Canlar,
Sitemize yeni üye olan sevgili
atatürkçü kardeşimizin sorusu.
Profil alanından mesajlajıyor idik fakat burda tartışmanın daha faydalı olacağını düşündüm.
Alıntı:ben örtünmeden bahsetmiyorum.Hangi pir makyajlı bağrı açık.saçı boyalıymış?insanlara kucak açarken hangi pir para almış? ben sizi çağdaş olmamanızla suçlayamam bu beni ilgilendiren bir şey değildir.BENİM kaynağım Allah'tır demek istiyorum.çağdaş olmayı Kuranla açıklayamayız da zaten.çağdaşlık Atamın hedefidir.atatürkün hedefide böyle dogmaları ortadan kaldırmaktı forumunuzda atatürkün sözleride var sizde anlamıyor musunuz hedeflerini sözlerinden yaptıklarından?mesela hadi ben örtünmeyi kabul ettim hemde çağdaş olmayı savunuyorum ya siz böyle inanışlarda olup atatürkçülüğü çağdaşlığı nasıl savunuyorsunuz ???
Alıntı:çağdaşlığın asıl hedefi bu tür inanışları ortadan kaldırmakken zöhre anaya inanıp çağdaşlığı savunmakta bir çelişki değil midir ??
Lütfen karşılıklı saygı ve seviye içerisinde tartışmamızı sürdürelim.
[COLOR="DarkSlateGray"]Sevgili atatürkçü can...
Öncelikle çelişkili anlamalara yol açan sizin eksik bilgilerinizdir.Eksik bilgi insanı daima yanlışa götürür.Ondan derler ya" Yarım hoca insanı dinden ,yarım doktor insanı candan eder"..
İlkönce şu biraz haddini aşan "Atatürk Zöhre Ana'nın kocasıymış..." sözünüze ne demeli bilmiyorum.. Bunu bilmemezliğinize yanlış bilginize veriyorum..
Çağdaşlık kelimesi algılamaya ,toplumlara,kültürlere,inançlara ve daha bir çok şeye göre değişir..Siz çağdaşlık kelimesini nasıl algılıyorsunuz önce onu açıklayın.Zira tanım karmaşasına girmek yararsızdır..
Mesela Hz. Ali zamanında giyilen kıyafetler günümüzde çağdaş mıdır değil midir ?
Günümüzde o kıyafetleri giyenlerin halleri de ortada..
Dogmalar dünya varolurken olan şeylerdir..İnsan beyni algılayabildiği kadarına inanır gerisi tabiki dogmadır.Ondan dolayı din dogmatiktir.Her ne kadar biz aleviyiz diyoruz; gerçekte yolumuzda zaten yeterince dogma vardır..
Ama bunlar inancımızı, insanın ve insanlığın merkezinde yaşamamıza engel değildir.Evren sürekli bir değişim içersindedir.Ondandır ki "Evrende değişmeyen tek şey değişimin kendisidir" demiştir Hz. Ali.
İnsan modern dünyaya uyum sürecinde dünyanın varoluşundan beri gelen inanç kavramını nasıl üzerinden atabilir.?
Sizin sorunuzun temeli acaba şu mu?
Bir insan hem modern olup hem nasıl inançlı yaşayabilir..?Ya da Pir dediği birinden medet umar? Atatürk'ün izinden gittiğini nasıl savunur?
mantıklı olalım demişsin ya sevgili can..
bu sözünüzü Pir Sultan Abdal zamanında yaşamış olsaydınız ve onun kerametlerini,yolunu nasıl canı pahasına savunduğunu gördükten sonra hala böyle bir laf kullanabilir misiniz?
Ya da Seyyid Nesimi..
Ya da Hz. Üseyin'in yolu için yaptığı can fedakarlığını bildikten sonra..
Gelin bence biraz mantıksız olun..
Merhaba arkadaşlar,
Evet herzaman karşımıza çıkan iki yol vardır. Ya çağdaş olacaksın ya inançlı olacaksın.
Peki burdan ne çıkarıyoruz ;
İnancı olan insan çağdaş olamaz.
Çağdaş olan insan inançlı olamaz.
Bumudur.
Böylemi düşünüyoruz. Atatürk inançsız bir insanmıydı ?
İnançlı olup Atatürk'çü olunmuyormu ?
Neyin peşindesiniz bilmiyorum ama ben bu düşünceleri yanlış görüyorum. İnançlı olmaktan ne anlıyorsunuz bilmiyorum. Benim inançlı olmam Atatürk' çü düşünceme güç veriyor. Atatürk'ün fikir ve sözleriyle inançımı dahada güçlendiriyor.
