9. Sayfa - Toplam 9 Sayfa var BirinciBirinci ... 789
Gösterilen Sonuçlar: 81 ile 81 ve 81

Konu: Yörelerimiz ve Yerel Konuşma Şivesi .

  1. #81
    Forumla Özdeşleşmiş Y O L C U - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    28-03-2008
    Bulunduğu Yer
    Türkıye
    Mesajlar
    4.795
    Ettiği Teşekkür
    176
    24 mesaja 29 teşekkür aldı
    Tecrübe Puanı
    45

    Standart

    Eski Kilis Ağzında Sık Kullanılan KelimelerAAbuğannüş:Tahin,patlıcan ve yoğurtla yapılan bir tür mezeAcı zeyt:Zeytin posasının kaynatılıp tekrar sıkılmasından elde edilip sabun yapımında kullanılan düşük kaliteli siyah renkli zeytinyağıAddan: Karar, doz, ölçü, ayarAdıbelli: BariAfatoğal yıkım,afetAfritağlıklı,dinamik,zindeAgit:Kabadayı,külhanbeyi,Ağbatkarabat:BukalemunAğeamimi hitap sözü.Ağı:ZehirAğız:Yeni doğum yapan büyük ve küçükbaş havyanlardan elde edilen,tatlı ve pide yapımında kullanılan yoğun kıvamlı süt.Akbili: DarısıAkislik:Aksilik,huysuzluk,mızmızlıkAkit:Hanımların bacak kıllarını temizlemek için,pekmez kaynatılarak yapılan,yapışkan,koyu sıvıAlamyon:AlüminyumAlatirik:ElektrikAlengirli : Karışık, anlaşılmayanAllek: Aşırı titiz zor beğenen.Amanat:Emanet,ödünçAmmi:AmcaAmti:HalaAttun: Kendiliğinden tatlanmış iri zeytinAmtuz:At,eşek,dana gibi hayvanların arka ayaklarıyla geriye doğru attığı tekme,çifte atma.Anteke:AntakyaAnteri:İlginç ve değişik huyları olan,sıradışı kimseArasa:Bir şehirde aynı işi yapan esnafların bir arada bulunduğu çarşıArık:Ark,küçük su kanalıArıya verme:Zayi etmeAreyiş:Çardak,kamelyaArsenkers:Altını üstüne getirilmiş,darmadağın edilmiş.Aparlo:HoparlörApırtmak:Çok kullanmak,tepe tepe kullanmakAr olmak:Çok utanmakAsbab:Giysi,elbiseAşker:KumralAşret:Girişken,kolay kaynaşanAşşık:El ve ayak bilekleriAtbea:İşçiAtebitemAtebe:Büyük taş,kaya parçasıAttar:Şifalı otlardan ve doğal karışımlardan ilaç yapan kimse,baharatçı.AktarAttun:Kendiliğinden olgunlaşıp düşen,hafif tatlanmış ve buruşmuş zeytinAvırd:Yanakların iç kısmıAvilcivil:Rengarenk,neşeliAynat:İnat,İnatçıAyreti:Geçici,iğretiAyıkmak: ayılmak,uyanmak,aklı başına gelmekAzzab:Hizmetçi BBaez:Bazen,bazıBağda çekme:Çelme atmaBahça:ÇiftlikBahçacı:Çiftlik kahyasıBahşire:PazarlıkBahteniz:MaydanozBalcan:PatlıcanBalkı:AğrıBalkımak:Ağrımak,sancımakBarhana:Tarlada hasadın toplandığı ve tanzim edildiği yer.BasırıkürgüBastık:Üzüm pestiliBatman:7 kilo 697 gram ağırlığındaki ölçü birimiBayak:Az önce,deminBaz:PazuBazlama–Bazlambaç:Yufka seklinde açılan hamurun yağda kızartılıp üzerine pudra şekeri dökülerek yapılan tatlı çörekBed:YanakBeleş:BedavaBelleğe:Hamamlarda atık suyu uzaklaştırmaya yarayan üzeri açık su oluğu.Belleme: Hasta ziyaretiBekere: Halka şeklinde kıvrılmış iplik,tel vs…Makara.Berbeh:KiremitBerdi:YılanBerekente:Perakende,tek tekBerkimek–Berkitmekertleşmek,sertleştirmek,sıkılaştırmakBesadeceBeşirlemek:Becermek,BaşarmakBeyirmek:Çok acıkmakBezirebzelerin kartlaşmış veya acımış olanlarına verilen ad.Bıhçı:Ağzı kavisli ve tırtıklı katlanabilen tahta saplı bağ bıçağıBıldır:Geçen yılBıllokma:BirazcıkBırröh:NaraBider:Tohumluk,damızlıkBilbik:Açmamış gül,goncaBizir:Kümes hayvanlarının rahminde bulunan döllenmemiş yumurtacıklar.Boyam:Meyan