21/01/2009, 19:40
[COLOR=sandybrown]Sevgili Canlar,
Değerli Misafirler,
Dergaha Hoş geldiniz.
Bu muhteşem topluluk, insanlığın temeli olan yüce duygulara, inançlara susamışlığın açık bir göstergesidir.
Bu dergah, yüzyıllar önce tarihe mal olmuş, ulu kişilerin, erlerin, evliyaların ortak dergahıdır. O ulular ki; yaşadığı devirlerden asırlar sonra bile insanlığa ışık tutar, insanların gözlerini, gönüllerini, bilinçlerini aydınlatan insanlardır.
Ben, Zöhre Ana olarak onların ışığını, güzelliklerini, direktiflerini, insanlarımıza ulaştıran, nakleden, onlarla bütünleşen bir insanım.
Bu erler ve evliyalar 14 yıldan beri beni kendi alemlerine çekmekte ve bu suretle sık sık kendi kimliğimden, benliğimden, daha doğrusu fani varlığımdan ayrılarak, onların aydınlık alemine intikal etmekte ve onların ağzı ve dili olmaktayım. Ben onların gerçek aleminden insanlığa açılan bir kapıyım.
Hemen ifade edeyim ki, benimle ilgili her şey elle tutulabilen ve gözle görülebilen gerçeklerdir. Yolumuz, izimiz bellidir, açıktır. Bilinmeyen, gizemli bir yanımız yoktur.
Davamız, özü itibariyle insanlık davasıdır.
Dava insanlığın mutluluğudur.
Dava, Tanrı’nın ayrıcalıklı olarak insana verdiği yeteneklerin geliştirilmesi, insanın ve insanlığın yüceltilmesidir.
Dava, insanlıktaki sevgi bağını oluşturarak güçlendirmek, sevgiyi günlük yaşamın temeline oturtmaktır.
Haksızlıkları önleyerek adaleti sağlamaktır.
Dava, insanları biri birinden ayırmamak, insanları eşit tutmak ve insanlara gönül gözüyle bakmaktır.
Dava zulme karşı çıkmak ve onu defetmektir.
Dava, riyakarlığa, bencilliğe, iki yüzlülüğe fırsat tanımamaktır.
Dava, çağdaşlığa, uygarlık yolunda gelişmeye katkı yapmaktır.
Dava, Yüce Tanrı’nın en değerli yaratığı olan insana ve onun haklarına saygılı olmak ve bu saygıyı esas alan demokrasiye sahip çıkmaktır.
Dava, insanlığı, gerilere karanlıklara, ilkelliklere değil, aydınlığa, güzelliğe, çağdaşlığa taşımaktır.
Zöhre Ana işte böyle bir ekolün pınarıdır.
İlkokul mezunu bir köy çocuğu olarak diyorum ki, Hamdolsun Allah’ıma ki, dertlilere dermen, umutsuzlara umut, karanlıklara ışık olma manevi zenginliğini bana ihsan etmiştir.
İşte Zöhre Ana- Ali (VA) Sosyal Hizmet Vakfı, bu anlayışla ve bu değerleri korumak ve yüceltmekle Hacı Bektaşı Veli’nin, Yunus Emre’nin, peygamberlerin, erlerin, evliyaların insanlığa bıraktıkları miraslarını insanlığa taşımak amacıyla kuruldu.
Vakfımızın amacı, vakıf senedinde şöyle özetlenmektedir:
“ Özellikle Türk- İslam Felsefesinin gerçek bir bölümünü oluşturan Hacı Bektaşı Veli ve Yunus Emre’nin görüş, düşünce, felsefe ve anlayışları doğrultusunda tüm insanların ve insanlığın manevi yönden kalkınmalarına, aydınlanmalarına, huzurlu ve mutlu olmalarına, her türlü kötülüklerden arınmalarına yardımcı olmak.”
“ İslam dininin gerçek kimliği ve yapısıyla tanıtılmasını, insanların din konusunda aydınlatılmasını, bilgilendirilmesini sağlamak, bu konularda bilimsel ve tarihsel araştırmalar ve incelemeler yaptırmak.”
“İnsanlığın gerçek kimliği ve yapısıyla tanıtılması, saptanması, din ve inanç özgürlüğünün sağlanması, inançları farklı kişilerin hoş görü, barış, huzur ve kardeşlik içinde yaşamaları için çalışmalar yapmak, toplantılar düzenlemek.”
