmak üzere ünlü tarihi kentlerin durumu belli.

Dünyanın II. Dünya Savaşı’ndan sonra bilinçli olarak örgütlediği savaşta, gelişmiş ülkelerle birlikte kentlerin, tarihi, fiziksel varlığının korunmasının bir uygarlık birikimi olduğunu öğrendik. Bütün uygar insanlar bunun ulusal kimliğin öğelerinden biri olduğu yolunda da bilinçlendirdiler. Türkiye bu bilinçlenmeye ulaşmakta zorluk çeken bir toplumdur.Onun için Safranbolu olayı bir yerel katılım mucizesidir.

Kuşkusuz Safranbolu gerçekten kültür düzeyi yüksek insanlar yetiştiren özellikli bir yöre idi. Yine de bir bilinçlenme süreci, bir sahip çıkma süreci, bunun sürdürülmesi ve sonuçlandırılması gibi aşamalarda, Safranbolu bütün Türkiye’nin hastalığı olan toprak yağmasına direnebilen bir kamuoyu yaratabilen tek kent oldu.

Bugün kent kültür turizmi ya da tarihi özgün varlık turizmi denilebilecek bir etkinlik ile kendine bir geçim olanağı sağlamıştır.


UYGARLIĞIN GÖSTERİ ALANLARI

Uygarlık uzun zamanları içeren bir süreçtir. Avrupa’da iyi korunmuş kent sayısı saymakla bitmez. Parma, Floransa, Toledo, Aix-en-Provence, Dubrovnik, Carcassonne, Venedik anımsandığı zaman insanı duygulandıran uygarlık gösterileridir. Bunlara biz sadece Safranbolu’yu kattık. Önemli olan bu niteliğin ünlü anıtlarla değil, kentin konutları ve dokusu ile kazanılmış oluşudur. Bu ülkelerde bizden çok teknoloji, bizden iyi öğretim, bizden fazla zenginlik var. O toplumlar bu eski konutlarda yaşamanın bir konfor sıkıntısı değil, bir kültürel ayrıcalık niteliği olduğunu nasılsa öğrenmişler. Amerika’nın birkaç yüz yıllık tarihinde bile bizden çok korunmuş kent var.

Cenevre’de ya da Basel’de bu zengin insanların bu evlerde nasıl yaşadıklarına şaşarsınız. Paris’in Londra’nın eski mahallelerinde zenginler oturur. Türk halkının para kazanıp burjuvalaşan bölümü böyle bir bilince sahip olamadı.

Orta İngiltere’nin bazı kentlerinin tarihi merkezlerinde bazen bir tane bile yeni bina görmezsiniz. Bizim zenginlerimiz Süleymaniye’de eski bir evde oturmaz. Bu mahalleleri İstanbul’la ilgisi olmayan fakir köylülere bıraktılar.

Kuşkusuz Avrupalının koruma bilinci başka kültür olaylarıyla paralel yürümüştür. İngiliz Shakespeare’i, Alman Goethe’yi, Fransız Montaigne’i, İtalyan Dante’yi yaşamının bir boyutu yapmıştır. Bizim en okumuşumuz Yunus, Fuzuli ya da Mehmet Akif ve Fikret’i neredeyse unutmuştur.

Safranbolu’da ilginç bir olay başıma geldi. Sabah ezanında nasıl olduysa bir aralık sadece bir müezzinin ezan sesi geldi. Öteki müezzinler hoparlörlerini henüz açmamışlardı. O zaman kendimi eskiden olduğu gibi Boğaziçi’nde karşı sahilde Bebek Camisi imamının sesini dinlermiş gibi hissettim. Sanki bu hoparlör sesi değil, insan sesiydi. Ve yüzlerce, binlerce yıllık bir kültür gösterisi idi. Ve Safranbolu’ya da uyuyordu. Yeniden çocukluğumu yaşadım. Ve yaşım kadar büyüdüm. Tarih genelde öyle bir boyuttur.

Biz kuşkusuz 21. yüzyıl insanıyız. İstesek de istemesek de 2009 yılında yaşayacağız. Ama tarihin bizimle birlikte yaşamasına izin verirsek varlığımız da o kadar artar. 21. yüzyılın cüceleri olmayız.