Çağdaşlıktan bahsetmek için önce çağdaş insan nasıl olmalı onu öğrenmeliyiz.
Çağdaş insan, her fikre her ortama uyum sağlamasa bile saygı gösteren insandır. Gününü ve yaşamında yeniliklere ve çözüm üretmeye açık olmalıdır. Geleneklerine bağlı kalmamalı yanlış olan ne varsa onu düzeltmeli uyum sağlamalı. Bu benim tanımlamam.
Şimdi Pir Zöhre Ana nın yaptıklarına ve hedeflerine baktığımız zaman devrim yaratacak yenilikler içerdiğini görüyoruz. Bu çağdaş olan tüm insanların uyum sağlayacağı yenilikler , düzeltmeler ve eksikleri tamamlamalar. Şimdi şapkamızı önümüze koyup biraz düşünelim.
Biz yası matem günleri diye tuttuğumuz orucumuzun niçin tuttuğumuzu yanlış biliyormuşuz...
Biz İsmail peygambere inan kurban vesilesi ile kurban bayramını yanlış zamanda yapıyormuşuz...
Hz Ali kim bilmiyormuşuz...
Ömer'e , Osman'a , Ebubekir'e Hz demekle hata ediyormuşuz...
Abdest almasını , Namaz kılmasını , Oruç tutmasını , Cem yapmasını hiç öğrenememişiz...
Bunlar bir kaç ana başlıklar. Pir Zöhre Ana nın bize verdikleri ve verecekleri ni buraya anlatsak sığdıramayız. Şimdi bunlar hatamızı düzeltmek değilmi yanlış yaptıklarımızı düzeltmek çağdaşlık değilmidir. Dini yanlış görmüşsek burda suç ne bizde nede bize aktaran atalarımızda. Çünkü onlarda öyle görmüşler , bize aktarmışlar. Ben atalarımızı suçlamıyorum. Gerçekler sadece gerçeklerden öğrenilir. Bu bilgi ışığından faydalanabilen herkim olursa ne güzel insandır.
Pir Zöhre Ana için söylediklerine gelirsek ;
Her pir kendi çağında kendi zamanında yaşadıkları şartlara uygun yaşamıştır. Kılık kıyafeti ile Çağdaş bir yaşamı temsil ediyor. Bunu anlamak çok zor olmasa gerek. Günümüzde bir insan nasıl temiz ve bakımlı olması gerekiyorsa Pirimde öyle çağdaş ve bakımlı görünümüne sahip , bunu anlayabilmek gerekir.
Ne bekliyordunuz bilmiyorum, ben aradığım yeri ve mekanı buldum. Burası benim evim ve buradaki herkez benim kardeşlerim ve çok yakın buluyorum. Bunu hissedebilmek bile bir nimet bize.
Saygılarımla
Alıntı:ben örtünmeden bahsetmiyorum.Hangi pir makyajlı bağrı açık.saçı boyalıymış?insanlara kucak açarken hangi pir para almış? ben sizi çağdaş olmamanızla suçlayamam bu beni ilgilendiren bir şey değildir.BENİM kaynağım Allah'tır demek istiyorum.çağdaş olmayı Kuranla açıklayamayız da zaten.çağdaşlık Atamın hedefidir.atatürkün hedefide böyle dogmaları ortadan kaldırmaktı forumunuzda atatürkün sözleride var sizde anlamıyor musunuz hedeflerini sözlerinden yaptıklarından?mesela hadi ben örtünmeyi kabul ettim hemde çağdaş olmayı savunuyorum ya siz böyle inanışlarda olup atatürkçülüğü çağdaşlığı nasıl savunuyorsunuz ???
sevgili atatürkçü ilk olarak karalayıcı değilde gerçekten öğrenmeye yönelik ılımlı üslübunuz için teşekkür ederim..
Her "Pir" yaşadığı zamanın koşullarına göre bir hayat sürmüşlerdir.Sizin kafanızdaki "Pir" profili ile Zöhre Ana arasındaki bağı kuramamanızın nedeni Zöhre Ana'nın çağdaş bir zamanda insanlara gönderilmesidir.Zamane evliyası diyoruz..Zöhre Ana,Bu devirde başı kapalı,çağdaş olmayan bir Türk kadını olsaydı bu sefer bundan yakınıcaktınız emin olabilirsiniz
"Hangi devirde yaşıyoruz bunca insanın karşısına nasıl böyle hacı hocalar gibi çıkabilir?" diyecektiniz.Ben yaklaşık 13 yıldır Zöhre Ana'ya sürekli giden birisi olarak hiçbir zaman Zöhre Ana'nın yüzünde makyaj görmedim, her zaman terzemiz,düzenli ve doğal bir şekilde toplum önüne çıkmaktadır.Atatürkçülüğü benimsemiş bir insan olarak size soruyorum Atatürk insanları çağdaşlaştırma yönünde kıyafet değişikliği yapmamışmıdır? Atatürkçü çağdaş bir insanın toplum karşısına sizin kafanızdaki Pir profiline uygun kıyafetlerle çıkması çelişkili olmaz mı? Bence Zöhre Ana makamına uygun bir şekilde toplumun karşısına çıkıyor.Hem bu insanlara verilen bir değerinde göstergesi değilmidir?
