Sayfalar: 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12
Sevgili canlar bende ekin, şahımmerdan ve benim birlikte yaşadığımız bir olayı anlatmak istiyorum..
taş bebek filminin intro müziğini beraber şahımmerdanla yapmıştık..ama diğer müzikler konusunda hiçbir çalışma yapamamıştık..14 mart günü yani filmin gösteriminden 1 gün önce ben ödünç bir klavye bulmuştum .
saat 2 gibi bütün ses cihazlarını eski açık kapı derneği yeri olan markete taşıdık.neyse.....
her şey hazırdı müzikler için . ama fazla zamanımız yoktu.çünkü saat 7 de montaja gitmek zorundaydık. introyu tekrar düzenledik ve başladık kaydetmeye..ama içeriyi bir görseniz her taraf kablo , bilgisayar ,müzik aletleri yani adım atacağınız yer bile nerdeyse yok..
seslendirmeleri yaptık başarıyla , ama biz bir yandan hangi müzikleri yapacaz onu düşünüyoruz. müzikleri yaparken sanki bizler kontrolden çıkmıştık.çalan bizdik ama sanki bize birşeyi yaptıran vardı..
kayıtlar çok harika olmuştu ve bizim anlayamadığımız ise müziklerin uzunluğnu ayarlamamıştık..ama sanki ayarlamış gibi müzikleri kaydetmişiz.ama bunu en çok montaj yaparken anladık..
yaparken sanki biz başka bir dünyadaydık..herşey bizim dışımızda oluyordu biz ise anlamaya çalışıyorduk..
hala müzikleri dinlerken sanki başkası yapmış müzikleri gibi geliyor..
bu anıyı asla unutamam...
şubat ayında filmde duyduğunuz Zöhre Ana'nın sesini kaydetmek için yukarıya ses cihazlarını kurmuştuk..bilgisayarla kayıt yapıyoruz.sesleri ayarladık...son kontrolleri yapıp pirimizin gelmesini bekliyorduk...
saat 18.00 de pirim geldi..bizlere film hakkında sorular sordu..bizlerde cevaplamıştık ve kısa sohbetlerle başladık çalışmaya..
yanlız pirim ben biraz çalıyım sesim açılsın dedi..kendince eski deyişleri çalıp söylüyordu bizlerde keyifle dinliyorduk..
]18.48 yukarıda pirimin oturduğu mekanı görenler bilir. küçük bir kapı vardır cemevine açılan.. ben ve şahımmerdan pirimizin karşısında bağdaş kurmuş oturuyorduk..birden cemevinin kapısı yavaşça yarıdan fazla açıldı..hep birbirimize baktık ama o kapı bazen kendi kendine açıldığı için yine öyledir diye düşündük..
]19.00 bir an Zöhre Ana ile gözgöze geldik..bana bakıp gülümsemeye başladı..o an pirimin ummana gireceğini anladım ve dizüstüne geldik..bu arada deyiş çalan kurban olduğum sazı yavaş yavaş ezgisiz çalmaya başladı....
ve işte o an.....
gelen pir seyit süleyman.....
"]saat 7 ye çeyrek kala kapını açtım...sesini duydum ama dinlemeye doyamadım " hepimizn kanı donmuştu..birbirimize bakıp kapının açıldığı o anı düşünüyorduk...
ve devam ediyor.."] öyle bir kuraklık gelecek ki insanları bir damla yağmura hasret bırakacam" diye kuraklığı haber veriyordu..
hala o kayıtlar bizde mevcut ..gerçekten inanılmaz bir andı..
işte düşünün ki böyle bir gerçeğin yanındayız.....
sizlere ne kadar tsk etsek azdır. canlarım helal olsun. ALİŞAHIM hepinizin kaderini yazısını güzel yazsın.sizler bu çalışmayla tarih yazdınız.
Hepinizin eline sağlık arkadaşlar, allah emeklerinizi zayi etmesin, Sayın Ekin, inanın ben o filmde bi rol veya başka bir iş almayı, banada nasip olmasını çok istemiştim, ama olmadı
sağlık olsun, Allah can sağlığı versin, Pirimiz Zöhre Ana'nın sayesinde belki de daha nice taş bebekler filmine imzalar atıcaz.....Allah hepinizin emeğini kabul etsin canlar...
Açıkçası bende filmde yaşanan olaylardan anlattıklarınıza göre en çok şaşırdığım olay;
-Batından gelen " -İt ürür,kervan yürür..." sesinden sonra Hüsne Hatun koşarak dışarı çıkar ve köpekleri görür.
En çok bu sahnesinden etkilendim
anlattıklarınıza göre o sahnede bir kaç köpek gerekiyormuş ve sahne geldiği zaman bir çok köpek gelmiş.....
Bütün emeği geçen arkadaşlarıma çok teşekkür ediyorum.
Ali_Haydar yazdı:Hepinizin eline sağlık arkadaşlar, allah emeklerinizi zyi etmesin, Sayın Ekin, inanın ben o filmde bi rol veya başka bir iş almayı, banada nasip olmasını çok istemiştim, ama olmadı
sağlık olsun, Allah can sağlığı versin, Pirimiz Zöhre Ana'nın sayesinde belki de daha nice taş bebekler filmine imzalar atıcaz.....Allah hepinizin emeğini kabul etsin canlar...
Açıkçası bende filmde yaşanan olaylardan anlattıklarınıza göre en çok şaşırdığım olay;
-Batından gelen " -İt ürür,kervan yürür..." sesinden sonra Hüsne Hatun koşarak dışarı çıkar ve köpekleri görür.
En çok bu sahnesinden etkilendim
anlattıklarınıza göre o sahnede bir kaç köpek gerekiyormuş ve sahne geldiği zaman bir çok köpek gelmiş.....
Şu anda senaryo elimde olmadığı için tam hatırlayamıyorum ama, Zöhre Ana şöyle anlatmıştı: "Hüsne Hatun bebekle evin içindeyken dışarıdan çoban köpeklerinin sesini duyuyor. Batından da "İt ürür kervan yürür" sesi veriliyor. Bunun üzerine dışarıya çıkınca bakıyor ki etrafta hiç köpek yok, sadece kapının önünde bir kurt var. Sesi kayıp erenlerinin duyurduğunu anlıyor."
Şimdi sevgili Ali_Haydar, bu sahnenin çekimi sırasında bizler sadece köpeklerin sesini duyduk. Ortada hiç köpek yoktu. Biz hiç köpek görmedik. Bu olayı şimdi tekrar düşündükçe kendimi bir tuhaf hissediyorum.
Senaryoda yazan, yaklaşık sekiz asır önce yaşanmış bir olaydı. Bizler 3 Mart 2007 tarihinde aynı sesleri yeniden duyduk. Yani senin dediğin gibi bir çok köpek gelmedi. Sadece köyün her yanından köpeklerin sesleri geldi. Durmadan havlıyorlardı. Bu durumu nasıl anlatacağımı bilemiyorum doğrusu.
Hepinizin eline emeğine sağlık Zöhre anam ışığından mahrum bırakmasın süpersiniz.
Sayfalar: 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12