Zaman'da mı yazıyor iddianamede mi?

**haydarsultan** · 07-08-2009, 18:16

Zaman Gazetesi Yalçın Küçük'le ilgili bir yıl önce yaptığı bir haberin aynısına dün de yer verdi.'Silahlı örgüt kurmak ve yönetmek' suçundan yargılanan Yalçın Küçük'ün üçüncü iddianameye giren günlükleri, 'Ergenekon silahlı terör örgütü'nün diğer örgütlerle ilişkisine ışık tutacak nitelikte. Küçük'ün 1980'li yıllardan beri değişik tarihlerde aldığı notlarda, PKK ve DHKP-C bağlantıları yer alıyor.

Günlükte Dev-Sol liderleri Dursun Karataş'ın, Bedri Yağan'ı sarılarak yolcu ettiği, Karataş'ın kendisine 'sevecen selamlar' gönderdiği yazıyor. Küçük'ün notları arasında PKK elebaşısı Abdullah Öcalan'la Bekaa Vadisi'nde görüşmeleri de yer alıyor. 7 Ağustos tarihinde aldığı notta ise, "DS tutuklu ailesinden iki hanım geldi. Dursun Karataş'tan selam getirmişler." diyor. Küçük'ün günlüğünden bazı notlar: "Cumhuriyet devri bitmiştir, yenisini kuracağız. Şartları var. 2005 bir düzeni devirmeliyiz."

ÜSTYAPI OLUŞTU, ALTYAPIYA İNMELİYİM

Ocak 2009'da 15 gün tutuklu kaldıktan sonra tahliye edilen Yalçın Küçük'ün üçüncü iddianameye giren günlükleri iddia edilen örgüt kapsamında sıkı ilişkilerini ortaya koyuyor. Küçük, son yıllara ait notlarında özellikle Ergenekon örgütü sanıkları ve şüphelileriyle ilgili ilişkilerini anlatıyor. Küçük, Ergenekon davası sanıklarından Sinan Aygün, şüpheliler Bedrettin Dalan, Doğu Perinçek ve eski Yargıtay Başsavcısı Sabih Kanadoğlu ile yakın arkadaş. Küçük, günlüğünün 7 Ağustos yazan bölümünde de şunları yazıyor: "7 Ağustos, İ.Y. Çalışmalar iyi, herhalde toplarım, devrim günleri yaklaşıyor, yüksek bürokrasi bütün dengeleri tuttu. Sanki 1951 yılındayız, hiçbir muhalefet yok." "Balgat 24 Haziran" bölümünde ise, "Önceki gün Bedrettin Dalan, Haluk... geldiler, verimli oldu." diyor. Devamında, "19 Ağustos, Aydın, Yiğit, Sinan Aygün birlikte yemek yedik. İyi bir akşam oldu. Yeni bir döneme giriyorum. Üstyapı'da mesafe aldık. Altyapı'ya inmeliyim." diyor. "31 Mayıs, Doğu aradı, gelecek hafta Sinan Aygün'le beraber Birleşik Doğu devletini görüşeceğiz." ifadelerini kullanıyor.

Günlükte darbe planları yapıldığı iddia edilen yıllara ilişkin şu notlar yer alıyor:
"27 Mayıs 2005, 1960 bir hükümeti devirmiştik. 2005 bir düzeni devirmeliyiz, daha büyük rolüm olmalı."

"6 Ağustos, dün Yosun'da idik. Benim dışımda dörtlü vardı. Başbakan yardımcısı Şener yan masadaydı. Konuklarından ayrıldı, katıldı.. yoruma, ilginç sohbet oldu. Abdüllatif güvenmiyor."

"3 Eylül, 27 Mayıs'ı yaptım, Kürtleri kalkıştırdım."

"12 Aralık 2005. Dün akşam Fikret, Serpil, Fatma ve Reşit yemekteydik. Başbakan yardımcısı da katıldı. Diyarbakır'ı konuştuk, görüşlerim yayılıyor."

"5 Mayıs 2006, içim rahatladı. Bir ses sıçratırsın diyor. Bu yobazları yeneriz. Yargı yüksek yargı bayrağı yüksek tutuyor."

Danıştay saldırısından sonra yazdığı notta ise, "İç savaş yeniden başladı. Üye Yücel Özbilgin ölümü ile iç savaş bayrak oldu." "Öğrenci mi, fosiller hiç tepkileri yok. Ama yaratırız. Artık olmayan meşruiyetlerini kaybettiler."

"27 Mayıs, bugün o gün..ne kadar sevinçli idik. Devirdik."