Ayrıca Zöhre Ana insanlardan para almamaktadır.Bunun en güzel kanıtı ziyaretçi kabul ettiğinde herkesi bir arada almasıdır.Şimdiye kadar hangi ziyaretçiden para aldığı görülmüş?
Bizler sonuna kadar ATATÜRÇÜYÜZ..Hem bizler diğer insanlar gibi Atatürk'ü sadece Türk milletinin bir kurtarıcısı olarak görmüyoruz.Atatürk "PİR"dir.Bizlerin ona olan sevgisi bir kurtarıcıya duyulan sevgi değildir, Pir'e evliyaya Ehlibeyt'e duyulan sevgidir, inançtır.Zöhre Ana her yerde Atatürk'ü savunur ve dilinden düşürmez.Atatürk'ün evliya olduğunu ise bas bas bağırır.
Çağdaş olmamanız beni ilgilendirmiyor demişsiniz sevgili atatürkçü bizler çağdaş bir Pir'in yolundan giden,Atatürkçü, medeni, ve sizinde karşı çıktığınız gibi hacı hocaya büyücüye karşı çıkan Aleviliği doğru bir şekilde yaşayan gayet çağdaş insanlarız.Ordan bakıldığında hangi kriterlere göre çağdaş olmadığımız kanısına vardınız anlamış değilim..!
Alıntı:çağdaşlığın asıl hedefi bu tür inanışları ortadan kaldırmakken zöhre anaya inanıp çağdaşlığı savunmakta bir çelişki değil midir ??
İnanmak çağdaş olmamakmıdır? O zaman ataistler çağdaş insanlar mı oluyor? Atatürk çağdaş olmak adına insanları inançlarından mı uzaklaştırdı?Kusura bakmayın sevgili atatürkçü bu yorumu ancak çağdaşlıktan bi haber olan bir insan yapabilir.Sizin böyle bir çelişki içinde kalmanızda benim sizin nickiniz ve düşünceleriniz arasında bir çelişki olduğu kanısına vardırdı..
Alıntı:sevgili canlar ben inançlara saygı duyarım.Ama sizleri anlayamıyorum kimileriniz diyorsunuz ki zöhre ana yaratandır.Zöhre ana bir insan değil mi yaratan olabilme ihtimali yok.İnsan insanı yaratır mı?hadi bunu geçelim zöhre ana ATATÜRK'ÜN kocasımıymış neymiş böyle düşünceler okudum.Atatürk tekke ve zaviyeleri dogma içerdiği için kapattı.Halkı kandırdıkları için bu kurumları kapattı.Peki zöhre ananında insanları iyilerştiridiği söyleniyor.Pir deniyor zöhre anaya ATATÜRK böyle şeylerin karşıtıyken nasıl zöhre ananın kocası olabilir ki..?Dervişler evliya olduklarını söylerlerse ölürler.ZÖHRE ANA AÇIKLIYOR PİR OLDĞUNU.PİR OLSAYDI ÖLÜRDÜ DEĞİL Mİ?Mantıklı düşünelim.şifa arıyorsak ALLAH'A DUA EDELİM.YA ALLAH YA MUHAMMED YA ALİ !(LÜTFEN KİMSE YANLIŞ ANLAMASIN BU BENİM DÜŞÜNCEM)FİKİRLERİNİZİ BELİRTİRSENİZ SEVİNİRİM MANTIKLI DÜŞÜNELİM...
Zöhre Ana yaratan değil yaratanın dünyaya en güzel yansımasıdır..
Pardon Atatürk'mü Zöhre Ana'nın kocasıymış? Bu nasıl bir kelime bu nasıl bir düşünce? Kim diyor bunu böyle bir saçmalık olabilir mi? Bunu söyleyen ve buna inanan kişi ancak peri masallarındaki kahmaranlara inanan çocuklarla eşdeğer mantığa sahip olabilir..!