otuBöke:Cesur,kahraman,pehlivan,liderBöy:Bir tür örümcekBöyrek:BöbrekBürün:Zeytin posasından elde edilen bir tür yakacakCCahal:Toy delikanlıCambaz:Hayvan pazarlarındaki alıcıyla satıcı arasında anlaşma sağlayan kişi,arabulucu.Camız:Genellikle sulak yerlerde yaşayan bir tür manda.Cardın:Büyük fare,lağım faresiCarra:İçinde genellikle salamura ürünlerin saklandığı,topraktan yapılan dışı sırlı kulplu büyük çömlek.Ceh:Gösteriş yapmak,hava atmak,fiyaka.Cehiz:ÇeyizCelep:Çirkin,sevimsizCepken:İki tarafında cep bulunan yelek.Cercer:Hayvanın çektiği ilkel döver-biçerCevranlamak:Ortalıkta dolaşmak,bir yerin altını üstüne getirmekCılban:Hayvan yemi olarak kullanılan bir tür ot.Cıllıgan:MızıkçıCıncık:Cam kırığıCırındırık:Etin yenmeyen kısmı,çözCıvıkuyu çok konulmuş.Cicom:GüzelimCirtatan:AcıkavunCulluk:HindiCurun:Taştan oyulmuş su kabı,kurna.CülheokumacıÇÇalkanmak:ÜzülmekÇangal:Kanca,çengel.Çarpana:Kullanılmış,eskitilmiş ayakkabı.çarık,sandalet.Çatal:Tahta sapanÇebik:ÇabukÇebiş:1 yaşını doldurmamış keçiÇelet:Yaramaz çocukÇemremek:Yukarı doğru katlamak.Çenet:Bir bütünün bölünmesiyle elde edilen parçalardan herbiriÇerçi:Mahalle aralarında dolaşarak,genellikle mutfak eşyası satan,mallarını müşterilerindeki bulgur veya zahire ile takas da yapan seyyar satıcı.Çıngı:KıvılcımÇıkma:Eski evlerde tabakadan sonra dört merdivenle çıkılan üçüncü katÇıkrık:MakaraÇıra:Eski yağ lambasıÇibik:AlkışÇimmek:Yunmak,yıkanmakÇirtik:Baş parmak ve orta parmağı birbirine çarptırarak çıkartılan ses ve bu hareket.Çömçe:KepçeÇörten: Toprak damdaki suyu direk sokağa akıtan oluk çıkıntısı.Çöydürmek: İşemekÇöz: Etin yenmeyen kısmıÇükündür: Şeker pancarıÇüt: Çift, iki taneÇüt: Tarlayı sürme işiÇütçü: ÇiftçiDDabança: TabancaDaman: Tarlayı 1 yıllığına kiraya alma veya verme.Dambıra: SazDamızlık: Katı pekmezDamkazyan: Yaramaz çocukları korkutmak için söylenen hayali yaratık.Daraba: KepenkDarak: TarakDarak: Silah şarjörüDaraz: Kumaşta eskime belirtisi, çizikDayramak: Bir kumaşın veya dikilmiş olan bir şeyin dikiş yerlerinde olan açılma.Debbe: Su kabı, bidon.Değinsiz: Densiz, boşboğaz.Değirmi: YuvarlakDehliz: Çıkmaz sokakDehra: Ağız kısmı içe doğru kıvrık, kesici el baltası, tara.Delha: Yufka inceliğinde, uzun ve genişçe kesilmiş herhangi bir şeyin parçasıDellek: TellakDemiryol: AsfaltDemreği: EkzamaDenk: Katlanarak üst üste konan döşek, yorgan, şal gibi eşyaların oluşturduğu yığın.Depik: TekmeDerdeşik: Ufak tefek ihtiyaçDereç: Merdiven basamağıDevirgeç: DebriyajDevlip: Değirmen taşıDevrisi gün: Ertesi günDeveme: TopaçDeynek: SopaDeyza: TeyzeDıbık: Şekerli yapışkanDırabızın: Merdiven korkuluğuDiş: RüyaDivan: İki veya 3 kişilik kanepe, büyük koltuk.Dolak: Tülbent, yazma, baş örtüsü.Dolap: Geniş ağızlı büyük su kuyusuDöğme: Aşurelik buğdayDölbend: TülbentDulda: Gölge, ayakaltı olmayan yer.Dulum: Saçın yanak kısmına denk gelen uzantısı, favori.Dürbeki: DarbukaEEde: AbiEhad: Pazar günüEhlet: Dost, arkadaş, tanıdıkElibaşında: GripinEllaç: İlaçEllahim: Galiba, sanırsamElöpen:Küçük kertenkeleEksik (Eksiketek):Kadın,kızEndeze:Pense,kerpeten,çekiç,testere vb. gibi el aletlerinin genel adı.Enik:Kedi-köpek yavrusuEnistü:EnstitüErbea:ÇarşambaErinmek:ÜşenmekErz:Irz,namusEssahahiEşelek:Narın