Safranbolu’yu korunmuş olarak görünce onunla birlikte, sadece bir koruma uzmanı ve tarihçi olarak değil, bu geçmişin anısını yaşatabilen uygar bir toplum üyesi olarak kıvanç duydum. Ve Safranbolu insanlarına ortak bir varlığı paylaşan kardeşler olarak sevgi duydum.

Sevgili okuyucular,

Türkiye’de hiçbir kent, bir mimarı, bir tarihçiyi ve bir korumacıyı Safranbolu’yu görmek kadar heyecanlandıramaz. Oraya gidin. Ve ona sahip çıkın. Tarihin üretip miras bıraktığı şeylerdeki ortaklık kadar hiçbir şey bir toplumun kişilerini birbirleriyle kardeş yapamaz. İnsanları birbirlerine düşüren ve çağdaş kargaşayı yaratanları işlevsiz bırakacak en güzel yöntem tarihin bıraktıklarına birleştiren miras olarak bakmasını öğrenmektir. Bu edilgen bir öğreti değil etkin (aktif) bir öğrenme çabasıdır.

Safranbolu’da Görmeniz Gereken 10 Yer


Safranbolu denince aklımıza ilk gelen şey özgün mimariye sahip etkileyici evleri, oysa Safranbolu evlerinden çok daha fazlasını gözler önüne seriyor. Tarihi değerleri, kent kültürü, yaşam tarzı, gelenek ve görenekleri, yöresel lezzetleri, doğal güzellikleri ile Safranbolu, turizm açısından ülkemizin gözde kentlerinden birisi.

Asya ve Avrupa arasındaki ticaretin önemli bir merkezi olmuş, karakteristik özelliklere sahip tarihi Safranbolu Şehri UNESCO Listesinde yer alıyor. Günübirlik ziyaretin ötesinde, bir hafta sonunu veya kısa bir yaz tatilinizi bu şirin ilçemize ayrın. Instagram @yoldaolmak hesabımdan beni takip edebilirsiniz.

Safranbolu Gezilecek Yerler 1. Tokatlı Kanyonu
2. Kristal Teras
3. İncekaya Su Kemeri
4. Bulak Mencilis Mağarası
5. Safranbolu Kent Tarihi Müzesi
6. Kaymakamlar Gezi Evi
7. Cinci Hanı ve Hamamı
8. Yörük Köyü
9. Safranbolu Evleri
10. Hıdırlık Tepesi
Safranbolu’ya nasıl gidilir
Safranbolu’da nerede kalınır




[B][B]Safranbolu Gezilecek Yerler[/B] [/B]

1. Tokatlı Kanyonu

Safranbolu Tokatlı Kanyonu, Safranbolu’nun tarihi yüzünün dışında doğal güzelliğini keşfedebileceğiniz bir yer. Kanyonun bir ucu Tokatlı Köyü’nde, diğer ucu ise Eski Çarşı’nın Gümüş Mahallesi’e kadar uzanıyor. Kanyon girişinde 3 Lira vererek giriş yaptığınızda sizi, nehir boyunca yapacağınız şahane bir yürüyüş yolu bekliyor. Şelaleler, kuş cıvıltıları, insanı ferahlatan tertemiz hava ve dahası. Eğer Eski Çarşı yönünden giderseniz giriş için ücret ödemiyorsunuz.

2. Kristal Teras

Tokatlı Kanyonu’nu en iyi izlenebileceği noktada, yerden 80 metre yükseklikte yapılmış Kristal Teras, Türkiye’de de bir ilki temsil ediyor. Tabanı çok dayanıklı kırılmaz camdan yapılmış, 75 ton ağırlığı taşıyabilen Kristal Teras, üzerinde gezinenleri heyecanlandırıyor.

Tam da uçurumda yapıldığından ve bastığınız yerin, ne kadar yüksekte olduğunu görebildiğinizden, heyecan verici bir deneyimin içinde buluyorsunuz kendisi. Safranbolu İncekaya’da yer alan,11 metre genişliğindeki Kristal Teras’tan Tokatlı kanyonuna dair nefis fotoğrafları çekebiliyorusunuz.
[FONT=sans-serif]

3. İncekaya Su Kemeri

İncekaya Su Kemeri, 116 metre uzunluğunda, 6 kemerli oldukça görkemli bir yapı. Kristal Teras’tan Tokatlı Kanyonu’na indiğinizde hemen solda kalıyor. 110-220 cm değişen genişlikteki kemerin altından Tokatlı deresi akıyor. Dere boyunca uzanan yürüyüş parkuru ise Tokatlı Kanyonu’nun en güzel rotası. Sadrazam İzzet Mehmet Paşa tarafından, Safranbolu’ya su getirmek için yaptırılmış.