Sevgili Atatürk'cü can. Her insan fikrini söylemekte hürdür.Karsit düsünceleri belirtirken savasarak degil,konusarak seviyeli ortamlar yaratmaktir.Bunun örnegini sizde gördügüm icin sizi ciddiye aliyorum...
-Atatürkcü yaninizi takdir ve tebrik ediyorum.Mustafa Kemal'in düsüncelerini yansitmak ve uygulamak kadar güzel birsey yoktur.insani insan yapan,Aileyi olusturan,devletin Anayasasi olan Nutuk(Atatürk'ün) her seyi aciklamistir...Atatürkcülügün temelinde,düsüncelerini benimsemek ve uygulamak yatar.Bizler bu düsüncelerin yaninda yatan hakikati ögrendigimizde sadece Atatürkcü olmanin yetmedigini ögrendik.Ögrendigimiz"Herkez Atatürkcü olabilir ama Atatürk'ü sevemez.Bizler önce Atatürk'ü kayitsiz sevdik.Bu sevgi bizleri götürülemeyecek kadar uzaklara götürdüki buda Zöhre Ana mizin sayesinde olunmustur.Hakkin hakikatini bizlere duyurmustur sohpetlerinde....
-Bundan dolayidirki Laikligin Temeli inancsiz olmak degildir.Bunu bu sekilde aksederseniz Laik düsmanlarinin agzi zaten hep dolu......Sizi degil Atatürkcüleri hedef alirlar.
-Erkek Aslan Aslan da,di$i Aslan Aslan degilmi sevgili can?Zöhre Anamiza nasil bakmak istiyorsan öyle görürsün. Eger makyajsiz,örtülü olsaydi"böyle Atatürkcümü olur"derdiniz.Nasil görmek istiyorsan can. *ZÖHRE ANA INSANLIGA YANSIYAN BIR AYNADIR.HERKES AYNADA KENDINDEN BIRSEYLER GÖRÜR.*
-Evet dogru düsünüyorsun.Bir insan Allah olabilirmi diye?Sana burda katilmamak mümkün degil. Ama görmek istedigin gibi düsündügün icin kacirdigin bir ayrinti var can. iNSAN ALLAH OLAMAZ ama ALLAH iNSAN OLABILIR
Sagilcakla Kal.....
Ben “Atatürkçü” canın söylemlerine ikilemler kurarak cevap vermek istiyorum.
1- Atatürk ve Zöhre Ana
Atatürk; bugün İran sınırlarında kalan Horasan kentinde doğdu. Babası Ali Rıza Efendi İmam Rıza soyundan gelen bir Ehlibeyt evladıdır. Atatürk, öğrenciyken pirlerden ders almaya başlamış, misyonuna uygun bir yaşam sürdürmüştür. Alevi olduğunu ve Evliya olduğunu can güvenliği gerekçesiyle söyleyememiştir. Ancak çok yakın silah arkadaşları tarafından bu sezilmiş ancak dillendirememişlerdir.
Zöhre Ana; Atatürk’ün doğumunun 100. yılı olan 1981 yılında can gözü açılmış ve Evliyalardan ders almaya başlamış bir Evliya’dır. Atatürk, ummanda Zöhre Ana’ya görünerek kendini tanıtmış ve ona ilk olarak cenaze selasını öğreterek ders vermeye başlamıştır.
Atatürk ve Zöhre Ana aynı kaynaktan gelen Hak erenleri olup söylemleri, dilleri, gönülleri bir olan pirlerdir. Atatürk’e bugün ulaşmak isteyen herkes Zöhre Ana’ya gelerek onun hakkında her şeyi öğrenebilir. Zöhre Ana’nın katıldığım bir çok ceminde Atatürk gelerek kendisi hakkında bir çok bilgiyi Zöhre Ana’nın dilinden vermiştir.
Bu tecrübelerimiz yüzlerce kişi tarafından aynı anda izlenmiş, kamera ve ses kayıtlarıyla arşivlenmiştir. Öğrenmek isteyenlere açık, çamur atanlara kapalıdır.
]2- Çağdaşlık ve Zöhre Ana.[/color]
Çağdaşlık bu güne ait bir kavram değildir. Sözcük yapısı çağlar boyu farklı olarak söylenmiş olsa da aynı şeyi ifade eder. Söylendiği dönem içinde insan hak ve özgürlüklerine dayanan, insan onuruna yakışan, zulme ve sömürüye karşı olan, eğitim ve bilimi yaşamda kılavuz edinen bir anlamı vardır.
“İlim Çin’de de olsa gidip alınız.” Diyen Hz. Ali döneminde çağdaşlığın temsilcisidir.