içindeki yenilmeyen yumuşak kısımEşkere:AçıkçaEşki: EkşiEşşik: Kapı arkasında,oda girişindeki zeminden alçakça boşlukEtbalığı: Yağsız kıymadan yapılıp tavada kızartılan köfte.Evlek: 250 metrekarelik tarla parçasıEyeyi: Koyunun kaburga bölgesi ve burdan yapılan yemeğin adEzahana:EczaneFFael: Tarım işçisiFecae: FaciaFelhan: Ekilebilir toprakFennus: Gaz yağı haznesine fitil salınarak ucu yakılan camlı lamba, fener.Ferik: PiliçFerfit: Düzenli olmayan ölçüye gelmeyen, kalitesiz.Fermal: FermuarFılcan: FincanFırfır: Rüzgar gülü, oyuncakFısırdamak: Hafif sesle konuşmakFıstıklı abid: Yer fıstığıFış: İç boşFıtır: Mayasız hamur ve bundan yapılan ekmekFisfise: SivilceFirik: Tam olgunlaşmadan toplanıp, hafif yakılarak elde edilen buğday.Fir‘ön: Firavun, gaddar, zalimFirtmek: Aradan fırlamakGGed: ÇentikGeh: BazenGerebiç: İçine fıstık veya ceviz konularak irmik ve un ile hazırlanan bir tür şekerli kurabiyeGevelemek: Dişlemek.Gezgah: Mutfak tezgahıGidişik: KaşınanGillabiye: Arap erkeklerinin giydiği etekli, bir tür giysi.Göpçük: Sap, meyve ve sebzenin dip kısmıGöresmek: ÖzlemekGülle: MisketGün pekmezi: Ev yapımı pekmezHHabbe: Üzüm, zeytin, nar, fıstık gibi şeylerin tanesi.Habbesi: Tel saç tokası, firketeHabelleş–Tusbağı: KaplumbağaHaket :Masal, hikâyeHakık: Akik taşıHakket: Gerçek, hakikatHal (Hel): Süslü ambalaj kağıdı, defter kabı veya şekerleme kabı.Halbise: HalbukiHalfe: KalfaHaleka: HalkaHalevet: Sevimlilik, sıcakkanlılıkHamayli: Deriden yapılan, içinde ayet ve dua yazılı olan vücudun herhangi bir yerinde taşınan kap.Hambal: HamalHamis: PerşembeHanek: Kelime, sözHanin: Canayakın, sıcakkanlıHapsa: Üzüm suyu ile nişasta bulamacıHaraba: Harebe, yıkıntıHarabolmak: Bozulmak, arıza yapmakHaral: Büyük çuvalHaris (heris): Gece bekçisiHareze: Kuyuların ağzını örtmek için kullanılan ortası delikli yayvan taşHarfene: Kalabalık olarak yapılan bir etkinlikte sonra herkesin kendi hesabını ödemesiHasıl: Mutfak içindeki su sarnıcıHasıt: KıskançHasıtlamak: KıskanmakHavara: Pekmez yapımında kullanılan üzümün suyunu posasından ayırmada kolaylık sağlayan bir tür doğal toz.Havış: Eski Kilis evlerinde çevresinde mutfak, ahır, tuvalet ve odaların bulunduğu, sokağa kapısı olan evin zemin kısmını oluşturan iç avlu, bahçe.Hayir: İncirHayme :Çubuk, dal vs. ile yapılan çardakHaytalya: Nişasta ve suyla yapılan şekersiz muhallebi.Hazna: Evlerde penceresiz, girinti odaHecin: Zebani, eşkıyaHedik: Aşurelik buğday ve nohudu kaynatılıp üzerine şeker dökülerek yenen ev çerezi.Hel: Kavrulmamış kahve çekirdeği, kakuleHelliye: Deve derisinden yapılan genişçe zilsiz tef, bendir.Hennas: İçten pazarlıklı, sinsiHernakeş: Dağınık, perişanHes: MarulHeybe kilidi: Asma kilitHeyrad: Fakir fukaraya dağıtılmak üzere yapılan yemek.Hılfatsız: HayırsızHımırtlak: KıkırdakHımsımak: EkşimekHıntırik: MızmızHıntik: Gereksiz huyları olan, huysuz, çok titiz, ince eleyip sık dokuyanHıra: Zayıf, cılız, sıskaHırhana: SülaleHırmahış: Perişan, dağınık, yıkık, yorgunHırtlak: Gırtlak, nefes borusuHırtmak: Bir kişiye duyulan sevginin kaybolması, gözden düşme durumuHıshıs: Gizli, gizliHızver: Kömür kırıntısı ve tozuHoraf: Komik, ilginç, acaipHoranta: Ev halkıHorsunmak: Küçük görmek, önemsememekHöcre: Camilerde ana bina etrafında, avlu içindeki küçük odalar.Hökmolmak: Son nefesini vermek, ölmek.Hökkeze: Baston, asaHöllük: Bebeklerin poposundaki ve bacak aralarındaki pişikleri engellemek için pudra niyetine kullanılan bir tür yumuşak toprakHömbelek: Tümsek, minik tepecikHömürmek: Bir yemeğin hepsini yemek, kimseye bırakmamak.Höngülhöç: TahterevalliHördelek: Yerde tümsek şeklinde yapılan, genellikle ısınmak için yakılan üzeri sıvalı ocak.Hösmek: SusmakHudar: SebzeHumus: Nohut ezmesi ve tahinle yapılan bir tür meze.Huylanma: Sinirlenme, öfkelenmeHulk: ÖfkeHurç: HeybeIIraf: Tahta rafIsmarış: SiparişIstıfıl ol: Bildiğin gibi yapİİdare: Pamuk ipliğinden fitil kullanılarak, gazyağı ile yakılan aydınlatıcı, tenekeden ilkel lambaİcar: Kiraİsnain: Pazartesiİşkirmek–İşkirtmek: Dolduruşa gelmek, dolduruşa getirmekİteyi: İki tarafı da işlenip temizlenmiş, hamur mayasını saklamaya yarayan deri kap, sargıKKabala: GötürüKabaltı: Altı halkın kullandığı yol, üstü özel mülkiyet konut olan dar sokak geçidiKabben: Tartı aleti, teraziKad: Cüsse, boypos, endam.Kaddüs: KovaKadim: EskiKahke: SimitKal (Kel): GüyaKalaba: KalabalıkKalaz: Deriden yapılmış su kabıKalembez: Kalın kabuklu, etsiz, iri çekirdekli, yağ verimi düşük olan bir tür zeytin.Kalle: Para kutusu, kumbaraKanne: Cam şişeKapkap: Islak zeminlerde giyilen,ahşap ve lastikten yapılan bir tür terlik, takunya.Karandık: KaranlıkKari (Keri): Yaşlı kadın, kocakarı.Karbi: Sabahları ve rutubetli havalarda yağan çiğKarlambaç: Kar ve pekmez karıştırılarak yapılan bir tür tatlı.Karmakatma: İnce bulgur ve sebzeli yapılan aperatif yemek, KısırKarneb: Su kabağıKarnı getmek: İshal olmak, mide bozulması, amel.Kasefet: KasvetKasil: Henüz yeni çımaya başlamış, başakları olgunlaşmamış, hayvan yemi olarak kullanılan sararmamış taze filiz arpaKastel: ÇeşmeKassık: KasıkKaşmer: Soytarı, komik kişiKatre: DamlaKatremiz: Büyük cam kavanoz.Kavlak: Kabuğu soyulmuşKavırga: Taze buğday ve bulgurun tuzlanıp kavrulmasıyla yapılan ev çereziKavirtmek :Koyvermek, başı boş bırakmakKayme:Kadın tellak, natır.Kaypmek: KaymaKaytoz: Orta yaşın üstündeki erkekKazep: Zalim, acımasız, gaddar kimse, okta sapanda durmayan çocuk.Kazzıklanmak: DefolmakKef: Et haşlanmaya başladığı zaman çıkan köpük.Kef: Eğlence, düğünKehriz: LağımKekre: Olgunlaşmamış meyve veya sebzelerin ağızda bıraktığı buruk tat.Kele: Genellikle bayanların kullandığı samimi hitap sözü.Keleb: İp ve urgan çilesiKelem: ŞalgamKemmun: KimyonKemre: Yara kabuğuKen: İnatKendir: Kalın urgan, sicim.Kenger: Kökü yenilebilen bir tür diken.Kenne: Genellikle maşraba veya şişe yerine kullanılan topraktan yapılan bir tür çömlek, testiKepir: Yumuşak toprak, toprak yol kenarıKepmek: Çökmek, çöküntüKerkez: Leş yiyen bir tür yırtıcı kuş, Kerkenez kuşuKerpiç: Çamur ve saman karıştırılarak yapılan yapı harcıKert: Zemindeki girinti ve çıkıntılarKesek: Kuruyup katılaşan toprak parçasıKeşefe: Büyük bıçakKeşmer: Gülünç, soytarıKıcık: Hareketleri göze batan, hoş olmayan kimseKıh: Koyun, keçi fışkısı (dışkısı)Kılafat: Erkekler için söylenen boy, pos, endam manalarına gelen kelime.Kılide: DemetKınnep-kıyyık: ÇuvaldızKırnav: Ergenliği