4. Bulak Mencilis Mağarası


Bulak Mencilis Mağarası, Karabük’e bağlı Bulak Köyü’nün Safranbolu ile komşu olduğu yerde bulunuyor. Safranbolu merkeze 8 km, Bağlar Değirmenbaşı’na ise 5 km uzaklıkta. Bir vadide yer alan Bulak Mencilis Mağarası’na girmek için 150 basamaklı merdiveni çıkmanız gerekiyor; o kadar da zor değil, gözünüzde büyüteyim demeyin. İçeri girince sizi 65-200 milyon yıl öncesine kadar uzanan, etkileyici renklerdeki şahane damlataş, sarkıt, dikit ve sütunlar karşılıyor.


5. Safranbolu Kent Tarihi Müzesi

Geçmişte hükümet konağı olarak kullanılan bina, 2006’da hizmete Safranbolu Kent Tarihi Müzesi olarak açılmış. Kale olarak adlandırılan tepede yer alan Müzede, Safranbolu’ya dair her türlü tarihi bilgi ve belgeler ile eşyalar sergileniyor.

Safranbolu’nun günümüze kadar geçirdiği evreleri kronolojik olarak izlenebildiği müzenin zemin katında, Safranbolu ticari yaşamı ve geleneksel el sanatlarına dair sunumlar yer alıyor.

Esnaf Ve Zanaatkarlar Çarşısı’nda Eczanecilik Müzesi, Lokumculuk Müzesi, yok olmaya yüz tutmuş bir zanaat olan yemenicilik, demirci, kunduracı, semerci, baharatçı, kalaycı, bakırcı ve esnaf kahvesi gibi Safranbolu’daki zanaatların eski çalışma ortamları özgün canlandırmalarla misafirlere sunuluyor.

Hükümet konağının bahçesinde ise Anadolu’nun ilk saat kulesi yer alıyor. 1797’de yaptırılmış, 12 metre yüksekliğindeki kulenin saati İngiltere’den getirilmiş.

6. Kaymakamlar Gezi Evi


Kültür Bakanlığı tarafından 1976 yılında ’Kentsel Sit’ olarak koruma altına alınan Safranbolu’da birbirinden güzel ve tarihi karaktere sahip evler yer alıyor ve bunlardan biri de Safranbolu Kaymakamlar Gezi Evi. Birer sanat şaheseri sayılabilecek ahşap mimariye sahip Safranbolu Kaymakamlar Gezi Evi, coğrafyanın insan ile bütünleştiği, mimarinin yaşama biçimi ile şekillendiği örnek bir ev.
Kaymakamlar Gezi Evi, 3 kata dağılmış 7 odası ve bahçesiyle görülmesi gereken bir yapı. Konağın her köşesi ince ahşap işçiliğinin bir eseri. Kapılar, pencere pervazları ve kapakları, tavanlar, yani duvarlar dışındaki neredeyse her yeri ahşaptan ibaret. 3-5 liranıza kıyın gidin gezin. Sonra günümüz kasvetli apartmanlarını anımsayın.

7. Cinci Hanı ve Hamamı

Safranbolu gezimde konakladığım Cinci Han, başlıbaşına bir belgeseli hakedecek hikayelere sahip. 1645’te Kazasker Hüseyin Efendi tarafından yaptırılan bir kervansaray olan Cinci Han Kervansarayı, harap haldeyken restore edilerek, 2 katlı ve 63 odalı Cinci Han Oteli, kafe ve etkinlik merkezi olarak hizmet veriyor.

Eski çarşının içinde yer alan kervansaray, Zamanın en büyük ve en görkemli kervansaraylarından biriydi. En üst katına çıkı ve Safranbolu’yu yakından seyre dalın. Rezervasyon ve bilgiler için tıklayın.
[COLOR=#FFFFFF][FONT=Lato][COLOR=inherit][COLOR=inherit]
8. Yörük Köyü

Karabük-Safranbolu yolu yakınlarındaki Safranbolu Yörük Köyü, küçük bir Safranbolu aslında. Sokaklar boyunca sıralanan, bir çoğu yıkılmaya yüz tutmuş tarihi evler, konaklar ve tarihiyle, kültürüyle görülesi bir yer.