“İlimden gidilmeyen yolun sonu karanlıktır.” Diyen Hacı Bektaşi Veli döneminde çağdaşlığın okuludur.
“Hayatta en hakiki mürşit ilimdir.” Diyen Atatürk döneminin en büyük çağdaşlık abidesidir.
Hz. Ali, Hacı Bektaşi Veli ve Atatürk aynı neslin evlatlarıdır. Biri Yolumuzun Mürşidi, biri yolumuzun piri, diğeri de yolumuzun ışığıdır. Üçü de Allah’ın bize gönderdiği evliyalarıdır. Atatürk sayesinde Türklük ve Alevilik yok olmaktan kurtulmuştur.
Bu günün yaşayan piri Zöhre Ana, Hz. Ali’nin sancağını 28 yıldır dalgalandırmakta, her yıl 10 Kasımlarda Atamızı sevenleriyle beraber ziyaret etmektedir. Daha geçtiğimiz anneler gününde onu ziyarete gelen binlerce kişiye söylediği hala kulaklarımda çınlamaktadır:
“Asla Atatürk’ten vazgeçmeyin.”
“Bir damla kanım varsa Atatürk’e helal olsun.”
“Atatürk, Allah’tan gelen bir ışıktır.”
“Dinci siyasete asla taviz vermeyin.”
Bütün bu söyledikleri ve giyim kuşamı onun çağdaş bir Türk kadını olduğunu gösterir.
Yunus Emre gibi Türkçe söyler, Türkçe okur, Türkçe yazar.
Çünkü Atatürk’ün şu sözüne bağlıdır: “Dilimiz de dinimiz de Türkçe’dir.”
Zöhre Ana’nın bu yolda 28 yıllık emeği vardır. Siz görmediniz diye yok sayacak değiliz.
]3-Çağdaşlık ve İnanç:[/color]
İnançlı olmayı çağdaşlıkla bağdaştıramayışımızın nedeni onu “din” ile karıştırmamızdır.
Oysa din başka inanç başkadır.
İnanç Allahın yoludur. Allah’ın varlığına inanmaktır. Allah’ın yolu “İnsanlık”tır.
Allah’ın gönderdiği evliyalar Allah’ın vekili olarak gelir “İnsanlık” yolunu anlatır ve çağdaş inanç önderleri olarak toplumu aydınlatırlar.
Bu aydınlıktan menfaati zedelenen egemen sınıflar, iktidarda bulunan kırallar, sultanlar derhal bu ışıkları söndürmek isterler. Gelen evliyayı asar, keser, derisini yüzer, sürgün eder, iftira atar, göçe zorlarlar.
Ancak yaşadığı dönemde gösterdikleri kerametlerini, verilerini, sevgilerini halkın beyninden, gönlünden yine de silemezler. İşte o zaman da katlettikleri velilerin, nebilerin adını maske yaparak düzenlerine hizmet eden bir “Din” kurarlar. Bu din Roma’nın dini olur ama İsa’nın adına sığınır, bu din Emevi dini olur ama Hz. Muhammed’in adına sığınır.
Yaptıkları zulüm, haksızlık ve katliamları meşrulaştırmak için engizisyon kurarlar, şeriat kurarlar. Toplumu sömürmek için çağdaş eğitime, bilime, giyim kuşama karşı çıkan “İnsanlığa” zulmeden her kötülüğü “din”le meşrulaştıran bir yapı oluştururlar.
İşte “Atatürkçü” canın karşı çıktığı, çağdaş bulmadığı, bilimden uzak olduğuna inandığı budur. Oysa “İnanç” bizi yaratan Allah’ı bilmek, onun evliyalarına inanmak ve “İnsanlık” değerlerine bağlı olmaktır. Bu değerlerin Hz Ali’de, Hacı Bektaşi Veli’de, Yunus Emre’de Atatürk’te ve günümüzde Zöhre Ana’da aynı olması bundandır.
Alevi inancı Muhammed- Ali yolu olmakla daima çağdaştır. “İnsanlık” değerlerinin özüdür. Evliyaya inanmak, gözümle gördüğüm kerametlere inanmak “dogma” değildir.
Bence “dogma” sonsuza kadar değiştirilemeyeceği iddia olunan “şeriat”ı ifade eder.
“Atatürkçü” canın Zöhre Ana hakkında sarf ettiği sözler onu tanımamasından ileri geliyor. Adresi belli ve kapısı herkese açıktır. Gidip tanımanız ve bildiklerinizi yeniden değerlendirmekte fayda var. Burada büyük Kemalist Uğur Mumcu’nun bir sözüyle bitirmek istiyorum:
]“Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmayın.”[/color]