ERDOĞAN'A CUMHURBAŞKANLIĞI YOLUNU KAPATABİLİRİZ

"21 Ekim 2006" T. Erdoğan'ın epilepsi teşhisi doğrulanıyor. Güzel... Cumhurbaşkanlığı yolunu kapatabiliriz."

23. sayfa "Bir cumhurreisini daha önledim mi?", "İkinci kez cumhurbaşkanını önlediniz, öyle mi?"

AK Parti'nin tekrar iktidara gelmesi ve Abdullah Gül'ün Cumhurbaşkanı seçilmesi sürecinde ise şu notlar var: "29 Ağustos 2007 "1923 cumhuriyeti sona ermiştir, yenisini kuracağız, şartları var."

Balbay, Tolon, Eruygur'un gözaltına alınmasına ilişkin notlardan sonra "2 Temmuz 2008, dün gece uyuyamadım, bekledim, dışında tutulmam iyi oldu, yapacaklarım var. Rejimi değiştirmek için eylemli kalkışma'dır."

HER ZAMAN ÖRGÜTÜM OLDU

"22 Haziran D.Y. Y. Küçük'ün örgütü yok dediler. Hep örgütüm oldu. Hep örgüt kullandım. DEV-...PKK, TİP hep örgütüm oldu." 110 diye numaralandırılmış not kâğıdında", "1-24 mayıs 1993 33 er, 2-2 Temmuz 1993 33 yazar yakıldı, 2 otel görevlisi, 2 saldırgan" şeklinde Sivas katliamı ve 33 erin şehit edilmesi olaylarını not almış.

SEZER'E MEKTUP YAZDIM, RIZA AYHAN'I ATAMADI

Günlüğünün "6 Temmuz" tarihli bölümünde, "Hislerim beni aldatmadı, Sezer rektörleri açıkladı. Gazi'den Rıza Ayhan'ı reddetti. Mektubuma cevap sayabiliriz. İyi." Farklı defterlerde yer alan notlar arasında, "24 Temmuz, darbe oluşuyor, yepyeni bir Türkiye, 30 bin özel tim, Kürtlerden oluşacak, çok iyi bir yerdeyiz." yazıyor. Küçük, "20 Ağustos, "TV"yi izledim, "Yekta Güngör Özden arada bir abine gel," dedi, biz TMTF'cilerde önceki kuşaklar abi olur. Yekta benden öncedir." diyor.

Zaman'da mı yazıyor iddianamede mi?
07.08.2009 - 07:30
Yazdır Arkadaşına gönder Zaman Gazetesi Yalçın Küçük'le ilgili bir yıl önce yaptığı bir haberin aynısına dün de yer verdi. Ancak “ufak” bir farkla: Artık Zaman'ın haberi Ergenekon soruşturmasının 3. İddianamesinin iddiası haline gelmişti.

Ergenekon soruşturması başladığının bu yana, iddianameler ile AKP'ci ve Fethullahçı basın arasında kısa bir çizgi olduğu iddianamenin ayrıntılarının daha yargıçlar bile okumadan bu basın organlarında yer almasına çok sık rastlandı. Ancak tersi örneklere rastlamak da mümkün. Zaman'ın Yalçın Küçük ile ilgili bir haberi, Ergenekon savcılarına önce ilham kaynağı, oradan da tekrar Cihan Haber Ajansı'na (aynı anlama gelmek üzere Zaman'a) haber oldu.

Zaman Gazetesi'nde dün “Yalçın Küçük'ten Atatürk'e ağır hakaretler” başlıklı bir haber, iddianamenin ortaya çıkardığı bir gerçek olarak yayınlandı. Haberin içeriği, Ergenekon'un 3. iddianamesinde belirtilen, Yalçın Küçük'ün bir kitabında Atatürk'e dair hakaret içerdiği iddia edilen cümlelerin yer alması idi . Bundan bir yıl önce Zaman Gazetesi Yalçın Küçük ile ilgili neredeyse aynı manşeti atarak aynı iddiayı ortaya atmıştı. Hem de Yalçın Küçük'ün gözaltına alınarak Ergenekon sanığı haline gelmesinden tam altı ay önce.

20 Temmuz 2008 tarihinde Zaman gazetesinde “Yalçın Küçük'ten Atatürk'e ağır sözler” başlığı ile Küçük'ün “Emperyalist Türkiye” adlı kitabından 3. iddianamede yer verilen aynı alıntılarla, Atatürk'ü “sevgisiz ve acımasız” olarak nitelendirdiği, Korkunç İvan'a benzettiği ve İngiliz yanlısı ve Amerikan mandası taraftarı olduğunu savunduğunu ve bu nitelendirmelerle Atatürk'e hakaret ettiğini anlatan bir haber yayınlandı.