Safranbolu merkeze 20 km uzaklıktaki, açık hava müzesi görünümünde olan Yörük Köyü, 1996’da koruma altına alınmış olsa da evler zamanın yıpratıcı etkisine yenik düşüyor. Geçmişi 15. yüzyıla uzayan köyde, 300 yıllık bir geçmişe sahip, 8 nesildir aynı ailenin yaşadığı Sipahioğlu Konağı’na gidin Filiz Teyzenin hikayelerini dinleyin. Yörük Sofrası’nda çayınızı için, gözleme yiyin.

9. Safranbolu Evleri


Safranbolu’da, geçmişi 18-20 yüzyıl arasına tarihlenen, her biri ince bir sanat zevkinin ürünü 2,000’den fazla geleneksel ev yer alıyor. Zamanın yıpratıcı etkisine ve değişime direnen evlerin 800 adeti koruma altın alınmış. Karşılıklı iki yamaca, birbirinin manzarasını ve güneşini kapatmadan, birer inci tanesi gibi dizilmiş bu eşsiz şaheserleri yakından görün.

Kentin sadece merkezinde kalmayın, çıkın birbirinden ilginç sokaklarında, payandalarlarla desteklenmiş çıkmalara ve cumbalara sahip Safranbolu evleri arasında dolaşın. Yürümeyi pek sevmiyorsanız eğer, özel işletmeye ait olan golf arabalarının yaptığı turlara katılın ve konakların, sokakların, çeşmelerin, Safranbolu’nun ruhunun hikayelerine kulak verin.
10. Hıdırlık Tepesi

Şehirleri benim gibi yüksekten görmeyi ve fotoğraflamayı seviyorsanız; kasabaya ilk girişte veya Safranbolu gezilecek yerleri bitirdikten sonra uğrayacağınız adres Hıdırlık Tepesi olsun. Bir yanda çayınızı veya kahvenizi yudumlarken, diğer yandan kenti panoramik olarak görün, en güzel fotoğraflarınızı çekin. Hıdırlık Tepesi, Safranbolu’ya Kastamonu tarafından geliyorsanız, şehrin girişindeki tepede yer alıyor. Burası en güzel Safranbolu fotoğraflarını çekeceğiniz bir yer.

Safranbolu’ya nasıl gidilir

Anadolu’daki en güzel kentlerden biri olan Safranbolu, Ankara’ya 220 km, İstanbul’a 380 km uzaklıkta. Ulaşımı oldukça kolay. İstanbul-Ankara karayolu üzerinde Gere de kavşağından ayrılarak Karabük’e gelen 82 kilometrelik yol buradan devam ederek 8 kilometre sonra Safranbolu’ya varılıyor.

Ankara-Safranbolu otobüs yolculuğu 3 saat sürüyor ve 25 TL. Ben Ankara’dan otobüsle geçmiştim. Havayolu ile gidecekler Ankara veya Kastamonu’ya uçabilirler. Kastamonu-Safranbolu ise otobüsle 2 saatten az sürüyor.

Yörük Köyü, Safranbolu
Nefis butik otellere dönüştürülmüş konaklar, dekorasyonu ve hizmet kalitesiyle oldukça iyiler. Otel arama siteleri inceleyin ve fiyatları karşılaştırın. Kimisi erken rezervasyon yaptırırsanız daha uygun fiyat veriyor.
Safranbolu’da nerede kalınır

Safranbolu otelleri birbirinden güzel! Buram buram tarih kokan, sanki geçmişe yolculuğa çıkıyormuşsunuz hissi veren konaklarda ve meşhur Safranbolu Evlerinde kalın.

Safranbolu’da gezilecek yerler listesine bir 20 madde daha ekleyebilirim. Şimdilik siz gidin buraları görün, nasılsa bir daha gitmeyi isteyeceksiniz eminim. Anadolu’nun, UNESCO Dünya Mirası Listesindeki bu nadide yerine gidin, Safranbolu’da insan eliyle doğanın nadide uyumunu görün.

Kaynak: https://yoldaolmak.com/safranbolu-gezilecek-gorulecek-yerler.html