geçiş, cinsel olgunluk.Kırşak: KeneKırtış: Sahan ve tepsilerin kenarına yapılan tırtıklı işlemeKıs kıs: Gizli gizliKıyyık-kınnep: ÇuvaldızKızdırmak: IsıtmakKocuk: Kısa montKile: Bir tür tahıl ölçeği ve kabı. Buğday tartısı için bir kile, ortalama 25 kg.’dır.Kirtik: kullanılmış ve bitmek üzere olan sabun kalıbı.Kocacık-tandır: Yerdeki çukur içine yakılan köz ateşinin üzerine sehpa ve yorgan örterek yapılan ısınma amaçlı ocak.Koltuk: Odun ateşi yanan taş fırının ateşten uzak köşesiKopça: Elbiselerde kullanılan küçük kancaKoruk: Olgunlaşmamış, ekşi üzüm.Koz: CevizKömeç: EbegümeciKösnü (Körkösnü): KöstebekKöşker: Yemeni ve benzeri deri, lastik, köseleden ürünler yapıp satan usta.Kötek: DayakKötürüm: YatalakKöynek: FanilaKubur: Mezar, kanalizasyon çukuruKuburluk: Tabanca kılıfıKudama: LeblebiKudüm: Uğurlu, hayırlıKumbüz: Bir tür haşhaşKurne: Bir odanın veya bir binanın iç kısmında kalan köşesi.Kuşhana: Büyük kazanKuttuk: KısaKübülmişe (kübbülmüşviyye): İnce bulgurdan yapılan köftenin oyulup, içine askı yağından harç konulup kapatılan ve mangalda pişirilip yenilen yemek.Küdret: KinKülek: Pekmez ve nevinden sıvılar konulan tahta kazanKüllük: Çamaşır ve bulaşıkların yıkanmasında kullanılan, su karıştırılarak yapılan kül çamurunun konulduğu duvariçi taştan dolap.Küncü: SusamKüp: Eskilerden, içme suyunu soğutmak için topraktan yapılan su kabıKürek: Hamuru fırına sürmeye ve pişen ekmeği fırından çıkarmaya yarayan uzun saplı aletKürsü: Tahta sandalyeKüşne: Hayvan yemi olarak kullanılan, bezelyeye benzeyen meyveleri olan bir tür ot.Kürtün: Eşek semeriKüspe: Yağı alınmış susam posasıKüşüm: Utanma, sıkılma, endişelenmek.Küşşe: Taranmamış saç, karışmış iplik veya yün yumağıKütküt: Arpacık.LLaht: Lahit, ölen kişinin 52. gecesi mezarlıkta yapılan, merhumun ruhu için edilen dua.Laht gecesi: Cenazenin defninden sonra burun kemiğinin çürüyüp düştüğüne inanılan 52. gece.Lef: Küçük yapı taşıLeğençe: Kenarları 4-6 cm yüksekliğinde olan tepsi şeklindeki metal yayvan kap.Lem’a: Büyük yapıların köşe taşı.Leska: YakıLeymun: LimonLoğ: Taş silindirLoğlamak: Toprak damları loğ yardımıyla düzleştirip sıkılaştırmak.Loğlaz: Lübye, börülce.Lokis: Piknik tüpünün üzerine takılan aparatla yapılan aydınlatma aracıLozi-Mişmiş: KayısıLöhme: Kemiksiz lop etMMafrim: Boşu boşunaMabal: Günah, vebalMadda: İç sıkıntısıMağara: Bodrum kattaki penceresiz oda, sığınak.Mahana: BahaneMahmil: Eski Kilis evlerinde duvara gömme olarak yapılan genellikle erzak saklamak için kullanılan tahta kapaklı dolapMahra: Sebze, meyve sandığıMahsere: Zeytinin yağının çıkarıldığı değirmen.Mahsim: Masum, günahsız, zavallıMakbara: Dolma oyma bıçağıMalak: Pantolon paçasıMalhıta: Mercimekli çorbaMantara: Bölge, civarMarda: Tartmadan, göz kararı satılan malMartin: Tekli tüfenkMaşara: 25-30 metrekare büyüklüğündeki ayrılmış ekili tarla bölümüMatmah: MutfakMayana: RezeneMecmae: Küçük metal tepsi.Mecrefe: Kanal açmada ve zirai sulamada su yollarını düzenlemek için kullanılan uzun saplı, genişçe çapa.Mehlic: Yorulmak, bitap düşmekMelhafe: Yorganın üzerine dikilen ve genellikle astar veya dış desenli kısmı.Mellek: Bir tarafı balta, diğer tarafı çapa şeklindeki küçük el aleti.Melloz: Çelik-çomak oyunuMerengiç: Bazı tatlılarda kullanılan, öğütülüp kahvesi de yapılabilen bir tür baharat, çitlembik.Meresten: Akıl hastanesi, tımarhaneMertabanı: Sahandan daha büyük, tepsiden küçük bakır veya metal tabak.Meses: Ucunda, demirden keski olan kalın sopaMeskal: Sulama amaçlı kullanılan küçük havuzMeşefe: Banyo havlusuMeşlah: Erkeklerin genellikle başlarına veya bellerine sardığı, sıcaktan ve soğuktan koruyan çok amaçlı örtü.Meyt (Meyyit):Mevta, cenaze.Mezzak: AlayMıh: ÇiviMıkımı: SürekliMıkla: Sarmısak ve yoğurtlu yumurta yemeğiMıkrız: Cimri, nekes, pintiMırrık: Zeytinyağının dibe çöken tortusuMıyaket: Göz kulak olma, sahip çıkmaMil: Balçık, katı çamurMintan: Genellikle erkeklerin giydiği yakasız uzun kollu bir tür gömlek.Mişmiş-Lozi: KayısıMişmişi: TuruncuMitil. Üzerinde kaplama olmayan, iki yüzü beyaz, kapsız yorgan.Moraz: DertMuhambara: Kırmızı biber, susam, ceviz, zeytinyağı, galete kırıklarıyla yapılan bir tür aperatif yemek.Murtlanmak: Yıkanıp tertemiz olmak.Müddo’mim (Müdde-i umum): BaşsavcıMüzevir: Dedikoducu, sır tutamayan, laf taşıyanNNaerba: Tahtadan yapıl an insan gücüyle döndürülen küçük dönme dolapNacar: MarangozNahır: Büyükbaş hayvan sürüsüNakla: DefalarcaNaled: LanetNamazlağı: Üzerinde namaz kılınan halı, kilim gibi dokuma bez, seccade.Na‘met: Ekmek, nimetNeçe: NiceNeçim: Niçin, nedenNeçin: Doğrulama, tasdik etme sözüNeçiye: Kaç paraNehese: Delikli demir süzgeçNeninene: Torunun torununu gören kadın.Neşel: NasılNevazil: Hastalık, dert, marazaNicolmak: KaybolmakNihan: Gayb, kayıp, bilinmeyen.Nişe: Doğal nişastaNiza (Nizae): Huzursuzluk, huysuzlukNüsübet: Musibet, felaket, büyük kazaOOfurtma: Abartmak.Oruk (öruk): İnce bulgurla ve bol yağlı kıymanın karıştırılmasıyla yapılan ve mangalda pişirilen bir yemek.Oturtma: Düğünden önce sadece erkeklerin katılımıyla yapılan içkili eğlence.ÖÖcce: Bir tür mücverÖdürlü: Çok korkmakÖlbe: Yuvarlak tahta kutuÖleş: Leş, kokuşmuş ceset.Öndüc: ÖdünçPPancar: PazıPanga: BankaPaskil: BaskülPasvant: Pazubandı, muskaPatata: PatatesPat–sat: Tek tükPeryavşanı: Yavşan otuPereventi: Zeytin hasadında, ağaçtan dökülüp uzağa sıçrayan zeytinleri elle toplama işiPeşekar: Önemli bir kişiye yaranmaya çalışan kimse (argo karşılığı yalaka)Peşkir: HavluPeyriktirmek: Kovalayıp uzaklaştırmak, gelemeyecek hale getirmek.Peyvaz: Piyaz, salataPin: KümesPine: Yemeninin veya ayakkabının altına yapılan yama.Pir: İnce zeytin dalıPirkap: KamyonetPirket: BriketPirpirim: SemizotuPiskiled: BisikletPiskivet:BisküviPissik: KediPof: Kesilmiş hayvanın akciğeri.Pompa: Akaryakıt istasyonuPotuk: Ayı yavrusuPöç: Oma kemiğiPuhara: BacaPuşt: Cinsel sapkınlığı huy edinmiş, alışkanlık yapmış kimse.Pürçüklü: HavuçPürtük: Düz olmayan yer.RRahen: Fesleğen, reyhanReabul: Kapora, ön ödeme.SSako: CeketSalahana: MezbahaSalangaç: SalıncakSallama: Büyük ahırSalmak: YollamakSalıklamak: Tarif etmek, tavsiye etmek, önermekSaksı: Faraş, küçük kürekSatıl: Çeşitli boylarda metal kova.Sehra (sahra-sahre): Açık arazi, düz ovaSelase: Salı günüSekerat: Ölüm döşeği, kişinin ölmeden önceki son anları.Semsek (Semirsek): PideSep: CumartesiSeybana: PiknikSıçırtma: Közlenmiş patlıcanın lahmacun arasına konulmasıyla yapılan