MuratB yazdı:Yaşamımız içinde İnanç uygulamalarımızın ne derecede doğru uyguladığımız konusunda bir yön belirlemek istedim. Çünkü hepimiz iman ve sevgi boyutunda hemfikiriz. Ancak ibadetlerimiz gerçekleştirirken ne kadar doğru uyguluyoruz, diye düşünmemiz de gerkiyor.Mesela şu anda yasın içindeyiz.Sorum şu:
Sahura ne şekilde kalkılır, hangi dualarla niyet edilir?
İftar nasıl ve hangi dualarla açılır?
Yukarıda sıraladığım sorulara kişisel düşüncelerinizle değil, edep erkân boyutunda cavaplarsanız sevinirim.
Sevgili MuratB,
sorunuzda belirtiğiniz "edep ve erkân boyutundan" kastınızı; Sahura kalmanın ne şekilde olduğunun, "yolun ileri geleni Zöhre Ana tarafından ne şekilde uygun görüldüğü" şeklinde algılıyorum ve bu çerçevede cevaplandıracağım.
Sahura kalkmak konusunda Zöhre Ana'dan duyduğumuz ayrıntılar şunlardan ibarettir:
(Bu konudaki bilgilerimizin netleşmesi ve sonraki zamanlarda konuya dahil olacak canlar tarafından ramazan ve benzeri oruçlarla özdeşleştirilmemesi için sahur ve oruç konusunu sünni ve şii islam toplumlarındaki şekilleri ile karşılaştırmalı olarak anlatmaya çalışacağım)
- Sahura kalkmakta amaç; sünni veya şii toplumunda olduğu gibi, kesinlikle akşamdan hazırlanan yemekleri tıka basa yiyerek sonraki gün acıkmadan oruç tutmaya çalışmak değildir. Mümkünse bir tek "üzüm tanesi" ile o günün yas-ı matemini tutmak en makbul yas-ı matem şeklidir.
- Sahura kalmanın bizim açımızdan en temel nedeni, "uykunun bölünmesi" suretiyle, bedene tutulan yas-ı matem ile ilgili olarak "dar anlamda" küçük bir "cefa" çektirmektir.
- Sahur yine sünni ve şii toplumlarında olduğu gibi sabah ezanına kadar değil, saat 04:00' e kadar tamamlanmalıdır.
- Sahura kalkıldığında abdest almak konusu Zöhre Ana tarafından münferiden belirtilmiş olabilmekle beraber bu durum bireysel olarak koşulları müsait olmayan insanlar açısından bir istisna teşkil edeceği de gözönünde bulundurulmalıdır.
- Niyetlenmek konusu yine sünni ve şii kesimden çok farklıdır. Çünkü bizde, bu kesimlerde olduğu gibi hakkın rızası kazanılmak için bir oruç tutulmamaktadır, herşeyden önce pirlerin yasları tutulmaya çalışılmaktadır. Bu anlamda niyet; yası tutulan pirin yad edilmesinden ibarettir.
- Edilen dualardan da bahsetmişsiniz. Sahura veya iftara özel bir dua yoktur. Bazı insanlarımızın özellikle yas-ı matem aylarında, sahur ve iftar sofralarını kaldırmadan "sofra duasını" okumaları şeklinde bir içtihat oluşturduğunu gözlemliyoruz. Aslında şunu belirtmem gerekir ki, sofra duası özellikle "kurban lokma"sına ait sofralardan sonra olmak üzere, diğer bütün sofraların sonrasında da okunabilmektedir.
- Siz her ne kadar sahuru sormuşsanız da ben iftarın ile ilgili bir noktayı da belirtmek isterim.Bizim iftarımız da, sahurumuzda olduğu üzere sabit bir saat baz alınarak yapılmaktadır ve bu saat 18:00' dir.
Sevgiler...