“Ülkemizin kalkınması, yücelmesi, insani yönlerde gelişmesi ve tanınması, hukuki, dini, ahlaki, edebi, toplumsal, fenni, sinai, zirai bilgiler toplamak yaymak, özetle, ahlaka ve adaba uygun olmayan davranışların, içki, kumar, kan gütme gibi birey ve toplum hayatında büyük zararlar doğuran zararlarını izah etmek, ortadan kaldırmak üzere bu konuda panel ve toplantı düzenlemek.”
Bütün bu değerler, bir evliya olduğuna inandığımız Yüce Atatürk’ün temelinde laiklik olan demokratik sisteminin demokratik çözüm yöntemlerinin içerisinde mevcuttur.
Bu nedenle vakıf senedinde; “Ülke yararına uygun uygarlık ve insani açıdan Atatürkçü düşüncenin temsilcisi gençlerin çağdaş, toplumsal ve kültürel her türlü çalışma ve faaliyetlerini desteklemek, geliştirmek, onlara öncülük etmek gibi bir amaç da yer almıştır.
Kısaca söyleyecek olursam;
YOLUMUZ ATATÜRK’ÜN YOLUDUR.
Bugün temelini attığımız bu büyük kültür sitesi, bu düşüncelere, bu değerlere, bu amaçlara hizmet sunacaktır.
Bu kültür merkezinin asıl sahibi olan, Hacı Bektaş-ı Veli, Yunus Emre tüm erler ve evliyaları bütün varlığımla niyaz ediyorum.
Bu çalışmaların bu seviyeye çıkmasında çabası, gayreti bulunan tüm inançlı halkımıza, isimsiz kahramanlara teşekkürlerimi ve minnetlerimi sunuyor, tüm erler ve evliyaların kendilerine yardımcı olmalarına dua ediyorum.
Amacımız ülkemizin birliği, dirliği, huzuru ve refahıdır.
Bunun için ve tüm insanlık için Allahıma dua ediyorum.
Hepinizin mutluluğunu diliyorum.
Zöhre Ana...
[COLOR=sandybrown]
[COLOR=sandybrown]
Değerli Misafirler,
Dergaha Hoş geldiniz.
Bu muhteşem topluluk, insanlığın temeli olan yüce duygulara, inançlara susamışlığın açık bir göstergesidir.
Bu dergah, yüzyıllar önce tarihe mal olmuş, ulu kişilerin, erlerin, evliyaların ortak dergahıdır. O ulular ki; yaşadığı devirlerden asırlar sonra bile insanlığa ışık tutar, insanların gözlerini, gönüllerini, bilinçlerini aydınlatan insanlardır.
Ben, Zöhre Ana olarak onların ışığını, güzelliklerini, direktiflerini, insanlarımıza ulaştıran, nakleden, onlarla bütünleşen bir insanım.
Bu erler ve evliyalar 14 yıldan beri beni kendi alemlerine çekmekte ve bu suretle sık sık kendi kimliğimden, benliğimden, daha doğrusu fani varlığımdan ayrılarak, onların aydınlık alemine intikal etmekte ve onların ağzı ve dili olmaktayım. Ben onların gerçek aleminden insanlığa açılan bir kapıyım.
Hemen ifade edeyim ki, benimle ilgili her şey elle tutulabilen ve gözle görülebilen gerçeklerdir. Yolumuz, izimiz bellidir, açıktır. Bilinmeyen, gizemli bir yanımız yoktur.
Davamız, özü itibariyle insanlık davasıdır.
Dava insanlığın mutluluğudur.
Dava, Tanrı’nın ayrıcalıklı olarak insana verdiği yeteneklerin geliştirilmesi, insanın ve insanlığın yüceltilmesidir.
Dava, insanlıktaki sevgi bağını oluşturarak güçlendirmek, sevgiyi günlük yaşamın temeline oturtmaktır.
Haksızlıkları önleyerek adaleti sağlamaktır.
Dava, insanları biri birinden ayırmamak, insanları eşit tutmak ve insanlara gönül gözüyle bakmaktır.
Dava zulme karşı çıkmak ve onu defetmektir.
Dava, riyakarlığa, bencilliğe, iki yüzlülüğe fırsat tanımamaktır.
Dava, çağdaşlığa, uygarlık yolunda gelişmeye katkı yapmaktır.