6 Ağustos 2009'da yine Zaman gazetesinde “Yalçın Küçük'ten Atatürk'e ağır hakaretler” başlığıyla yayınlanan haber öncekinin neredeyse aynısıydı, ancak ufak bir farkla: bu kez referans gösterilen kitabın kendisi değil, 3. iddianame metni idi.

İçerikleri birbirine benzeyen iki haberden iki alıntıda şunlar yazılmaktadır:
20 Temmuz 2008 tarili “Yalçın Küçük'ten Atatürk'e ağır sözler” başlıklı haberden: “Kendisini sözde ulusalcı olarak lanse eden ve düşüncelerini 'Atatürkçülük' diyerek kanal kanal gezerek ifade etmeye çalışan Yalçın Küçük'ün maskesi düştü. [...] Yalçın Küçük'ün 'Emperyalist Türkiye' kitabında Mustafa Kemal Atatürk'e ağır hakaretler yer alıyor. Ergenekon'un savunuculuğuna soyunan ve kendisini 'sıkı bir Atatürkçü' ilan eden Yalçın Küçük, kitabında Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusunu 'sevgisiz ve acımasız' diye nitelendiriyor”

6 Ağustos 2009 tarihli “Yalçın Küçük'ten Atatürk'e ağır hakaretler” haberden: “Ergenekon'un 3. iddianamesinde, yazar Yalçın Küçük'ün yazdığı bir çok kitabında Atatürk'e hakaret içeren cümlelere yer verdiği belirtildi. Atatürk'ü Amerikan mandasını kabul etmekle suçlayan Küçük'ün döneminde yaptığı katliamlarla ünlenmiş Rus Çarı 4. İvan'a (Müthiş İvan) benzettiği ortaya çıktı."

‘Kahrolsun Cumhuriyet, yaşasın AKP düzeni’07.08.2009 - 07:30
Yazdır Arkadaşına gönder Eski solcu-yeni AKP’li patron Ethem Sancak, Türkiye’nin Cumhuriyet olduğu dönem “monolitik ve despotik” nitelemesinde bulundu. Sancak, AKP’nin Cumhuriyeti tasfiye sürecini ima ederek “ileri bir demokrasinin eşiğindeyiz” dedi.

Star gazetesinin ortağı, eski solcu-yeni AKP’li patron Ethem Sancak, Cumhuriyet dönemi için “monolitik ve despotik” sözlerini kullandı.

İş Hayatı Dayanışma Derneğinin (İŞHAD) geleneksel yaz kahvaltısına konuk olarak katılan Ethem Sancak, Türkiye’nin ekonomik gelişimi ve Küçük ve Orta Boy İşletmeler (KOBİ) üzerine konuştu.

“Namusumuzu kurtardık, ama…”
Türkiye’nin Birinci Dünya savaşından bu yana ekonomik gelişimine değinen Sancak, Cumhuriyete karşı tepkisini dile getirdi.

Sancak, “Birinci Dünya Savaşı’na 8 milyon kilometrekare olarak girdik. Savaştan çıktığımızda 800 bin kilometre bir ülke olarak çıktık. Namusumuzu koruduk, kurtardık o yönüyle güzel. Ama ondan sonra oluşturulan siyasal sistem içinde meydana getirilen kapalı ekonomi tamamen monolitik ve despotik bir sistemdi. Devlet toplumu yönlendirirken, doğrudan üretime ve bölüşüme müdahale ediyordu” diye konuştu.

“İleri bir demokrasinin eşiğindeyiz”
Sancak, AKP’nin Cumhuriyeti tasfiye ve Yeni Osmanlı çabalarına göndermede bulunarak “İleri bir demokrasinin inşasının eşiğinde bulunuyoruz” tespitinde bulundu.

“Bunun [ileri demokrasinin] objektif koşulları hazır” diyen Sancak, “Geri dönüş olur mu?” diyerek kaygılananları da “rahatlattı”. Sancak, “Kişisel kaygıya kapılıp korkmanın bir manası yok, çünkü bu monolitik yapıyı elinde tutan ‘şer’ cephesinin sonu geldi” diye konuştu.

İdolü Tayyip Erdoğan
Hedef Alliance şirketinin sahibi, Star gazetesi ve Kanal 24’ün ortağı Ethem Sancak, bir süredir TÜSİAD’a karşı TUSKON’u destekleyen çıkışlarda bulunuyor.

Eski İşçi Partili-yeni AKP’li Sancak “yeni idolüm Başbakan Recep Tayyip Erdoğan” açıklamasında bulunmuştu.