dürümSıkı: Göze veya kulağa damlatılan damlaSıkırcın: Rahatsız edilmekSındı: Büyük terzi makasıSındak: Eğri,gedikSille: Hayvan yemi olarak kullanılan, meyveleri mercimek benzeri yabani ot.Silleme: Tokat, şamarSilik: Karaktersiz, güvenilmez.Simit: İnce öğütülmüş bulgur.Sin: MezarSitti simidi: En küçük boy öğütülen bulgur.Siyeç: Toprağın yükseltilmesiyle uzunca bir hat oluşturularak belirlenen bahçe sınırıSiyen: ÇamurSoku: Taş dibekSokum: LokmaSomurmak: EmmekSöbe: Oval, elipsSöbek: MuslukSöğülme: Közlenmiş patlıcan yemeğiSucuk hamra: Mumbar dolmasıSummak: Yemeklerde kullanılan bir tür ekşimsi baharat, sumakSumsuk: YumrukSupara: Kur’an elifbasıSuppa: Merkep yavrusu, sıpaSusazmak: SusamakSuvak: SıvaSuvakçı: SıvacıSuvarmak: SulamakSüğük: Toprak damların kenar kısımlarına konan odun, çalıSüğürt: Koş, yetişSüllüm: Tahtadan yapılmış seyyar merdiven.Sümsürmek: Su veya mendille burun temizliğiSümsürük: Burun ifrazatı, sümükSüneber: Çam ağacında yetişen bir tür fıstık.ŞŞaef: Taş kırıntısıŞahne: Ağa yardımcısı, kâhya, çiftçibaşıŞakka: Kesilmiş hayvanın ortadan ikiye ayrılmasıyla elde edilen parçaŞarmıta: Kötü yola düşmüş kadınŞamı tud: Kara dutŞapşak: Kulplu metal su tasıŞapata: Elde açılan, odun ateşi ve taş fırında pişen yufkadan daha kalınca ekmekŞapta: Uzun değnek, sopaŞava (şevvayye): IzgaraŞeb: ŞapŞehra: Vücudun kasıktan ayağa kadar olan bölümü.Şekerdenlik: Şeker ve şekerleme konulan süslü kapŞememe (şemmame): çok güzelŞerbelenme: Coşma, ilham alma.Şerbetlenme: Dış etkilere karşı bağışıklık kazanma, efsunlanma.Şeyirt: Çırak, yardımcıŞıllık: Yufkanın kavrulup şerbetlenemesiyle yapılan tatlı.Şıttıf: Küçük üzüm salkımıŞikleme: Saplama, batırmaŞilif: Genellikle at, katır gibi hayvanların üzerinde kullanılan, yekpare, ağız kısmı genişçe heybe.Şire: Üzüm suyundan elde edilerek yapılan, sucuk, bastık, muska gibi mamuller.Şirik: Susam yağıŞiriklenmek: Şımararak nazlanmakŞirincelik: TatlıŞişberek:MantıŞitil: FideŞöyku: Ay ışığı.Şukka: Serilerek kurutulan pestil, pekmez gibi ürünlerin kurumuş ama işlenmemiş hali.TTabaka: Tütün kutusuTabaka: Eski Kilis evlerinde dışarıdan merdivenle çıkılan 2. katTağa: PencereTağar: Duvara ve yere yere sabitlenen, altında musluğu olan büyük küp.Tah (Teh): Kendiliğinden kuruyan, dalında çürüyen üzüm ve pekmeziTahne: TahinTahta: 10-15 metrekare büyüklüğünde ayrılmış ekili tarla parçası.Tahtil: TatilTakım: İki tarla arasındaki sınırı belirleyen toprak yok.Talamak: İstila etmekTaman: Bir işin yerine getirildiğini, yapıldığını anlatan ünlem.Tandır–kocacık: Yerdeki çukur içine yakılan köz ateşinin üzerine sehpa ve yorgan örterek yapılan ısınma amaçlı ocakTapan: Yağı alınacak zeytin dolu çuvalı ezmek için kullanılan metal pres kalıbıTaşkala: TelaşTaydaş: Yaşıt, akranTazillemek: AzarlamakTekmillemek: Eksik olanı tamamlamakTelbis: Pekmezhanede yapılan ve kuru üzümden elde edilen pekmezTellüs: Kalın örme çuvalTembeki: NargileTeng: Kebaplarda kullanılan lezzet artırıcı salça ve baharat karışımı, terbiyeTenirşek: Telden çemberTepir: Hasırdan örgülü, yuvarlak yer sofrasıTerlik: Namaz takkesiTeşt: Kenarları 8-10 cm yüksekliğinde olan genellikle bakırdan yapılan tepsi benzeri büyük geniş kap.Tevir: ÇeşitTıskiyt: Aşağılama sözüTib: Olgunlaşmamış ham incirTike: Kuşbaşı doğranmış kebaplık et parçasıTilf: PosaTiminneyi: Kile’nin yarısıTiyara: UçakTiyek: Bağ asmasıTohtur: DoktorTolu: DoluTokaç: Suda yün yıkamak için kullanılan ağaçtan yapılmış, saplı, geniş tokmakToklu: 1 yaşını doldurmamış koyunTop: Pekmez yapılmak için hazırlanan üzüm topacıTopaç: Salamura olarak kavrulup saklanan tuzlu ve yağlı kıymaTöhüd: Cenazenin arkasından, ölen kişinin ruhu için camide toplanıp 70 bin defa lailaheillah tespihinin zikredilmesi ibadetiTöleb: Ters tarafTöz: Kulak kepçesiTudya: Saç dış cephe kaplamasıTuluk: Su taşımak için kullanılan, iç kısmı işlenmiş deriden yapılan kap.Tuman: Uzun, paçalı kilot.Turudu: Aşırı yaramaz çocukTusbağı–Habelleş: KaplumbağaTuvarlak: YuvarlakTüskeliye: Görmeziye, bilmeden uluorta konuşmak, plansız yapılan iş.UUdum: BeceriUluk, ulmak: Olgunlaşıp yumuşayan meyve sebzenin çürümesiUraplağı: Kile’nin 1/4ü. 6 kilo 250 gr.Urgun: GizliUrup: Çeyrek, çeyrek altınUşakdevşek: Çoluk çocuk, babaya göre ev halkıUtuzmak: Kumarda kaybetmek.ÜÜvez: Bir tür küçük sinekÜtme: Dağlama yöntemiyle kelle-paçayı dışındaki tüylerden arındırmaVerev: Dik olmayan, eğri duranVesvese: Evham, şüpheVezirin yağı: VazelinYYabane: Evcil olmayan güvercinYağlık: El beziYaho: YahuYapma: En ince bulgurdan yapılan, taş fırında pişirilen kimyon da konulan etsiz köfte.Yazı: Kırsal bölgeYelkinmek: Geriye doğru gerilerek kuvvet almak.Yenice: Henüz üzüm vermeyen genç bağ asmasıYepelek: Kanatlanmış güveYerenlik: Şaka, latifeYığalamak: BiriktirmekYılık: Aralık, yarı açıkYırak: UzakYingel: Sevilerek yenilen, çok tüketilen yi
    Konu Y O L C U tarafından (25-06-2023 Saat 21:45 ) değiştirilmiştir.


    ON İKİ İMAMLAR.

    *** *** *** *** *** *** *** *** *** ***
    1. İmam ALİ
    2. İmam CAFER
    3. İmam ZEYNEL
    4. İmam BAKIR
    5. İmam RIZA
    6. İmam CAFERİ SADIK
    7. İmam HASAN
    8. İmam TAĞI NAĞI
    9. İmam MEHDİYE HÜDA
    10. İmam HÜSEYİN,İ DEŞTİ KERBELA
    11. İmam CAFER -İ ZÖHRE YE HİBA
    12. KIRKLAR DERGAHA


    *** *** *** *** **** *** *** *** **** ***

Konu Bilgileri

Bu konuyu görüntüleyenler

Şu an 8 kullanıcı var. (0 üye ve 8 konuk)

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •  

HAK SAHİPLERİNE ve YASAL MAKAMLARA Sitemiz, hukuka, yasalara, telif haklarına ve kişilik haklarına saygılı olmayı amaç edinmiştir. Sitemiz, 5651 sayılı yasada tanımlanan "Yer Sağlayıcı" olarak hizmet vermektedir. İlgili yasaya göre, site yönetiminin hukuka aykırı içerikleri kontrol etme yükümlülüğü yoktur. Bu sebeple, sitemiz uyar ve kaldır prensibini benimsemiştir. Telif hakkına konu olan eserlerin yasal olmayan bir biçimde paylaşıldığını ve yasal haklarının çiğnendiğini düşünen hak sahipleri veya meslek birlikleri, [email protected] mail adresinden bize ulaşabilirler. Buraya ulaşan talep ve şikayetler Hukuk Müşavirimiz tarafından incelenecek, şikayet yerinde görüldüğü takdirde ihlal olduğu düşünülen içerikler sitemizden kaldırılacaktır. Ayrıca, mahkemelerden talep gelmesi halinde hukuka aykırı içerik üreten ve hukuka aykırı paylaşımda bulunan üyelerin tespiti için gerekli teknik veriler sağlanacaktır.

Gizlilik Politikası