Dava, Yüce Tanrı’nın en değerli yaratığı olan insana ve onun haklarına saygılı olmak ve bu saygıyı esas alan demokrasiye sahip çıkmaktır.
Dava, insanlığı, gerilere karanlıklara, ilkelliklere değil, aydınlığa, güzelliğe, çağdaşlığa taşımaktır.
Zöhre Ana işte böyle bir ekolün pınarıdır.
İlkokul mezunu bir köy çocuğu olarak diyorum ki, Hamdolsun Allah’ıma ki, dertlilere dermen, umutsuzlara umut, karanlıklara ışık olma manevi zenginliğini bana ihsan etmiştir.
İşte Zöhre Ana- Ali (VA) Sosyal Hizmet Vakfı, bu anlayışla ve bu değerleri korumak ve yüceltmekle Hacı Bektaşı Veli’nin, Yunus Emre’nin, peygamberlerin, erlerin, evliyaların insanlığa bıraktıkları miraslarını insanlığa taşımak amacıyla kuruldu.
Vakfımızın amacı, vakıf senedinde şöyle özetlenmektedir:
“ Özellikle Türk- İslam Felsefesinin gerçek bir bölümünü oluşturan Hacı Bektaşı Veli ve Yunus Emre’nin görüş, düşünce, felsefe ve anlayışları doğrultusunda tüm insanların ve insanlığın manevi yönden kalkınmalarına, aydınlanmalarına, huzurlu ve mutlu olmalarına, her türlü kötülüklerden arınmalarına yardımcı olmak.”
“ İslam dininin gerçek kimliği ve yapısıyla tanıtılmasını, insanların din konusunda aydınlatılmasını, bilgilendirilmesini sağlamak, bu konularda bilimsel ve tarihsel araştırmalar ve incelemeler yaptırmak.”
“İnsanlığın gerçek kimliği ve yapısıyla tanıtılması, saptanması, din ve inanç özgürlüğünün sağlanması, inançları farklı kişilerin hoş görü, barış, huzur ve kardeşlik içinde yaşamaları için çalışmalar yapmak, toplantılar düzenlemek.”
“Ülkemizin kalkınması, yücelmesi, insani yönlerde gelişmesi ve tanınması, hukuki, dini, ahlaki, edebi, toplumsal, fenni, sinai, zirai bilgiler toplamak yaymak, özetle, ahlaka ve adaba uygun olmayan davranışların, içki, kumar, kan gütme gibi birey ve toplum hayatında büyük zararlar doğuran zararlarını izah etmek, ortadan kaldırmak üzere bu konuda panel ve toplantı düzenlemek.”
Bütün bu değerler, bir evliya olduğuna inandığımız Yüce Atatürk’ün temelinde laiklik olan demokratik sisteminin demokratik çözüm yöntemlerinin içerisinde mevcuttur.
Bu nedenle vakıf senedinde; “Ülke yararına uygun uygarlık ve insani açıdan Atatürkçü düşüncenin temsilcisi gençlerin çağdaş, toplumsal ve kültürel her türlü çalışma ve faaliyetlerini desteklemek, geliştirmek, onlara öncülük etmek gibi bir amaç da yer almıştır.
Kısaca söyleyecek olursam;
YOLUMUZ ATATÜRK’ÜN YOLUDUR.
Bugün temelini attığımız bu büyük kültür sitesi, bu düşüncelere, bu değerlere, bu amaçlara hizmet sunacaktır.
Bu kültür merkezinin asıl sahibi olan, Hacı Bektaş-ı Veli, Yunus Emre tüm erler ve evliyaları bütün varlığımla niyaz ediyorum.
Bu çalışmaların bu seviyeye çıkmasında çabası, gayreti bulunan tüm inançlı halkımıza, isimsiz kahramanlara teşekkürlerimi ve minnetlerimi sunuyor, tüm erler ve evliyaların kendilerine yardımcı olmalarına dua ediyorum.
Amacımız ülkemizin birliği, dirliği, huzuru ve refahıdır.
Bunun için ve tüm insanlık için Allahıma dua ediyorum.
Hepinizin mutluluğunu diliyorum.
Zöhre Ana...
[COLOR=sandybrown]
[COLOR=sandybrown]
[COLOR=sandybrown]]
TEŞEKKÜRLER HEPİNİZE!!!

